5 Ağustos 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

5 Ağustos 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Irfan ve demokrasi RFANIy daima bir azlığa mün. besr kala nü ği Min cağmı, bir “İmtiyaz, *yen münevver, iddiasm: Kin abalığın #nat ve lil kar. | gösterir: “İşte, der, © €D Küzel şeyleri yıkıp en toy Yl taet ediyor; doğruyu tap- ida, a Yanlışt alkışlıyorlar.,, Ny İni Stİlada edip demokrasiye bü- Ya İyorlar; “Demokrasi, güzeli, Mü. İnen kalabalığın hâkim ol. MA e A Oğlunun mukadderatı o- ii e — ©lihe bırakılır mı?,, ei e okratik olmiyan idareler. Büğin, , Oğrumun daha çok takdir e. Baş Binay lizüm görmüyorlar, Lü- biyomer” değil, oma imkân olma. Yekta zg Gerçi dünya yüzüne dar ki, makammın ehli birkaç Solmistir; fakat onlara muka. Müge sörsem, anlayışsız ve ve Sİ arar dar. gösterebiliriz. Aris iş RA ta, €TâB de goğu zaman güzel he ta “lr edilmemiş, çirkin ve Ya- tl Mei mazhar edilmiştir, » balkın hilçbir zaman iyiyi N bi maz ARyacağı Iddiası doğru ol ak Flag için, âlim için vine de, Me aym aristokratik idareden He ve 3 T. Demokratik idarede sa, ae > eseri hak ettiği rağbete ep abayı hiç olmazsa söylene. Ki Anatgi, in zevkaizliğinden babse - 3 irk İdarede ise, üstelik e nl kalkarlar. De - ku rinin Aa edenler, mutlakiyet & İleri tille'lerini muharrirler - ağ oldurduğunu unutuveriyor- iy ğa vi Fi İ ve bie, umburiyet düşmanları, » bazan kendileri de far. kelime üzerinde oyau , A, mi . Müge idaresi; - 'stokratik Kema bir zümrenin hâkim olma- EE BY, yanl işi dil çabuklu- * İŞte o “mümtar zümre, ia *. Mümtaz zümre ama han. #imre? gairler, sanatkârlar, bayır; asalet sınıfı denen a- Servotleri, içtima! mevki- kteb medrese görür, ince. 1 tÜrlN zenginliklerle süz- 'dakl çümhuriyet a- xw üncü Lul zamanile pek “O devrin compte'ları, ör asalet sınıfı için Mo. oluna; yine o devrin amda ne gibi şairlerin, la ği mörak edersiniz. Kain bulursunuz. Fakat etim- Ky PİC o büyük adamın şe- N Vek boğlanmazlar; onun söy- kale Sn lay almadan yine asilzade. Ye 2, 7 EF YE , 1 Fevi #ahibi adamlar ol- Yahu *debilirler, Ya utanmala- BE Söylediklerini bilmiyor- ig ir zâman güzeli, doğ- Miyoceği iddiası da mu, değildir. Şimdiye kadar 5 ai bundan sonra da 'PAt etmez. Demokrasi, Vâtandaşlarınmn bepsini itmek ister: bu işinde Muvaffak olamamıştır; MİNİ da yenidir. Arzule- laa, “Hirecek yolları arıyor, an, İl ndan başka demokra- bra, , < Bönişleyip dal budak Diğ © büşgösterdi; demok- *m gel RİN iki müşküt karşi bütün vatandaşları okut i > de Bu genişlemiş i- , SİT verebilmek mese- lünü bugüne kadar bula- NN. Yarm da bulamıyacağı SA hakkımız yoktur. anları , ki hepsi Bart tahislarının veya sızif- “rinden çıkarırlar - in- İ hakkmda bedbin olma. Nurullah ATAÇ Hap Yeti tersanesinin ayi hazırlanıyor eri yaşi Beyetinin uzun müd. Krize bulunan © Alman ii, birlikte, Haliçte kürü - m ire, Ml ## 2 z ğ FAZI; TEE İZ İçin yapmakta o. z laz ermiştir. Öğrendi . di“bu “mühim işe-mit Tafsllâtı bu sayfada okuyucaksımız. Resimler, küçüklerin gezintisinden iki inlibas tesbit ediyor. ŞEHİRDE ve: MEMLE ilkokul kamplarma iştirak eden talehelerle, Çocuk Esirgeme Kurumu kütüphan esine devam eden kliçükler İçin dün “Basrs,, vapuruyla bir gezinti yapılmıştır. KETTEĞ Cumhuriyet çocukları gülmesini bi ! : yor ! ar I Bebek - istinye Ipekli kadın çorapları Standart nizamna- mesi tadil ediliyor Ankaraya gittikten sonra tekrar şeh. rimize dönen sanayi umum müdür mus- vini Talha ipekli kadm çorabları ile i- pekli kumaşların standardı hakkmdaki nizamnamelerin değiştirilmesi hakkında tetkiklere başlamıştır. mildürlüğün Iş'arı üzerine esasen şehri- mizdeki