11 Ağustos 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

11 Ağustos 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dış Siyasa Bir sefirin sözleri ve bir devlet reisinin cevabı Yazan: Şekip Gündüz İspanyanın bir kısmını istilâ etmiş! Hitler bu cihetleri tıpkı böyle, yani bi. bulunan asilerin reisi Franko Almanya ya bir büyük elçi gönderdi. Marki dö zim de anladığımız manada kabul et- mekte olduğunu söylemiş bulu Magaz adını taşıyan bu büyük elçinin! nuyor, İşte cevabi hütkul b'rkaç elim- itimatnamesini verirken Hitlere söyle- diği sözler ve bu sözlerin Hitlerden gördüğü mukabele İspanya iç kavgasıs nm Almanya ile olan münasebetini “»esilalandırmak,, bakımından mü- himdir, Marki dö Magazm nutkunda bilhas, sa şu Üç cümle göze çarpıyor. 1 — “Memleketimin kanlı bir harp ile parçalandığı bugünlerde ge- nersl Frankonun sevk ve idare ettiği sıhhatlı İspanya her zamandan ziyade Almanyanın izhar ettiği duygulara ya” ni komünüstliğe karşı duyduğu kine iş. tirak etmektedir.,, 2 — “Almanyanın temsil ettiği ve menşei ekselânsmızın akılâne ve mahir siyasetine medyur bulunulan prensip- lerden birçoğunun İspanyada da tatbik sahası bulacağı şüphesizdir. Yalnız bu prensiplerin İspanya ananeleri ve İs- panyanm hususiyetleri bakımından ufak tefek bazı değişikliklere uğrama. sını tabii görmek lâzımdır... 3 — “Buraya geldiğim anda imza edilen ve Almanya ile Ispanya arasın- daki iktısadi münasebetlerin esasını teş kil edecek olah muahedeyi, burada ça. lışacağım günlerin her iki memleket lehine çok faydalı neticeler vereceğini işaret eden bir fali hayir addediyo- rum.,, İspanyanın bir kısmını istilâ etmiş bulunan asilerin mümessili bu üç cümle ile şu hakikatı tebarüz ettir. mektedir, 1 — “Franko meşru İspanyaya karşı olam sulkasdinde kendisini haklı gös. termek için hâlâ komünist bir İspan- yanım mevcut bulünduğunu medeni dünyaya yutturmak âzmindeğir.,, 2 — “Franko Alman rejimini tatbik etmek hususunda evvelee yapmış ol- duğu vâade sadık kalmaktadır.,, 3 — “Franko silâh ve tayyare mu. Kabilinde İspanyayı Almanyaya -#at makta devam edeceğine dair yeni te minat vermektedir. Almanya namına verdiği cevapta Adana 10 (A.A) — Milletler Cemi- yeti sıhhat işleri nezdinde Çinin mü- teşkilâtı tetkik etmektedir. Profe. Pen ezcilmle şu beyanatta bulun- muştur: “e Türkiye hakkında büyük malü- matım yoktu. Bütün malümatım ga- zete ve mecmudlarda olduklarımdan ibaretti, Çinin kendisini kurtarması için kurtuluş davasında bütün millet ve kuvvet membalarını birleştirmiş olan bir Şefin arkasında yürümüş olan ve sonra medeniyet ve nür yolun- da aynı Şefi takip etmiş bulunan Tür- kiyeyi taklit etmesi şarttır. Türkiyede gördüklerimi memleketi, me ve milletime anlatacak ve tatbika Bir tavzin © Samuel Benbasat isimli bir zatın ibtida ettiğini dün yazmıştık. Bu zat matbaamıza gelerek (kendisinin şimdi Galata terazi fabrikasiyle alâkası bulun madığını bildirerek bu noktanm tavzi- Mini istedi, e © çalışacağım. Japonya ile bugünkü he-| tesi: 1 — "Gereral Frankonun giriştiği mücadeleden muzaffer çıkarak İspanyol milletini sulha ve hürriyete kavuştur. mağa muvaffak olmasını ve ayni za. manda. İspanya hudutlarından yayıla- rak Avrupayı tehdit eden büyük bir tehlikeye rihayet vermesini” temenni ederim. ,, 2 — “Ben de sizinle beraber'olarak takdir öderim ki memleketlerimizi siki sıkı birleştiren şey; beynelmilel ko- münizmin yıkıcı savletlerine karşı ken. dimizi müdafaa arzusundan ibaret- tir, 3 — “Yeni iktisadi muahedeyi bir fâli hayir addettiğinizi söyliyordu. nuz. Memleketlerimiz