31 TEMMUZ — 1934 Bemar; tür yavrum bu Kalabalığa bardak bardak tatıyorlar, Kahve; çay, ger - Boku suy bira içenler pek az. Bodava “e v adar rovacından da tn- Dürttn gey, Ke bahçeyi dolduranların m doğma, profesyonel Sal&i çalınıyor... Bizim ale- Mean Bavaları neyse alaf- histür havaları da hani on- &İbi bir şey... Sa b DE ma bir şeyler çalıyorlar Müktar bağış , “YI bence baş ağrıt- Biriyeş onan, <8 arar cinsten değil, iş takim Ayakta kullanan ve söz- A yerek * den delikanlmın Kuru- arma dal Yok. Fakat gelip zorla ku- Li Bu bayağı Ve bir hayli monoton o. Mn meler arasında bir par» ta w€ dişe dokunanı, hatırı ir Me Vakıa çalman bu pesten- #onunda sağdan, $ol- deği gen beşer onar alkış kop SERE bu alkışlar âdet ye- Ye Yapılan otomatik alkış- an şeylerden, yalnız ön başkalaşı da pek can Mâkalı- olmuyorlar, Yalnız, Müli N erselerde boza pişir 1 daha mağ durmadan rakısını atış. Masai, Yakit tam olmuşa dönen Alvar, SİN çalma seylerden bir Frig Bİbi her çalınan parçanın ii ide kıyasıya biribirine vu- Beseyi 3» Pişmiş kelle gibi sir- Slgiciları selâmityor. » derken, sade çalgı faslı Staniye &9liyor. Hey canmı misi hey! güfteler bep hantal bep alafranga... İğüesy, * ürunsuz, nasrl biribirin, Gütteyge ” lerse, bunlar da tıpkı biri de, besteler de kırtıp- ey vas öyle uymuşlardı ki, p urİhmış da “kapağını m a ör büna derlerdi, Hele, erine, *esla, bu, ketenhelvacı Miran daba * değersiz güfteleri Kemalanım alafrangamsı daha biçimsiz beste. ani bi ri, Ye (imale) yi (zihaf)ı yi Yazılmış olan manzu- İimelerinde bulunur sa- Bu müganniye bayan iç Seyler arasmdaki keli Abatnde öyle çirkin, öy- de aleler, zühaflar yapı. *y İlrkaç vd ya Alın size yun- Sanana,.. “Askmin bevu Seniİn içiin yanar!,, Ya Büfteleri birer ka- tyiney e ve besteleri muş, alafranga olan ki kalabalık tarafın. lanıyordu hana! ASİ Bunturlusu, ne za- Tüsunuz ? am uz? Ne zsmsn Döktür, döktür!, başla - Ürü tabi bitiyorsunuz 1e, İ ranga, beri hemen hor tars£, “İüyae, İefalayşı türk her di Rv m an N Beni » döktür, Götür, döktür ie a rd Yavrum heeey! duma; Sar, Mr rt Z f / # j i # iş Yavrum hecey! ) Saat döktürmele raasda- * Bunu herkes bilir. Vüğat manası « argoda; * Pi Ve marifetlerini © hem de bu, onun idir. Kelimenin ip İİ : li 7 E Oynanış lentilerde çifte. bu İMESELE| HABER — Aksam Bostas, ALMANYA i nasıl kazandı ve nasıl kaybetti? Müstemlekelerin Bugün Versay mu - ahedesinin — elini kolunu bağlayan bü tün maddelerini sil kip atmış olan Al maoya, bu muahe - denin en büyük de- recesini teşkil eden müstemlekeler fas » hiçin Gil henüz hiçbir harekete geç memiş bulunuyor. Fakat Avrupa siya sileri, Alman mille tinin yakında bu - nun da hesabini $0. ! racağından kuvvet. le bahsetmektedir - ler ve Umümü harp ten evvel Almanya nın büyük, çok bü yük müstemlekeleri vardır. Versay muahedesi bütün bu müstemle. keleri, Almanyanın elinden alıp Alman. yanın harp düşmanlarına dağıttı. Avru- panın en büyük (o