“, ayöonndo. öp 9n4j> doya sapzopynöo s0pMODİ,, B0Jmoy m3 :asoyuoo Oy, “13119p9 deynuş ratreyuşyyap (ysounKo Tejgnooğ, vyBI > şaymu yoyosz Czdağfin; sof ş0a Ppa Map mi) “#doyskon 40; 70 ppaom UupTrYI OY xomdas "youn deunuy » jon iz 10404 OL, deymuf — jon mj :4)0A O) “yeriz yaltyaz — ezmyen emouysam un oün9 TELİ mşsafuos tiz sozssaya09 oy yana gem dizen “iyrtysoz — Guşymuneaj Buyyeurosez pe S,ıstuomwg0j oy) d0J sedyeom LE dn apulaozn 40)9UNA JUBA »Çopuiya 25140, 10404 2p 404 Sönen 14 52pu03 pe in) oyap ng e EDİN POU O, dobhoş :doyskor ezoğuu “ doğ :doys yeounko » fin; :foğ, İDMAN dNYONUL ZAUNDANİ Tuak opzrupop nr j Çurpumy wp Guy gsosaşuy 5904 1Baas — 49,0) sanonej öp pravf Av sopuyu doğ İyi Fe şo YOĞ 0) Te j 200) daz0m2ıl zoo yu a tuLA08 YP Şaya daa, “dopuoT ur Bursazayuş 780Uz SY) punoj 1 Wakopuyadoğü > Yofum olu ise Oz azam Kpogfus I (sur,dğap 0p 00 10,004 eş 10 49 3) “sxodtap Oy JO moAvJ uJ TİE 9g O “utunpğömaney sön0s wing YDUŞO,, opuydozg soy ”(82p3 UP LEOROĞBUMI) YUTpIBA Şşdaos uryöğuumyi, © sayaşş ara “sezeğeu > ” — Kabul edin, mösyö, dedi, Mösyö dö Pardayandan sonra, bu asil hayvs- nın sahibi olmasını istediğim İnsan şüp- v Mesiz sizsiniz, Bu defa Jan teşekktir makamındi © 4 #ildi ve gözlerinde, gizlemeğe lüzum >» görmediği büyük bir sevinç ifadesile, e bu eldden güzel hayvanı yakından sey- ; v “retmek için biraz a Pardayan bundan i ederek Vit. ri ' rinin kulağına doğru eğildi ve şöyle de- diz ale MİLO ği ka A nr MARİNE Bez © haberdar olmasını temin e: Böyle. — Mile, aki am nal © a Tutsunuz.. , ane gn e gişe » d epi! Hilar; rrlliğili tl EE 5 : la ğ 2 ; a yi SMEAR, ei iii pi alli iii ek b Mİİ PARDAYANIN OGLU e vardı.,. Fakat doğrusu mösyö, şaşırmış bir vaziyetteyim... Çünkü at Konçiniye aittir, ” Pardayan, oğlunun kurnaz tebessü- münc, bunu anladığını gösteren bir te- bessümle cevap vererek; — Vah! Vah! dedi — Malın: ele geçirdiğimi zannetmesi- ni İstemiyorum. Fakat diğer taraftan, itiraf edeyim ki, kendi elimle atını ona götürmek de bana ağır geliyor. Gözucuyla onu tetkik eden Parda- yanı — Pekâlâ, dedi, “şu halde birisini gönderin. Jan derhal itiraz etti? — Asla! korktum zannedecek! Pardayan gülümsüyerek: — Şu halde, oraya kendimiz gidelim, dedi. Bunun üzerine, teşekkür ve iltifatla Vitriden müsaade aldılar, o da, Yiğit Janın atını Pardayanm oteline gönder» mek işini deruhte ederek, onları kopıya kadar büyük bir hürmet ve - nezaketle teşyi etti. Jan Roktayın atını dizginlerinden tut tu ve Pardayanla beraber o Konçininin evine gittiler, Oraya vardıkları zaman Konçiniyle adamları henüz gelmişlerdi ve atlarından iniyorlardı. Bunu gören Jan. babasının kulağına — Doğrusu bu kadar mükemms! bt ramanda geleceğimizi tahmin etmemiş- tim. © Diye fısıldadı ve Pardayan, müraha- leye hazır bir vaziyette kenarda bekler ken, oda sak'n bir tavırla (o Konçiriyle asilzade muhafızlarının önüne geldi Bu adamlar onu görünce, o bayıetle- rinden dona kalmışlardı. Fakat (simdi mırıldanarak tehditkâr o ve mütearriz bir tavır takındılar. Bilhassa Rektum MR ke idik : İNGİLİZCB DERSLERİ Kendi kendine 1000 kelime ile İNGİLİZCE DERSLERİ 19 ncu resim (Büyük mağazalar) üzerindeki çalışma. Jarımızı geçen derste bitirmiş ve dersin sonunda, Oo Za“ mana kadar parça parça gördüğümüz bu mevzuun ingi, DERS: 64 lizcesini tam olarak vermiştik. (ler hakkı Haber Gazetesine aittir), (19 N. lu “Büyük mağazalar” resmile takip edilecektir) İNGİLİZCE DERSİ : yanlışmız varsa, bundan evvelki derslerde bu noktalara ait olan izahat ve kaideleri tekrar gözden ge. çirirs'niz. 82 bu parçayı türkçeye tercilme ettiniz. Şimdi &ize bunun türkçesini vereceğiz. Sizin yaptığınız tercüme ile Bugün Londranın büyük mağazalarından birine gittim gi Öğleye kadar olan bütün vaktimi mağazada daireden daireye dolaşarak, teşgühlardaki muhtelif şeylere baka, ve çok eğlenceli bir vakit geçirdim, Evvelce bu mağazala. - Geçen dersin tercümesi ra hiç gitmemiştim. karşılaştırır, Li ? z R ” Ss 9 a o ve 3 j ya z 3 i 3 e 123 il ğ: 3 a - di 0 E ji ; yaş ? MAR a0 El 2 ? 