AKŞAM POSTASI Sahibi ve Neşriyot Müdürü Hasan Rasim Us İDARE EVİ: istanbul Ankara çaddesi Posip buluna ieimebei Bid Telgraf sönen! bisebei HABER Yazı işleri telefonu: 23872 idare » «oi 24370 in wi 20338 ABONE ŞARTLARI Hâdiseler, Hikicler Küçük ve büyük ölçüler F.R. ATAY Memleketi Balkan devletlerinden herhangi birine benzetebilmek, meş. rutiyet, iakılâpçdarının rüyasıidi. O za- manki Balkanların, Tuna ötesindeki garp âleminden ne kadar geri oldağü- nu da tasavvur ediniz. Büyük saltanat hacminin içinde küçük bir ruh! Tarihte askeri ve medeni eşsiz böşarılarını oku- duğumuz, her adım başında ebedi bir &bidesini seyrettiğimiz mazi sanki bi. zim değildi. İtimat ve cesaretini kay. tetmek, bir millet için, devletini kay - 'betmekten daha korkunç bir faciadır. Bunun mesuliyeti halk ile, alâkiemı keserek, yabancı devletlerin maddi, manevi lütufları ile devam (edeceğini Zünneden ahlâksız ve mütereddi saraya âtti, Halk kudretlerini sömüren, eren ve yıpratan mücsseslerin tasliye etmek, ve onların inkişalın; temin cden bir yeni cemiyet ve bükümet nizamı kur- mak lâzımdı, Atatürkün eserinin te - meli işte bu olmuştur. Bununla beraber inkılâp rejiminin İlk senelerinde, ve bilhassa büyük kal. kınma işlerinde, ne kadar çekingen day ranıyorduk. Bir çok kimselerde, bir takım esasi; işleri kendi başımıza tahakkuk” ettire | bileceğimiz itikadı yoktu. İnşa ve imar teşebbüslerimizi ufaktan ve tereddütle tutuyorduk. İlk muvaffakıyetlerin, nef» simize ve milli fazilet ve kobiliyetimize hudutsuz bir iman uyandırmak olan manevi hizmetleri, maddi değerlerinden şüphesiz daha yüksek olmuştur, Yapa- mayız, kelimesi nefsimizden silinmiş, tir. Ölçümüz, artık, memleketi ve milleti eriştirmek istediğimiz hedef nisbetinde büyüktür: Bu hedef, Avrupa ve Asya hudutlarımız arasında asrımızın kuv- vetli ve ileri bir devlet ve cemiyetini inşa etmektir. Halk ve memleketin bu hususta bizden esirgediği hiç bir şart yoktur, Dün Türk gençliğinin havada bir dünya rekoru kırdığı bavadisini aldığı- mız vakit, genc o eski zamanlarda böy- Je teşebbüsleri kendimize ne kadar &z yaraştırdığımızı hatırladık. Pakat bu- gün genç tayyareci kızımız. Sabiha Gökçen, tek başına, Balkan bavalarıaı dolaşmağa çıktı: Gökçenin kanat ses. İeri, bizde kendimizin unutmağa başla- dığımız, lâkin, başkalarının bizde esa- sen inkâr etmekte oldukları, milli has- salarımızın yeni bir ilâncısı olacaktır. Bugim Balkanlar, yarın pörçası oldu. umuz iki ista, nihayet bütün cihan ha. vasında Türk adına lâyık olan yerl, Küçük ve dar ölçüler devrinden ız. Ja uzaklaşıyoruz: Evet, dalma kendimi- re göre, kendi imkânlarımız içinde! Fakat kendimiz ve imkânlarımız, cihan şümul muvaffakıyetlerin kaynağı ve 1a- yancıdır. Türk gençliğine en ilerinin ancak hizasında hedef gösterebiliriz. F.R. ATAY Dünkü Tramvay kazası | Dün Çarşikâpıda ihtiyar bir kadının ağır surette yaralarmasile neticelenen, tramvay