En 7 gr ya — “350047 SEP 07 puys uodnSYoEĞ U0J9UŞA 10AZ 9 — İn re re e m r iğ idi ek sağ ii “o edi 2 ; Si me P e çü , 1 i e EE Mm sis O: *g işi : Er 2 KELE şi MER O zafp Rİ roj! | B Hi E ? n 5 eieİm 5 ? 6 eği 5 3S gri R LİL ip ASE a ği Pı ; “ua #OYOSAİPEA Ur 35) 0S gaolrunzosadş sep pu — ine Wa3ip Gt öğgyüleğ dupe YOOU ANYA ULESAÇ değme YUNOM — SOFT Ep ARTİS OM — 49075 uo819 vuj 18! Sg — İZ ŞelS Sep YET OM — öloururzuyoAA Sep 151 OM — #asturunyEsapupyr rap uş U3yUzYos SapupM OE İaauruzşelYog uruzasyds up uogou 18) SH — iyarumsad WanSYoEKT Sp pu uom aj — urt WoyerYOS SA80EH Sp DEE Op Pu dsp da — Oyyurug duray Yuyom “orun oruca Zeyne 'UON — —“ Böncin selâmına, mukabele etti. Paka* bunu mütbiş bir soğuklukla yapmıştı. Çünkü Don Sezarm kendisinden evvel halkı gelimlamasına son derece kızmış. e Don Sezarın, büyük bir cesaret ifa- d€ eden bu hareketi saray halkıyla a. Siller arasında itirazı mucip oldu. On. ların bu mırıldanmalarnma o mukabil, “Tam bu sırada, dostunun bu cesura- Me hareketi üzerine coşan (o Pandayan, Yalnız kendisine has küstahça bir cesa. retle; — Yaşa Don Sezar! diye bağırdı ve Don Sezar kendisine Bön derece kuvvet veren bu (kıymetli teşcie manalı bir tebessümle mukabele etti. Diye bağırdı ve don Sezar kendisine e me kiymetli ren bu kıymetli teşcie manak bir te bessümle mukabele etti. Üstüste gelen bu hâdiseler bütün Asilzadeleri kızdırmıştı. Krala aldırma- Mak, krali hakaret etmek onları ha, etmek demekti ve bu derhal çe- ZüYa çarpılması lâzımgelen bir cürüm- # © İsmi bile malim olmayan ve asale. pi Z : i f çalar kızışıyor, gözler fırlıyor, yum- nonlin vt or YON “oya ofimpo) donfinz ve) Şuga Az “20001 OgOa3 ÇE Ya MP YOLANYEN — il pr . EE HESE ” ili il Ekiz OEREİ. iri igiz £ ie O sp £ İE m Şİ z MİLLE öze #R 2 ; ii eps EE şip £ EE? Yet zi ii eğ BİR İçli giy y ES REŞEREEEE z : İEPESDİ Ri 3 SR 1 ? Rİ gli İç iii dji: ibi E a CÜCENİN AŞKI ruklar, kama ve kılıçların kapzaları W- zerinde sıkılıyor, titriyen dudaklardan tehdit ve hakaret dökülüyordu. Eğer bu anda bir mucize olmazsa, o esiller avamım Üzerine saldıracak, ve harp, Es. pinozanın kararlaştırmış olduğundan daha başka bir şekilde patlayacaktı, Beklenen mucizeyi, farkında olnadan Şiko tevlit etmişti. Başka bir meziye- ti değilse bile, onun küçük boyu her- kesin nazarı dikaktini celbetmeğe kâ. fiydi. Onu bütün Sevil halkı tanıyordu. Onun tabi güzelliği paçavraların al- tında bile Fausta gibi bir artistin na- zarı dikkatini celbetmişti. Şimdi çok güzel ve muhteşem elbiselerin içinde güzelliğinin büsbütün artacağı gayet tabiiydi. Nitekim de öyle oldu. * Şiko, meydana . çıkmadan (o evvel Don Sezara şeref vermek ümidinde ol. duğunu, masum ve saf bir tavırla söy- lemişti, Cüce hakikaten ona şeref ver- di. Fakat asıl şayanı dikakt olan cihet, .onun ayni zamanda, yalnız kuvvet ve kahramanlığı takdir eden seyircilerin müzaheret ve hayranlıklarını celbetmiş olmasıydı. Kopmak Üzere olan fırtmanın önü. ne geçmek için, bir tek seyircinin, “Af, Şikoya bakın!, diye (o bağırması kâfi gelmişti. Bütün gözler biran içinde cü- ceye doğru döndü. Biribirlerinin üzeri- ne saldırmağa hazırlanan asiller ve a. vam halk, kinlerini unutarak (tekdir we hattâ prestişle onu seyretmeğe baş- Tadılar. Don Sezarın küstahça selâmı unutul- muştu. Don Sezar bile, biran, Şikonun yanında sönük kaldı. Bu aralık (kral da cüceye bakarak tebessüm (edince, bundan herkes cesaret aldı ve her ta. raftan hayranlık avazeleri ve alleş ses leri yükseldi. Birçok © kadınlar da bu i Fakat Filipin Pardayana merhamet etmeğe hiç de niyeti yoktu. Bunun için derhal cevap verdi: — Ona gelince, size terkediyorum. Fakat herhalde onun imhasını da-son- raya k kabildir. Espii kaba bir tavırla — Şövalye dö Pardayan küstahlığı” nın lâyık olduğu cezayı pek fazla bek. ledi. Bu ceza artık tehir edilemez. Ben sağ kaldıkça kralın şahsına yapılan her küstahlık, en ağır cezalarla ödene- cektir. Kral başını salladı. Pek de kani ol- muşa benzemiyordu. O zaman Espinoza dikkatle Fausta- ya baktı ve: — Hepsi bu kadar değil sir, dedi, madam Fausta uydurmadığımı ve mü, balâğa etmediğimi temin edebilir. Fausta hayretle sordu: — Ben mi? Benim şahadetim ne şe- kilde faydalı olabilir? — Bunu söyliyeceğim madam. Ba 41 deliler ve alçaklar toplanarak krala karşı isyan etmek, halkı ayaklandırmak ve kralın merhamet etmek istediği gen. ci tahta çıkarmak gibi alçakça bir hül- yaya kapılmışlardır. Kral âdeta bağırarak: — Söylediklerinize iyi dikkat edin mösyö, dedi, Çünkü kafanızla oynu yorsunuz. Espinoza soğuk bir sesle cevap ver. di: —Bunu tekrar ediyorum. Çünkü hakikat olduğuna eminim.. — izah ediniz mösyöl — Tekrar ediyorum ki kralın şah- sına ve tacına karşı bir suikast hazır- lanmıştır. Bu alçakça teşebbüs biraz sonra patlayacaktır. Bu teşebbüs, uzun zaman herkese nümunei imtisal ola. | Yil göral hi vü imi Dark a. şe ! ; iş i ve : ci ii e İç : J 4 42” e 3 : 2! Milet $ il : ğ i ON ı : N 3 b ğ gil igin i 3 z za Gğiğıi? Sus İl &” v R sample, <P iş ia “a iyii E şi aeisiiasii ik Mili Ö iş Giezikieri a EARİİ Li, O gi lilik ii İş 9 : Me z a .— ii 8 Lİ ii iy i z ıl : | c Lİ z i Mü ş 1 £ Ti 2 dap dii şi EE MK Şİ ij i Eşe. ti, 283 rt : g j il 2 İyvElE BÜ 23 SİRİ snıği, vE diğaği Jedi; : : FE İTELİMR EM Pertt erir kip ley öy aşi 2 A ARR eşülçşimiş esi İŞE yi eyliieşneşikie dee 3 3153 uz .a i 5 CÜCENİN AŞKI i 85 cak bir şiddetle tecziye edilmelidir. O- “ nün akim kalması için bütün tedbirleri aldım. Bu söylediklerimi prenses Fa- usta da tasdik edebilir. Fansta, bütün soğuk kanlılığına rağ. men, boğulmak üzere olup da tutunacak bir tahta parçası arayan bir adam ns- zarile, etrafına bakınmaktan kendini alamadı. — Espinoza her şeyi biliyor, diye dü- şündü. Nasıl bunu kim baber © verdi? Burası ehemmiyetsiz! Herhalde birisi; Biraz altın veya iyi bir mevki mukabi. linde bize ihanet etti, Şimdi beni tev- kif edecekler. Artık kendime mahvol- muş mazarile bakabilirim. Ne diye üç yaverimi yanıma almadım. Hiç olmaz. sa kolay kolay teslim olmazdım. Bu düşünceler bir yıldırım süratile Faustanın kafasından geçti. Buna rağ- men yüzü gayet sakindi. Hattâ hayret €der bir tavırla gülümseyordu. Kral şüpheli bir nazarla başını onun tarafına çevirerek: — Duydunuz mu madam? İzahat- veriniz, anlatınız, Deyince, Fausta mağrur alnını kal, dırdı ve Espinozanın gözleri içine ba- karak cevap verdi: — Başengizitörün söyledikleri birer hakikattir. Kral sert bir sesle sordu: — Nasıl olur da, bunu (o bildiğiniz halde bizi bundan haberdar etmediniz madam? Fausta cesaretini son haddine kadar götürmeğe karar vermişti. Cesaretini birçok vesilelerle göstermiş olan bu müthiş kadın elbisesinin gizli bir yo. rinde saklı duran küçük kamasmı oy. natmağa başladı; siyah gözleri biran- içinde balkonla yer arasındaki yüksek- liği ölçmüş ve, oraya kolayca al . Be. İl li. ğ elinden > izler Tasgei dü mk ül sik (Son defa tesadüfen Berlinde bir eski tanıdığa dim). Son defa Berlinde oski bir tanıdığa rasgeldim. ei ami ğine denek le a lk li nü — Der Stock, weleher unten ist, heif)t Erdgeschoss, — Dieses Haus hat drei Stöcke, — Wie heiBt der Stock, welcher unten ist? PA. A ng