mubarrirlerinden olân Kont L, Heyman bu münasebetle yazdı- #ı bir yazda şu meraklı malümatı ver. mektedir; Rayhın bütün bu omüstemlekeleri bir nesil içinde o kazanılmış ve okaybedil. miştir. o Almanva ancak otuz o bes sene bir o müstemleke sahibi devlet, olarak kalmıştır. Çünkü Almanya, mütlemleke yağma- sına itsirakte geç kalmıstı. O, bu işe kal- kıstığı zaman, bir çok yerlerin daha ön. ceden taksime uğramış olluğumu görmüş tü. İngiltere, Fransa ve Belçika ile Ttal- ya, Portekiz ve İspanya Afrikada bir ta. kım müstemlekelere sahip (o olmuslardı. Bu milletlerde Almanyanın tam zıddına İ | müstemleke ihtiraslarını - tatmin etmiş bulumuyorlardı. 1873 senesinde Fransa - Almanya har. binden sonra ortaya (o çıkan ekonomik buhran dolayısile bir çok Almanlar fa- terlandr, terketmek zorunda kalmışlar ve bünün üzerine Almanya, kendine müstem leke edinmek lüzumunu duymuştu. Fa. kat bu cereyan, 1884 senesinde Bismark, Almaryayı bir Simiirye devleti haline kovuncaya kadar bir seve varamamıstı. Fakat Bismark da bu hususta türlü tür. MW muha'efetlere, itiralara o uğramıstı. Kendisi hile 1880 senesinde Almanyanın deniz aşırı toprakları himaye edecek do- nanmava ve oraları idare edecek liya- katte idarecilere malik olmadığını prens Hohenloheve söylemişti. Fakat müstemlekec'ik cerevanı gittik. çe kuvvetlenmiş ve Bismarkı bu kanaati İ değistirmeğe mecbur etmişti. 1882 sene. sinde proparanda yapmak vazifesile bir Alman müstemleke cemiveti kuruldu. Bu teşkilât, ondan sonra Alman müstemleke ihtirasımın tatmini volunda var kuvveti. le çalışmaya bastamıştı. Almanlar imparatorlarından İş adami- na kadar kendi o memleketlerinde hazir. lanan siyasette “'dünya,, kelimesini fazla kullanmağa başlamışlardı: Dünya mil. leti, dünya devleti, dünva donanması... Dünyanrı en üstün milleti olmak da- Zn MZ OS . ulmanyanın kaybettiği müstemişkelerden Kameronda bir aşiret reisi ve vası tâ Fredrik Vilhelm zamanından başlamıştı. İkinci Vilhe'm bu fikri ziya, desile ileri götürmüştür. Bu dava, öteki milletlerin diplomatla. rında bir takım kuşkular o uyandırmış, nihayet bunabirson vermek için büyük harpte bu kadar millet, Almanya ya karsı harbe girişmiştir. İs böyle olduğu halde Kayzer, hatıra larında kendisinin müstemlekelere büvük bir kıymet ve ehemmiyet vermemiş ol- duğumu yazmıştır. Bismark da iş başın- dan çekildikten sonra buna benzer sözler söylemişti. Bismarkdan sonra basvekil olan Kap- rivi, hükümdarmmn da muvafakati ile bir müstemleke alevhtarıfı politikasr takip etmisti, Hattâ, 1893 muahedesile Alman va, İnsilterenin Afrikadaki Albert gölü üzerinde hareket serhestisiri tanıdığı za- man başvekil, Rayştağda: — Allaha şükür ki bütün şarki Afrika müstemlekelerimizi hedive etmek mec buriyetinde kalmadık? demişti. Kayzer, bir taraftan müstemlekelerin ihmal edilebilir şeyler olduğunu düşünür. ken, bir taraftan da İngiltereye müsavi kuvvette bir dünya devleti o olabilmek ihtirası