9 di z & 3 g4 d.3 se z ii: 3 ” 4 e SR, pe Sa iş : 5 *#ğ zi w 5 dl $pkila pi # diğe iğ deil e . ge Eyaz adşia o daği dk UŞİŞMLIğ LI ui ği ri | “z “ i“ Li o xi A PARDAYANIN OĞLU 241... ton görünce âdeta kudurmuştu. Juke; atı hiçbir zaman İade etmiyeceğini dü- şünüyordu, Konçini adamlarına doğru döndü ve hiddetli nazarlarla onlara bakarak alçak sesle emir verdi: — Hiç kimse hal susun! Dört arkadaş derhal itaat ederek ve gözlerini efenidilerine dikerek, “© onun emirlerini beklediler, Jan, sakin görünmekle beraber olduk ça hayret etmişti. Kılıçlarla karşılana- cağını zannetmiş ve mukabeleye hazir- lanmıştı. Vakia, karşısındakilerde, teh- ditkâr bir bal vardı, fakat ani bir mü cadele mevzuuhahs değildi. Ve Konçi- niye — pek haklı olarak,— katiyyen itimat etmediği için, b'r tuzak hazırlan- dığını zannediyor ve gayet müteyakkiz bulunuyordu, Küçük grupa iki adım © yaklaşınca, şapkasını 'çıkararak zarafetle o eğildi. Pardayan da bu eğilişteki istihza ve #- layt anladığı için gülümsedi. Konçininin benzi atmış olmakla Lera. ber, şaşırmadı ve şapkasını çıkararak selâmladı ve hürmetkâr bir tavırla bek- dedi. Dört haydut da vaziyetlerini'efendi- İez'nin vaziyeti üzerine ayar ederek şap kalarını çıkardılar ve resmi geçitteler- miş gibi bir vaziyette durdular. Büsbü- tün hayrette kalan Jan, sade bir — sesle Roktaya hitap etti: — Mösyö, sizden ödünç aldığım atı- nızı, getirdim. Vakia bunu pek de na- zik ve mülâyim olmayan bir şekilde al- mıştum. Fakat, her asilzadenin, önünde hürmetle eğilmesi icap ettiği bir mazcs retim vardı! Bu işi, kralın hizmeti için yapmıştım, kımıldamasın!.. Der» fetle etle eğiliyor ve atın dizginlerini, hay- retinden dona kalmış olan (o Roktoyın koluna geçiriyordu. Konçininin geyet manalı bir sert bakışı Roktayın saskın- lığını giderdi. Elinden geldiği (Okadar zarafetle selâma mukabele etti ve soğuk kanlı görünmeğe çalışmasma rağmen, hiddetinden hafifçe titriyen bir ses'e: — Filhakika mösyö, dedi, hakiki bir. asilzade için, kralın hizmeti (o herşeyin fevkindedir: Jan bir defa daha eğildi ve Konçimiy- le adamlarının yüzüne bakafak, yavaş- ça, ağır ağır ve tahrik etmeden: — Tekrar görüşelim inşallah! 'Dsdi ve Konçini, Roktay, Lonval ve Eynos, ve Sen Jülyen onun (o selâmına ayni hürmetkâr tavırla mukab:le eder- erken o, sakin bir vaziyette, hiç dön meden ve başını çevirmeden, ağır ağır uzaklaştı. © Arkasından hepsi birden korkunç bir hiddetle coştular; — Tanrının belâsı! İblis! — Herif burnumuzun dibinde bizimle mükemmelen alay edip gitti. — Serserinin boğazıma atılmamak İs gin kendimi nasıl zaptettiğimi b&lâ bil miyorum? Ve hep beraber: — Kalbini köpeklere yedirmeli !— Herifi ateşte kızartmalı — İşkembesini delmeli! — Gözlerini oymalı, sonra ge“ bertmeli! Konçini hiçbir şey (o söylemiyordu. Bembeyaz kesilmişti, hafif bir titreme bütün vücudunu üirpertiyor, o alnından iri ter taneleri akıyordu, Kendisini zap tetmek için yaptığı gayret çok müthiş“ ti ve onu bitirmişti. Delikanlının üzün silueti uzakta kay bolunca dişlerini gıcırdatarak; Sabredin, çoruklar. 4 — Çocukken benim için en enterezan camekân oyun, irene m