arasındaki İk- tısadi münasebetlerin gerek Almanya ve gerekse İspanyanın menfaatlerine uygun olacağını takdir etmekte oldü- ğum için memleketlerimiz arasındaki “mal mübadelesinin,, en kısa zamanda en faa! bir gekle girmesini şiddetle ar. zu etmekteyim.,, Almanya devlet reisinin Berhtes- gadendeki yazlık ikâmetgâhında teati edilen bu nutukların böylece tahlilin- den sonra bugünlerde asi İspanyaya mühim miktarda top, tüfek, cephane ve tayyare bombası gönderileceğini id. dia edenlere hak vermeli mi bilmem. Hadiseler Frankonun adamı tarafın. dan söylenen bu sözlerle Almanya dev- let Felsinin bur cevabından başka" bir mana çıkarılması Tâzım geleceğine bi. zi inandırırlârsa memnun oluruz. Şekip GÜNDÜZ Bir hatanın tashihi Dünkü makalemizin son kısmımda ““Ahdi atikın mezmurları,, deye çıkması icap eden kısım “ahdi atikın:firmorları,, şeklinde çıktığı için bu tashih ha sından dolayı özür dilriz. Çinin kurtuluşu Türkiyeyi taklit etmesile Tahakkuk edebilir sabı ne şekilde olursa olsun tasfiye €debilirsek terakki yolunda bizim için mani kalmayacağına eminim. Türkiye- nin en büyük bahtı memleketi yabancı istilâsından kurtarma yolündaki mü. cadelede gef olduktan sonra medeni ve sosyal inkılâbında da şef olan bü- yük bir lidere sahip olmasıdır, Bizim şefimiz maalesef askeri işlerini henüz bitirememiştir. Türkiye Çin için tek bir örnektir... Iki kadının eteği altında 5 gazoz şişesi, 1 bardak ve İ masa Ğrtüsü çıkarıldı! Yerli mallar sergisinin bahçesinde» ki gazinoda garson Abbas gece yirmi birde bir masa başırrla oturan İki kadından birinin masa üzerimdeki be- yaz örtüyü alıp elbisesinin etek tara- İmdan içeriye soktuğunu gö.müştür. Abbas vaziyeti derhal sergideki za- bıta memuruna bildirmiş, Hatice, Nadi- de ismindeki bu iki kadın Galatasaray merkezine götürülmüşlerdir. Kadınların üzerleri aranımca etekle- rinin altından bir masa örtüsü, bir bar- dak, beş gazoz şişesi çıkarılmıştır. Ka- dınlar adliyeye verileceklerdir. dün Yıkılan ocağın diyeti: Bir şerbet! Necit mulasarrıfı, bir bahsa giriş yüzünden nefyedilmişti Yazan: Aha Gündüz Adını söylemek istemediğim bu kasabada iki müteyallibe a'lesi vardı Biribirlerinin gözlerini çıkarmakla, bi tibirlerini her türlü vasıtaları kullana. rak öldürmekle vakit geçirseler neyse ne.. Kötülükleri bütün kasabayı ve dolayısiyle köyleri perişan etmekteydi. İki ailenin yüzünden suçsuz kasabanın ! adı kötüye çıkmıştı. Gelen memurları hacıyatmaz gibi oynatırlar ve biraz beğenmiyecek <Isa- lar limon kavuğu gibi fırlatıp atarlardı. Müzevirlikte 6 kadar ün kazanmışlar dı ki halk bu fiskos sözlerle alay cürr * di: Biz Allahın şeytanlarırdan kor'ema- yız. Çünlü bizim-illere şeytan , gire - mez. Korkar. Biz de iki tane n domuzu var-ki bir teki binbir şeytanı suya götürür de susuz getirir!. Bu iki mütegallibe kumpanyası o bir gün tuhaflık olsun diye barışırlar. Şöyle beş on gün barışık dursak acaba neolur? Bir görelim, derler. İsterse yalandan olsun, arada barışıklık olun * ca tabiatiyle tezvirat ta olmaz. Tezvi- rat olmayınca kavga çıkmaz. Kavga Şıkmayınca keyif çatılmaz. Vaziyetten canları sıkılır. Biribirlerine verdikleri sözden de cayamazlar, Ne yapsınlar? Bir akşam toplanırlar, Hoşbeş” konu - şurlar, Bir aralık ortaya bir lâf atılır: Bağdat ile Basra arasındaki Necit mu- tasarrıfını azlettitebilir miyiz, ettire - mez miyiz? — Yahu! Necid buraya yüzlerce ki- Jometre.. Mutasarrılın kim oldüğanu da bilmiyoruz «5. i- — Ne zarar var? Ortada bir Necid, bir de onun mutasarrılı var ya. Erbâp olana bu kadarı yeter, Hadi bir