kazasını o yazmıştık. Kazadan sonra yapılan tahkikat neticesinde kaba- 1g hatin birdenbire yola yıkılan okadında, olduğu, tesbit edilmiş. araban da fren. | lerinin sağlam bulunduğu anlaşılmıştır. Vatman Fuat kefaletle serbest bıralnl- Bir Amerikalı erbiin ER Daini ondülâsyonun çaresi bulundu Dünkü küçük berber, bulduğu usulle, bugün milyoneriik yelunda hızla ilerliyor dülâsyonun papucu dama atılmış bu- lunuyor: Arcak altı ay giden bu saç kıvırtması yerine bugün bakikaten | daimi ondülâsyon yapılmaktadır. l Bunu keşfeden bir Amerkalıdır. Ve bir çök keşifler gibi, bu da tesa- düfen olmuştur: Pensilvanya'da, 890 kişilik küçük bir kametadaı berberlik eden Kennet Kristinin dükkânına bir gün bir ço- cuk geliyor: “Permanant,, denilen “Daimi,, e) — Başımda bir yara var, diyor, o- rada saçlarım döküldü. Saçmı o sü- retle kesin ki, saçlar yaranm üzerine ge'sin, kapatsın... Berber, bunda güzel bir maharet gösteriyor: Çocuğun saçlarını kestik- ten sonra, tarakla o tarafa doğru ta- rıyor, eliyle bastırıyor. Yara saçla” rın arasmda kalıyor. Fakat, yalniz çocuğun başmdaki kel geçmekle kalmıyor, saçlar artik hep o tarafa çıkmakta devam ediyor. | yani çocuğun, eskiden dümdüz olan | #aç'arı kıvırcık çıkmağa başlıyor. Berber, buna hayret ediyor. Fakat sonra düşlnüyor ve bu şekilde kesi len saçlar acaba hep böyle kıvırcık Almanya Avusturyanın #orçlarını ödemiyecek Berlin, 17 (A. A.) — Havas ajansı- nm muhabiri bildiriyor: Dün, Almanyanın eski Avusturya devletinin borçlarını tantımamağa res- men karar vermesi üzerine bu sabah- ki Alman maâtbuatı, İngilterenin AL manya İle yapılan mübadelede mecbu. ri bir klering tatbik etmeğe mecbur kalacağına dair yaptığı tehdidi bir heb 28 endişeyle karşılamakta ve bu kle - ringden İngiliz iktısadiyatım muta- zarrır olacağını ispat etmeğe uğraş- maktadır, Frankfurter Çaytung, bir mukabe. le bilmisil ile şimdiye kadar memnu. niyeti mucib bir gekilde devam eden İngiliz - Alman ticaretinin inkişafı- na mâni olmamasını İngiltereden ta- leb etmektedir. Amerikanın protes'osu Vaşington, 17 (A. A.) — Hariciye nezareti, 9 bâziranda Berlin hükümeti ne bir nota verilerek, Avusturya borç. larının haziran taksitinin verilmemiş olmasmı protesto etmiştir. Amerika hükümeti Almanyaya ver. diği notada Avusturya borçlarından Almanyayı mes'ul tuttuğunu bildir. mektedir, —— Bulzaristanda teşrii hayat Muhalif mebuslara ceza verildi Sofya, 17 (A.A. — Mebusan meclisi | bugün öğleden . sonra'kralın bee verilecek cevabın müzakeresine “başla. mıştır. Muhalefet hükümeti bazı mebusların intihap mazbatalarını kabul etmemiş ol. masından dalayı tâhtie etmiş ve müza. kerelere başlamıştır. İştirak etmiyeteği- ni bildirerek müzakere salonunu terket. miştir. Muhalefetin (o bu beyanatını okuyan mebis üç celse için medisten tardolun. muştur. mı çikar? diyor. Tecrübesi kolay. Kıvırcık saça en fazla kadınların heves