11 Ocak 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER Gündelik akşam gazetesi İdare evi: Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu: İstanbul 214 'Telgraf Adresi; İstanbul, Haber Tlttğgyoyylilk EPÜTMayayyyagolTFİ aai Tİ F KaggorlN Dış Siyasa Amerikan bütçesi Yazan : Şekip Gündüz ' Ş İMALİ Amerika Birleşik devlet isi Ruzvelt'in, artık, boş lâflarla nı ihsas etmektedir. Büyük Ameri. larını kuvvetlendirmek hususundaki azmini açıkça göze vurmaktadır. Büyük Amerikan devleti, bütçenin muhtelif fasıllarında mümkün olan her tasarrüufu yapmış ve bu tasarruf neticesinde elde ettiği parayı, üzeri. ne bir miktar daha'. katarak milli müdafaa kuvvetleri emrine vermiş- tir. x 1937-1938 bütçesi bu memlekette tam bir milyar 88 milyon ve küsur dolarlık bir açık vermektedir. Yeni yapılan bütçedeki açık miktarı iİse göyle tahmin ediliyor: 949 milyon 606 bin dolar. 1937 . 19388 bütçesinde, Amerika yardımlar için (bilhassa İşsizlere bakmak iİçin) 842 milyon dolar Aayır- mış bulunuyordu, Ruzvelt bu faslı yeni bütçede tamamiyle <kaldırmış- tır. Amerikan gazetelerinin neşriya- tına bakılırsa bu hal, harb sanaylin- de 'başlıyacak olan yeni ve humma- lr faaliyetin Amerikadaki işsizliğe tamamiyle nihayet vereceğini tah- min etmesinden İleri gelmektedir. Yeni bütçede deniz harb kuvvetle- rine bağlanan tahsisat 570 milyon dolar tutmaktadır. Orduya bağlanan tahsisatın miktarı da şudur: 418 milyon 796 bin dolar. Yeni deniz harb bütçesiyle gaçen yıldaki bütçe arasında 36 milyon do- Jarlık Bir fark gözüküyor. Bu para ve mühtetif şantiyelere'açılmış olan krediler, bu yıl, Amerika deniz &i. lâhtatnasıhüla büyük : bir faaliyete şahit olacağımıza delil addedilmek. tedir. LĞ T ŞA y İngiliz efkârı umumiyesi “yeni Amerikan bütçesinin ordu, donanma ve hava kuvvetlerine gösterdifi dik. kati,, büyük bir memnuniyetle kar- şılamıştır. İngiliz gazetelerinde ŞöÖy le satırlara raslanıyot: “Ruzvelt'in milli müdafaaya 198 milyon ingiliz lNirası tahsis etmesi, Amerikanın demokrasiyi müdafaa etmek kararına ne derece sarıldığı- nı göstermektedir..,, Yeni bütceye göre bu yıl Amerika harp filosuna 18 yeni gemi katıla. caktır, Bunların - içinde iki süper dretnot, İki büyük uçak gemisi ve ge. kiz harb kruvazörü var. Fakat Cum- hurrelsi Ruzvelt bunu kâfi görme. mektedir. Vaşingtonda cumhurrels- liSiİ saraymda Amerika deniz erkâ. nıharbiyesinin bazı mühim şahsiyet. Jerile başamiral Leahy'nin İştirak ettiği bir. mühim harb meclisinde Ruzvelt şu sözleri söylemişstir; 1938 . 1939 bütçeşinde karşılığı konulan deniz insaat ı?ırogramı uzak şarktaki hâdiselerin bu günkil İnki. şafı göstermesinden evel hazırlan.- | mıştı. Bu program, dünya SBiyasasın- da, lstediğlmğz farzda çalışmak im. kânlarını bize veremez;,, Amerika siyast mahfillerinden İn: giltereye akseden haberlerae bakılır- sa Ruzvelt meclisten bu yıl İiçinde deniz İnşaatı İçin ayrıca fevkalâde tahsisat arıyacaktır. Bu takdirde A, merika deniz kuvvetlerine bu yıı 18 gemi yerine 36 gemi katılahile- ceğini söylemek mümkün our. Yeni bütçede hava kuvvetlerine ait tahsi. sat geçen yıla nazaran 20 milyon dolarlık bBir fark göstermektedir. Bu fark, tamamiyle hazırlanmış bu- Junan 474 büyük harb tayyaresinin bedeli olacak ve derhal fabrikalara dağıtılacaktır. Bazı İngiliz siyasi muharrirleri, Amerikadaki bu canlanmayiı Fran- saya bir örnek olarak göstererek di. yorlar ki; “Hğer Fransa, hakikaten demok- rasi karşısındâ ühdesine düşen va. zifeyi başarmak niyetindeyse Ame. rikan bütçesindeki fasılları, parlâ. mentosunün ve Ssenatosunun bütçe encümenlerinde dikkatle gözden ge. çirtmelidir.., Gdi Amerika Filipin Aadalarında 40 bin yerli ve 4,000 Amerikalrdan mü- rekkep İki fırkalık bir orduya ma- nevra yaptırmaktadır. Filipinde ay- | lerinde, önümüzdeki temmuzun |' ilk günü başlıyacak olan yeni mali |* yıl için hazırlanan bütçe, Cümhurre- $ ei — |Posra £ > l ? Değil mi? ğ Eşeğin | (i ölümündemn E alınacak ders |: : $ yününde bir kapıcı, anten kurar-! ! ken elindeki tel, havai elektrik ! ! dün de şöyle bir hâdisenin cere- ! # 20 numaralı evin damındaki rad- :: vakit geçirmek niyetinde olmadığı. âgıîgîğıîîîğîğtgğınâîu?zerme z kan devletinin yeni bütçesi, silâhlan- $ deden geçön sucu Halidin eşeğine ma İşlerine ne derece ehemmiyet |: verildiğini ve milli müdafaa kadro- ( $ Kadıköyündeki genç ? hâdişe hamdolsun bir insanın ha- $ yalma mal obnamıştır. f istifade etmesini bilecek- kadar :i 4 bu mescleyi lâzımseldiği ehemmi Birleşik devletleri, muhtelif içtimat (i Yetle gözününe alıp mevcnt anten- YESTELETTİRDTETENTNİTLZNNN TTEE TTT İki hafta kadar — evel Kadıkö-; hattının üzerine düşmüş ve ıavallığ derhal ölmüştü. Zabıta - raporları ; yan ettiğini haber veriyor: N “Beşiktaşta Bostancı sokağında ;? yo anteni, rüzgârdan — koparak,# cad- $ dokunmuş, eşek — derhal ölmüş- tür.,, SSsaaLasarssksa ... " Kadıköyündeki hâdise vukubul ! duğu zaman da işaret etmiş oldu- 'ğ ğumuz gibi antenlerin — elektrik H telleri üstünden geçirilmemesini :: temin ve mevcut antenleri bu nok iğ tadan kontrol etmek — lâzımıdır. ;; böyle bir :: kontrol yapmak akıl edilmediği ;ğ için kurban gitmişti. Beşiktastaki #! dersten '3 Zavallı esşeğin verdiğ? akıllı ohnamız 1âzım... Beledlyeg leri bu bakımdan kontrol etmeli- z dir, Haval elektrik hatları civarın :: da kopan antenlerin altından da- £ ima böyle fedakâr eşekler geçmez ya! k Tıp enctümeninin toplantısı tİ Arjantin tayyaresi Gomoönsorö yaki- ninde yere düşmüştür. İçindeki yedi ki- şi telef olmuştur. Bunların arasında Reisicümhurun öğlü bulunmaktadır. — çarşamba akşamı saat 18,30 da, Etibba Odası salonunda toplanaraz muhtelif tebliğleri müzakere edecektir. Bir tayyâre kazası ? kişi öldü Montevideo, 10 (A.A.) — Bir aske- l ni Fi n Türkiye Trp Encümeni 12 - 1 - 1938 Vakit Sabıh Öğle Ikindi Akşa: | <atsı İmsak 11 SALI İKİNCİKANUN — 1938 Hicti: 1356 — Zilkade: 9 Güzeşln doğuşu Güneşla batışı 7,25 1700 5,58 12,23 14447 1700 1836 5,10 rıca askeri talim ve terbiyeye dikkat edilmekte ve bu İki fırkanın en az- dan 200 bin kişilik büyük ve mo- | dern bir orduya çekirdek vazifesi görmekte olduğunu bildirmektedir, İlelebed eli kolu bağlı kalmak niye- tinde olmadığını gösteren deliller- den biridir. fında tam bir fikir vermek için şu- nu da kaydedelim: Amerika dış tlcareti son dört ayda 378 milyon dolarlık bir zarara uğ- ramıştır. Bu hal, Amerikanın uzak şarkta Amerilkadaki bu canlanma etrâ- Uzak şarktaki hâdiseler yüzünden, Amerika ya Japonya gibi “her an Sİlâh kullanabilir bir devlet,, olmr- — Üzüleceğim. Beni dizmemek D ASİ —-HÂABER'in edebi romanı : 91 — — B Gül eee ei e— —a gae Yaşamak Hakkı ROMAN Nâzım Hikmet — Bilmem ki Pedro, rahatsız etmez miyim?, n Antoniyonun bu sualine kimse cevap veremedi. Çünkü dışardan Nine bağır- mağa başlamıştı: — Açın kapıyı. Ben geldim çocuk- lar. . Don Pavlo Alvares kapıyı açmağa gitti. Antoniyo serdu: — Kim bu gelen? Kon”-ita: — Babamın yeni ahbabr dedi, İsşmi- ni bilmiyoruz. Nine diyor herkes, İhtiyar tuhaf bir kadın , Pedro: — Tuhef filân değil, sadece zararsız bir deli, dedi. Astoryalı... 1934 de iki oğlunu birden öldürmüşler, Oğulların- dan biri arkadaşımdı. Hattâ demin be- ğendiğin tabanca onun yadigârıdır An- toniyo, Nineyle Don Pavlo odaya girdiler. Nine kısacrk boyluydu. Buruşuk - şirin yüzü çenesinin altından bağladığı kır- mızı baş örtüsünün. çerçevesi içinde hayretle dünyaya bakryordu. Nineyi yemek sofrasıma oturtmak için altına yeşil koltuğu çektiler. Nine çorbayı içerken birdenbire dehşetli bir şey hatırlamış gibi Konçitaya dönüp sordu: - — Sen daha doğurmadın mr? Konçita daha doğurmadığını söyle- yince Nine: — Doğurma kızrm, dedi.Sakm doğur- ma., Doğurma. Emi doğurma, —— ; — Peki doğurmam nine,, Konçitanın gebeliğini duydu düuyalr Nine onu her görüşünde bu tavsiyede bulunurdu. Hattâ bir gün Konçitaya: — Sen sözümlü dinlemiyeceksin, do- Süleceğim.. AA Sol Ço, DE ÜRCER Te istersen akıllı kadın kediler gibi yap. Akıllı di- şi kediler gibi.. Erkek kediler senin çocuğunu yemeden sen kendi çocuğu- nu ye, Erkek kediler dişi kedilerin ço- cuklarını yer. Biliyor musun? Erkek kediler mademki dişi kedilerin yavru- larını yiyorlar, dişi kediler ya doğur- mamalı ya kendi çotuklarını kendileri yemeli, , » Antoniyo yavaşça Pedroya sordu: — Nine frengiden filân mı çıldır- mış?. - — Hayır, veremden. .Yani verem ze- | mini hazırlamış ve demin söylediğim hâdise, Astorya grevinde iki oğlunun birden öldürülmesi vesile olmuş.. Yemek sofrası- toplandıktan sonra Konçita yatağının yanına gelen karde- şineş | — Şimdi göreceksin Antoniyo, deldi. Nine rüyasını anlatacak. . Filhakika, kumaşı yamalı yeşil kol- tuğun içine kırmızı baş örtüsiyle gö- mülen Nine buruşuk şirin yüzünde göz- lerini koca koca açarak anlatmağa baş- lamıştı: — Bir rüya gördüm çocuklar, Ne tuhaf, ne tuhaf bir rüya. Yalnız sana söylerim Don Pavlo. Başka hiç kimse dinlemesin, Olur mu? Başka hiç kimse dinlemesin, , Pedro: — Dinlemiyoruz Nine, —dedi. Bak ya, yahut dış. ticaretinin en mühim bir sahasını terketmeye mecburdur. Amerikan bütçesi Rüzveltin bu saha- yı terketmemeğe harar verdiğini göze vurüyor. ğ Şekip GÜNDÜZ Tontonmn amca Düelloda ben Don Karlosla konuşuyorum. Anto- niyo da kardeşiyle meşgul.. Sen anlat,.. — Ben anlatıyorum.. Büyük, büyük, büyük bir bahçe, Don Pavlo.. Bahçede kırmızı, kirmızı çiçekler. Ama nasıl kırmızı, kıpkırmızış“ama nasıl koca- man, koskocaman, Koskocaman, kıp- kırmızı çiçekler.. Ağaçlar var, siyah, siyah, siyah.. Yüksek, upuzun, &imsi- yah ağaçlar.. Bir rüzgâr esiyor, Don Pavlo, bir rüzgâr, sanki köpekler ulu- yormuş, ateş ateş gözlü kara kediler miyavlıyormuş, çok çok papaslar dua ediyormuş gibi.. Anlıyor musun Don Pavlo?, — Anliyorum Nine.. Sonra?, — Sonra, çiçeklerden biri, o kırmızı koskocaman çiçeklerden bir tanesi bir- denbire incecik, küçücük, — sapından koptu. Yuvarlandı kırmızı çiçek., Yu- varlandı. Yuvarlandı.. Benim de ayak- larım çıplak.. Üstümde beyaz bir enta- ri var, Etekleri çıplak ayaklarıma do- kunuyor.. Saçlarım uzun, uzun. Omuz- larıma dökülmüş., Anlryor musun Don Pavlo? Saçlarım böyle değil, sarı, altın gibi, anlıyor musun?, | — Anlıyorum Nine,, — Sapından kopan çiçek, hani o kır- mızı çiçeklerden biri, hani-0 yuvarla- nan çiçek, geldi, geldi kucağıma düşü- /|verdi.. Baktım. Yedi yaprağı var., Ye- disinden de kan sızıyor. Ama nasıl kan. | Sıcak, sıcak. Öyle tuhaf, öyle acı bir kokusu var. Kan., Ellerim, yüzüm, gö- züm, beyaz entarim, çıplak ayaklarım kan içinde kaldı. Uzun altın saçlarımın dibine kadar -kan bulaştı.. Sonra...; ÂAntoniyo, dayanamadı sordu: — Sonra? , ' Nine birdenbire üyanmış gibi ” Antço- niyoya'bâktı ve Yeşil koltüğun içine | büsbütün:büzülerek: - <—— HTttti | —Sönra, Hiç,' dedil tştenepsr bulr Uykudan uyanmca gözlerimi sıkr - kı kapadım.. Sıkı &ıkı,. Rüya kaybolma- | sın diye.. Koştüm geldim buraya.. an- latmak için... Koştum geldim ki bu kız doğurmasın.. Sen hâlâ doğurmadın de ğil mi?, : Konçita âdeta üzülerek cevab verdi: — Doğurmadım Nine... — Doğurma.. Sakın doğurma,, Do- ğurma emi... . Pedro: ç . — Saatine baksana Antoniyo, dedi.. Antoniyo şaşırdı: — Saatime mi bakayım?. — Evet. Saatine bak.. Saat kaç An- toniyo?, — Ön ikiyi geçiyor.. Pedro ayağa kalktı: — Eh, öyleyse bana müsaade, de- di., « Antoniyo da birdenbire ayağa kalktı ve sonra bu âni hareketini belli etme- meğe çalışıyormuş gibi . alâkasız bir sesle sordu: — Nereye gidiyorsun Pedro?, Pedro henüz cevap vermedi. Anto- niyonun uzun kirpikleri arasından göz- lerini görmeğe çalışarak: — Nereye gittiğimi merak mı ediyor- | sun Ântoniyo? dedi.. Ekmek uzatmak, şarab koymak sure- tiyle Pedronun Antoniyoya karşı gös- terdiği dostça alâkadan sonra içi rahat etmeğe başlryan Don Karlosun gene birden bire canı sıkıldı. Pedronun An- toniyoya: “Nereye gittiğimi merak mr ediyorsun,, deyişinde acayip bir eda vardı. İ (Devamı var) eeT 'T öi , talisiz Anadolu yavruları askere lacih diy usürayı ask.*'îğ ri,, de dövüşeN ? paşalar | İ Y EMENDE, San'ada ne halk ayaklansa, lmrga.şıllk"' çıksa, hemen, sefalet içinde mllü rılır, vapurlar dolusu delikanlı, aç ve çıplak isyanı bastırmağa gönd'” rilirdi, Başta padişah olmak üzere hükü” met erkânı da, saray mensupları dâı binlerce Türk evlâdımı yurt]aı'mw i uzaklaştırmakla, binlerce ailenin ! kalacağını düşünmezlerdi.İsyanı .': keri tedbirlerden ziyade, idari birlerle bastırmak., halkı moııı!l“"_ etmek suretile kargaşalığın — ön geçmek hatırlarıma bile gelmezdi: Esasen Anadolu bir yangın yeri gibiydi. Binlerce masüm halk, yallf ayak, üst baş yırtık, perişan sürünü" ordu. K Babası ölmeye gönderilen öksüf yavruların talisiz anaları, yardım cısız, kimsesiz kaldıkları ırıai:işımlî"f ; muş gibi bir de kulübelerinin kap'” larma Azrail dikildiğini görürle Tahsildar! Bunlar vergi almak için yapma” dık fenalık bırakmazlardı. Liyf liyme olmuş yatakları, parçalanmilf yorganları, tohumlukları, yemek Pİ” şirecek bir tek tencereyi, tarlayı stir recek yegâne öküzlü müsadere etmek ten utanmazlar, vicdanları ve ılll"' Jarı kızarmazdı. : Yoksul analar, yetim kızlar; ihti” yar nineler, vergi diye zorla almal mallarını geri istemek, haklarım! müdafaa etmek için, — başlarımı p#” çavralarla örterek, yalın ayak, köf” lerden kasabalara inerler, müdürlerine, kaymakamlara baş Vi" rurlar, toprak bellemekten şcklml kaybetmiş nasırlı ellerile, istidalâf uzatarak, hırsız ve zalim — memuüf” lardan merhamet ve hak isterlerdi" Bunları kimse dinlemezdi, / rma kulak asan olmazdı. İştiday! yırtarlar, sahibini tersliyerek, kovâf lar, perde çavuşlarıma - kapı attırırlardı. 1905 yılında da Arabistan taraflâ” rında bir isyan çıkınış Arap kabile” leri ayaklanmışlardı. Asiler, Hüdey” denin-şarkımndaki San'ayı sarmışlar" dı. Muhasara epey sürdü. Nihayet bir gün İstanbulda bir rivayet çıktı: A8“ j kerler, astlere.karşı uzun zaman ni kavemet göstermişler, fakat nihay teslim olmağa mecbur | Bu rivayet ikinci — Abdülhamidif kulağına kadar gitti, Padişah telâş? düştü, Hemen emir verdi: — Anadoludan asker — toplansilı San'aya gönderilsin!.. Padişah bu emri verdikten sonrâı Arabistanda çıkan isyan hakkmd& kat'i tedbirler alınmak üzere, Yıl- dızda bir (Şürayı Âlii Askeri) kurtl- masını münasip gördü. Bu h Serasker Rıza paşaya bir iradei 5*” niye gönderdi. Yüksek askeri komisyon 20 mart 1905 de Yıldızda toplandı. Komisy?" na “Yaveranı Hazreti Şehriyaridellit genç, ihtiyar birçok paşalar, Tophü” ne müşiri, Yıldız muhafızı, Serı.sk0_ Rıza paşa çağrılmıştı. İçtimaa gad razam Ferit pasa riyaset ediyordu. Bu pasa kalabalığı arasında sinin önü ilikli, nar çiçeği rengind*” ki fesile yalnız bir sivil adam çarpıyordu: — İkinci kâtip İzzet paşa!.. İzzet paşa,l;klncl Abdüîhımldh: muhabbet ye itlmadını kazanmış gn sanların en başında gclenlerdendi" En müşkül zamanlarma, en m hâdiselerde onunla müşavere edöf! Babıâli İle temasa, ııa.ıırlırlı | rüşmeğe onu yollardı. B Yüksek askeri komisyona da ©f? gönderdi. Toplantıda, Arap isyan'” nın önüne geçmek için herkes akl” na geleni söyledi; — tedbirler to_kuı etti. Biribirine uymayan fikirler 07" taya atıldı. « ğ tş mü bir * &4 . Toplantı çok hararetli oldu. İş nakaşaya kadar vardı. — İleri 8"4 sözler söylendi. İzzet paşa, iki de salondan çıkıp, müzakere safahat” Ahdülhamide bildiriyor, tekrar na dönüyordu. Müzakerenin hararetli bir zami” nında, dışarda bulunan İzzet pât'” salona girdi. Söz söyliyen alar” dan birinin sözünü — kesti, salonü” havasındaki karara muhalif bir tei” lifte bulundu. ; Bu damdan düşer gibi bir tekl:î%ı Serasker Rıza paşa sinirlendi, bir sesle tekdir etti: ; — Bu'asker işidir, sizin — aklf ermez! Kendinize taallüku olıı:va'ıı işlere karışmayınız. : İzzet pasa asabiyetle cevap ',ıdf v Pekâlâ aklım erer. Sizlıı'ı _g!qğ: sahki ne oldu. Gördük.. Rıza paşa köpürdü; , cevap vermek bir M Dü T n

Bu sayıdan diğer sayfalar: