ri telefonu: 23872 e ASIN : 20335 TLARI “2 Beri en /ç Bakanın son nutku . . münasebetile wi Yazan: Nizamettin Nazi! “Köylerimizin, lâyık olduğu're. fah mertebesine yakın bir 28- manda ulaşacağını filiyat ile gö- receğizi — Şükrü Kaya, 938 bütçesinin müzakereleri esnasın- Ya meclis zabıtlarına geçen program vaadlarının en mühimmi, hiç şüphesiz, köylerimize ve köylülerimize taaliük &- denidir. Eğer, efkârı umumiye tarafından sözü senet ittihaz edilen hükümet, bir yeni Türkiye hükümeti olmasaydı ve bu söz verişe tercüman olan makam karşımıza bir Şükrü Kaya halinde çık- muş bulunmasaydı, bu vaadi, sadece büt- çe müzakereleri esnasında meclislere ve elkârı umumiyelere hoş görünmek igin hükümetlerin baş vurdukları par. Jak ve aldatıcı hünerlerden saymak mümkün olabilirdi. Fakat bu vaad Tür- kiyede yapılıyor, rejime gösterdiği hay- ranlıkta aslâ safdil ve gafil olmadığını elindeki sayısız bakikatlerle her an is- bata muktedir, müheyya bir milletin mümessilleri huzurunda yapılıyor ve aslâ boş lâf söylemek itiyadında olmı- Garabet Kadın, REİSİ diyarı i İlk Amerikada Belediye olunca... Şehir çılgınca bir eğlenceye başladı, fakat Belediye Reisinin iş başında kalması Amerikada, vaktiyle varyete ar, tistliği etmiş bir kadın, sonradan Dis. ney şehrinin meşhur bir siması olu yor ve belediye seçimi hazırlanırken üamzetliğini koyuyor. Kendisinin seçilmesi için yaptığı propaganda esnasında da halkın hogu. na gidecek birtakım vaidlerde bulunu. yor. Meselâ, şehirde, görülmemiş eğ. lence yerleri açacağını, hemen ber gün, bayrammış gibi şenlikler yaptı. racağını vaadediyor.. Seçim yapılıyor ve Bili Beyker is- mindeki bu kadın, 2000 reyle belediye | reisi seçiliyor, Kadın belediye reisi, iş başına ge çinos vaadini tutuyor. Eğlence, oyun esasen onun sevdiği geyler, Öyle ki, şehir baştanbaşa çılgm bir hale geli. | yor: barlar, dansingler, müzikholler gece gündüz işliyor, şehirde yeni yeni birahaneler, eğlence yerleri açılıyor. Ahali vur patlasm, çal oynasm şek- linde kendini eğlenceye veriyor.» Bu çılgmlık dört gün sürüyor. Dör, düncü gün polis müdürü işe müdaha. yan bir hükümet tarafından yapılıyor. Binaenalryh bu vaadin tamamiyle ye. rine getirileceğini kabul etmek ,kadar tabii bir şey olamaz. 'Türk köyü, bir çok yerlerde yepyeni kurulmaktadır. Bir çok yerlerde ise eski köyün son izleri ortadan kaldın). maktadır. Başkumandan Mustafa Ke. malin İzmir rhtımındaki kağnılari gös- teretek; “— Bu memleketin efendisi köylü- dür... Dediği günden bugüne kadar köylü. Jerimiz, bir çok şeyler kazanmışlardır ve köylerimizde bir hayli müsbet deği- giklikler olmuştur. Vaziyet böyle oldu- ğu balde, bir İçbakanm Meclis kürsü- sünden, hâlâ ortada bir “köylerin ıslâht meselesi bulunduğundan, bahsetmesi, Kemalizmin köy işin! üstünkörü hallet. mek istemediğini, köylüye “sen bu memleketin efendisisin,, demekle, köy. Tünün gözünü boyamak istememiş ol duğunu ve her an köyü düşündüğünü, köyü mümkün mertebe sür'atle azami refaha ulaştırmayı şaşmaz ve bırakıl maz bir hedef olarak göz önünde tut- tuğunu izah eder. Cumhuriyet, bizde, köyü, ilk günün- den iWibaren hakiki ve yüksek milli mânasiyle kavradığın: isbat etmiştir. Köy ekonomik ehemmiyeti en önde o. Yan bir yerdir. Köy, milli müdafaa ba- kımından da en önde ehemmiyeti bâiz- dir. Nüfus çoğalması, yerli endüstri ma- mulâtına pazar bulmak gibi görüş kö- şelerinden de'en ehemmiyetli gövde halinde gene köy gözümüze vurur, İnsan olmak ve medeni bir rejim kur- muş olmak gibi iki hissi davada bak ka- zanmak, ancak memleketin her tarafını biribirinden mamur, biribirinden mü. reffeh köylerle donatmak o sayetinde mümkün olabilir, Rejimimirin bugüne kadar köylüye temin ettiği en yüksek faydalardan iki- sini burada bir daha tekrarlamaktan kendimizi alamayız: 1 — Türk köylüsünü esir halinde bulan Cumhuriyet, bu köylüyü hem hür insan haline yükseltmiştir, hem de toprak sahibi ederek Türkiyede sosyal bakımdan bir “zirai mesele,, bırakma. mıştır , ” 2 — Türk köyü ilk defa elarak Cum- huriyet devrinde kendini emniyet için- de bissedebilmiştir. Sosyal bünyemiz, Zevk ve işret içinde kendini kaybe den Disney şebri, bir eğlence yeri ol- makla beraber, ayni zamanda inüthiş bir cinayet ve kavga memleketi ha. line gelmiştir. Her glin, her gece bir- kaç kişi vuruluyor, hemen ber eğlen. ce yerinde kavga ve döğüş oluyor. Bunun üzerine, polis müdürü; Artık yeter! diyor ve sabri tükene. rek, şehre bir beyanname dağıtıyor. Beyannamede gunlar yazılıdır: “Ben'vasife başında oldukça hiçbir kadının şehri altüst etmesine mlisaa- de 0EMöMiimey, Bundan sonra, polis memurları faz- la karışıklık çikan eğlence yerlerini kapatıyorlar, sıkı tedbirler alıyorlar ve gehrin eğlenoe. çılgınlığı nihayete eşkıya, hırsız çeteleri, kutta tarik ve mütegallibe felâketlerinden tamamiyle tedavi edilmiştir. Her gün bir parça daha mükemmelleşen emniyet ve asayiş kağroları, bu felâketlerin bütün nükset, me ihtimallerini de ortadam kaldırmış- tar, Karlı dağlarda, ıssız ovalarda, yalçın kayalı sapa boğazlarda gece gindüz, yaz kış demeden devamlı bir ferağatle, memleketin iç emniyetine bekçilik © den emniyet, asayiş ve inzibat kuvvet- leri üzerine, burada vatandaşların iti- mat ve saygısını bir daha öelbederek âperim ki; * “— İmparatorluğun, - Cumhuriyete devrettiği köylerin yüzde'ellisini, yaya olarik getmiş, görmüş bir adamım. İmparatorluğun, Türk köylerimi- -- baz rejime ne feci şartla içinde “gömerek terketiğini bilirim. Bu köylerden bir ço. uzun sürmedi İngilterede, Alderşof'ta yapılan bir askeri bayram conasında büyük tarihi vakalar temsil edilmiştir. Bunlar arasında, 1762 de Hövananın İngilisler tarafından müdafaası sırasında Moro Kalesine hücum sahnesi ve 1520 de Pronstz Kral Birinci Fransua ile İngiliz Kralı Sekizinci Hanrinin mülâka- fh temail olunmuştur. Sinek kaplandan bin kere daha tehlikeli! Kaj bin kere tehlikeli bir İk kl lr uğ BAZİ biraz tuhaf -görünür.-Fakat hakikat bu- dur. İşte rakamlar: Siyamda kaplanların parçaladığı insan lar senede 50 kişi kadardır. Halbuki si- neklerin öldürdüğü 50 bin kişidir. Sineklerin tehlikesi bilhassa uyku has- talığı ve sıtma aşılaması ve diğer hasta- ukları nakletmesidir, Uyku hastalığı a- şılayan sinekler bilhassa sıcak memle- ketlerde çoktur. İngiliz Hindistanında her sene, bu hastalığa (tutulanlar 100 milyondur. Sıtma ve uyku (hastalığına tutulup çalışmaktan âciz kalanların mem lekete iktisadi sahada büyük zararı var- dır. Yapılan bir hesaba göre, bu yüzden İngiltere senede altmış milyon İngiliz li- rası zarar etmektedir. Bir şehir evvele Sivi Saşıdığı her mil Nİ Afettir. mi farla görüldüğü Avrupa memleketi olan Romanyada sıtma mücadelesine bu sene büyük bir gayret sarledilmektedir. Halkı sıtmaya karşı tedbir almaya teşvik için muhtelif propagandalar yapılmaktadır. Milletler cemiyeti sıtma mücadele ko- misyonu sıtmaya karşı yeni bir korunma usulü tavsiye etmiştir. Buna göre müte- madiyen kinin almakla yapılan tedavi usulü artk kalkmıştır. Yeni ( tedaviye göre, sıtmalr bir kimsenin beş altı gün arka arkaya 1 veya 1,20 gram kinin al- ması lâzımdır. Bu tedavi, hastalık yeni- den başladığı zaman tekrar edilebilir. Bununla beraber, bu usulü doktorun tavsiyesini almadan tatbik etmek doğru olmaz, yüz sene döndü Halk eski kıyafetler giydi, sokaklarda otomobil ve tramvay yerine arabalar dolaştı Amerikada bir şehir halkı, geçen gün kendilerini tam yüz sene geride bulmuş- lar ve şehir tamamile on dokuzuncu asır bayatı yaşamıştır. Kulver Siti ismindeki bu şehir Holivut civarındadır ve o da bir sincma şehridir, içinde bir çok stüdyolar vardır. Ameri- kanın her şehri gibi, Kulver Siti cadde- lerinde de hergün büyük bir (kalabalık vardır, otomobiller, tramvaylar mütema- diyen işler, halk gider gelir. Halbuki, şehirde bir asır evvelki hayat yaşandığı gün, caddelerden otomobil ve tramvaylar kalkmış, yerlerine arabalar konmuştur. Halk, bugünkü kıyafetlerini değiştirmiş, arkalarına yüz sene evvelki elbiseleri giymişlerdir.. o Hülâsa, o gün "ğunun on beş yılda, ne ha laldığını gö- rerek anladığım için Şükrü Kayanın tercüman olduğu vaade, yani köylerin lâyık olduğu refaha, - sözle değil ii yak ile suliştırılacaklarını: göreceğimi. ze inanâbiliyörum.,, , Nizameddin NAZİF Kulver Siti 1988 senesinde değil de, 1838 senesinde imiş gibi yaşamıştır. Sebeb? Meşhur Amerikalı myharir Mark 'Tuen'in şaheseri olan “Zom Soyer'in ma- ceraları,, filme alınmaya (başlanmıştır. Bu münasebetle şehir, o kitaptaki mace- raların anlatıldığı zamanı canlandırmak e Japonyada zelzele oldu Tokyo, 29 (A.A.) — Bugün saat 13,40 da Kuşir mıntakasında biribiri ardınca birkaç zelzele duyulmuştur. Teşikajda demiryolu birkaç' yerinden bozulmuşsa.da bir.müddet sonra müna- kala$ tekrar başlamıştır. N 40 MAYIS — 1938 7 Sababı gepeklai ve diyorlar? KURUN Son tecrübe SIM US, Halay davasının Büyük Mil let Meclisinde uyandırdığı asabiyet- len, hatiplerin sözlerinden o bahsederek hatiplerden Hariciye vekilinin “beklemele- ri ricasını, kaydediyor ve diyor ki: Hakikaten Tevfik Rüştü Arasın bahset- tiği yeni vaziyetin ehemmiyeti inkâr edi- lemez. Şimdiye kadar Hatayda manda İ- daresi adı alında da işgallerini muhafaza eden Fransızlar burada bir Türk idaresi kurulması bususunda söz (o veriyorlardı, Fakat intihabat için nüfüs (kaydı İşinde takip ettikleri tarzı hareket ile bu sözle- rinin tamamile aksine gidiyorlardı. Fran. sızların anlaşma dedikleri bu taahhüt söz- de kaldığı için Türklere sadece protesto etmek düşüyordu. Şimdi Fransa hükümeti söz yerine yazı- İı senet vermiş bulunuyor. Bu yazılı taah. hüdün tatbiki Türkiyenin milli arrolarının tatmin edeceği gibi Hatay Türklerinin ha- yat hakla, kurtaracaktır. Demek artık bugün türlü taibik va. sıtaları altında yapılan intihap usullerini de bir.tarafa bırakarak bu intihsbın neti- cesini beklemek mümkün olacaktır. Neti- ce Fransız hükümetinin verdiği yazılı ta- ahhöde uymadığı takdirde Hatayda o gü- ne kadar gerek kayıt ve tescil, gerek inti- habat adları altında yapılmış olan bütün müsmeleleri biç olmamış sayarık en kısa yoldan en radikal tedbirleri almak husus- sunda Türkiye hareket sörbestisini almış olacaktır. Daha doğrusu “Pransız hüküme- tinin yazılı bir taahhüt şeklinde (Halay Türkleri için tanıdığı haklar, artık cum. huriyet hükümetinin kendi o kuvveti ile yerine getirilebilecektir. Hülâsa Türkiye Hatay davesını yıllar. danberi sulh yolu İle halletmek için müm- kün olan ber vasıtaya baş vurmuştur; son bir tecrübe olarak Fransanın o hükümete verdiği yazılı taahhüdün yerine getirilme. sini de bekliyecektir; bu tecrübe de neti- ce vermediği takdirde artık o Türkiyenin hareket serbestisi elde etmekten mütevel- lit mesuliyet tamamile Fransaya ait ola. caktır, TAN Eskiyi koruma proğrami HMET EMİN YALMAN, İstanbdi ad- lapa koyduğu dapadan bahseden - mahale» sinde diğor ki: İstanbul adliye sarayının (o yıkılmasına alt münakaşslar, eskiyi koruma davasını günün meselesi haline -koydu. Bu müne- sebetle hapishane yerini (kendi gözümle görmek ve adliye sarayının o yapılmasını geri bırakan sebebleri daba yakından kav- ramak ihtiyacını duydum. Hapishaneyi zi- yaret için adliye vekâletinden izin almıya lüzum varmış. Ankarada iken bu izni ak dım. Gelir gelmez de hapishaneyi dolaş- tım. Bugünkü babsimiz hapishane meselesi değildir. Bunun için bapisbanede gördük- lerimi ayrı bir yazıya veya yanı “serisine mevzu yapacağım. Şu kadarını söyliyeyim ki, bugün bapis- hane olan binaların yıkılması geri kaldık. ça, burası muvakkat mahiyelte, atelyesiz, mahpuslar için çalışmak ve boğaz doyur- mak İmkânsız bir hapishane balinde kalı- yor. Buna bir gün için bile sebeb olmak #ünahlır, Çünkü İstanbul hapishanesi, bir İmiralı yaratan ve ceza telâkkisi bakıntın- dan İnsanlığa yeni yeni ufeklar açan bir memlekeln bir hapishanesi diye ne ka dar çabuk tasfiyeyo uğrarsa ve ortadan kalkarsa o kâdar doğru olur. CUMHURIYET Harp endüstrimiz BİLİN DAYER, Nalına, Mıhına süta- nunda harp endüstrimizden bah- sediyor, diyor ki: Yalnız, Almanyanın değil; bütün dün- yanın lofluğu yol budur, Türkiye de tabi- #lile silâhlanma yolunu . tulmuştur, Bir, ne kadar sulhperver olursak olalım, ma demki herkes sulhperver değildir ve ma- derki silâhsız olanlara, ta uzaklardan sal- dıranlar vardır; o halde tam bir şekilde silâhlanmağa ve bütün silâhlarımızı ken- dimiz yapmağa #mecbüruz. Cumhuriyet i- daresi, memleekti endüstrileştirirken mil U müdafaa gayesini de görettiği: gibi, a# keri fabrikalar kurmak suretile yeni bir harp endüstrisi de yaratmıştır. Bu sahada yalnız üç eksiğimiz kalmıştır ki onların da tamamlanması kararlaştırılmıştır. 1 — Motör endüstrisi, 2 — Kimya endüstrisi, 3 — Tersane, Motör endüstrisinin o #bemmiyetinde$ bahse lüzum yoktur. Tayyare, tank, deni#” allı gemisi, bücum malzemesi hep demektir. Mdtör (fabrikasını kurduktan sonra, evvelâ Avrupa ve Amerika rinin brevelerini alarak yerli motörler pacağız; arkasında çök © geçmeden, #ekkâsitni yaratacağı 'tam Türk motörleri de doğacaktır. i Kimya endüstrisini karmak wazitesif! Sümerbank üzerine almıştır. o Merleke! Bp” Dovamı 4 üncüde