17 HAZİRAN — 1938 ayata dair a aa a va Ez Tuhaf bir iddia RANSIZ muharriri Georges Duhamel, yalnız romanları ile değil, yeni dünyaya yağdırdığı söz yıldırım ie de meşhurdur. “Yeni dünya” derken hem Amerika'yı, hem de ciha bu günkü çehresinde cski- ye nisbette görülen farkları kastedi. | yorum. Georges Duhamel ber ikisin den de şikâyetçidir ve bu suretle çok kimseleri kendine çekmiştir. İnsanların büyük bir ekseri maziye, babalarından gördüklerine bağlılık vardır; bir tek şeyin değiş- mesiyle hayatın hiçbir tadı kalmama. emdan korka Georges Duhamel işte o ekseriyete hitab eder; o adam- ların alkışlarma mazhar olmuş ve bl- yük bir mütefekkir şöhreti kazanmış. tar. Dostum Nasuhi Baydar'ın bir yazı- sından öğrendim (Ulus, 15.6.38) Geor- ges Duhamel zamanımızda, fikri zevklere günden güne az yer verilme. #inden şikâyet ediyormuş. Diyormuş : ikaten kültür hayatımızda e görünür derecede kı- Saldığma şahit olmaktayız. Komprime tinde | Bu resimler, Atatürk reyi, ve değerli tayyarecimizi ssyahat inde takip edeceği y ŞEHİRDE ve Ticaret odasında fikir, kısa roman, hulâss konferans devrimizin karakteristik manzarala - rındandır.,, ş Bütün bunların kısalması hiç süphe. $iz ki insan oğlu için de, medeniyet İçin de bir felâket sayılamaz, icaz öte- denberi hemen bütün sanatkârların ve mütefekkirlerin ittifakı ile bir meziyet diye kabul edilmiştir. Eski bir Türk şairi; “Sıkletin fehmolunur hacm-i kitabmdan &e diyor; Avrupa | $airleri de kocaman ciltleri fikrin ka- | balığına, ruhun ağırlığına delil say. makta onunla beraberdirler. Bir fikre dağıtıla dağıtıla anlatıldığı, bir roma- na ciltler tuttuğu, bir konferansa $â- atler sürdüğü için kıymet verenler, Yani kemiyete itibar edenler ötedenbe. memurlardan fazla vergi alınmış Bu hain sekiz sene devam ettikten sonra Istanbul ret Odasının, yedi sekiz senedenberi yaptığı bir vergi yanlışlığı meydana çıkmış ve mesele İktısat vekâ letine aksetmiştir. Öğrendiğimize göre, İstanbul Ticaret Odası memur ve müstahdemlerinden kesilen kazanç vergileri, uzun senelerden beri hep kanunun tayin ettiği hadlerden Tİ pek hoş görünmemiştir. Fransız mu- harririnin söyledikleri doğruysa 2a - Mmahımız icaz İstiyor, klassik disiplin. ete hürmet ediyor diye sevinmemiz ç ,Falat pek de haklı değil, zamanımız ğı kadar da ku Jar. kinik. ki. S.ar, ÇADUCE veren konferans. Fransa'dan, Ala. iği Amerika- gelen romanların çoğu birkaç cild beş altı yüz sayfa tutuyor. Georges Duhamel, ilk kahramanı ira- Ö6 yoksulu Salavin'in hayatımı altı, Yedi cildde anlattı; yeni kahramanı *eğüler'nin hayatı ise belki ön on beş cild tutacak; bunların hepsine de kari buluyor. Daha yükseklere çıktı. Simiz zaman Roger Martin du Gard- | 3, Jules Romairs'in, Alaman Thomas | Tan'ın, Amerikalı John Dos Passos- | a, Pransız Celine'in on cild, yirmi Silâ, bir iki bin sayfa tutan romanla. Ynt buluyoruz. Kocaman bir cild tutan Anthony Adverse Amerika'da, Avru- PA'da yüz binlerce kari tarafından o- Undu, Bunların karşısında: “Zama. Mimiz kısa roman istiyor” demek, zan- Hederim pek de ciddiyet göstermez. kis, Georges Duhamel, her seyden bam kemiyete itibar ettiklerini bil- $İ karilerinir hoşuna gitmek; onla. Ta, barbarlaşmış bir diinyada birer edeniyet, kültür kahramanı oldukle- e Yün verip gürurlerimı okşamak ii böyle garib ve yanlış iddialarda sanuyor, Nurüilak ATAÇ Kasımpaşa klübünün gezintisi Baki ve güzide spor teşekküllerimiz - biri olan Kasımpaşa spor birliği se- > deniz gezintisini önümüzdeki pa. Günl yapacaktır. dek Vübün Havetlilerini, Köprüden saat kezde alocak hareket edecek olan A- Tay peru Üsküdar ve Beşiktaşa uğ- tan sonra Beykoza gidecek, orada 3 G kalinarak Büyükadaya geçilecek- İ—. — e, m Adada da dört saatlik gezintilen İstanbula dönülecektir , Y Uruzuvayın meclisi €Dİ Cumhur Reisini 5 seçli Onteviğeo, 16 (A.A) — Milli ve Şn, Alirede Baldemiri reisicumbus iF Şarlonu reisicumhur muavini miştir, Vazifeye mübaşeret tarihi bu Ain 19 uğur, yüksek kesilmiştir. Yüzde beş olarak ke esi lâzım gelen vergiler yüzde yedi, yüzde yedi üzerinden kesilmesi iktiza e- den vergiler de yüzde dokuzdan tahak- kuk ettirilmiş ve tarh olurmustur. Bu tevkilatın sor zamanlarda nasılsa Vi AMA VE UY EN RE âletine aksetmiştir. Oda memurları bu yanlışlık dolayısile ziyaa uğrayan haklarını, yani fazla ver- dikleri paranm tazminini istemektedir. ler. Eğer bunun hazineden geri alınma- sı imkânı görülemezse o takdirde Odâ- Tefecilikle mücadele Kanunda yapılan tadilât bildirildi Ödünç para verme işleri hakkındaki 2279 sayılı kanunda yapılar değişiklik mali müesseselere bildirilmiştir. Kanunda yapılan tadilâta göre, ödünç para verme işlerinde falz miktarı yüz. de ön ikiden yüzde sekiz buçuğa " indi- rilmektedir. Ancak açık kredi muamele lerinde yüzde on ikiye kadar faiz alına- bilecektir, Kanunun on dördüncü maddesinde yapılan değişikliğe göre, izinsiz olarak ödünç para vermeyi itiyad edinenler ile beyannamelerindeki şartları ve faiz had lerini gizliyenler “Tefeci, namı altında takibata tâbi tutulmaktadır. Kanunda yapılan değişiklikle faiz ta iri verme mukabilire von ve hesap masrafı | vesair her ne nam ile olursa olsun alman | paraya denilmektedir. Ancak tahakkuk edecek sizorla, ardiye ve eksper ücreli | ile damga resmi ve muamele vergisi bun dan istisna edilmi: Kanunda ya ie şimdiye kadar birer açık kapı teşkil e- den bir çok hallerin önüne geçilmiş ol maktadır. farkına varıldı nın parayı ödemesi gibi bir vaziyet ha- a alınan vergi miktarı epey mühim bir yekün tutmaktadır. İktisat vekâletinin senelerin biriktir- diği bu hesap yanlışlığı üzerindeki tet- kiklerinin sonuna intizar edilmektedir. Dünkü yağmur Yıldırım /Taşkışlada yangın çıkardı! Bir haftadanberi çek sicak giden AVE Ora re enaz iğ SEZ a ren gökyüzü e başlemiş- tır. Saat 16 da, tozu dumana katan bir fırtına çıkmıştır. Bu fırtmayı şiddet. li bir yağmur takib etmiş ve iki saat kadar fasılasız sürmüştür. Bu sırada şehrin muhtelif - yerlerine yıldırım düşmüş, buhlardan bir tanesi Taksim- deki Taş kışlanın samanlığını tutuş- turmuştur. Vaka mahalline derbal ye. t itfsiye yangını başl erlere si- ayet etmeden söndürmüştür. Bir baska yıldırım da, Taksimde tramvay teline çarpmışsa da ziyan ol, mamıştır. Yağmurun şiddeti yüzünden, şehrin Kasımpaşa, Tophane, Aksaray gibi çu- kür yerleri suların hücumuna maruz kalmış ve buralarda bazı evleri su basmıştır, Fırtına esnasmda bâzı te- lefon telleri kopmuş ve denizde ufak. tefek kazalar olmuştur. Yağmurun sebze, fidanlık ve yazlık ekinlere faydası dokunduğu gibi, bir müddettir endişe edilen kuraklık teh- dilresi de böylece geçmiştir. Bir motor battı Kadıköylünden 3,50 de kalkan Moda vapuru Haydarpaşaya yanaşırken bir kaza olmuş. şiddetli rüzgârın tesiriyle bir motör vapurun kıç tarafına çârpa- rak delinmiş ve batmıştır. Motör sahi- bi Hasan adında bir zattır, ... 2971 numaralı bir sandal dânenir yük- Tonton amca: nın sevgilisi MEMLEKETTE de izah eder! mızda bular Umumi mağazalar ilki yakında Mer- sinde yapıcak Uzun senelerdir üzerinde meşgul olu- * nan ve esaslı tetkikler yapılan umumi mağazalar tesisi işi nihayet kuvveden file çıkmaktadır. İktisat vekâletinin te şebbüsile ve Ticaret Odalarile milli ban- Kaların iştirakile teşekkül eden umumi mağazalar Türk ahonimi şirketi, Mersin de ilk umumi mağazayı kurmaktadır. Umumi mağazalar kurmak hakkı bir kanunla kurulacak olan odalar bankası: na verilmiştir. Fakat bankanın kurul ması için odaların bir kaç senedenberi ayırmakta oldukları sermayenin matlüp derecede terakümü daha bir müddet w zayacağından İktisat vekâleti umumi mağazalar işinin de hununla beraber ge- ri kalmamasını temin için odalardan bu hakkım vekâlete verilmesi için salâhiyet almış ve işe bundan sonra “Umumi ma- tur. Ş velce de mukârer olduğu veçhile ilk umumi mağazayı Mersinde kurmayı münasip görerek burada yapı: lacak muazzam bina için inşaatı faaliye- tene başlamıştır. Binanın inşaatı bitince umumi mağa- za açılacak ve tüccar buraya koyduğu mal mukabilinde malın Kıymeti kadar bona alacaktır. Bu bono ile piyasada aynen para şeklinde muamele görülebi- lecektir. Bu suretle iktssadi bir genişle- me husule gelecektir. Mersindeki umumi mağazadan sonra İzmir, İstanbul ve Samsunda umumi mağazalar kurulacaktır, eğme Iş mahkemeleri teşkil edilmiyecek İstanbul 16 (A.A.) — İktrsat Vekâ- leti iş dairesi üçüncü bölge âmirliğin- den; Son zamanlarda gazetelerde iş mah- kemelerinin ihdas edileceğine müteda- ir veya bölge âmirleri toplantısında it- tihaz olunan kararlarla ilgili clarak ve sık sık intişar eden havadislere tesadüf olunmaktadır. Hakikate katiyen uygun olmayan bu kabil neşriyat tekzip olu- Bur. ii olduğu halde