u,î.i:q Gökal, kaıp BAA Pj Yatı bir. gü Harbahtağ ?0 Rün ga at bir, gün n tarfında kendisiy adar konuştuk. ğ üt Si giyaben tanı- ? bir M Onu tanımamdan ü . WYa Tin &n mü “hazdı 'N teneti ÜT yi tei, < ötet NU _"imlyr etmek- Meğe ma l ” Dir istidah bile VH Alduğ'u icin #5ha Ü yanmday ? Manlizir Yanmdayken yas. Ve , * Ötüremi! mth'u:i ığnd_na,ği Di meköli ir kitabında da, be i ren'..,-'."fî'rî yazı türkçesi a ee FNM saymakla Bj ı*"* örr; ı_:'ınd" Zi Tüyceğıy l Ankı Çok felâ ? okut 4 v , z etelar tü Ya Gökalp, Mal- araya gitmiş bu- ketli günler yaşanı İni tepai Türk hükümeti- ediyor, Ankara :ltr“ Sivasa naklolunu- ada Şimdiki f i h_'"ll'mm ka ıvrh Sime B 'ya Gökal; rşmendaki bah PU beni tanrttılar. AÇ altındi Üm 4 ba ü ğşh';:;cıldık. Ba ::ıııîıîı:: ğ q,ı H 9 Ağağı heyecanla tiya- üü dürüyor, kü kalp için ç bendek; Üla “n çok sukütidir der * İntibat aksi olmüş. Pek Çok şeyler anlat. bi Ey"fhfıllkeni Bünde pek çok Na Bi biç de T” mahvolüyor!” B D."'"’hiyo “imidi kırılmış bir in- i 'ıuiy:-lu' Bilâkis istikbal i- İMiRm 'lliyoıdu_nu Smid de kendi- l ğ 4 '“d:: döğruya mücadele ö tü tta kültür teferrüa- n h x ux?'_l!df;"i hakkında he düşü i Ve Sorduğumu hatırk X Arab h k hartı n Atflerini l kaldirıp yerine ;mdıdş_"_u P::::nık kabil . de Lüti ct olarak lîıbı'ıi:;: harfle S ârüz meseleleri Zi *vzulariydi. Bun Xa Gökalp, Anado- bir mecmtua çıkara- Vi el Hükmeti, A At ları K Sluyu Olüyu t YU Yazma gençler arasında tavsif ediyordu. Bil- ımn__rnîn. görmenin, a fin lüzumundan bah P.gr ki hui Slya 6 Gi Üç'üa başı ııkğll’- Darülfununda İlk '*'m'.._' İ " Vakit, talebenin is- hnıı'Ir derece antipatik Bördü &ü ğ k aa hrn Sırada işe, bilâkis, tk t BiT Ben İtap Etmek, oğlara nü N elde etmi 'f'“îyıı.:"*h :M Meftun ediyordu. Fierg, Tine Dek — Ziya Gökalpın na * Geğüü:ıv kadar uyan telâk- 4»,,::1&1% aütkat yine de üstada G hiy, *vin bir meftünlük ki, , Hlnş l Btada, bu büvü h'm_-h ÖPnek egi DUYÜK ada Yü T tayıggız tedim. Diyehilirim şw.p.îlm ihsanlar arasında j et telki tik gelenlerden, en faz 'dl!nlerdendir. Öyle tahli ediyorum: İ ::':'"" Yöktu. Baştan ba p, ten.,u-y"_blşı idealdi. Düşün tk'_bl!lrıli İZ. Pakat sa- 'iımmm’“'udı bulunamazdı- bundan altyordu. v İş F ArA ÂFEFE 4 j ' ©h »î&:l::* 'N'ıd:phh Oldu, yangımı N"’ı h':q.ü,' bekliyorsunuz? iğ s Tüm alacak sine. A karikatürü — LA Yak A Üç gün evvel matbaada oturuyor - dum. Telefon çaldı. Baktım birim foto Alinin sesi; Aramızda şöyle bir muha - vere geçti. Ben sordum: — Hayrola, neredesin?. — Taksimde.. — Ne işin vaz orada. — Hiçi — Nasl hiç? Elbette bir işla var.. Haydi söyle bakayım?. — Şey! Benim otomobilin bisa, ta- miri var da, iş uzadı. akçama kadar boş durmamak için seni aradım. Vaktin varsa gel de, bari biraz etrafı dolaşa » hm. Röportaj; hazırlayalımn.; K — Peki, 15 dakika sonra matbaadan çıkacağım. yarım saatte de Beyoğlurda Fakat seni nereden bulurum, — Tam Taksim tramvay tevakkuf mahallinde bekiiyorum.. 'Telefonu kapadıktan 45 dakika son- ra Taksimde idim, Fakat doştum ran- devüusuna her zamanki gibi geç kalmı$- tı Ancak 10 dakika bekled'kten sonra kendisine kavuşabildim. Ben yolda ge- lirken. Şisliye gitmeyi düşünmüştüm. Hemea ilk gelen tramvaya atlayıp, Şişlinin yolunu tuttuk. Son istasyonda tramvaydan indi de uranan Hürriyettepesi yoluna doğ - ru ilerledim. Arkadaşım beni takip edi- yor, fakât itirazdan da ;şeri kalmıyor- du: — Yahu, dağ başında mı röportaj ya- pacağız. O tarafta ne işimiz var diye sövleniyordu Şişlinin, son -evlerine yaklaşıp ta $0 fumuza gelen ilk sokağa sapıncaya Ka - dar, bu teranesinde devam etti. Ancak 0 zaman sustu. Beni sessiz cessiz takip etti. a Hergün, bakımsız, pis, sefalet i("':d' yüzen mahalleleri, semtleri dolaşmak - tan artık bana ginâ gelmisti. Bugün bu- nun için, bütün İstanbulun en iy: bir semti olan Şişliyi gezerek, okuyucu - larıma da biraz iç acıcı vazılar sunacak mevru aramağa gelmiştim. İlk anlarda bu düşüncemde kak - Jadım. Yizüdüğümüz aten tertrmiz, güler sız olmadığımı Hosat sokağı ha yüzlü bir yer”i . Düsünce'erimi arkadamma kısa an - | Tattefım zaman, o kahk — Birader. sen hâlâ İstesit mem-een, dedi. Şisbive eğil nereve vidersen git. bu gehirde senin aradığın Fİb? bir semt hulgmarın, her mutlak mutlak berbat — manzaralarla «ğir. tetanbulda yerde karelarmemıx mukadde Şişlide yepyeni ve güzel evlerle dolu olan Hanımağlu sokağı, kupkuru havalarda bile döyle bir çamur deryası 6 halindedir. Istanbul konuşuyor! —— — Te YT LT Şişlinin hanımoğlu sokağı Kuru havalarda bile çamurdan kurtulamıyan bedbaht bir yerdir Yazan : Haberci Hanımoğlu sokağının çamardan çektiği yetmiyormuş gidi, buraya etrafı koku- ya boğan - bir de çöp kutusu konduğunu hayretle gördüm. Hem konuşuyor, hem de ilerliyorduk. 'Temizlik ve yolun intizamı mütemadi « yen devam ediyor, bu benim tezime uy güun geldiği için de memnuniyeti... git - tikçe artıyurdu. Nihayet bir dört yol ağzına geldik... Ben otacıktahi bir attardan kibrit al - mak için birar geri kalmıştım. Daha düxkânsıya —paruyı verirken, dört yoldan birinin baştna kadar iler - lemiş olan Âlinin avaz avar bağırıp beni çağırdığını gördüm. Acaba bir hâ- dise mi var? diye o tarafa koştum!. Ali hem gülüyor. hem de sağ elini uzatmış, sokağı göstererek: — Bak, bık, bak!. diye bağırıyor « du. İlk dakikada ben de gözlerime inan- madım. Demindenberi gördüğümüz de- kor içinde birdenbire böyle bir manzara ile karsılaşmak hakikaten şaşılacak bir şeydi. Önümüzde uzanan ve köşesinde- kusursuz, bakem!ı; rahat bir mahalle a- |£ ranır mı, hic?!. — Niçin, diye itiraz ettim ve yürüdü- üümü» volun göstererek: — Bak, dedim, burası mükemme! bir yer İştet.. © ikinci bir kahkaha attı vet — Simdi görüsürür. dive söylendi.. Hanımoğlu sokağının famur?ı taham- mülsüz bir şeydir. 