7 x ı”“lta yetişen uğday -|. irleri, tıpkı re. Rötdüğünüz gibi, ikk di 5,':'": gerilmiş bir telin Uğanarak, günlerce, hiç dan orada kalı Ünüği, Gd & karnının tüz nebat Una sıvadığı #ohumlar yetişinciye ka . Vüziyette kalmakta :u"h: civarında | ç Üpanyol kazabası Ta' —-IN' hat : tarafından gönül- k.nk teşkil edilen ve hü- Wa tten kat'iyyen para alma. * Jandarma kolu vardır. İ , *üzmlar, babadan oğula, "Madırlar ve küçük olan tamamiyle — bu letinde, an eski andıran Sündarma ko' İ b unun teşkili Çok aşırlardant K »a uh'&mum R ı"'h,""'" si '““u: on mükâfatını u garip ökü lik mükâfatı kal, ka #atidığı bir Biliyor musunuz ? | Asırlık nakil vasıtası Bir çok aşır evvelinden kal. ma bu gartip nökliye usulü, hâ- lâa, C tin in muhtelif mıntakâala - Assa âsri nak'iye va. Bıtal geçemiyeceğ kull n yolcular işin çok r söyleni- ahat okluğu 200 senelik luvalet yot Çaydanlık şeklindeki tuvalet, bundan jik yüz sene evvel, Çinde çok revaçtaydı. bu saç dı ve halk o zaman hususi j; darma kuvvetleri kraldan müsaade almışlardı. Haydutlar bir kaç sene için de imha edildi. Fakat b fandarma bu gönüllü teşkilütr teşkili için dame ettirerek oğullarına mi. ras bıraktdar, Çestit (İngilterede)de tam on ı kdzanım ştır. sırada — süşlendiğini Şen Fıkralar Meşhur adam! Si Gazeteler benden — bah - sediyor. — Ne bahsediyorlar? — Bak, işte!.. Başbakanın nut kaundan sonra şöyle denmekte - 1 “Coşkun alkışlar.., Bu şe. € alkışlayanlardan biri de bendim . Köpeği sevmenin diye SIrrı ... Mişon — Yahu ben kadar senin köpekleri bu sevdiğini — Şu hakle me diye o. de taşıyorsun? Mison nu şapkanr Saim — Çünkü dün akşam beş kürüş yuttu. Anlıyorsun yal. . Hesap dersinde Muallim — Farzedin ki oğ- lum, ben terzi. yim, siz de be- m müşt . 35 Hiraya e!hııe satıyorum ve siz bana üç kat elbise ısmarlıyorsunuz.. Bana kaç para vereceksiniz?, Talcbe — Doksan lira! Muallim — Ne münasebet, öyle hesap olur mu 2, Talebe — Canınız isterse! Elbiseler üstünüzde kahrl. Ölmediğini nasıl anlamış ? Doktor — Bu kadın belki öl- memiştir. Ağ. zına doğru bir ayna — uratsay- dinız, nefes alıp almadiğı aynanın boğulanma - sından anlaşrlırdı . Polis — Ben de zaten öyle K yaptı: Doktor — E! Ne oldu?. Polis — Kadın derhal çan- tasından düdak boyasını çıka - ıp tüvaletini yapmıya başladı. Atletizm — Ben şayant hayret bir at- let — tanıyorum. 30 lometrelik bir koşudan son. ra 1,80 metre- ayr atladı. — Bunda şaşılacak ne var 30 kilometreden hız aldık. mı atla- ki tan sornra daha aşağır yacaktı?. Li'yakatlı doktor Doktor — deniz havasıdır. Size lâzım olan Eğer bol deniz havasr alsaydınız, şimdi böyle hastalanmazdınız . Denizde veya deniz kenarında bol bol kalmanıza imkân mu? yok — Olmaz olür mu, bay dok tor.. Ben gemi kapta: — Ya şen man ne yapacaksın? — Babam gibi., büyüdüğün za- Hiç bir şey! H kâze: Korkunç bir düşme ! Pilotlardan biri omuzlarımı kal dırarak homurdandı: Böyle fırtınalı bir. gecede kim uçmağa cesaret edecek, Herkes deheşt içinde birbirine baktı. Evet!. Böyle hayvada uçma. ğa hiç kirase cesaret edemezdi! Müdürün inadı tuttu.. —Onun inadı için kendimizi ölüme atacak değilir.. Bu Tisıltıları sahte bir öksü. rük susturdu. Pijotların — toplan. mmnş oldukları müdüriyet odasına derin bir sükünet çöktü.. Müdür