Beşiktaş önlerinile su. Jara gömülmüştür, Sandalcı, kurtar) mıştır, 4 .... Ankara, 16 — Devlet Havayolları posta tayyaresi fırtına dolayısiyle Du- günkü seferini yapamadı ve havalan- mışken geri döndü. t Bazalar Türk Anonim şirketi, kurulmuğ l , . Haber'den Tatihe Manzum hikâye Bugün mâzüm hikâyenin yeri mizahi mecmua ve saylalarile çocuk mecm larıdır. Geçmişte de böyle olmuştu; man- zum hikâye, gülüşerek hoş vakit geçir- mek için kaleme alınmıştı. “Nevadirüz“ zürefâ,, dan bir parç vaklettiğimi Şu manzum hikâye, edebiyat tarihleri- mizde gösi ekseriya unutulan ör“ neklerdendir, “Bursalı Hasip efendi,, & dında bir zatım eseridir: “Gel ey hâmei hoş lehcei pâkize eda ünki her hal ile hemrâzı dili âşıkem. bem dertliğe lâyıksın er günümü tafsil ve a- Sini yan ” Râzü ilmü kemale çalışıp ta. lib iken. Mârifet ravzanının güllerine râgıb iken * Bir boyu servü serefrâz gü: zel mehpâre. Bir melek huy kamer rüy gözü sehhâre * Bir nazarda beni dilbes- te ve mashur etti. Aldı aklu dili beni &- sıkı mehcur etti * Nice dem oldu naza: ri bazı ırakdan İâkin. Destres olmadı . şüka alup ağ yırtmış, na vatup şimdi feragat et miş * Mâderi müşfikası aşık biçarelerin. Dâye ve hadimesi hasta dil avârelerin* Bir mahalde bulup ol pirezeni mekkârs, Bus idüp destini bu veçhile kıldım zâ Tt * Senden ey âneciğim bir dileğim var diyeyim. Beni red etmez isen râzı dilim söyleyeyim * Dedi ey gözlerimin nüru ciğer pâreciğim. Ömrümün hasılı yav rum, a gözü kareciğim * Bu Yakire nine re bu sitâyişler ne. Giryvü ahü figan ile bü nâlişler ne * Dedim ey Valide bir a- fete meftun oldum. Bir saçı leyliye avâ- re ve mecnun oldum * Bu uzunca manzum hikâyenin mev- zuu şudur: Delikanlı güzel bir kıza vurulmuştur. Fakat buluşmak imkânsızdır. Ununu & İemiş eleğini duvara asmış eski yosma lardan muhabbet tellâlı bir acuzeye baş vurur. Ona aşkının acılarını döker. A- cuze kızın evine gider. Hal ve hatır 80 rulduktan sonra, tenha kaldıkları bir an da Kıza vakayı açar: “Demiş ey zümrei mahbubelerin gon- ce İebi, Aşık olmuş sana ez canü gönül bir Çelebi * Dahi nev gönce iken aşkın ile solsunum. Ah ve feryâd iderek der- din ile ölsün mü * Kızcağız da: “O bana âşık ise bende onun bendesiy'im!,, cevabını verir. Gene acüzenin vasılasile ertesi gece kızın de- likanlının evine getirilmesi karatlaştırır lr. Delikanlı mükellef bir sonfra hazır- lar, “Kuş sütünden birisin cümlesini â made,, eder. Nihayet akşama doğru na: Gözler sürmeli, sırtında nâle fe işerek, kok- p oynaşarak, zenin sevgili görül kulakta Trace salma laşarak, yeyip içerek, gi tatlı bir gece geçirirler. Sabahleyin €r- kenden: “Geçmeziz birbirimizden deyu iman ederek,, ayrılırlar. Fakat kızdan bir daha haber gelmez. Acuzenin tavas: sutları kâr etm alir âşık delikar'ı yanar kavrulur. Ve hikâye de bu hasret acısiyle biter: oldu dilin kân ta. ki sühan perverim 3t hatmi kelâm * ReşatEkrem KOÇU