alâkadar makamlar bu hususta tetkikler yapmışlardı. Evvelce umum Büyük bir ihtiyaçı karşılığı olan bu iki standard nizamnamesi geçen sene nöşrolunduğu halde şimdiye kadar bik edilememişti. Vaktâ nizamnamenin tatbikatına ait bazı işler yapılmış, mi » zamnameye uymıysan çorablar ve ku » maşlar ticaret odalarınca damgalanmiş, fabrikalar standard çorablara ve kumaş- lara nizamnamenin icab ettirdiği işaret, leri koymuştur, Fakat, bunların kontrolu yapılamamıştır. Yalnız İstanbulda bir de- ta sanayi müfettişliği çorab standard - zaayonunu bir tek mağazada kontrol yap- muş, zabıt tutmuştu, Bundan bir müd - det sonra Ankaradan gelen bir, sanayi müfettişi de kontrol yapmış ve on üç za- bit tutmuştur. Fakat ne evvelki tek zabıt ve ne de sonraki zabıtlar bir fayda vermemiş, bunlar cumhuriyet müddelu- mumiliğine verilememiştir. Çünkü Iş tat- bikata intikal edince nizamnamelerin kanuni müeyyideleri bulunmadığı görül. müştür, Yeni nizamnamelerde bü aksak nokta. lar düzeltilecektir. mi “Sus,, un ilk seferi Yolculur saat 22 de Izmirde olacaklar Sus vapuru Bandırmaya ilk seferini yapmak Üzere bu sabah ssst sekizi çey- rek geçe Galata rıhtımından hareket et. miştir. Vapur çok kalabalık olmuş, birinci ve ikinci mevkileri tamamen dolmuştur. Susla İzmire gidecekler, wat 14 de Bandırmadan trene binerek aksam saat 22 de İzmire varmış olacaklardır. Sus'un işlemeğe başlamasiyle İzmir « İstanbul arası 13 sant 45 dakikaya in - miştir. Vapurla yarın ilk İzmir yolcuları şehrimize gelecektir. Küçükleringezintis nası oldu? Imparatorluk devrinin en kötü günlerini yaşamış olan ihtiyar “Basra, vapuru, se- nelerden sonra ilk defa neşeli bir grup taşıdı Çocuk Esirgeme Kurumunun İstanbul merkezi, dün öğleden sonra, Akay işlet- mesinin Basra vapuru ile Boğuziçinde, küçük yavrulara mahsus bir gezinti tor- tib etmişti, Denizbank Akay işletmesinin, diğer £ darelere örnek olaçak bir hareketle ç0- cuklara parasız tahsin çttiği vapur, önat tam 14 de köprünün Kadıköy iskelesin- den kalktı, İçerde hepsi ayrı bir telden cıvıldaşan 100 kadar çocuk var, Bunlar, ilkmektep kapmlarma iştirak eden talebelerle, Ço- cuk Esirgeme kurumunun kütüphanesi- ne devam eden yavrulardan ibaret. Bu gerintiden büyük bir sevinç duydukları tâ kargıdan belli oluyor. Hepsinin ayrı bir telden cıvıldaştıkla rm yazmışım. Fakat gene hepsinin müştereken ifa ettikleri bir hareket var: gülüyorlar; durmadan, şarkı söyler- ken, oynarken, yemiş yerken ve hsttâ kendilerince ciddi saydıkları meseleleri münakaşa ederlerken bile... Bu, yüzde yüz, hiç su katılmamış cum- huriyetçi yavrulara, inkılâbı en büyük Armağanlarından biridir. Biz gülmeyi öğrenmeye çalışıyoruz, bizden evvelki nesiller ise gillmeği tamamen unutmuş- lardı, İeab ettiği zaman yalnız aet act gül mesini becerebiliyorlardı. Halbuki işte yeni nesil gülüyor; sıhhatli, sağlam ve işten gelen dalmi bir gülüş. Bunun in- Sana verdiği gönül rahatlığmı, bu gezin. tiye iştirak etmiyenler anlamakta güç- lik çeker sanıyorum. we 0 Bu dört yüz yaramazm hepsi plirsıh - hat, cıva gibi çocuklar. Büyük harb ve bunu takip öğen senelerin nesilleri gibi ©cişbücüş, sıska şeyler değil. Yüzlerce küçücük gürbüz vilcuttan çıkan garkı or- talığı çımlatıyor: Dağ başmı duman almiş, Gümüş dere durmaz akar, Güneş ufuktan şimdi doğar, Yürüyelim arkadaşlar... Tonton amca ve sevgilisinin İhtiyar Basra vapuru bile taşıdığı ç0- cuklsrın neşesine uymak âster gibi etra- fı köpürte köplrte, direğine çekilmiş fi- lâmalarını dalgalandırarak Rumeli sahi- lini takiben ilerliyor. İmparatorluk dev, rinin en kötü günlerini yaşamış olan €- mektar tekne, eminim ki senelerdir ilk defa olarak bu kadar içten gelen neşeli bir grup-taşımıştır. Yarın memleketi ellerine alacak o- lanlara ilk tahsli ve terbiyeyi veren ve yarmı hazırlamak İçin en ağır yükü o- muzlarma almiş olan muallimler, hakiki bir anne ve baba şefkatiyle çocukların üstüne ttriyorlar. Arasıra şöyle konuşmalar kulağa çar- Piyor: — Benim yavrular susamışlar, gidip büfeciyle konuşayım. — Çocuklarımı yalnız bıraktım, gidip onları biraz eğlendireyim. Vapur Dolmabakhço #arayı ile Savaro- na yatının arasından geçiyor. Çocukla- rin hopsi de yat tarafına Üşüştüler, el sallıyor, bağırıyorlar. Saraym Üstünde dalgalanan Riyaseticimhur bayrağını gö ren birisi bağırdı: — Atatürk sarayda, Bu sefer herkes #l tarafa yığıldı. Dört yüz çift göz, merak ve sevinç İçin. de sarayın pencörelerini yalıyor. Küçücük ağızlar, bembeyaz dişleri meydana çıkararak konuşuyor: — Simdi Ata çalışıyordur, bizi elbet göremez. — Ah balkona çıksa da bir görsek. İçlerinden pok ufak birisi, söylediği geyin büyüklüğüne uyması için fıldır fıt- dır oynıyan güzlerini açarak soruyor: — Atattirkün masası çok büyüktür do, gil mi? Sonra, bunun sebebini de kendisi f- zah ediyor; — Kimbilir nekadar çok işi vardır, Bi- , bette büyük olacak. 0-0 Kurum merkezinin değerli muhasibi doktor Ziya, yanındakl Hseyi yeni bitir. miş çok genç bir bayana takılıyor: — Tarik, coğrafya, felsefe, riyaziye yolu Bu sene Hisara kadar kısmı yapılacak Boğazın Rumeli kıyamda, Bebekten itibaren İstinveye kadar uzanacak olan asfalt yolün Rumelihisarı önünde ve ci- varımdaki toprak tesviyesi işi hemen he- men bitmis olduğundan mezarlık kısmi. nm da tanzimi yapılacak ve Bebekle Hi- sar arasına tesadüf eden binaların istim» lâkine geçilecektir. Yolun bu kısmında bulunan kasaların ekserisi atılmış ve parçalanmıştır. Bebekle Hisar arasmdaki binaların sahiblerine istimlike sit ilk tobligatm yapılmasına başlanmıştır. İstimlik ka « nununun hükümleri ösiresinde bu bina sahiblerine binalarm gayrisafi gelirleri: nin yirmi misli olarak istimlâk kıymeti gösterilmektedir. Asfalt yol için yapılmış olan iki yıllık program mucibince yolun bu sens Hisar vapur İskelesi önüne kadar olan kısmı ikmal edilecektir. Hisardan İstinyeye kadar olan kistm is6 gelecek seneki pro- grsmla İkmal edilecektir. m Boğazda mehtap âlemi Şirketihayriyo, bu ay yapacağı meh- tab âlemi için 9 Ağustos salı akşammı kararlaştırmıştır. Geçen ay üç vapurla yapılan bu tenezzüh fazla rağbet kar. şısmda bu defa dört vapurla olacaktır. Mehtab âlemine, Tİ ve 74 numaarlı va- purlar içlerinde saz olduğu halde ve 62 64 numaralı vapurlar da ilâve olarak iş- tirak edeceklerdir. Tenozzüh gece Yari- sına kadar devam edecektir. gibi şeyleri öğrendiniz. Bunlardan bir gey sormıyacağım, yalnız dikişle. Genç kız, muhterem doktorun epey bürmetlice göbeğine bakarak şualin ge- risini anlamakta gecikmiyor: — Yemek pişirmesini biliyor musun? diyeceksiniz. Meselâ hangilerini? — Hünkâr suyunda nö yenir? — Allah ne verdiyse! — Öyle şey olmaz. Hünkâr suyunda patlıcan dolması yenir. Patlıcan dolması nasıl yapılır bakalım? Genç kız anlatıyor, Fakut doktor Zenmiyor, kendisi tarif ediyor. Etraf! müduhsleler oluyor ve patlıcan dolma- sınım nasıl pişeceğine dair kat'i bir for- mül tesbit edilemeden mevzu deği Bakis, Eyüb kebabma, oradan eski is - katçılara kadar uzsatyor. Bu sırada vapır Sarıyere gelmiştir. Emektar tekne sağa sola bir döndükten sonra İskelede bekliyen Sarıy okul, ları kampındaki talebeyi de alrp geri dö- nüyor. Yolda ayni n de, Anadolu sahil | ye varıyor. ve syni güzellik için- akip edilerek köprü. Ahmet Necdet

Bu sayıdan diğer sayfalar: