Sen hapsolmak . a: â Istiyorum Bi bir konağın ön odaların” aş, esini kiralamağa gittiğim ai * sahibesi yaşlı bir hanım ! b ş “iş Oğlum, rahat edersiniz, ben | Na nizim. Kızımla dama" < : te yüdder gelmiyecekler. Orunum var ama, Sesi se yp mazi * dedi, Mia mefsini muhafaza et <p Mâve etti: e büyük. de.. Ben de yalar i 1 odalar işime oyaramıyor.. Ör kiralıyorum. Ve ertesi günü taşm- Küp Rüzel bir bahçesi vardı. Min Va almak üzere çıktım. ay, “tanca saksısından azıcık Tüy taflanların boyunda bir Say uğ ilişti. Yani, şöyle böy | Yaşında, var, yok. * ca göre gayet tuhaf giyin- İ pantalonu ve kasketile . Ne cüce bir İngiliz sporcu- Yordu. Yene Yaklaştım. Yüzüne bak hi Ye cal 3 > Salışkan bir çocuk oldu- e belliydi.“ Siyah gözleri İmoriz bir ifadeyle parlı- | N İl & Merhaba, küçük bey! - de i . iz Merkabı. k Yühımedan kaçtı; bahçenin ie oynar gibi durdu. | İli ki adeta oyün oynama | Yen uslu çocuklardandı. Seçti, bu çocuğun anne yi, iSasınm bilmem hangi | inden hapse girdiğini öğ” | bir sesle, mırıldanır gi” a sesle ti gi m, G N cuk ” polislerin gelerek inı götürdüğüne şa“ te ik ve o beri büsbü: | gündenberi büsbü: | Nağme oynamamağa | Kün büsbütün acıdım ve | meşgul olmağa başla- Na, v birinde odama girdiğim Ra did, ne göreyim?» Bacak Mgkar almış, harıl harıl | >. Nu kesiyor. O esnada JABERİ SAM posrAasi DARE Ev!" Mame L Ankara Caddesi “ürat kutusu; istanbul 214 f&si: istanbul MABER İla; leri telotonu 30472 velan ,* 24010, «ABONE ŞARTLARI , Türkiye * © Femehi 4 #yiş öner. 370046. Naze — “s3 2 20. ite Nerriyat Müdürü: ân Rasim Us ver (YAKIT) matbaası | D Ki N A a. koridordan tesadüfen geçen büyük annesi de vaziyeti gördü. Zavallı kadın, son derece omah- | çup olarak çocuğu kolundan yaka ladı. Dışarı sürüklemezden evvel, önüme doğru itti: — Beyefendinin elini öp, Om dan af dile. Daha dün, uslu çocuk diye seni methedip duruyordum. Halbuki beni işte bak rezil ettin! Oğlan, küçücük avucunda sıkı tuttuğu makası yere fırlattı ve tepinerek: — Hayır, hayır! AF dilemiyece* | ğim! « dedi. Kadın itiyordü. O çırpmıyordu. | Ev sahibesini müthiş bir öfke sardı. Yanakları sarardı ve hışımla yav | rucağt yakalayarak: — Ben sana gösteririm.. Şimdi tavan, arasmdaki karanlık odaya kilitliyeceğim. Beyefendiden af di- leyinceye kadar kuru ekmekten | başka bir şey yemiyeceksin. sım” | * Ve, yaşma rağmen dinç olan kollarile, çocuğu kavradı. Merdi- venlerden yukarı çıkarmağa başlar ! dı. Odamda yalnız kalınca, içimde büyük bir acı uyandı. Yepyeni pan" talonumun parçalandığına yanmr yordum. Fakat küçük bir çocuğun benden bu derece nefret etmesine üzülüyordum. Biraz sonra, yavaşça tavan ara” İ sına çıktım. Anahtarı üstünde. du- ran kilitli kapıyı açtım. Çocuk bir | köşeye büzülmüş, oturuyordu, Seslendim: Remzi! Cevap vermedi. — Remzi! *.diye tekrar ettim! - ? Remzif.. Benim pantalonumu kes mek pek mi hoşuna gitti? Gayet tabü'bir halle: e — Yoook!.. * dedi. ! — Demek benden nefret ettiğin | icin bunu yaptın.. Fakat-'benim sa İ na ne zararım dokundu? | O; köşesinden: fırlayarak, bütün | İ samimiyetile bağırdı: — Hayır, hayır.. Ben sizi seviyo- rum. —,O halde? Cevap vermedi. Yanına yaklaştım: | — Bak, - dedim, dinle beni.. Bu | seferlik seni af ediyorum.. Bir daha yapmazsım.. Şimdi gideceğim, bü yük annene benden af dilediğini söyliyeceğim. Seni bü hapisten çı karsın. Yavrucak elime sarıldı. Hararetle yalvarmağa başladı: — Yok, yok beyefendi.. Sakın | bir şey söylemeyin.. Size varrr rım.. Ben hapis kalmak istiyorum.. Beni kurtarmasın.. Hayret içinde sordum: — Ya.. Niçin? — Çünkü.. Ağlayarak: — Çünkü.. Bende hapsolmak istiyorum. Ben de onların çektiği acmın eşini çekmek istiyorum.. Hıçkırıklar içinde boğulan öesile devam ediyordu: — Ben de.. Ben de.. Ben de... Nakleden*: (Hatice Süreyya) BiZ. BU TOPLARI | TIDAN BİLİSTRADE MBET — “HABER — Akşam pörasr >. Tonton amca Oynuyor Yediler arasında ŞiLO YAMAN DIR VESSELAM NY Yazan: Niyazi Ahmet | 22 sene evvel bugün Türk topu Çanakkale sularında i Sen büyük zeferini kazandı | Buve iki arkadaşile denize gömüldükten sonra düşman bir tecrübe daha yapmağa cesaret edemedi 27 1915 yılı 18 mart günü, 22 sene | evvel bugün, Türk dünyasının en | kuvvetli ordu ve donanması karşı- smda ezeli ve ebedi kudretini gös“ terdi., Sayısız Türk kanı ile sulanan Çanakkalede 18 mart günü en bü- yük zaferlerden biri daha kazanıl- dı. Çünkü o gün Türk topları Ça pakkale sularında üç zırhlı, bir tor pito muhribi batırmıştı. 18 mart sabahı, keşfe çıkmış bu- lunan bir tayyaremiz, Bozcaada civarında 15 İngiliz, dört Fransız arhlısı ile 3 kruvazör ve pek çok torpito ve hakliye, tahrip gemisinin bulunduğunu haber erdi. Uykusuz aç ve yorgunlukla ge çen saatlerden sonra birkaç dakika olsun göz kapaklarını kapamak ve dalmak sandetine * kavuşamayan Türk neferleri, bu haberi" aldıktan sonta damarlarındaki kanın ateş gibi yanmakta olduğunu hissederek wazifeleri başına geçtiler. “Hava gayet güzel, deniz pek sakin, bahar bulutlarmdan âzade, berrak ve lekesizdi. Havanm bu hali, düşman lehine olmakla bera” ber bugün ne güzel muharebe günü idi... N İ girdi ve İ1,l5 de ilk mermiler, boş" | İ luğu yararak Türk kuvvetlerine İ boşanan mermiler, düşman * Blosur | Zırhlı filosu saat 1| de Boğazdan doğru kaydı. Saat 11,40 da hedefe muntazam ateşler başlamıştı. Saat | de Türk batarvalarından nu, su sütunlarına boğuyordu. Muazzam Buve, mermi sağnağı altında hücumlarmı yapamaz ol muştu. “16 zırhlı, 3 kruvazör, mütead- dit torpito mütemadiyen ateş kusu- yordu. Top sedalarında bir sani yelik fasıla bulmak mümkün değil- di. Korkunç bir uğultu, derinlerden akseden boğuk tarakalar gibi Ana” dolu dağlarının sakin ve yeşil zir velerini aşarak ana vatana yayılr yordu. İşte bu dinmiyen ateşler, Türk toplarınm Buveyi iki arkadaşı ile denize gömmesinden sönra Çanak- İ terbiye alacak olan kale suları için ebediyen sustu ve düşman bir tecrübe daha yapmağa cesaret edemedi. Bu kutlu günün yıldönümünde, 18 mart için muhtelif imzaların bir kaç satır yazılarmı alıyorum: 2EENPE FIRSAT TAN $TİFADE IŞıpa; Buve denize gömülürken Toplar uyandırıyor bugün arzı . uykudan Kanlı bir ağız gibi tan yerinde ufuklar İşte ihtiyar toprak sarsılıyor korku dan; Bugün toplar diyor ki: Akdenizde kavga var Denizlerin uğuldağı, Türkün geçit yerini Yerden, gökten, denizden bugün topa tuttular Gökler topa tutuldy, duman sardı güneşi Yaralı sırtlan gibi bağırıyor gemiler Küre boşaltsa bile içindeki ateşi Yurdun topları değil, göğsü olacak siper “Çanakkale destan: — Halk Nibat Yeyeyi “Bize Çanakkale harbını kazan dıran âmil, Türkün maddi faikiyeti değil, manevi faikiyeti idi. Çanak- kale harbı maneviyatm bugünkü harplerde de müessir olduğunu is- bat eden diğer bir delil olmuştur. Aynı zamanda bu harp bize Türkün mefkâre sahibi olduğunu göster miştir, M. Zekeriya (18) mart bu milletin büyük mefküre bayramıdır. cetlerini, mil- letin mazisini öğrenmek istiyen, milli menkibelerle vatanı ve millt çocuklarımız, kıraat kitaplarında sık sık OÇanak- kaleyi görecekler, mekteplerin, oda: ların duvarlarında o resimleri göre cekler, babalarındna, analarndan bu menkibeleri dinliyeceklerdir. Necmeddin Sadık Fakat bugün, geçmiş vekayin uzaktan görünen manzaları karşr sında düşünürsek bilâtereddüt diye- biliriz, ki müttefik silâhlarımızın şarktaki galebesini temin hususun” da en kati âmil Çanakkalede 5-18 nin ihraz ettiği galebe olmuştur. “5-18 mart tarihinde Türk kah- ramanları İngiliz hücumunu kati mart tarihinde Osmanlı topcularr bir sürette defetmemiş olsaydı, bu" gün dünyanm haritası ne şekilde olacaktı? Bu sualin cevabını hiçbir müttefik bütün kalbinde bir raşa hissetmeden veremez. Eminim ki ileride harbı hazırın umum müttefikler arasmda müşte“ reken tesit edilebilecek mühim vaka ları aranırsa Çanakkale zaferi bun ların en ileri gelenleri arasında ah- zı mevki edecektir. o Hüseyin Cahit HIÇ BİRİNİN TAYA- NA BAKMAK AKILLAR EN SEL MZ