güdüyordu. Bu sebeble, Afri, kada İngilizlere rekabete kalkıştı. Deniz kuvvetlerini müstemlekecilik siyasetini yürütecek bir hale getirmeyi bahriye programına koydu. Eğer Alman donan- ması burelarda muvaffakivetli manevra- Jar yapacak olursa Almanyanm büyük bir dünya devleti haline (geldiği sabit olacaktı. Bu siyaset için lâzım gelen zemin de daha önceden o hazırlanmış, Bremenli tüccar Lüderiç, cenubu (o garbi Afrika- sında bir yere ayak atarak orada ilk Al- man müstemlekesini kurmuştu. Hamburglu Adolf Vorman da yeni Gi- he adasına 1884 de çıknuştı. Bü hareketi o zaman İngiltere protesto oetmiş, fa- kat işi bir prestij meselesi (telâkki eden Bismark ayak diremişti. Bunun üzerine İngilizlerle Almanlar arasında bir görüş. me yapılmış, Almanlar adanm şimali şarki kısmını almışlar, ondan sonra da burada bir takım adaları ele geçirmişler» di. Ayni seüede seyyah Gustav Nahtigal © Kameron ile Togo- landı Alman müs , temlekeleri arası - na ilâve etmişti. Karl Peters is- , inde genç, ener - , jik ve ihtiraskı bir Alman Oomuharriri de garki Afrika müstemlekesin in müessisi (olmuş - Utur. 1886 da papa on Üçüncü Meonun ha- kemliğile İspanyol Alman Karolin ih- tilâfınm o halinden #önra artık Bismar- km başladığı müs - - temlekesilik devri maiyeti nihayet bulmuş olu yordu. Esasen 1884 de Berlinde aktedilen Kongo konferan. sından sonra bu türlü Alman genişlemesi durmuştu. Almanya, ayrıca Fransa ve İn giltere ile nüfuz bölgelerini tahdit eden bir sürü anlaşmalar da yapnıntı. Nihayet büyük harp gelip çatmış ve Versay muahedesi aktedilmişti. Bu mu. ahede mucibince Almanya şu müstem- lekeleri kaybediyordu: Alrikada: 'Togoland, Kameron, Alman cenubu garbi Afrikası, Alman şarki Af- rikasr. Bütün bu topraklar 947598 mil murabbar idi. İçinde (oturanların mec. muu da 12.000.000 yerli, 12.000 beyazdı. Milletler cemiyetinin mandası altında Togo ve Kameronun o mühim bir İsmı Fransaya geçti. Cenuptaki toprakları ce- nup Afrika hükümeti aldı. Şarki Afri- kadaki müstemleke de İngiltere ile Bel. çika arasında taksim edildi. Büyük Okyanusta:-Aleian yöni'Ginesi, Kayzer Vithelm, Bismark Arşipel, Karo lin, Maryran, Soloman, adaları. Mecmt- mesahası:; 105.160 mil murabbar. Nüfu- su 769.000 yerli, 1900 beyaz. Bu müstemlekelerden Ekuadorun şima linde olanları Japonya aldı; cenubunda kalanları da Avusturalya (İle veni Ze- landa arasında taksim olundu. Asyada: Kiaçov. 220 mil o murabbaı. Nüfusu: 192.000 yerli, 4500 beyaz. Burası Japonyaya verilmişti; sonradan Çindeki öteki imtiyaz bölgeleriyle birlik- te Çine devredildi. Vetsayın bu kararları (oAlmanlar ara. sında büyük bir şsabiyet uyandırmıştı. Almanlar bu harekete “Kolonialranb., yani “müstemleke yağması,. adını verir. ler. Almanlar, bu hareketlerin Vilson pren- sibine uymadığını söyliyerek protestolar da bulundular. Ondan sonra bu o müstemlekelerdeki halka fena muamele edildiği hakkında ge- Niş bir propaganda neşriyatı basladı. Buzün bu cereyan kuvvetlenmiş bulun maktadır. Yeni Alman Rayhı müstemle- kelerini geri istediğini söylemeğe başla - Amerikada 4 milyon katıl var! “kadın düşmanı,, UNYANIN en müthiş kadm düşmeni olarak tanınan E- tiyen Vuntzel isminde zengin bir emlâk sahibi 68 ya- Bu adam hayatında sey İ kadınlardan mümkün olduğu kadar uzak yaşamıştır: trenle yahat ederken yanmda kadın bulunmasın diye bütün bir kompartımanı kiralar, tiyatroya giderken yanına kadm otur- masın diye sağmda ve solundaki koltukların da biletini ala- bir de bâtın; | Fak İki tarafını boş bırakır, evine keviyyen kadın sokmaz, #okağta yürürken bile kadınların yanma sokulmamasını te- 4 Nereden bilecek? , Min için keskin ve pis kokulu kalın yaprak cigaraları içermis, , Vüntesl, vasiyetnamesiyle, miktarı hayli mühim olan bü. en köçekleri, teşvik |'ün servetini örkök ve bekâr olan akrabalarma bırakmıştır. tim, 6 akşam | İşin en garib tarafı ölünün evrakt arasında kendisine ilânt «© &ölukçocuk, her- | aşk eden ve evlenmek istiyen yüzlerço kadın mektubu bu- iz rt tarih smda olduğu halde Viyanada ölmüştür, | s6; iunmatıdır, Kadın düşmanı bu mekbapi tas- İstatistiği endişe verici bir tehlike olduğunu, polis şefi Huver'in bir eserinden naklen yazmıştık, Bugün noğrolunan bir istatistik te Amerikayı adetâ kor- kunç bir cinayet memleketi halinde göstermektedir. Meselâ, istatistiğe göre, Amerikada 37 kişide bir kişi katildir. Katille- rin sayısı nüfusa nispet edildiği zaman bu netice çıkmaktadır. Şunu hatırlamak lâzımdır ki Amerikanın nüfusu 137 milyon- dur. Demek oluyor ki Amerikada bunun 37 de biri kadar, yani 4 milyon kişiye yakm bir “katl! kütlesi” vardır... İstatietikten şunları da öğreniyoruz: Amarikada her 22 saniyede bir cinayet olmaktadır. Amerikada cinayetler İngütereye nispetle 20 mislidir,, Dünyada hiçbir memleket yoktur ki, nüfusuna nispetle mahpus adedi Amerikadaki kadar çok MERİKAN haydudlarının memleket için ne büyük ve bizzat Amerikan iki ziyaret Eski İngiliz başveklli Loyd Core'un bu serlevhayla neşrettiği 'maknle- den bahsetmiş ve mühim kısımlarını almıştık. Avrupanın bu çünkü vazi- yeti karşısında eski başveklilin dü, şünce ve görüşlerini anlatan bu ya- Yiyı aynen iktibası faydalı gördük. Geçen hafta Avrupada biri resmi, diğö- ri gayriresmi iki ziyaret yapddı. Bu so- yahatler istikbal için manalı ziyaretler. dir. Bunlardan birisi İngiliz hükümdarınm Fransa morkezini ziyaretidir. Bu ziya- ret aplardanberi bekleniyordu. Merasim programı haftalarca evvel tesbit edil - mişti, Merasim Hitlerin Romayı siyareti sırasında yapılan merasim kadar muh- teşemdir. Hitlere Romada Yapılan merasime nispetle daha gönülden kopma, daha coşkun ve daha samimidir. Hitlerin Ro- ma ziyaretinde ehemmiyet veriler nok. İz Istikbal merasiminden ziyade büyük yaretçinin huzur ve sükünunu muba- faza içim alman zabrta tedbirleridir. Şimdi iki mühim ziyarete geçelim; ismi halks tamamiyle meçhul olan bir