base tutuşalım.. Ben on beş günde azlettiri- rim. Ettiremezsem on deve, bir kısrak veririm . — Ben, on beş günden sonra gelen on altıncı gün içinde, yani bir günde azlettiririm. Hem daha etraflısı, sun - turlusunu yaptıramazsam yirmi deve ile iki kısrak veririm. Birinci mütegallibe hemen işe baş - lar. Bahiâliye dayar telgrafları. Necid Mutasarrıfı olacak hain - adını bilme - diği için yazmaz - şöyle hursız,. böyle uğursuz der dayanır! İninci mütezallibe o gün Yirmi deve ile iki kısrak satar. Soranlara der ki: — Ne çıkar? Rakibime nasıl olsa ga- Jebe çalacağım. O zaman kırk deve ile dört kısrak alacağım. On deve ile bir kısrak ta kendisi verecek. Bu plâna kimsenin aklı ermez. Bir gün, beş gün, birincinin telgraflarna Babıâliden cevap çıkmaz. Derken ha - his tutuştuklarr en beş gün biter. On altıncı gün yelir. (o Yani o gün içinde ikinci mütegellibenin sözü olacak. İ- kindiye kadar istifini bozmaz. — Sen hâlâ durursun yahu! grat çektiğin yok. — Aldırmayın. Davayı kazanacağı- ma eminim. Akşam üstü padişah sarayından !kin. ci mütezalliveye şu telgraf gelir: (Padişa'ımız. efendimiz ,hazretleri - nin selâmları var, Sadakatiniz malsu - söyeti mucip oldu. “Necid mutasarrıfı azlölüharak ( zaptiye nezareti altımda Bödrüm © kalesine gönderilmektellir. Hiyanet ortakları hakkında şiddetli muamele yapılması için vilâyete ira « dei seniye tehl'ğ olunmuştur.) İkinci müregslMbe bahsi kazanarak on deve İle Kısrâğı alır. Gece yarısi zaptive tahvr ağası bir bölük zaptiye ile hirinei mütegallibenin evin sarar ve kollarını bağlıyatak bilinmez bir sette alır götürür. İşin iç yüzü şöyle olmuş: Bizinci mütegallibe telgrdiları (yağdırırken. ikinci - mütegallibe sattığı develerin, kıscakların parası bir adama vermiş. Tel Adamını İstanbulda padişahın başma - | kişiye göre yüz bin saç vaknar hesap edilme beyiincisine göndermiş. Bir de şu me- âlde bir mektup yollamış: (Necid mutasarrıfı bir kaindir. O- radaki halkı isyana teşvik ediyor. Mak- sadı bir Necid emareli kufup emaretin başına geçmektir. Hududunu © kadar geniş tutacaktır ki bizim kasabanın eş- rafından “bahse giren zakibinin adını yazazak,, filânı de kendisine ortak et- miştir. Oun vasıtasiyle burada silâbir adamlar tedarik ettirmektedir. Bu ha- inane teşebbüsleri belli olmamak için bu filâna talimat vermiştir. Oda bu talimat üzerine kendis'nin aleylinde Babuâliye telgraflar çekecektir. Batı - âli mutasarrıfı namuslu bildiğinden ses çikarmıyacaktır. Bu suretle çekecek - leri perde arkasında padişabımızm ül kesinde başka bir devlet (O kuracaklar- dır.) Neticesi de yukarıda “dediğim gibi olmuş. Kasabada kalan mütegallibe gi- den rakibinin mallarını talan ettitmiş.. Mabeyinciye ettiği masrafların on, yir- mi mislini cebine indirmiş. Mutasarrıf gerçekten namuslu bir adammış. Binbir zorluk ve Borç içinde Necide geleli ancak bir ay olmuş . Aradan ön beş, yirmi gün geçer. Bir gün bir çok zaptiyelerin muhafa - zasında bir adamla çoluk çocuğu kasa - baya misafir olurlar. Tabii mütegellibe nin selâmlığına konarlar. Şuradan bura dan derken misafir kim olduğunu arla- tır, Meğer Bodrum kalesinde hapsolün - mak üzere götürülen Necid mutasarrıft ve- aileni “ndbilmmiyeekiy | si0slesi Ci var Mütegallibe sakalını karıştırarak, tesbihini şaklatarak, adamcağızın ii züne karşı der kit — Hele hele! Şu Allahın büyüklüğü ne bak. Necid nerde, sen nerde, ben ner- de? Sen bir bahse kurban gittin muta - sarnf efendi. Gerçi senin yüzünden yıllardanberi düşmanımız olan bir ra - kibimizde ortadan kalktı ya... Çok şii kür Rabbimize,. Hele