— > Dış Siyasa Hatay meselesinin yeni safhası Yazan: Şekip Gündüz ge Baştaratı 1 incide bu kaneştimizin kuvvetini bir daha ha. tırladık ve duyduk. İstanbulda bulunan Hataylılar da bu bayrama iştirak ettiler ve ayrıca bizim sevinç yaşları döken gözlerimiz önünde hususi bir bayram yaptılır. Bu ikinei bayramın en bariz tarafı'yavru Hata . yın Türk'ana vatanına minnet sunüşu oldu, Antakyalı delikanlılar, İskende - runlu genç kızlar, bardaktan boşanır gibi yağan yağmur altında, Taksim âbi. desine gittiler, çelenk koydular, Fakat, bunların Hatayda bulunan kar, deşleri, kizimle bir etten, bir kemikten, bir kandan ve bir düşünceden olan ba. baları, anaları böyle bir bayram yap- maktan mahrum kaldılar, ayni güzel sevinci izhar edemediler. Hatay şehir - lerinin sokakları coşkun mümayişlere sahne olamadı. Hataylılar hür insan olmanın İlk basamağma ayak bastıkları bügünde gene diledikleri gibi hsykıra- madılar. Fransânm bir müsteinlekeci kafasiyle çalışmakta israr eden memur- Tarı, müfrit bir hodgümlik göstermek ten çekinerek yalnız Türkiyeli Türke ve Hataylı Türkeldeğiİ, ayni zamanda İn. sanlığa, haklari meşru yollardan tanıt» mak istiyen prensiplere ve hattâ Millet- ler Cemiyetine de malettiğimiz, bunlar için de içinden büyük birer hiss& ayırdı. ğrmız Bu temiz sevince mâni oldular. Hattâ daha İleri gittiler n basit bir hâdisede “Muahedelere Yaygârasını basan lar bis sureti Milletler Cemiyeti arşi- vinde bulunan bir resmi taahhüdü yeri. ne © getirmemezliğe cüret (ettiler. Hatay ana yasasının mer'iyete giri- gösterdiler. », * * Hataylıların kötü bir emrivaki ile karşılaşacakları daha bir hafta evvejin - den belliydi. “Fakat zi zamanlarda Türk RERİE mühâsebellerinde be - lirdiği sanılan bir salâhın verdiği nik - binlik bazı gazeteci arkadaşlarımıza Fransız memuru Garo'nun saptığı çap. raşık yoldan geri döneteğini, sinsi sinsi giriştiği tertibatı yüz üstü bırakıp ma. kul olmağa çalışacağını sandırmıştı. Biz, Fransa müstemleke memurları - nın muhtelif vesilelerle göte vuran kö- tü temayüllerini iyice dartmış bulun. duğumuz için ayni nikbinliğe iştirak etmekten daima çekindik. Fakat vakit- siz bir memnuniyetsizlik ve bedbinlik, yaymayı da doğru bulmadığımız için hâdiseyi bekledik ve sustuk. İşte şim- di hâdise bütün çekingenliğimize, Pran sız müstemlekeciliğine karşı olan de yam: İtimatsızlığımıza hak verdirecek bir surette ve hattâ bir haftalık susüğü muzu mazur göstermek İmkâinmı dahi vermiyerek belirmiş bulunuyor. Antak- yada ve İskenderunda Hataylılar ücret. Ti Fransız .gönüllülerinin süngülerine, Garo tarafından teşkilâtlandırılmış. ko- mitecilerin ve sefil haydutların kamala- rma, tabancaların ve palalarına göğüs germeğ mecbur kalmışlardır. Milletler arasındaki meşru siyasa, Hataylıyı.en iptidai haklarından mah - rum etmek ve onu ölümle tehdide-kaj - loşmak hakkını hiç bir zorbaya bahşet- miş değildir. « Dün Hatayda meleni dünya buzu. runda yapılmış bir taahhüd yerine ge“ tirilecekti, Bunun böyle olduğu Türkiye ve İram gibi iki medeni devletin resmi mümessillerinin Hataylıyı mill? evinde reşmen tebrike gitmiş olmalariyle de bir kere daha ve apaçık anlaşılmış iken acaba Garo bunu anlamamaktaki kaba israrıma kimden aldığı tahrikle cüret edebilmiştir? Hataydaki bu Garo adi Fransız na. sıl bir Tol oynamak istiyor? Ulus arka. daşımızma da dün söylediği gibi, alçin inkâr edelim, Milletler Cemiyetinde Hatiy davası konuşulurken sulh uğ- runda Türkiye Bir defa daha fedekârlek- ta bulunmustur. Buna bir #edokârl: mekten ziyade bir insanlı mertlik demek daha doğru olur, Biz, 1937 de; iken sölhünü Akdeniz “kıyı larında yeni bir ârizaya sokmamak n âdeta bir sadaka verinişizdir. Bu hareketimize -çıtkırıldım bir Fransız memurcağızının çocukça ve çok acemi. ce entrikalarile mukabele edilmesine göz yumamayız, Hatay kendisine mes'ut bir istikbalin anahtarlar: behşedilirken temiz ve ma- sum duygularını en coşkun bir tarzda ortaya atmağa, rahat bir neles alışın bütün gururiyle gerine gerine bayram yapmağa halıdır. Bu hak ta, Hatay hu- dutları ve Hatay anayasası kadar Fran, sanın ve bizim dikkat ve müraksbe ve kefaletimiz altındadır. Türk milleti bu halkı darbelemeğe çalışmış olan Garo nun hareketini metropol Fransarım tas- vip etmiyeceğini tahmin etmek ister, Fransa, Hatay topraklarında bulu. nacağı son günlere Hataylının. teessüf- le ve bir'işkence çeker gibi tahammül etmesinden ne kâr eder? Hele Hataylı - nın bu devrede Fransaya İcirşı duyaca. ğı her hissin aynen Türkiyede de du - yulacağt malüm iken, yani Hataylınm Fransaya dost olduğu gün bizim de dost olacağımız ve Hataylmın Fransaya ho- murdandığı gün'bizim de homurdana.. cağımız besbelli iken.. . Frânsa hükümeti Mösyö dö Mar- tel'in yakasını pek boş bırakmâsa iyi eder. Evvelce mendup Düriyi şıfharttığını heniz unutmadığımız bu zatın şimdi de bü Garoyu (eğer tâhrik etmediği iddia edilebilirse pek başıboş bıraktığı görülüyor. Chautemps hü - kümetinin bü memurçcağızı yola getir . mesj ve yahut Çerkesleri ve diğer bazr gayri mematin azlıkları tensik setmesi- ne meydan bır#kmadan kolundan tutup atması, tensikata tâbi tutması Pransa - nın her halde Tehine olur sanıyoruz. Zira, ancak böyle bir hareket “yarmki Türk «— Fransız münasebetlerinin. Türk milli şefi tarafından dilenilen ““yoldir inkişatirm” esaslı”bir BIŞU veB- “il, selabilir: Bunu beklerken Hataylı nın bundan böyle her tersliğe, her kö. tü niyete, her entrikaya ve her türlü işkenceye rağmen değişmiyecek olan sayhasiyle haykıralım: Yaşasın Hatay?!.. Sekin GUNDUZ Karakış er” Baştaratı 1 incide rettabattan li kişi kurtarılmış ve Nimethüda'nın kaptanı Yaşar rels kurtarılamıyarak sulara karışmış” tır. Ceyhan taştı Adanadan verllen bir habere &ö- re şiddetli yağmurlardan sonra Cey- han nehri yeniden taşmıştır. Elbis- tan sular içindedir. Ovayı da sula- Meyhaneciye çarpan - otobüs Dün Bahçekapıda İş bankası önün - den geçen şoför Fnverin idaresindeki 2715 numaralı otobüs, 50 yağlarında» ki meyhaneci Paraşkoya çarpmış ve ağır surette yaralamıştır. Yaralı derhal hastaneye - kaldırı mış ve goför hakkında takibata baş- lanmıştır. Fransadaki isyan teşkilâtı Paris, 30 (A.A.) — Havas ajansının bildirdiğine göre polis idaresi müta - hasıslarının şifresini eçmağa muvaffak oldukları C, 8. A, R. ihtilâl teşkilâtınm mensupları ve partizanları arasında sansasyonel yapacak kimseler mevcut İKİNCİTEŞMİN — 1017 Heri 1656 —“Ramazani 28 Gitimeşin Bntapa 10,42 Vakit Sabah Öğle kind Alışma, , Sut İmank 5371208 14.28. 1642 IA19 Bia rın kaplamasından korkulmaktadır. Brüksel konferansında kaba bir şaka! — Japonya geliyor! — Fransıs karikatürü — Hüâdiseler ve fikirler... Müzik piyasasında > buhran var! Yazan: Nizametlin Nazif Evet, hayret #diledek şey doğru- su. İstanbulda müzik artistlerinden bir çoğunun çalışmağa İmkân bula- madıkları söyleniyor. Ialkın sayfi- yelerden şehre döndüğü ve şehrin bütün hiziyle yaşama (bummasma tutulduğu bugünlerde Tepebaşı kah- velerinde işsiz -müzikçilerin tarla oynıyarak vakit öldürmeğe #avaş- tıkları görülüyor. Bedbaht sanat adamları! İçlerinde öyle kıymetlilerini tanıyoruz ki eski Viyananın en titiz bestekâr, kendi eserini bunlardan dihlese gaşyolur. Böyle yüksek: bir sanat kudretine ulaşmış eartistlerih keman tellerin. den veya saksofon perdelerinden si- birli agalar 4 miş pârmâk 5 görmek erdden Mini Aia; Acabâ “bunlar niçin işsiz kalmığ- lardır? Şa koskoca İstanbul Şehri: »in müzik ihtiyacı tamamile temin Doğru a A uğ Deği mi? Fakir mahallelere kömür Kiş ponccrelerimizi sarsmıya ve kapılarımızda homurdanmıya baş- ladı. Fakirleri düşünüyor muyuz? Hava yağmurludur. Rüzgörm is- tikameti — Birdenbire değişebilir. Bu gecelerin birinde esecek şiddet- W bir'poymaz kara kışı Dörmumu- zun dibine gelisebilir. * Fakir ma- hallelerin mangaların sobaların boş bırakmayalım. k Her yıl odun ve kömür ihfikârı- na lânet okuruz, fakat bütün hır- sumaza, Kinimise ve tsyanmıza rağmen oduncu ve kömürcü ihti- kâra sapmanın daima imkânını bu- hir, Acaba Du yıl gu menhus ihti kârın hortlamasına mâni olabile. cek miyiz? İlkbaharda halk için ucuz soba- lar yapılacağından bahsettik, s0n- ra halka taşkömürü yakmanın ja» ziletine isamdırdık. Fakir halim bu taazımısdan 1937 kişımdaen ufak Dir istifadesi olabileceğine» kil erdirebiliyor. muyuz? Ne gezer, Biz bol bol nasihat vermişizdir, fakat bir tek soba ve- Demek oluyor 4 kener mahal. lelerde bu ka mangal yine salta. nat #iirecek, Beri taş kömürden istifade edememek az0bma mah- küm kalan bethaktlara ve imkân- sızlara ucuz odun kömürü tedarik sdebilmek saadötini behşetsek. Evet bahşetsek ve bu işi bir an €vvel davranıp başarsak da man- güllarda ormanlarla birlikte fakir aileler de wönip kül olmasa. edilmiştirde' bunlara çalışacak yer- m! kalmamıştır? ç Keşke böyle olsaydı! O zamân hiç olmazsa göğsümüzü gere ger6 söyle göylenebilirdik: “— Btendim, müzikde öyle bir srç- rayış yaptık, mügiki öyle yaydık ki memleket, birdenbire müzik artiste lerlle doldu. İkinci sınıf kahveleri- mizde bile birer salon (oorkestrası var, N6 yapalım? Artist ihüyaçtan fazla.,, Fakat ne yazık ki vasiyet biç de böyle değildir. Istanbul şehri, müzik Artistinin sayısı bakımından Bal- kanlardaki üçüncü sınıf bir kasaba- dan daha fakirdir ve bu vetiyette dahi aramızda işsiz artist bulmak. ükün olabiliyor.; ”) Bazılarına sordum b | — Nedeh iş bulamıyorsunü?? Asubi âsab! cövap verdiler; — Çünkü bftün © müessesöler'bir #enedenberi, yabancı orkestra an- gaje etmek sevdasına o tutuldular. Nereye gitseniz mutlaka bir yaban- cı ile karşılaşıyorsunuz, Hani bun- ların içinde bir tane yüksek artist bulunduğunu görsek canımız yan- mıyacak; “eh, ne yapalım; el elden üstündür. İstanbullular böyle yük- sek bir artisti dinlemek zevkinden nasıl mahrum edilebilirler?,, diye- ceği? Ve sesimizi “çıkarımıysonğız- Fukat vaziyet hiç de böyle değildir, şehrin bütün barlarını ve çalgılı 10- kantalarını istilâ eden yabancı or- kestralar hep toylardan, acemiler- mürekkeptir.. İçlerinde doğru üst keman tutmasını bilmiyenler bile var, Bir yayı gıy siy giy çek- mosini nasılsa bellemişler İşte.,, .. Geçen akşam bu orkestralardan bir tanesini dinlemek betbahtlığına uğradım. Bu orkestraya kulak ver- menin ne büyük bir işkence olduğu- ni anlamak fstiyenler va-sa bana sorsunlar derhal sağlık vermeğe hazırım. Fakat doğrusunu isterseniz ben orada ketidimden ve diğer dln- leyicilerden #iyade o bedbaht Alman kemancıya acıdım. — Zavalir sdü! Arkadaşlarını şöyle bir (O Çardaşa başlatayım dedi. Son misin başla- tan? Haddin varsa gel de bitir bu Çardaşı. Piyanist kemancinm gözü- ne bakıyor, 0 viyolonsel çalana kaş- larile işaret ediyor; diğerleri tered- dütlü bakışlar ve endişeli hareket- lerle kâh kemancıya, kâh piyanlere bir dert anlatmağa çalışıyorlar, ve nasılsa başlarına (o doladıkları bu Çardaşın neresinden çıkacaklarını bir türlü © Kestiremiyorlardı. Artık dünyanın her yerinde meyhane şar- kısı haline giren bu mütevazi opero- tin nolasını bilmedikleri ve bizi bir kulak dolgunluğile avutmağa çubr- ladıkları her hallerinden belli olu» yordu. ##w Bana derdini söyliyen Türk er tiste hak verdim. Bununla beraber Tepebaşı kahvelerini işsiz yerli ar- tistlerle dolduran bâdisöyl onun #öv lediği kâdar basit bir tarafından ni- mak ve izaha kalkışmak İstemedim. İstanbul şehrinde yerli müzik artis- tini isşiz bırakan şey, İstanbul seh- rinin bir avuç artisti oyalıyacak de- retede olsün neşe satm almayması- dır. İstanbulun -kaç yerinde orresten vardır ki?.. Bu şehrin bir-iki büyük “otelinden, küçüklü EREK sağ, gerek $0k müfrit coroyanlari5 bien de. yalana karşı nefcet 2 onun lüzumunu ilân diyar dıkları büyük bir Hakikst “4 ermek için yalanı mubâh r lar, Propaganda diy, halt yi | ri adamı aldaşmaktan çekin lar; fakat o; günün ie giy kına varıp da: “Hani &i v imiştiniz, hiç öyle değilmisin. 080 mi homen küfre ve ri avaya hiyanetle İtin , Karşı tarafa hizmet ödiyorn” şii düğünü, bildiğini yazının si malı imiş; çünkü hakikat Ki rafa da yarıyabilirmiğe gü Öpe sürülen tenkitleri* vi duğunu, hiç olmazsa (bİr kadar doğru olduğunu inkâr etmiyorlar, “Fakat: bu zamanda bunlar söyleBi” #Im aleyhimizde bir silâh ı kullanılacak,, Üç sene eve Gide'i zamanımızın ©n harrirlerinden biri diye # lar şimdi, iki“kitabi dol. aşağılarm aşağtsı diye ri v lar, Niçin? Çünkü hakikst © kle FAT. EREL. LE söyledi. Bazı noktalarda a göSÜ olabilir; fakat ona yanlışi$ yk rilmiyor, hücum ediliyor. b kızdıkları şey yanılması gal kat bildiğin! söylemek ALE ik ! va | le bir hürriyet"heveşi izhar * Hakikati xören adam | Tememesi, itiraf edilmiye©© vi kım menfaat, endişeler pa muyorşa nahvetinin bir 7 di ri Karşısmdekileri Hakikate mağa lâyık bulunuyor, 7” , saadetin, batıl bir imanın is ii kâfi bir gıda olduğunu İd demektir. “Ben bilirim Ti i zevkini tadarım, Fakat niçin söyliyeyim? Anlama Çocuğun eline silâh verilir. Ti nun gibi bazı hakikatler Mİ eşi” tan farkı olmıyan kala Bali gani. memiez.,. Dikkat sötn, böYlE “iğ ler kendilerinin kalabalık dolar olduklarını iddia edlyorls sığ is 1e ona tahakküme, , hazı Ma demektir, Iafbuki bir #87 yi 8 vi kalabalığı kurtafmağa çil” 2 # nal 1 EFELER EPİ EEE nılddia ediyorlar. Nasil * Kendi bilatkleri her şeyi PE kalabalıktan herhangi bir “İl öğrenmeği kabmk etmeleri” onlar gibi benim, yani kal ği herhangi bir ferdin de tatma kı olduğunu teslim etmeleii “#., | onların gerçekten kalaba yl tariağa, one yükseltmeğ? ilarma inanabiliriz. Yoks* kendilerinin üstünlüğünü ” mek, dolayısile kalabalığı etmekten başka bir $0” & Yalanı herhangi bir sureti gir eden insan, büyük küçük e 5 kikâte hizmet li AT nd! Alman propagf nazırı Mısıra £ z Börlin, 20 (A.A) iy lan mahfiller, Alm E nazır Dr, Göbeletn dinlen Ükkânun haşlangınını. ceğini bildirmektedir!er» " tamamile hususi mahiyeti? tar. Göbels, Mısırda bulun desi tifade ederek uzun meze € de iskenderiyeya (Yer i yi nan Rudolt Hess ailesi" : decektir. i vyUklü asif” barından bir veya İKİ yel ğa 4 sından başka neresind? wii ? Hiç bir yerinde. ge İşte dert buradadır. derdin tedavi şekli ŞU < 1 — Büyük kahveleri hanelerimize, muhalle' lokantalarımıza mutlak” veya yedi kişilik birer ©! landırmak lâzım. 2 — Şehirde büyük Yedi cek tek salon yok. BO adi” yoksuzluğu birân evvel 9 / dırmâsını istemek La 3 — Sinemalara, Bİ$ yi gi tada iki &oc0 güle ag çi konser tertip ettirme aa el 4 Böyle bir hareket di ş A olacak ve ezeli negelerin nl su harikülâde çekirge Mikten mutlaka kt 1et0” li artistinin istikbali v5 ii neşelenmesine sık! gi nt y Sehrin eğlence kayn# erek İyot « de tutanlar bu İşi e aft al v 2d makta ısrar ederler#” vir ii N mak sehrin belli basli inin 1 O olur. İstanbul hemetri" in * ni ve İstanbul gebe uf bolmaktan kurtar > b © Nizamedii a ss