Cevapları veren: PROFESOR SANERK Grafoloji ve Grafometri mütehassıs ÜTÜN tafaliâtile karakterinizi; mezi yet ve kuzurlarınızı; sizi hayreto - düşürecek kadar vazih ve sarih olarak hüsusiyetlerinizi; tuttuğunuz Veya düşündüğünüz işte Müvaffak olup olmıyacağınızı; nihayet beş farkla yaşınızı size söyliyebilirim. Bana biör gazeteden, bir kitaptan veya aklınız dan yazacağımız düört satırlrk — yazıyı; aylardaki imzalarınızdan ikisini günderiniz. Yazan: Kenan Çinili — Melekzad Çinili (ERKEK — KIZ) Kayseride garip bir hâmi -— Ankara, 1333/15: Kısaya yakın orta boylu bir zat. Vü- cutça şişman değil zayıf sayılırsınız. Gençsiniz. Karakterinizin mühim vasfı. başkalarına benzememek, - kendinizi gös termek ve egsantrik olmıya yaklaşan bir hususiyet arzetmektir. Bu huyunuz bilhassa evvelki senelerde daha fazlay- ken zamanla azalmıştır. Kerdinizi gös- termek hususunda temayüllerinize rağ- men, işlerin sathında ve haridi şekille- rinde kalmanız doğru değildir. — Tahlil, Mmuhakeme ve dikkat melekelerinizin tak viyesini tavsiye ederim. Bir de, bedenen itinaya muhtaç bir bünyede olduğunu- zu tahmin etmekte olduğum için buna da dikkatinizi yerinde buluyerum. -S- LC.K.P: Hayatınızda bir işi yaptıklan sonra, (bunu şöyle yapsaydım, daha iyi ola. Caktı...) demeye hâdiseler itibariyle a- Tişmış veya bunü hatırlamıya — mecbur kalmış bir zatsınız. Yaşınızı - kendiniz yazdığınız için bu hususta benim bir şey ilâve etmekliğime lüzum yok. Had- dizatında iyi kalplisiniz, hayırhahsınız. Yakmlarınıza, etrafımızdakilere merbut. sunuz. Çocuğunuzun tahsili ve istikbali ile olan alâkanızın, sizin için en iyi bir istinat noktasr olabileceğini söyliyebili- rim. -ST - 197 . VAN.M: — 4 (5 farkla) 30 yaştıla, kısa boylu, tık- naz bir zat. Hassas, bedbin 've asabisi- niz. Karakterinizin başlıca vasfı, bir şey beğenmemek, her şeyden şikâyet et. mektir. Bedbinlik, yaradılışınızdan zi- yade sonraki Amillerin neticesidir. Ken- dinizi nikbin yapmak elinizdedir. Ve sa- adet ancak ve yalnız bundadır. Parmak izlerinizi tekrar gönderirsenis, diğer ba- zı tavsiyelerde bulunabilirim, — 88 — Maçka - tr. du.: 1Y1:lnıl 20 den fazla değildir. Almgan bir ruhunuz var. Herkesle çabucak sa- mi:_nl olmak ve rasgeldiğinize bütün hu- susiyetlerinizi anlatmak huylarınızdan. dır. _Bundın vazgeçmenizi ehemmiyetle t_ıvııyz_cflzrim. Daha genç - yaşta oldu- Bunuz için istikbalinize en emin ve en sağlam istikameti vermek sizın ve aile- nizin borcudur. Hayatta muvaffak ola- cak bir tipte olduğunuzu temin edebili- rim. Boyunuz uzun değildir. Fakat yaş itibariyle henüz boyümnun uzaması mümkündür. Bir doktora müracaat edi- niz. Bir de D vitaminli maddelerden bol bol yeyiniz, D vitaminini ihtiva e- den hususi müstahzarlar da şayanı tavsiyedir. Bunları doktorlatdan öğre- nebilirsiniz. Hususf beden hareketlerini de ihmal etmezseniz daha - iyi yaparsı- niz, Yemek hususunda titiz elduğunuzu ve her şeyi heğenmediğinizi tahmin edi- yorum. Bundan vazgeçilme« lâzımgel - diğini söylemiye Tüzum var mı? —V Balat Mo, 98: Yaşmızı kırktan fazla tahmin ediyo- Tum. Bu tahminimde tam bit isabet var- | mı, iddia edemiyeceğim, Olabilir ki, has z ve yakınlarda bir hastalık geçir- yeyahut da yazı yazmayı yeni üğ- zla konuşmaktan, konuşur- etlerden — heslanırsınız. Uysal görünmek