içeriye girmişti. Tayyarecilerin arasından geçerek maşanın önün deki koltuğuna — öturduü, sert fa- kat İnatcı çehrelere baktı. Sonra söze başladı. Baylar, biliyorsunuz ki bu bir tayyareciye ar.. Fırtınayı istihfaf » Lakeye gidebilecek bir layyareciye.. — Ormanın ürzerinden.. Fakat unuluyorsunuz ki, bay direktör.. Direktör, muhatabının sörünü keserek tekrar etti: Evet, ormanın üzerinden.. Tayyarecileria en yaşlısı ve en kıdemlisi cevap verdi: Ormanın üzerinden, bu ba- vada uçmak, ölüme atılmak de. mektir. Orada şiddetli hı cere- yardarı vardır.. Bizi mazur gö- rün.. — Baylar! İçinizden birisinin öne çıkıp: “Ben gideceğim.,, de.- mesini bekliyorum! —Bunu hiç kimse size söyle. mez.. — Salt - Lüke de bir insanın haya tm kurtarmak Jâzımdır! — Bu insanın bayalını kurtar. mak için, diğer bir İnsanı ölüme mi atmak İstiyorgumuz", —Bâylar, ölmek üzere bulunan ve kurtarılması Tâzım — gelen bu betbaht bir çotuklur.. Masüm bir çocuk, düşünün.. Eğer hiç kimse oraya gitmezse, serom burada ka. imeak ve orada, bir çocuk, vak. Ünde aşı edilemiyeceği için öle. cektir.. Bundan da siz mesul ola. cak, vicdan azabı duyacaksınız.. Bu sözler, tayyareciler üzerin. de bir hayli tesir brrakmış olacak l ki, herkesin çebresinde bir te. reddüt ifadesi belirdi.. — Pekâlâ.. Ben gidiyorum!.. — Teşekkür ederim Dan, beni tiddenn mülehassis eltiniz! Dan cok gençti - ve pilotların €en yenisiydi.. Buna rağmen göz. lerinde, emsalsiz bir cesaret kı- vılcımı parlıyordu.. Masaya yak. laşlı ve elini uratarak : — Verin bana seromu, dedi. Bu gece onu Sat . Lakeye götüne. Yahut! Cümlesini maşum bir jestle ta. mamladı ve arkadaşlarının, hay. dolu nazarları arasında di a çıktı. ©- iBR 6 Tayyare bir saattenberi fırlına. hh semalar içinde uğulduyordu. Gece zifiri bir sulmet içine gü mülmüşlü.. Sıcak bir nevi — siş, genç tayyarecinin nefesini dural. , endieli bir — nazarla aşa- bakarak mırıldandı: rım saat sonra, hedefime vasıl olacağım.. Filhakika ormanın üzerindey. di.. Bu ormanı iyice göremiyor- du, Fakat siyah gecenin altındaki daha siyah ve daha korkunç bir zülmetlen bunun orman olduğu- nu anlıyordu.. 7 Doğrusu, buradan aşağıya düşmek, hiç de hoş bir şey de- Bil, daki kaplanlar, kim bi- r, beni hayadan inmiş mükem. mel kızarımış hazır bir keklik xan nederler?. Fakat bçerekel, hiçbir kaza vü. ku - bulmadı - ve Dan, salimen Salt - Lakeye vası) olarak, dokto. run olomobiline atladı ve kendi. Si için ha; nı tehlikeye atmış olduğu hasta yavnıyu ziyaret et- U, Bo, yedi yaşlarında, son de. rece sevimli, mavi gözlü, sarı saç h bir çocuktu ve serom onu ölüm den kurtaracaktı.. Genç areci, yaplığı bu iyi. Tikten memnun ve mesut bir hal. de, tekrar tayyare — meydanına döndü ve geriye dönmek ürzere “vareket etli, Fakat, bu sevinel uzun silrme. di: Genç ve cesür pilot, geceyi ve korkunç ormanı tekrar mağlüp edeceği bir sırada, müthiş bir fırtına ve kasırga koptu. Korku derecede şiddelli hava Gereyan. ları ve hava hortumları içine dal. mış olan tayyare, dönmeğe, tak. lak atmağa ve nihayet aşağıya inmeğe başladı.. Dan, soğuk kan. hhığını kaybetmeden, paraşütünü açan ipi çekerek bekledi.. Baş döndürücü sukutunun hafifledi. Bini hissetti. Bütün — vücudunun ürperdiğini duydu ve kulakların. da müthiş uğultular bulunduğu halde biran şöyle düşündü: Parağül iyi açılmıyor.. Mah. voldum! Biran için, cesareli sayesinde kurtarmış olduğu küçük hastanın sarı başını görür gibi oldu... Yav. ru şimdi herhalde — rahat rahat uyuyordu.. Korkunuç bir çarpış, onu ken. dinden geçirdi. Sadece, elâstiki bir şeyin içine daldığımı hisseder ibi olmuş! &. * Kendisine geldiği raman, Taklar arasından sabahın flk larını - gördü. Güçlükle ayağa kalktı ve hatıralarını - toplamağa çalıştı. Kalın bir yaprak ve ot yığını içine düşmüştü. Her tara. fi dehşetli ağrıyordu. Fakat yara olarak ellerindeki ve yüzündeki birçok çiziklerden başka bir şey yokta.. Düşündü ve havaya baktı. Koskocaman bir ağacın altlınday. di ve bu ağaçta birçok kırılmış dallar gördü.. Paraşütünün — bile takılan meşin kayışı bile bu dal. lerdan birisinin üzerindeydi. O zaman yüzündeki — ve ellerindeki çiziklerin sebebini ve sukut eder ken, niçin elâstiki bir şeye dale dığını hissetmiş olduğunu anla. yap. ve oradan da Ayağa kalkmağa muvaffak - ol. duktan sonra, şöyle mırıldandı: — Şimdi, buradan çıkmanın Çaresini bulmalı.. Bir hayli dolaştı, nihayet, altı. na düşmüş olduğu büyük ağacın tepesine tırmanmağa karar verdi ve o zaman hayretle gördü ki su. kulu eşnasında, — bilmecburiye açılmış olan paraşütü ağacın te- pesine iyice yayılmıştı. Böylelik. le, uçacak olan tayyarecilerin bu paraşülü görmemelerine imkân yoklu, — İşte mükemmel bir tali, diye mırıldandı.. Böyle güzel bir işa. retle, beni bulmamalarına imkân var mı.. Nasılsa benim bu orma. na düştüğümü biliyorlar.. Filhakika, sokutundan üç gün sonra, bulunduğu yerin üzerinde bir tayyarenin uğuldadığım duy. du.. Derhal, taliin kendisine bah- şettiği bu “rasat,, yerine tırmı dı ve burada, ellerile, ayaklı tıpkı bir maymun gibi bi hareketler yapmağa başladı. Esa. sen, paraşütün nazarı dikkatleri. ni celbetmiş olduğu tayyareciler onun bu işaretlerine cevap verdi. ter. Ağlır bir cisme sarılarak bü- yük bir ustalıkla aşağıya atılmış olan bir mektup da, Dana, nereye düştüğünün tesbit edildiğini ve bir kervanın derhal hareket ede. ceğini bildirdi. Diğer taraflan, küçük paraşüt. ler vasıtasile havadan silâh ve yiyecek de atıldı.. Dan bunlar sa. yesinde üç gün daha bekledi ve nihayet uraktan, dost çebrelerin, mesut ve memnun göz yaşları içinde kendisine doğru koştukla. rvını gördü. Bereket, kaza, ormanın en teh. likeli yerinde vuku bulmamıştı. Binaenaleyh bu bakir ormanı ya. rıp geçmek fazla güç bir iş olma. di Dan tayyare meydanına döndü ve, orada kendisini bekliyen di« rektörlerle hayir cemiyetleri mü. messilleri, ona merasimle bir ma. dalya taktılar ve candan tebrik elliler. .. — Şimdi altı yaşındadır.Ben onu şu kadarcıkken tanırdım. BULMACA Bu murabbam içinde 16 nokta vardır. Mesoöle bu 16 noktayı kaleminizi kâğıttan hiç kaldırmadan — çizece « Giniz altı düz çizgl ile birleş- türibDiz. Fakat çizeceğiniz çÇiİze gilerin ayni yerlerden geçme melerine- dikkat etmeniz şarttır. Çizgiler biribiri üzerinden geçebilir, fakat çorçevenin dışına çıkamaz. Bu bilmecemizi balleden -» lerden birinciye bir konsol Bsaati, ikinciye bir hokka tas kımı, üçüncüye bir albüm we iki yüz okuyucumuza ayrıca muhtelif hediyeler verilecek tir. ÇOCUK SAYFASI Bilmece kuportt lâ BİRİNCİKÂNUN