sen meyus Ol - ma, (Uşaklara el çırparak) getirin © fendiye bir nar şerbeti! İçine kar da katın ki soğuk olsun!.. Aka GÜNDÜZ Eka saç mm Dört hırsız Dört haydut, bir otomobüciyi durdurduk. tan ve şoförün bütün parasını, yani 952 lirasını aldıktan sonra, kendisini serbest bi. rakıyor ve aldıkları o parayi şöyle taksim ediyorlar. Birinci hırsız, ikinciğden 80 lira, üçüncüden 212 ilra ve dördüncüden 284 Vira fazla alıyor. Hırsızlardan her biri kaç para almışlar acaba!? Bu bilmecemiz mükâfallıdır. Doğru hal. Jedenlerden ki kişiye hediye verilecektir. Ce vapların (15 ağustos) tarihine kadar yolla, nılması Tüzomdır. Tilki ile tazı 5 temmuz tarihli Arap saçının halidir: “Tası #x7 yani 28 sıçrayış yapınca tilki de 5xT yani 35 sıçrama yapmış olur. Diğer ta. raftan mademki azının 7 sıçraması Gikinin 11 sıçramasına bedeldir o halde tazmm 25 sıçraması tilkinin 44 sıçrayışıma bedel ola. caktır. 89 He 44 ün arasındaki fark O dur; bu yakamda tazının 24 sıçrama (yaparken tilkinin kaybettiği sıçrama saylsmı temel eder, Mademki tikinin 36 sıçrayış avansı vardı tnzt 4x9 sıçrama yapmecz ona yetişmiş ola. caktır. Denek tiki 3x4 yanl 140 sıçrama yaptıktan sonra yakalanacaklır. Bu bilmecemize gelen cevaplar içinde doğ ru olan yalnız Fatih Kıztaşmda 23 numara. da oturan Suzan Verkelin cevabıdır. Kendi. | #i hediyemizi kazanmıştır, ,Bir saç hesabı * İDünkü Arap saçınız hallidir;) Pariste yaşamakta olan 5 milyon kişiyi beberi yüz bin kişlik elli grupa O Ayıralım. Her grupta ayni sayıda saçı ötnnların en as. rari sayını hiç şüphesizdir ki 1 dir. Bu Ma, geri had ? dir denemez Çünkü ber yüz bis Kızıllı a AY Nasubi B lerimizin, el üç Dİ dir: Her sene bize Musyyen bir zevke, mu deye bağlı olmadığı İSİM ler bir araya gele garib kuşağı oluveriyor. BAY dar da şüphesiz Tevfik “Hepsi lâzım bu yurda. diye düşünüyor ve ib mun romanından AJEXİ$ “ hafazakârların vardıran kitabına, m Bi eserlerinden İtalyanlar ver zevzeği d'ARnunzio'n larına kadar her şeyi Ne yapalım? Elçi gibi ç yl ve mütercime de zeval © si hi Baydar'dan da, tercüme ağ ğ lemeğe hakkımız ye Dün gelen Ulus'ta ei m Eugdnic Grandet'sizİ rağ / re Louys'in Kizil Tanri n muş. Kızıl Adam, Fİ pre adir hikâye olsa gör” va veden hatırlamış? Ve brkaç sayfalık hik yi eseri olmaktan ziyade önce, bilhassa geçen DE türemiş, bügün bize ken bir sanat telek kâr ahlâkının hulâsasi" | nislanın moğhur bir m € tevsin ıstırabını tasvif ii yapmak ister; bir esif cağızın böğrünü kızgın ve o sırada yüzünde vi gilerini tesbite çalışır. BA reketini duyan balk, ne gelip lânet eder; fakst ” labalıktan korkmaz, V ra, yaptığı resmi lânet feryatlarına hi kaim olur: Sanatkârın. vücüda getirmek şart" zulme, ri diri yakmağa bile a : İşte Pietre Louy# j masalı ve... felgefesi. pug Ağ Mya krs ar a İ mun buderecesi de, olunca, oluyor. silkip geçiyoruz, Bay Nasuhi Baydar * ten önceki bazi geçer akçe olan kalp fİ lüğünü göstermek yal : yorsa, yani bize bir tiyorsa bir hakikaten güzel b Hayır, bayır, bu kabil m Bugönic Grandet'siBi bir adam Pierre nu ciddiye alamaz. B- bize bir vesika vermek hut ki sadece bir gazete diye tercüme ediyor,. SEBİ FE MESİ | TUZ - TEE SESELFLT LELE SEAL Sİ 2 rd istanbul se kuyruklu Ve Amerikalı heyet tarafından keşfedileğ dız üç gündenberi ö ruklu yıldız halkın “yedi “edi 5 diği “Dübbüekber,, 93 # karr Ikrsmında görül! gözle eçilebilmektediğ 2 miş ancak yüz hin Kİİ e Se ie v Her grupta da gruplan birinin saç sayi” şi bulunabilir. Elimizde 5? na göre, ayni sayıda sağ geri haddi eti ii olüğ

Bu sayıdan diğer sayfalar: