a ğer ei, sari ADEN erigteletonu 4238727 veya 124370 © : 20338 Hâdiseler fikirler Selânik muahe- desi yalnız Bailkanlıların müşlerek eseridir. Yazan: Nizametlin Nazı! Avrupa memleketlerinde, Köseiva- nofla Metaksas tarafından imzalanan vesikanın mâna ve kıymeti etrafında yapılan tefsirler, hâlâ devam ediyor. Selânik muahedesinden (ber memle ketin kendisi veya bir komşusu için, çı- kardığı dersler, bu muahedenin imza - sından evvelki ahval ile imzasından son- ra doğması melhüz hava etrafında or- taya atılan teşhisler, hususi bir dikkat- le mütaleaya değer. Fransa, dünyanm muhtelif memle - ketlerinde, bu hâdiseyi İngiliz diploma" sisinin müzahereti ile Fransız diploma- sisi tarafından elde edilmiş bir zafer suretinde aksettirmeğe (savaşmıştır. Faraza, Macaristan matbuatı bu propa- gandayı bir hayli benimsemiş görünü yor. Nemzeti Ujsak gibi katolik nâşiri efkârı gazeteler ve hattâ yarı resmi Peşter Liyd gibi ciddi gazeteler, Bal- kânlarda sulhü sağlamlaştıran bir ve- sika olduğunu kabül ettikleri bu mua- hedenin şerefinden, Balkan dışındaki bazı büyük devletlere de mutlaka bir hisse ayırmak sevdasma tutulmuşlar- dır, Alman basını tarafımdan ortaya atılan fikirde ise, Berlinin bu hâdisede iki ehemmiyetli nokta sezdiğini izah edi- yor: 4 1 — Bu anlaşma, Versay muahede- sinden doğmuş olan dünya nizamma in dirilmiş yeni bir darbedir. 2 — Bulgaristan, bu neticeyi elde et- mek için en ufak bir fedakârlikta 'bu- Tunmamıştır . Alman gazeteleri, Selânik arlaşma- sinm, sulhü Balkanlarda nihai surette perçimleyen bir vesika olduğunu inkâra savâşmıyorlar. Fakat Bulgaristanm kom$şulariyle eyice kaynaşabilmesi için “daha bazı noktalar, ım aydınlanması lâzımgeldiğini söylemekten çekinmi- yorlar.. Neymiş bu “bazı noktalar,,?. Hepsi belli değil.. Alman gazetelerin. de bunlar açıkça sıralanmıyor. Yalnız şu bir tanesi söylenebiliyor: “Bulgaristanın Egede bir mahreç bulması.,, Alman gâzetelerinin, Şarki Avrupaya ait her hâdiseyi iyice tahkik ve tahlil edememek gibi müzmin bir meslek ha- tasına müptelâ oldukları malümumuz olmasa bu iddia üzerinde fazla dürma- ğa lüzum görürdük. Fakat onlar bizi o kadar tan'mazlar ve Balkanlarda &- sen yeni havanm o derece gafilidirler ki beyhude bir zahmetten çekinmeyi doğru buluyoruz. Bununla beraber, “Angrif,, gazetesinin meseleden istih- raç ettiği şu makul neticeyi buraya kay- detmemek haksızlık olur. Doktor Gö- belsin gazetesi diyor kis “Balkan meselelerinden çıkan harbin Üzerinde 24 yıl geçmiş bulunuyor.. U- mumi harp ilâinmın yeni bir yıl dönü- müne tesadüf eden günlerde, bir za- manlar dünyaya harp vesileleri hazırla- yan Balkanlar bize çok güzel bir ders veriyorlar. Balkanlılar bize öğretiyor - lar ki galiplerle mağlüplar arasında müsavi haklar temin edecek bir itilâfa sulh yollariyle ulaşmak mümkündür. Lokal Anzciger de, Bulgaristanın bu anlaşma için en ulak bir fedakârlık- ta bulunmamış olduğunu şu cümlelerle tekrarlıyor; “Bu muahede ile dünya, mağrur mil- “Sual Bugün Avusturya. da, Alman hüküme tinin tevkif ettiği kimselerin bir çoğu Dahav tecrit kam pına sevkedilmiş bu tunuyör. Evvelce Al manyada nazi ida- resine muhalif ha. reketlerinden dola. yı tevkif edilerek bu. raya gönderilen « lerin adedi 15 bin © kadardır. Dahav kampına sev kedilen eski Avus - turya ricali arasın « da Viyana valisi Şit, başvekâlet si. yasi müdürü Hörn. köstel, propaganda nazırı albây Adam, nazırlardan OLud- viz. vatanperver » ler cephesi hücum kitaları şefi yüzba- şı Aleksandr, eski polis müsteşarı Şku bel ve Avusturya - nın eski Paris elçi agi Avusturyanın eski Tecri? kampında bu hanedan (ailesine buranlardam: Eski mensup kimseler - © Viyana valisi den de Saray Boş . Şit na faciasınm kahramanı veliaht Franz Fernandın iki oğlu Hohenberg dükaları bu kampta bulunmaktadır. Dahav Almanyada, Münihter on sekiz kilometre uzakta bataklık ve ziraatte kul lanılmıyan boş birarazide, ulak bir kasabadır. Tecrit kampı da kasabanın iki, üç kilometre ötesindedir. e Dahav dan Amper ismindeki küçük nehir geçer. Buğün kampın bulunduğu yer umumi harp sonuna kadar büyük bir silâh fab- rikası idi. Fabrika faaliyetini 1918 de letlerin ilelebed zincire vurulmülarını imkân bulunamıyacağını bir daha anla- mıştır, Nöyyi muahedesinin haysiyet kırıcı maddeleri, Bulgaristan tarafın - dan en ufak bir taviz verilmeksizin or- tadan kalkmıştır. Taviz... İşte Balkanları saran ve mucizeler yaratan yeni hâvanın garpta, bili ne büyük meçhul olduğunu izah eden bir kelime... » Balkanlarda sulhün devamlı hamle- ler yapabilmesi biraz da bu kelimenin Balkan milletlerine ait lügatlerden $i- linmiş olmasından ileri gelmektedir. Balkanlılar ne * “taviz,, ararlar, ne “taviz,, verirler. Bâlkanlılar, miiletlerin bakir oldukları inkişaflara engel olan şeyleri bitaraf ve diğerkâm bir gözle tetkik etmek ve ber türlü ferdi menfaat endişelerinden âzade diğerkâm karar lar verebilmek gibi insan! bir hünere alışmışlardır. Bulgaristan, Balkan paktı devletleri- ne bir taviz vermemiştir. Acaba istiyen olmuş mu ki... Balkanlılar, biribirlerine dostturlar, Balkanlarda bir milletin kuvvetlenmesi siyasi müvazeneyei onun şahsi murad» ları lehine değiştiremez. Balkanlarda bir milletin zengin ölması, diğerlerinin ekonomik bilânçosunda zarar kaydet » tirmez. Balkanlar, kaynaşmışlardır, #- sıllarına rücü etmişlerdir. Hem bir dâha biribirlerinden ayrılmamak Üzere. Balkan paktı, Balkan milletlerinin dukler Dahav tecrid kampında hayat sormadan ateş edilir!,, içinde 15 bin sürgün bulunan kampın etrafında, elektrik ceryanı taşıyan dikenli tellerle sarılmış üç sıra dıvar vardır kalmıştı. İlk defa olarak (eski fabrika 1433 de akla gelmiş ve nazi hükümeti o. rasını,. muhaliflerini sürecek bir yer ha- line getirmiştir. Kasabadan tecrit kampına oçeniş bir yoldan gidilir. Bütün yol boyunca büyük levhalar vardır ve üzerinde: “Dahev teç. rit kampı, — Ölüm tehlikesi — silal $07- madan ateş edilir. kelimeleri (yazılıdır. Bu suretle, oraya her istiyenin gitmesine imkân yoktur. Bu yoldan ancak nezaret altında bulunan mevkuflar geçebilir. Kamp evvelâ yedi bin kişi alacak şe- kilde bulunuyordu, Geçen sene yeni kısım lar ilâve edilerek büyütülmüştür. Bügün orada, hizmet gören hademe ve memur- larla beraber, 20 bin kişi yaşamaktadır. , o Almanyadaki diğer (iki tecrit kampı: Oranienburg ile Lihterfelde kampları Da. hav karapının şubesi sayılmaktadır. Bu Üç tecrit kampının umumi müdürü Ayke Dahavda bulunur. Dahav kampı bir şehri andırır. İçinde pazarı vardır, satışları, orâda yaşıyanla” rn teşkil ettikleri o kooperatifler yapar. Mevkuflar, kampın hudutları içinde ser. besttirler; yalnız, bir kışla hayatı yaşar- lar, Tecrit