ettiklerini dü- şünerek, istenen kadınların saçlarını bedava keseceğini ilân ediyor, Tecrübenin menfi ve milsbet netice- si hakkında biç bir mesuliyeti Üzeri- ne almıyacağını söyliyen berber ka- dmların saçların: “İcat ettiği,, usulle kesiyor, Aradan bir müddet geçtikten sonra şehrin bütün kadmları berberin dük- kün hücum ediyorlar ve saçlarını o usulle kestirmek istiyorlar, Çünkü, tecrübeler iyi netice vermiş ve saçları 0 şekilde kesilen kadınlar anadan doğ- ma kıvırcık saçlı gibi olmuşlardır... Artık, berber, bedava traşı bırakı- yör ve bu usülle saç kesme fiyatmı bizim paramızla on, on beş liraya ka dar çıkarıyor... Fakat, bu şekilde ke- #ilen sağın bir daha, insanın ömrü ok dukça kıvırcık kalacağını düşünen kadınlar, bu parayı vermekte tered- düt etmiyorlar.. . Bugün, berber, icadınm beratmı al mış ve dükkânını Nevyorka naklet- miştir. Burada fiyatıda 30 liraya çi- karmıştır. Kristi ususlü ismi verilen bu tarz saç kesme bütün Amerikada taam müm etmek Üzeredir. Yalnız, bu usu- lü Krizti diğer berberlere çok bahalı öğretmektedir... . Şimdiye kadar “Daimi, ismi veri len altı aylık ondülâsyonu icat eden Marsel admdaki berber gibi, Kristi de milyoner olmak üzeredir... Pr. Afet Cenevrede bir konferans verdi Memleketimizdeki arkeolojik hafriyatın ehemmiyetini anlatan konferansçı büyük bir alâka ile dinlendi Cenevre, 17 (A.A) — Hususi muhabi- rimiz bildiriyor; Bayan Alet, dün gece Cenevre tarih ce. miyetinde, son. senelerde Türkiyede ya, pılan arkeolojik hafriyat hakkında mü. him bir konferans vermiştir. Cenevre ta. » rih cemiyetinin salonu hıncahınç dolu i. * di. Birçok mümtaz zevat ve bilhassa profe sörler bu konleransı büyük (bir dikkat ro alâka ile dinlediler ve projeksi- yonla göslerilen resimleri zevk ve merak ile seyrettiler, Bayan Afet, selis bir ifade ile, hafriyattan elde edilen dikkate şayan neticeleri an- lattı ve bunların, prehistorik devir- ler ve hüsüsiyle Eti çağının aydın- Janması yolundaki ehemmiyetin! te- barliz ettirdi. Konferanstan sonra Profesör Pitard kürsüye geldi ve Türkiyedeki hafriyatın bazılarını bizzat gördüğünü ve Bayan Afetin bu işlerle nasıl yakından meşgul-oldu- #ünu antatarak bugünkü Avrupa mö deniyetinin Orta Asyadan geldiğini ve oğer Orta Asyadan bu medeni in. Sanların Avrupaya mubacereti ol- masaydı, Avrupalıların bAlâ en ipti- dsi vaziyette kalmış olacaklarını k zah etti. Konferanstan sonra Bayan Pltard Bayan Afotin şerefine, kendi evinde bir çay ziyafeti verdi. Konferansı dinleyen Cenevre tarih cem'yeti Aza- ları, profesörler, Türk konolisi ve birçok tanınmış kimseler bu ziyafet. te bulundular. Herkes Bayan Afeti hararetle tebrik etti, “ Balkanların en eessur kadın tayyarecisi , Sabiha Gökçen Belgrada uçtu Değerii tayyarecimiz geceyi Sofyada elçiliğimizde geçirdi Atina, 17 (A. A.) — Tayyareci ba- yan Sabiha Gökçen bu sabah #ast 11,25 de Selânikte uçmuş ve tayyare meydanında Türk ve Yunan ricali ta- rafından selâmlanmıştır. So'yada Sofya, 17 (A. A.) — Anadolu sjan- sinin hususi muhabiri bildiriyor: Bayan Gökçen, o Selânikten saat 17,15 de Sofyaya muvasslat etmiştir. Muvasalatlarmda Bulgar hükümeti namına krotokol umum müdürü ve şe- hir namma da belediye rels muavini, tayyare zabitleri, Türk elçisi Şevki Berker ve elçilik memurleri tarafın. dan istikbal edilmişlerdir. Tayyare meydarmdan şehre geldik. lerinde saraya giderek defteri mah- susa yazılmışlar ve ondan sonra elçi- Jiği teşrif etmişlerdir. $ereflerine tertip edilen çay ziyafe- tinde mazırlar, saray nazırı, birçok mebüuslar, ecnebi sefirler ve ataşe militerler, erkânıharbiye reisi, ku- mandanlar, tayyare zabitleri, mat buat mümessilleri ve memleket ri- cali bulunmuşlardır. Davetliler ken-, dileriyle konuşmuşlar ve haklarında büyük bir takdir ve bayranlık hisle ri izhar etmişlerdir. Ziyafet pek ne- şeli ve samimi geçmiştir. Saym Bü- yan Gökçen bu geceyi elçiliğimizde geçirecekler ve yarın sabah Belgra- da hareket edeceklerdir. Yanan gözetelerinin neşriyah Atina, 17 (A.A.) — Atina Ajansı bildiriyor: Gazeteler, tayyareci Sabiha Gök- çene uzun sütunlar tahsis etmekte ve “Balkanların en cesur kadın tay. yarecisi” ni hararet ve heyocanla selâmlamaktadır. Blen efkârtumu: miyesi, Relsiecumhur Atatürkün tele- fonla ve Bn, Sabiha Gökçen vasıta» siyle Blen milletine yolladığı selâm. dan derin surette mütehassis olmuş. tur. Gazeteler, genç tayyareciye, sağlam olduğu kadar zarif bir ra- bıta tesis ederek Balkan hükümet merkezlerine yapadağı hava seferin- de muvaffakıyet temennilerinde bu: Tunmakta ve ayni zamanda Bayan Gökçenin verdiği beyanat ile hayatı hakkında yazılar neşreylemektedir. ani iğ 2 b EN MP Bekârlık düşmanı bir bekâr H ASAN KUMÇAYI yazıyor: “Kızların evlenme yaşını on Ooyediden on beşe İndiren kanun lâyihası Büyük Mil let Meclisinde müzakere edilirken muhte, rem saylav Besim Afalayın lâyihayı mü, dafna için söylediği ( sözler her tarafta alâka uyandırdı. Zira Besim Atalay ken, disine mahsus olan tulâkat ile (o bekürleri evlenmeğe mecbur etmek İçin şiddetli ted. birler alınmasını hükümetten istedi, Rivayete göre Bay Besim Atalay bekâr mebuslardan İmiş. Eğer bu rivayet doğru ise dilindeki malöm olan talâkste halinde. kt belâgoti de flâve edebilirdi, meselâ ba #özleri söylerken kendisinin bekâr olduğu ha dair bir işaretle bulunabilirdi.. O va, kit sözleri elbette daha çok tesirli olurdu, değil mi?,, TAN Günün en mühim meselesi! 5 ABİHA ZEKERİYA Hacıosmanbayırı be İpsala cinayetlerinin uyandırdığı alâkadar bahsederek diyor ki: Bir entellektüel sordu: — Bu Derbend cinayetine ne de çok «. hemmiyet veriyorsunuz, Âdeta günün en mühim meselesi oldu. Sarışın kadın kim? Bu Istifhamı çözmek için keriler, dikkat ediyorum, gazeleyi açar açmaz evvelâ bu cinayeti okuyorlar, aralarında bunu konu. şuyorlar. Daha mühim meseleler yok mu? Halkın hislerini istismar ediyorsunuz. Mühim meseleler başımızdan yukarı, DA hile bakarsak, derin derin düşünür, harice bakarsak, korkudan, hayretlen, bicaptan, nefretin yösümüz kıpkırmızı olur. Fakat bütün bu meselelerin — virhiri, kütlelerin nazarını üzerinde teksif clmiyo:. Nerbend cinayetini herkes, hattâ siz de okuyorsa, nuz. Çünkü içinde sır var. Karanlıkta kal, mış noktalar, ucu çözülmemiş düğümler, sarışın esmer, meçhül kadınlar, müpbem meseleler. İşte bu dalga (dalga yükselen mübhemiyet, karanlık bulutlar o nrasına saklanan sır, ekseriyet küllesini bü sırt çözmiye sevkediyor. Roman değil, hakiki hayatın bir-hâdise. İnsanın tecessösünü berekete getiren, ekseriyetin alâkasini'ü. zerinde toplıyan bidise. Bu mühim bir hâdise midir? Hâdisele. rin ehemmiyeti herkesin seviyesine göre değişir. Bir entellektöele göre hiç ehem, miyti yoktur. Fakat gatetenin karii yal, nız entellektüeller değildir. e Gazetede bu hâdiselerden bahsedilmemesini istiyen ea tellektüeller yalnız kendileri için gazete istiyenlerdir. Gazeteyi kendi düşünüş ve fikirlerine tabsis etmek Btiyenler, yalnız kendileri için gazete çıkaranlar, halkı ir. tismar etmiş olmazlar mı? Güze'e herkesin malıdır, Bunun Üzerinde tesahübe hakki. 7002 yoktur. / CUMHURİYET Sarışın kadının esrarı “YAMİ SAFA da ayni hâdiseden $ö. le bahsediyor: Hacosmen bayırı vakası (artık bütün muhbir arkadaşlarımızın müştereken telif ve bülün garetelerimizin de müşlereken neşrettikleri meraklı bir polis romanı ha üne geldi, Adl! safhasına bakarsınız, be hidise, katil Ali Rızanın iki kişiyi öldür. dükten sonra öldüğü gün, sonuna ermişli. Çünkü ortada katil ve makta! olmayınc, suçlu ve davacı da bulunmadığı için, mu- hakeme edilebilecek hiç kimse kalmamış. n. Bundan ötesi, artık, o “Sarışın kadının esrarı, adlı ve bütün klâsik dekoru, çö. züldükçe düğümlenen ve geçici aydınlık. lardan çıkarak perde perde karanlıklara bürünen mevzulle, tastamam (bir tefrika romanı oldu; artık cinayeti yapan ada mın değil, ona bunu yaptıran psikolojik sebeblerin peşindeyiz ve polisin takibine değil, psikoloğun tahliline ibtiyacımı$ var. Fakat, arayerde gizli kalmış bir suç bulunmak ihilmaline göre, adliyenin - polisin hâlâ devam eden hassasiyetin! de lüzumsuz telâkki etmek hatırımızdan g€$“ mez, Eğer orlada göründüğünden fazla PİT suç bulunmazsa, bence, sarışın | kadını” esrarı, bir berberin eline testim olan 884 saçlar gibi tel'tel © çözülmüştür. Orinde mantıki bir istidiği İle izah edilemiyet hiçbir keranlık nokta göremiyorum. ve kadının ayakları etrafına serilmiş ÖĞ vardır ve bu kadın o üç ihtirasın mer ie dir. Sarışın veya kumral olabilir; bi maösuma leke sürmek niyetinde olma için şahıs tasrih etmiyeceğimi. Cinsi i çıkça bir kıskançlık vakası gibi görünüye Şu veya ba kadın çin yapıl olması biribirinden farksızdır. Ali ml ayni kadınla münasebeti olan iki raki” öldürdükten sonra ölmüştür.