ik a ai eği e. la 3 MAYIS — 1937 sinden; w Burada anlatacağım vakalar, öy“ le garip, öyle hususiyeti olan şeyler ki, hepinizde buna karşı, büyük bir inan. mamazlık uyanacaklır. Fakat sizin alaylarmızı, reybiliğinizi bile bile bunları yazmak cesaretini kendimde buluyorum. Uzunuzadıya düşündükten sonra ka var verdim: Geçen temmuzda gözle. rimle şahit olduğum ve fennin esra. rengiz diye kaydettiği vakalar ara - sında eşine raslamadığım kâdiseyi si- ze olduğu gibi anlatacağım. Ben, Nevyorkun 28 ner sokağında (4**) numaradaki evde oturuyorum. Burası biraz gariptir. Son senelerde “perili, diye adı çıkmıştı. Burası büyük bir binadır. Btrafın. da vaktiyle bahço olan fakat şimdi ancak çamaşır asmiya yarıyan bir ar. sa Vrdir. Suyu çekilmiş bir çeşme, bir kaç bakılmamış, budanmamış yemiş asacı, bu yerin vaktiyle gölgelik, YE. mişlik, Sulak ve su miriltalı bir sevim- li yer olduğuna delâlet ediyor. Ev, adamaldllı büyük. Geniş bir kapı, şahane bir merdivene insanı u- laştırıyor. On on beş sene evvel bu bi. na meşhur tacirlerden Nevyorklu Bay (A) tarafından yaptırılmış. Beş sene evvel bu adamcağız, büyük bir hileli iflâs müterkip Avrupaya kaçmış ve kalp hastalığından ölmüş. Ölümünün haberi Amerikaya yayil. dığından birkaç gün sonra 28 me sokaktaki (4**) evin perili olduğu rivayeti de ağızlarda dolaştı. ,Du kalan karısma, kanuni bazı vâ- Ziyetelrden dolayı ev miras olarak amal cesaretini Bk taşınmaktanaa ma böyle bir yere muvafık gördüler. poo Du terketmeyi gi gi mukaddera bitek yani biz. €NİMİZE öç ettik. 1p yeni mes. İm ; a di tlak hikâye Amerikan “ muharrirlerinden Pita Jamaeş O Brien'in Dir > “ağ Tercüme eden: Hatice Süreyya sihnim ki, bölü hatırasiyle u günü akşamı dır. Temmüzi yp arkadaşım ik S9 ile birlikte çubuk çıktak, İkimiz pek iği i luyor- beraberliği ilâve ol a ie ben de afyon Em dık. Tabii bunu Hrata vardırmama) e! Biribirimizin #ErBu bildiğimiz içir, ederdik... da fikirleri - o akşamı, fikri. hayallerle dol. 1 de bir türlü muvaf. Tak "lamağık. Mütemadiyen korkunç mevzulara geçiyorduk . Arkadaşımla ol4n Tiainmönd! Dinle beni! Bu bahis. leri kapat, Sonra afyonu alinca piş - sa olacağız! dedim. Bana cevap verdi: « — Bilmem bende bu akşam ne var? ikri aranlık hayaller Fikrimde boyuna v dolaşıyor. Eğer bende yazı yazacak kudret olsa, ne hikâytler yaratabilir. dim. ON — Muhaveremiz bu şekle dökülür, Be, ben, afyon içmek yerine gidip yat. mayı tercih ederim. Kâbutlâ afyon bir likten uyuşamaz. Allah rahatlık ver . sin dostum. — Sana da birader.. Rahat rahat n- uruhavereleri El Sen de cadılarınla, şeytanlarınla, vampirlerinle kal, Odalarımıza girdik. Hemen soyun - düm, yatağa uzandım. Uyumadan ev. vel, âğetim veçhile kitabı elime aldım. Başımı yastığa koyar koymaz, oku- imak için sayfaları