kampının ortasında barakalar “ vardır. Burada sürgün mahpuslar yatar kalkar, Oldukça yüksek mevkili o siyasi kimselere hususi daireler ayrılmıştır. * Kışlanm meydarında ve yolların kö. lerinde heykeller vardır. - Bur'en, rainyanm mulii kahraman saydığı kimse. lerdir. Meselâ Rür'de birkaç Fransız as- kerini öldürmüş olan Şageter bunlar ara. sındadır. Büyük meydanda da Hitlerin bir heykeli vardır. Kampın neşriyat yapan bir radyo istas yonu da vardır. Buradan bütün Alman- yaya neşriyatta bulunulur. Mahpusların dinlemesi için de ayrıca radyo tertibatı vardır. Dahav tecrit kampının (etrafı evvelâ yüksek hir dıvarla çevrilidir. Bunun üze. tatil etmiş ve binalar uzun müddet ha) | o İngiliz krah bir aylık tatil devresine girmişlir. Bu tire kuleler vardır ve oralara makineli tülekler ve projektörler yerleştirilmiştir. Duvarın üzerine de üç sıra dikenli tel sâ- rtlmış ve tellere elektrik cereyanı veril. miştir. Bu ilk drrardır, bunun içinde ay- ni şekilde tekrar İki dıvar vardır. Üçün- cü dıvarin dibinde de dalma nöbetçi bek ler. Kampın ayrıca bir istasyonu vardır ve mevkuflar ekseriya içeri buradan alınır. Yalnız, Münih taralından getirilenler di- ğer yoldan gelir. Dahav kampı ile Münih arasında telefon hattı olduğu gibi, ayrıca yeraltından bir de hususi zil tertibatı vardı. Kampta bir mevkufun eksik olduğu görülür veya kaç tığı anlaşılırsa derhal bu zil faaliyete ge. çer ve kamptaki nöbetçilere olduğu gibi Münihteki nazi polis âmirlerine de işaret verilmiş olur. Bunun üzerine, Münihle Dahav arasındaki bütün yollar kapatılır ve sıkı ınzıbat tedbirleri alınr. Kampta mevkuflar (sabahleyin saat beşte kalkarlar. Kahvaltı olarak onlara kahve ile ekmek verilir. Üç günde bir de kahvaltıda biraz margarin yağı vardır. . Mevkullar kahvaltıdan sonra nazi marş ları söyliyerek çalışmaya giderler. Marş söylemek herkes için o mecburidir. Öğle ve âkşam yemeklerinde de omevkuflarm hiç konuşmamaları esastır. Bu ozaman radyolar nutuk ve askeri marş neşreder. Kampta mevkulların bir kısmı civarda- ki bataklıkları kurulmakta, bir kısmı a tölyelemir siker elin we Aber Bile ma aksamı imalinde kullanılır. YAV civarında ekseriya ordu manevra yaptı. ğı için, arazinin bu işe müsait bir hale sokulmasında da tecrit kampı mevkuf - lari hizmet görür. Dahav tecrit kampında bulunan Yahu. diler diğerlerinden daha fena şerait al. tında bulunür. Mevkuflarm saçları makine ile kesil- miştir ve arkalarına kurşuni, uzun bir gömlek verilir. Gömleğin üzerinde yu. kardan aşağı üç kalın kırmızı çizgi var. dır.. kampları ziyöret etmektedir. Geçen gün, Savivold kampım gezmiş (ve oradaki gençler arasında uzün wüddet kalmış hr. Resimde, kayıkla gezerken görülüyor, emniyet ve refahını kâfildir. Bulgaris- tan bakta girmediği günler de, silâhsiz ve kuvvetsiz olduğu günler de, hattâ bazı komşulariyle şekerrenk bir politika & olduğu günler de, komşuları tarafın- dan silâhlı tecavüze veya silâha daya - nan bir tazyike maruz kalmamıştır. Balkan paktındaki yeri her zaman &* çık olan bu dost devlet, pakta girmese bile paktın insani dikkatlerinden mah- rum kalamaz, Selânik muahedesi şu veya bu “Bal- kân dışı,, devleti daha hususi bir tarzda memnun etmiş olabilir. Faraza parasını Sofyaya plâsa #den bir Fransaya daha fazla emniyet vermiş bulunabilir. Fa kat bu müahede aslâ bir başka diplo" maâşinin çocuğu değildir. Balkanlıların müşterek zekâsının eseri ve İnsanoğlu insan Balkanlıların çocuğudur. Nizameddin NAZİF ve düyeler, si ie Türk kalp ve yuk birleştiren sevgi ' gi A #MET EMİN YALMAN p “Her Türkün en tabil, er ai şbdur: Atatürkü daima tam i bilmek, uzun seneler ri Bu dilek yalnız sevgimizöfÜ api. yor. Kendi kendini düşünme yyl mak milletlerin hakkıdır. 10 eki v marılamak, gittiğimiz yolu birliğimiz! en sıkı manada X ruhlarımız onun varlığına in e yor, milli şuurumuz Atatürkü yol &ın en mühim bir parçası s9Y Türk milletinin son zaman. #rüntülerin manasini have liğini duymak istersek, bütü rı gözümüzün önünde canl” smdir, va Her Türk vatandaşını Ata. if ti hakkında çök meraklı Ye ye Me neye mahsus sevgi o v€ bei e ütremesinin ve üzülmesinin *Ö oi, Sebebi şu: Atatürkü daimi © rl nerji kaynağı halinde aramız? alıştık. Nekahat ve istirahat Sirek l zaması bize tabii gelmedi. ge bulunan bir anne nesil öl “ yerse biz de öyle üzüntüler ği cola! ve met, bülten neşri suretile 9“ lotmadı, çünkü bir istirahat devresinin bülten neşrini 160P & bir vaziyeti yoktu. Nekâbat ve istirahat germesi sinin başlıca sebebi — ise, AUEEĞĞ Hatay buhranı sırasında gaya! /l sıdır, O sırâda İstirahat pir l vermemek lâzımdı, fakat e d şahst sihhistine ait hiçbir b çi kön bu seyahate çıkmasın4 bi # mıştır. Atatürk, en mühirt MÜ nın halledileceği yerlere sehit. gel istemiş, ileri siperlerde mill Bİ Mi dövüşen bir askerin £ atılgan! sahnesinin yakınına koşmuştur. g İstirahat ve nekahat devresi : le uzumiş olmakla beraber çok a sılihal haline doğru inkişaf? miştir. ee pi Atatürk gibi coşkun bir ep ket kaynağı için kısa bir ii sıhhi kayıtlar altında bul fedakârliktır. Bütün milleti ai ye Gi lodi grerinde titrediği ai Kokain, mukaddes 19* j H ASAN KUMÇAYI yazıo” ; “Pransıt gazeteleri Brooki., şısının, Tevrat içinde koksi” ettiği için, Pariste tevkif ©d? ağ dılar. Polis kendisine sorun©i” şı kaçakçılığı inkâr etmiş: yebrl | — Bu kokain değil, Şeria dan toplanmış mukaddâs top ae dan alacağım para ile Filist da #aarruzlarına uğrıyan kara lerin çocuklarına yardımda * di demiş. Pakat hahambaşı Tevral KİM 4 el l 4 “ şeyin mukaddes toprak değil, duğunu itiraf etseydi ne bahambaşı Hazreti Musanı» dir kâmı neşre memur bir adi ” gamberin tlearetini yasak ett ği yecekler arasında ise kok" get madde mevcut değildir. Onun” o başı: pir — Yahüdiler sadece 10001” zanl eği tir. Ben de bu tüccar yili çe rinden biriyim. Bunun Için y lirim, Bizim peygamberiri yor diği için de kokaln ticareti Y3! df Diyebilirdi.. 3 CUMHUR # Çocuk mesel Ne NADİ evvelki gün” lantıda vali Üstündaği” MA hatırlatarak diyor ki: “İstanbul, kendisi gibi derili , nık ve karışık bir şehirdir. e herkesi tatmin edemiyor dl VE kızmak haksızlık olur. Faks # ki şehrin dertleri de cild! kadar çok ve çeşitlidir. * nagi Meselâ ilkmektep © çocuk!” yaş ken, henüz mektebe gidemiY© wi şındaki yavruları nasil ihmesl yi Istanbulda böyle binlerce kürü anaları veya babaları a sesizlik yüzünden sa! sokaklarda toz toprak isim ri İş kanunu, müayyen Bir li p kadın işçi kullanan mü İd bakımı mecburiyetini de ak kat İstanbul daha ziyade ağ g4 ridir. Teker teker bakımsız e pr lar bir araya geldi mi gi racak kadar kalabalik bir Yere lediyenin de çocuk bahçeli” ei : lerden, hamamjardan mad4