Alman subayı sessiz sandsrz, morasim- siz, istikbalsiz Londraya geldi, hariciye nezaretine uğradı: Alman devlet relsi- nin şahsan itimadına mazhar bir adam sıfatiyle lord Halifaksla görüştü. Hariciye vekâletiyle, hattâ hiçbir ve- kâletle müşavereey lüzum görmeden Ya- veri yüzbaşı Videmanı mahrem bir va. rifeyle İngiltereye göndermek, Hitlerin eskidenberi siyasi sahada takip ettiği u- sul icabatımdandır. Hitler bu adami Londraya göndermek- 16 Avrupaya âit meselelerde kendisinin de #kri almmak icab ettiğini anlatmak istiyordu. Alman devlet refsj, siyasete ait meselelerin diplomatlar arasında mutad müzakerelere değil, sahsa mii. racaatla halledilmesi lâzımgeldiği fikrin. dedir. Bu iki ziyaretin çok mühim ehemmi- yeti vardır. Hidisat üzerinde kat'i bir tesiri olacağı vakıâ iddin edilemez. Pa- kat sadece merasimden ibaret olduğu - nu söylemek de gülünçtür. . Kralın xe- yahati, sadece, bir komşuya yapılması nezaket icabı olan bir dost ziyareti de- ğildir. Komşu Fransa bir çeyrek asir - danberi, Avrupanın tarihini değiştiren samimi (o münssebetlerimizin takviyesi maksadiyle yapılmıştır. Bü dostane münasebet temeli, bu - günkü İngiltere kralını büylik babası , nin Fransız cümbürreisini ziyaret etti- Şi gün atıletıştı, O vakit, o ziyaretin bü. yük bir manası vardı, O vakit de Avru- pa, tıpkı bugünkü gibi biribirine düşman iki zümreye ayrılmıştı. Bu zümreler ya- km bir harb ihtimali karşısında boyuna silâhlanıp duruyorlardı. O vakitki İngi- liz hükümdarı, bu ziyaretle, biribirine düşman iki zümreden bançi tarafı ilti- zam edeceğini anlatmak istedi. Bugün- kü siyaretin bu kadar keskin ve açık bir manas bulunduğunu İma etmek istemi. yorum. Fakat çok ehemmiyetli olduğu noktası üzerinde, vakrâları gözönüne a. larak bir defa daha duruyorum, Avrupanm iki büyük askeri devleti son iki yıl içinde iki maceraya atıldılar, Her birisi, Fransa, İngiltere, ve Rusya- nm protestolarma rağmen milletler c&- maiyetinde yer almış bir devleti ortadan kaldırdı. Bu İki hükümet bu iki hareke. ti yaparken biribiriyle anlaşmış olmasa bile müşterek bir fikrin ve bir prensipin alemdarı olarak hareket etmişlerdir. Bu hükümetlerin başında bulunan kuvvetli şahsiyetler müteaddid vesile - lerle biribirlerini ziyaret etmişir, ken- di aralarında birçok defalar o görüşmüş- lerdir. Fakat İngiltere kralınm on Fransa seyahati Berlin ve Roma seya- hatlöriyle mukayese edilemez. Fransa, Avrupanm ön sanatkâr ruhlu milleti si- fatiylo, dost bir devlet hükümdarınm nasil karşılanması İâzrmgeldiğini göster, miştir. Kral ve kraliçonin seyahâtlerindeki sadelik ve samimiyet merasimde hazir bulunan halk üzerinde çok derin tesir- ler bıraktı. Fakat şliphe yok ki hüküm. 'darlar yalnız göz kamaştirmak için se. 'yahat etmemişlerdir. Avrupanın bu buh- Tanlı saatlerinde, Alman ve İtalyan si- yasetino muarız bir hüklimdearın, kendi- siyle hemfikir olan bir devlet relsini zi- yareti, “merasim, den başka, büyük