hususundaki mehareti- nize rağmen inatçısınız. Hele gizli istih- zalara bayılır ve bunu yaptıktan sonrâa zekânıza hayran kalırsınız. Muvaffak ol- mamıs, muhatab tarafından. an]gm]myş bir istihzanın insanr çok züli%nc t.m. mevkie düşürdüğünü, düsürebileceğini hatırda tutmanız yerinde olur. Pi Kazancınızdan vetyaşama şeraitiniz- den memnun değilsiniz. Şimdiye kadar birkaç iş değiştirdiğinizi tahmin etmek- teyim. Aile bağınız kuvvetlidir. ve bit- tabi iyidir. —S0 — Beyoğlu V. A. Ç. Dikkatinizi artırmanı , işlerinizde da- ha muntazam, daha itinalı olmanızı tav- siye ederim, Ancak bu suretle muvaffak olmanız mümkündür. Hali hazırda başlıca kusurlarınız bun- lardır. Tabiaten pek de çalışkan değilsi- niz veya fazla yorucu işlerdea hoşlanma- maktasınız. Bu da diğer bir kusurunuz- dur. —— Feyzi, General Çeyzi oğlu: Genç, iyi bünyeli, şişmanlığa müs- tait biz tip. İyi kalplisiniz ve has&sas bir ruhtasmız. Hayatın sertliklerine alışmanızı ve bugünkü muvaffakryet gartlarının istediği - bütün unsurları kendinizde toplamanızı tavsiye edes rim. Çünkü yazınızdan henülz bu vazi- yette olmadığınızı istihraç ettim. Hâ diseler ötünde çabuk kırılan cesareti- nizi, azminizi çok kuvvetlendirmek İ- gin icab eden ruhi ve bedeni bütün gartları haiz bulunuyorsunuz. Temiz ve tevazuu seven ruhunuz iyi hare- ketlerde dalma size rehber olacaktır. -99 Ankara, A. O, K.: Genesiniz. Yaşınızm 20-25 olması küyvetle müktemieldir. Boynuuz orta - dıt/ Şişman değilsiniz, hattâ biraz şişmanlamağa ihtiyacmız vardır. Ya- zınızdan biraz sinirli olduğunuz anla- gılıyor, Hâdiseleri de soğukkanlılıkla karşılryamıyorsunuz. Yakınlarda sizi çok müteessir eden bir hâdise olduğu- nu da tahmin ediyorum. Hafızanız za- yıf görünüyor, bu itibarla zekânızdan tam istifade edemiyorsunuz, çünkü zayıf bir hafıza, zekânın tam faaliye tine mânidir. Bir doktordan icab eden vesayayı almanızı tavsiye ederim. —3 — Şişli, Aca. Z. 2: Mütehakkim, kendisine güvenir ve her gşeyden evvel kendisini -düşünür bir zatsımız. Birisini sevmeniz için o - nun size bağlılığı ve itaatr lâzımdır. Başkalarmın gururundan ve tahak - kümünden sık sık gikâyet ettiğinizi tahmin ediyorum. Umum?! ve bedeni işlerde fazla muvaffak olmanız şüp- helidir. Tablatiniz mütehakkim oldu- Buna göre uysal ve ev işleriyle meşgul olmaktan bizatihi zevk duyacak ve bunu başkası için değii, alıştığı ve İs- tediği için yapacak bir kızla evlenme- niz doğru olur. Hayatta muvaffak ol- mManız için de uysal olmanız, icabında fikir ve kanaatlerinizden fedakârlık yapmanız veya vaziyeti »dare etmeniz lâzımdır. Boyunuz ortadır. Vücutça toplusunuz. Zekânızdan ve dikkati - nizden daha fazla istifade yolunu â- ramak ve'bunları kuvvetlendirmek lâ- zımdır. Yaşınızı pek gene bulmadım. Orta yaşlı da sayılmazsınız. Orta yağ- Ldan daha gencsiniz. İsterseniz bu ya zi hakkmdaki mütalealarmızı yazabi- lirsiniz. -WU— Fatih 8. $. (: Otuzyaşlarında, kısa boylu, dolgun vücutlu bir zat, Bu kadar cok uysal olmağa lüzum yoktur. İradenizi kuv- vetlendirmeniz ve hayatta varlığınızı hissettirmenizi tavsiye ederim. Ha- yatta kendi arzularını kullanmıyanlar başkalarının iradelerinin oyuncağı o- hurlar, bunu unutmayınız. 'i e BÜ Tanımadığım bu adamla bir odada nasıl geceliyecektim ? Bir aralık ayağa kalktı; çam yarmasını andıran vücudiyle ba Meleksad, mektebi — bitirip de an- nesi artık erkek elbiscsinin çıkarıl- ması lâzımgeldiğini ihtar edince a- ilesile arası açılıyor ve evden kaçı- yor. Kayseri yolunda, kompartı- manda ahbab olduğu bir delikan- h onu Eskişehir civarındaki küyü- ne davet ediyor. Köyde, güzel Çer- kes kısları bu sevimli delikanlıya kendilerini beğendirmek için eğlen- tiler tertip ediyorlar. Misafir oldu- gu evin kus Şükriye Bay Kenana tutuluyor. Ve köyde kalmasımı a- çıkça ona teklif ediyor. Bittabi kabul etmiye imkân yok... Ayrılıyor. Kayseride bulunan mu- allime arkadaşı, erkek elbisesile Meleksadı soğuk karşılıyor. Bay Kenan, meteliksizdir. Kayseri- de iş bulamıyor. O gece kaldığı o- telde, temiz giyinmiş bir adam ©- nunla aldkadar oluyor. .. * 'Tekrar İstanbula dönmek — mecburiye- tindeyim, fakat param yok. Ne yapaca. ğımı şaşırmış bir vaziyetteyim. Bu zat emniyet verici bir tavırla: — Yarın ben Mde İstanbula gidece- gimdedi. İstersediz sizj de götüre - yim . Bu adam Hızır miydi? Benim en sıkı- şık bir zamanımda karşıma çıkmış, yardım teklifinde bulunuyordu. Bunu kabul etmemek imkânı var mıydı?. — Teşekkür ederim. Size, benim için sarfedeceğinizi İstanbula varır varmaz ödemiye âmadeyim. — Hay... Hay!.. Ödemeseniz bile ne çıkar. Böyle sizin gibi gurbete düşmüş bir gence yatdım borcumuzdur. İçimden: —| — Ne iyi kalbli bir adam! dedim. Temiz giyinmiş zat sözünü bit'rir bi tirmez otelin kâtibini çağırttı: — Bü çocuk benim akrabamdır. İs- teyeceği şeyleri veriniz. Bütün masrafı bana a'ttir, dedi, Böyle açık bir bonoya pek akıl endi- remedim. Fakat adamın bana yardım teklifini kendisine verdiğim ilk cevabın fıraklılığında buldum. İyi kalbli bir a. dam nasıl da belli oluyordu. Hayırseven hir insan elbette ben vaziyete düşmüş bit gence yardım edecekti. Bana beklemediğim hir şekilde — ve böyle bir açık katblilikle yardım elini yzatan adama kendimi barçlu hissettim. Kâtip yanımızdan ayrıldığı sırada: y Teşekkür ederim, dedim. Bu iyi- liğinizi hiç unutamıyacağım.. - Fakat beni niçin akrabarız olarak tanıttığınıza Pek akıl erdiremedim.. Ciddi bir tavırla: — Öyle demem icap ederdi. Size da- ha iyi muamele etmeleri için.. O bunları söylerken kapıya doğrul muştu bile., Gidiyorldu. Benim cevap vermeme meydan kalmadan, onun ka - pıdan çıktığını gördüm. O ayrıldıktan sonra kâtip, beni ya- nına alarak, yi kalbli adam hesabma karnımı doyurmak için lokantaya gö. türdü. Vakit öğleydi. Dükkândan içeriye girdiğimiz sırada burasını pek kalaba- İik bulmadık. Biri zabit olmak — üzere anczak dört beş kişi vardı. Biz kâtiple beraber, zatitin yemek yediği masanın tam katşısınak'ne oturduk. Bu zabit geriç bir jandarma zebitiy - di. Yemeğini bitirmişti Bana dikkatle bakıyordu. Acaba bu zatı tanıyor mMüy, dum? Buna pek ihtimal vermedim. Çünkü yüzü gözümde en küçük bir aşi- nalık izi ı na PU ARRU # Gülümsiyerek içimden, ne iyi kalpli bir adam - dedim - Genç zabit dayanamadı. Beni mu- hakkak birine benzetmiş olacaktı ki ni- bhayet sordu; — Atfedersiniz kardeş'm, sizi birine benzettim. İsminiz nedir?, — Kenan.. — Çok mahctubum., Ne'kadar da ben- ziyorsunüz., Maamafih tanışmış olduk.. Benim de Nafiz... Nereden geliyorsu- nuz? — İstanbuldan .. . — O, çok iyi.. Ben de İstanbulu gör- miyeli beş ay kadar var.. Yen? mi gel- diniz?, — Evet. Bu