1 ki levhadan isminin - (Hanımoğlu so- kağı) olduğu anlaşılar bu yolr S—l10 adım kadar muntazam gidiyor, sonra da resimlerde göreceğiniz voçhile tam bir bataklık oluyordu, Hem de ne bataklık!.. Düşünün bir kere yağmurlar dineli, bir haftaya yakım bir zaman geçmişti. Halbuki bursar hâlâ vicik vicik sü dolu bir çamüur Herysr halinde duruyordu. 'Bu caddenin iki tarafında da, yepyeni şık, güzel evler, apartımarilar görmek jnsanın büsbütün garibine gidiyordu. Kenardaki bozuk bir yaya kaldırımt üzerine çocuğunun arabasını çamura batmadan yürütmek için birbir güçlük çeken zavallı bir kadına yardım eder - ken sordum: » Burası kaç senedir böyledir?. Kısaca cevap verdi: — Bildim bileli, maamafih Üç senedir hep yapılacak, yapılıyor diye duyuyo- z. Her halde bir şeyler olacak artık.. Sokakta kaldırım namına bir şeyler yoktu amma, kimbilir. kirmin insafıma gelip bir elektrik Seneri asmışlartIı. Fakat o da gübeğündüz mütemadiyen »—0 Ali bununla da alay etti: — Galiba, buzanım fenerleri geceleri değil, gündüzleri yanıyor, diye söylen- di Bütün dikkatimize rağmen bir hayli camura bulanarak burada bir müdidet daha yürüdük. Sağ gıradaki ev bittiği zaman yazı 2üdrran küvvetli bir güneş ışığiyle kargılaştık. Bu sayede yolun bu kısım çamurları da iyi kurumuştu. Güneşin geldiği istikamette yeşil te- peler yükseliyor ve bunlar tâ Okmey « danı teldiz istasyonuna kadar uzanıyor- du. Biraz ötemizde ise, küçük küçük fabrikalar görünüyordu. Az bir dikkatle bunların saç ve boru gibi işlerle uğraştıklarını anlamak güç olmadı. 'Yepyeni evlerin en yeni ve en güzel- 593 sene evvel IıııEıı Haçlılar Umur Beyin elinde bulunan İzmirin liman kalesini zaptettiler Adalar denizi sahillerindek! hristiyan hü. Kümetleri buraların yegüne hükimi —Umur. Bey ile başı çıkamıyorlardı. Bir — tek çare vardı: Haçlılar ordusu teşkil etmek. Bunun için da Papa altımcı Klemana müracaat et. tiler ayrıca Bizana imparatoru beşinci Yani. *nin annesi Anna di Savua da kandi akrabası olan Savun prenâleri vamtasile ayni — ricayı papadan tekrarlayınca, Umur Bayi mahvet. mek üzere haçitlar ordusu bazırlanmağa baş yandı. Bu sefere Fransa ile İngiltere — iştirak edememişlerdi. Çünkü aralarında — tarihin meşhur yüz sene harpleri devam etmektey. ©'. Fakat şerki Akdeniz fle daha çok meş. go! bulunan Cinova, Venedik cumhuriyetleri. Uc, Kilıras kralları, Rados gövalyeleri filola, Mcarlıyorlardı. Bunlardan başka Avru. pasın ber yerinden gelen Binlerce gönülü Hrikiyorlardı. Açribozda toplanıyorlardı. — Papa ilosuna Cinoralı Martin Zaharia kumanda edecekti. Umum filo kumandanlığına da İs. tanbul LAtin patriği Unvanmı taşıyan ve Neg repunt metropolidi bulunan Hanri Diasti ta. yüin edilmi, Venedik filosu — Ağgriboza geldiği vakit Türk korsan gemlleri durayr muhasara et. mekle meşguldüler. Donsama geldikten son. ra MUhASArA, “akarak çekildiler. ğ Müttefik donanmada 10.000 muharip var, &. Bunlar, umum kamandan mMmetropalldin emri ile vüzifelerini sonung kadar ya, pacaklardı. Donmama Uk önce Adalar denizinde dolüş. beşladı. Rastlanan Türk gemileri Ne ör ve pek tabil olarak bazı gemiler yakalanıyordu. Bir aralık Aynaroz açıklarımı * tekveden mürekkep bir 'Türk filesuna ır filosu, her hususta üstün n muharebe lehlerine neticelendi. nelerden ibaret bulunan 'Türk bir kısmı saptedildi. Ti haclılar — filosuğün bu erini görünce oaları İzmir ü. ecmeğe karar verdi. Filo, o vakte N zafer kazanmış olduğundan, tek. mnuniyetle kabul etti. Kadife kalesinde oturan Umür Bey, haç. hlar filosunun İzmire bhücum — edeceğini biç şulma getirmiyor onum için İzmirde mühim kuyvet bulundurmuyordu. Filo, fik hücumda sahilde bulunan gemila, Ti yaktı. Sonra aâkerleri karaya ihraca baş. ladı.. Umur bey, derhal Kadife kale ile ilman Kalelerini mubafaza için tertibat alarak kar H durdü. Diğee taraftan da — kardeşlerinden imdat istedi. 1844 yılı 28 birinleşrin günü, 503 sene av. vel bugün müttefikler, Umur Bey imdat al. madan Liman kalesini muhasara ve zaptet. tiler, Hristiyan asker”.:, kaleyi kolay kolay ve belkide hiçbir süretle — zaptedemiyecaklerdi. Fakat kalede bulunan iki hristiyan esir köle, ihanat ederek başarılması kolay olmıyan işi temin etmişlerdi. Kaleye giren haçlılar, kat. iyyen yaş farkı gözetmiyerek küçük, büyük her Türkü kılıçtan geçirdiler. Umumt kumandan, kaleyi fethettikten son ra vakit geçirmeden tamir — ve taarruzlara kargt durülabilecek şekilde do tahkim ettir. di. Umur Bey, eaki İzmirin iç kalesi olan Ka, dife kaleyi her geye rağ'ımen mildafaa etlik. ten sonra kurvetlerini arttırdı ve aşağı İzmi. ri almak Üzere harekete geçti. Umur Bey Srvas emiri Ertandan büyük duvarları yıkmak için kullanrlan mancmık. Jarla bunları kullanacak ustalar — iatetmiş, getirtmişti. Bunlarla aşağı İzmiri alacaktı. Fakat mancmık düşman: mağlüp etmeğe Kkâfi gelmiyordu. Umur Bey, bü türetin de kat'! zaferi temin edemiyeceğini anlaymca düşman: bir plânla kale dışma çekmeğe ka. rar verdi. Kaleye hücum eden bir kısım aa. ker ricat edecek, fakat mühim miktardaki küvretler pusu kurmuş olacaklardı. Plân, muvaffakiyetle neticelendi. — Hücum etlikten sonra kaçmağa başlayan — Türkler, rmühim düşman kuvvetleri tarafından takip cai)di. Haçtılar bu takiple son darbeyi indi. receklerine kanidiler. Fakat takip çok sür. medi. Bir müddet sonra çalılar araamdan meydana çıkan makerler, düşmanı her taraf. tan sarmışlardı.. Maydan müharebesi çok kanlı oldu. Pat. rik Hanri de dahil olmak üzere birçok ku. mandanlar mahvedildi. Ölümden kurtulanlar Büçlükle kendilerini kaleye atabildiler. Niyazi Ahmet maf Hfi m lerinden birisini arkadaşıma göstere « rek: B — Hetm ev, hem de manzarası ne gü zel değil mi, diye anlatırken, dostum birdenbire burnunu tıkadı ve gene ayni alaycı tavriyle elini aksi istikamete uza- tarak! — Evet, çok şairane, fakat diye alay etti.. Gösterdiği tarafa dönüp baktım. Bu raya arsalarıri ortasma ceki bir Çöp ku- “Lühtfen sayfayı çeviriniz) * iğrenç,