açtım. Fakat, Ese. #i hemen odanın bir ucuna fırlattım. daldım. Baş ucumdaki ga- vi dereceye kadar kıstım, Ko. tamu gözlerimin üzerine kapadım ve kafamı düşüncelerden uzaklaştırarak bie ani evvel istirahate koyulmağt &9y Fakat her pedense uyku, bir türlü gelmek bilmiyordu. Ceset gibi vzan - miş yatarken birdenbire feci bir hâ. dise oldu. Tavandan bir pey göğsü - gilin üstüne düştü ve akabinde iki ke. #nikli el beni boğmak ister gibi boğa. ami sıkmağı başladı. Korkak değilim. Harikulâde de kuvvetliyim. Bu âni tecavüz behi #1- gırlacağına bilâkis adalelerimi son de rece gerdi. Zihnimi toplamağı vakit kalmadan vücudum İnsiyaki bir hane- ketle kendini müdafaaya girişti. Beni ajt eden mahlükü iki pazumun yoriyle ir Yy mil, > yakalıyan eller gevgedi perilerin kendilerini ağn. anar m valla alabildim. İşte o zaman Nibüpet 28 rmesini bek-| mazda miithiş bir mücadele başla: yet gün geli, / dar feci, o kadar tatir 0 5 di. z 4 İlmez bir ğ NEAR GokiğTA Nu EBE LAR ME Lai YOR Toton Amcanın Yeni şapkası sacayak Çelik yüreğin maceraları —İ7-— TSRAYO.. İYİ KEŞFETTİNİ — HAYDU DU ÖLV VEYA DiRi YAKALIYACAKO SANIZ SİZE O p— 20.090 DOLAR MÜKAFAT/ ANLADIM! BU HAYDUT LARIN İZİNİ | NERDE Bu. LA BİLİRİM?” Yazan : Niyazi Ahmet 64 sene evvel bugün Afrikayı keşfeden Doktor Livingston öldü “H “ ü 3 dı b b yaz ve ii l .. di a genç doktor, on altı sene süren e ü bri Genç doktor dakikalarca, büyük bir haritanın karşısında duruyor. kafasını oğuşturuyor, düşünüyor ve mütemadiyen düşünüyordu. Haritada gözlerinin kaydığı yet Afrikanın orta tarafları idi. Orası yembeyazdı ve üstünde: Meçnul araziler diye yazıyordu. Kalbi tatlı tatlı çarpıyordu. Zik» ninde kurcalanan şuydu: — Ben bu mezmllere gidece- ğim. Orada yaşıyanları tetkik ede" ceğim... Bu adam, ilikhane âmeleliği ya” | parak kazandığı para ile kitap alan, mektebe giden 27 yaşında mükem- mal bir doktor imtihanını veren Dr. David Livingstone idi. Doktor kararımı verdikten sonra kap müstemlekesine gitti. Orada sina girerek reislerinden İisanlarmı öğrendi ve yola çıktı. Doktorun ilk İ venin yer o vakte kadar ancak İ bire çalümölan Nigeni | gölünü İ keşfetti. Portekiz müstemlekele» İ rinden Okyanus denizi sahilindeki Saind Jawl de Soanda şehrine geldi. O malüm olmıyan sahayı baştan başa katedecekti. Oraların ne vah: si hayvanları, ne zehirli yılanları, ne de korkunç dağları onu korkutuyor du. Doktor seyahate çıktığınm'on ak tiner senesi haritanın üstünde gör düğü “meçhul arazı, yi artık kendi elleriyle silebilirdi. Çünkü binbir, yüzbin bir tehlike atlattıktan sonra mechul araziyi baştan başa katet mişti. Linvingston memleket hasretiy- le İngiltereye döndükten sonra faz- İa duramadı. Küçük bir vapur ki ralıyarak tekrar meçhulleri dolaşma ğa başladı. İlk olarak 100 metre ge nişliğinde 320 metre uzunluğunda ve 200 metre derinliğinde bir göl keşfettikten sonra Zergibara geldi. .İ Buradan tekrar o Afrika içlerine dalarak üç büyük göl daha keşfetti. Fakat bu keşifler ona pahalıya mal olmuştu. Çünkü © hastalanmıştı. Doktorun hastalığı bütün dün- | yada bir alâka ile karşılandı. İngil- terede büyük bir merasimle karşıla” şan bu insanlık ve fen dostu ölmüş müydü, vahşi hayvanlara mı yem rinden biri de Stanley adında birini hem dünya'seyahati yapmak, hem de doktorü aramak için Yola çıkardı. | — Stanley. Afrikanm her köşesini doktoru sorarak dolaşıyordu. Bir gün: — Sizin aradığınız adam Ucici. kasabasındaır.. dediler, Stanley, durmadan oraya koştu | ve üç senedir kaybolan doktoru bul du. Bunu kendisi şöyle anlatıyor: ri darikini yaptıktan sonra zenciler ara | ne gömüldü. “Doktoru uzaktan görünce kendit.- ne doğru koşmağa başladım. Yüzü yorgunluktan sararmıştı. Ayağın- da siyah bir pantalon, üzerinde kır mızı bir elbise, başında kenarı şerit mavi ve küçük bir şapka vardı. Bas şımdan şapkamı çıkarıp elime aldım ve kendisine pavaş pavaş yaklaşa- rak: — Siz doktor Livingstonsunuz Zannederim.. dedim. O da şapkası çıkarıp gülümsedi ve: Evet... dedi. Biribirimizin ellerini tuttuk: — Allaba çok şükür olsun ki ba na verilen hizmeti yaptım. Dedim: — Ben de sizi burada gördüğüm den dolayı pek bahtiyarım.. dedi. Stanley doktorla uzun. uzadıya konuştuktan sonra İngiltereye dön dü ve sabırsızlıkla beklenen haberi, my mektüplariyle beraber 26* tirdi. Birçok kimseler Stanleyin mu vaffakıyetini çekemediler. Onu yar lancılıkla itham ederek mektupların Mi şeyler olduğunu söyledi Kr. Bu esnada doktor keşiflerine de vam ediyordu. Bangöwelo gölünün sahillerinde dolaşırken şiddetli yağ” murlar onu pençesinden kurtulss maz bir hastalığa yakalattı ve 1873 yılı 3 mayıs günü 64 sene evvel bu gün vahşi dağların arasında küçü- cük kulübesinde can verdi Heyette çalışan zenciler, cahil a damlar olmakla beraber onu bırak» madılar, cesedini buharlıyarak, bez» lere sararak yola çıkardılar. Doktor, kendisinin çok sevdiği salıncağa sa” nlmıştı. Hizmetçileri onu Zengi” bar'a getirip İngiliz konsoloshanesi- ne götürdüler. Büyük kâşif lâyık olduğu ihtira mı gördü. İngilterede muazzam bir cenaze alayı ile Vestmirüstr kilesesi* HABER AKSAM POSTASI IDARE EVI Istanbul ; Ankara Caddesi ” Posta kutusu: İstanbul 214 Teligrat adresi: Istanoul HABEN Yazı işleri telötonu : 28872 idörevellân * 24879 i ABONE ŞARTLARI 7 Türkiye © Ecnebi Senelik 1400Xr 27064. S aybk 730 4 »aso 3 avim 409 » 80 e — Sahibi ve Nerıyat Müdürü: Hasan Rasim Us Basıldığı ver (VAKİT) matbaası BUNU Gin HUKU- €Ti MEMURLARI AN ÇANG İSMİNDE BIR SiNLi BiLİR.- © SizE REFAKAT EDE) CEKDİR:- İ MUVAFFA) Kiye TLER DİLERİM Boz Y vu 2-0 EŞ e