zabitle ahbaplığı hemen — ilerlet. tik. Ona, İstanbulun hasretini çektiği yerlerini anlattım. Dereden — tepeden konuştuk, — Karnımızı — doyurduktan sgnra lokantadan — beraberce — çıktık. Beni askeri mahfele davet etti. Biraz sonra geleceğimi söyledim ve ayrıldık. Kâtiple beraber otele geldiğim za » man iyi kalbli hâmim'n ddasında, beni beklediğini haber verdiler, Demek dönüp gelmişti. Göğüse dayanan tabanca Beni, otelin, üst katına çıkaracak tahta merdivenlerine doğruldum. Ka- pıcı, hâmimin odasını bana tarif etme- yi unutmamıştı. Bir. merdiven çıkacak ve hemen sağdaki kaprya girecektim. Kapıya geldiğim zaman, içimde dâ. rip bir ürperme vardı. İçeriye girmeden şöyle bir dinledim. Ses sada yoktu. Kapr aralık duruyordu. Gözümü aralığa uydurarak baktım. Ge- ne kimseyi göremedim. Acaba yanlış mr gelmiştim? Bu oda değil miydi? Ben böyle tereddüt ederken kulağıma hafif mimin odası burasıydı. İşte kendisi de içerdeydi, oturuyor, cigara içiyor, ayni zamanda gazete okuyorldu. Kapının aralanmasından doğan gı . gırtı Üzerine başını gazeteden kaldıra « Tak kapıya baktı. Beni görünce şöyle bir doğrularak: — Gel bakalım, küçük! dedi, Sonra hasır bir iskemle göstererek ilâve etti: — Otur... Oturdum, Bir müddet göz göze kal- Kık.. Ne ben ve ne de o hiç bir şey Ssöy. lemiyorduk. Nihayet: — Beni çağırtmışsınız, dedim Yutkunarak: — Evet, dedi, Sizi çağırttım.. Konuşmasına bir hayli ara verdik - ten sonra çok mühim bir şey söylöye- cekmiş gibi bir tavır takındı. — Sana, dedi, bu gece yatacağın ye. Ti göstermek istiyorum. bir aım ya klaştı ve ... — Nerede yatacağım?. Eliyle odadaki iki göstererek ge bi — İşte, dedi, burada.. 3"_ « karyolada yatacağım.. Yarın Sâ”” fstanbula beraberce hareket ederi” — Teşekkür ederim., Hay, b8Y“ Beni ” — Hay, hay!. W Derken içimden büyük - bif duyuyordum. Tanımadığım bir bir odada bir gece W""’k’ l(ğ gibi gündüz külâhlı, gece silâhl .. için pek te istenir bir gey değili p. men kabul etmemin pek ket olduğunu kavrayınca: . — Fakat, dedim, gece sizi ";;','v Hebilirim. Acaba ayrı tir oda bu otelde?. M Bu isteğim hâmimin pek “_,.ı- gitmemiş olacaktı. Gerçi WM çıktan açığa anlatmadı amma, di: — Niçin rahatsız olayım? Sİf 5 tız olacaksınız, o başka, AMi Ciçer bundan başka da boş yatak !tv K hatsız edeceğime pek ihtimal — Ben siri rahatsız etmiyeyi” üi çe artıyordu. ,ı/ Bir aralık ayağa kalktr. ç"li' sğtü gını andıran vücudiyle bana M yaklaştı. Sonra birdenbire gefİ ÜÖYi « odada Molaşmıya başladı. PoS rının süslediği yuvarlak çdıh!d“ pıldif kaşları ve bu kaşlar altırda ÜÖN et dönen kara gözleri başka b* — Ne münasebet efendim? Hâm'min bana karşı nezakt pıyıklt veriyordu. aaj SöB Bu göbekli bir adamdı, ""2:? cebinden çıkarak düğme G Pa a geçtikten sonra cebine girtü tın kordonu vardı. gra Y aNŞ gaa Hâmim odada verebil'rim.. pana “’:: O bunları söylerken yaklaşmıştı. Bir NÜ'M;.:; Nü duğum hasır sandalyeden elimle de bu sandalyeyi ittim. Başrm ancak bu çaft YÜÖ ünü göğsüne yetişebiliyordu. | vebuif mek iç'n başımı duğumu hatırlıyorum. pıyı kapayıncaya Kadaf miştim.. Fakat kapıyı ti doğru gelince, — İstersen sana parâ b Del hile p rtim! Gdeyince iş deihd;:b%'r her Kalde bana iyi bir [ iz geceyi burada geçirmeniz e vae S aa için hiç bir endişe Tilge — yın.. Ben rahatsız olmam S'W j |