İm... 2 MART — 1937 Zorlanan kalp çen kısım hülâsası) Hayati'nin macerasım ba. Anlattı: haarısı Meliha, her tir. pi kirğa katlanan, onunla Ed- “© sakin bir hayat yaşıyan kandır, Fakat Hayati, ona, La manevi zulmü brakmı. ği Eskiden münasebeti olan Se. i evine ge . yalnız sevdiği Mak Ma münevi bir işkence yapa. m Zevk duymaktır. “ # : *t; en Perişanlığından kendine ya. iy ir hal vardı. Fskisinden daha Kayaş 222 güzeldi, , karısı namma bu halden Fakat ayni zamanda da için ... iyordu, tal A ibesi çirkin olsaydı, Meli- N a galebe çaldığını anlar. leşindi Ray, ir Halb İçin Elini uzatarak Sang, Haynti, karısı. na, adar asla sevmemiş 9 Pek vin, üç kişi arasmdak! yemek Sİçbi, Keçti. Melihanm tavrmda Ka g, S8VPitabiflik yoktu. Bilâkis Yari ni Samimi görünüyordu, Ha- iyen karısına bakıyor, Sami mağ izde gizlenen manalar arr. Kai “ay *ndine şöyel söyleniyordu: - Tol oynaması nç güzel e la ke, Man e birleriyle konuşuyor. kağ, dan bahsediyorlar, gülü. nayi Oraya kadar akseöden deği- dillerine dohuyorlardı. karısınm bu kadar iyi ar. u &sla tasavvur edemez. an, odalarma çekildikleri 9, Melik tegekkür etmek istedi. e, kolay Ağlıyarak, bitkin bir bal bi Müğta. Arasına o yığılıvereceğini Sl, Halbuki genç kadm sakin — Mm mumdan fazla kı. © Benı, il mi?.. . diye sordu. ii Man, ne kendinden en u. Mürare, açmadı. Genç erkek de nimağı WA dair bir telmihte bu. Bika Sabah, erkek erkenden gitti. a” “eregi altından seslendi: beraberce dolaşalım.. Bezâireyim.. orta Müzede. Fakat ev sahi. teteğ, olmadığını görerek çık. öğ rar k İL etti, Paket Hayati" , Ya kağ, sında muvafakat etti. nt Sanan, dolaştılar. Bütün bu — Moya yz , Hayetf için için: iha ne âlemdedir?, Setli Yay İz “Oyundan iğreniyordu. : iz kalınca mahcubiyetle “> last. » lit, bağlar anlatmak isterim... At Meni © T Aki NA, onun sözünü kesti: Yo um, anlıyorum... Çok İyi da e nde lesine devam etemdi. bir Wtirap vardı. İİ e yaram aşkı, ne fevkalbe. Ba, “dinde : Kamal ni nefret ediyordu. bi Sikmıştı ki, işkencenin e dahamı ediyordu. iin O kl hdyatta daima garip şeyler aramakla meşguldi, yolunu bir türlü kendi kendine izah edemiyordu. Bütün, Meliha, kocasınm yanı. na yaklaşmaktan kaçındı, Her fısat- ta onu Seniha ile yalnız bırakmağa çabaladı. Erkek, sabırsızlıkla geceyi bekli, yalnız kalınca hiç bir nb t. . Konuştuğu hep eve ait ha- ler. Şimdi artık Hayati, hayret içide, bu haletiruhiyeyi tahlile uğraşıyor - du. Bir aralık, hükmünü şöyle verdi: — | Kadm, bütün cesaretini toplanıp, ! güzel bir rol oynuyor. Eğer biran zaafını gösterecek olursa tekrar eski metanetini bulamıyacak, perişanlı. ğını meydana vuracaktı, Onun için $es çıkarmıyor, böyle sakin bir ta. vırla dolaşıyordu. O anm zevkin! uzatmak için Ha, yatide kadının açılmasını teşvik etme. di. Bu macera ve kadar uzarsa o ka. dar Zevk duyacağını sandı Günler geçiyordu. Hayatf de karı. siyle anlaşmak, onu teselli etmek, o. nun şikâyetlerini dinlemek. göz vaşla. rını silmek hevesi günden güne artı » yordu. Artik bu hal tahammülfersa gelme. ye başlamıştı. İki kadınım biribiriyle arkadaşlığına dayanamıyor, Seniha, nın bir an evvel gitmesini dört gözle bekliyordu. Nihayet, misafirleri gitti. Zaten bir gün daha fazla kalsaydı, Hayatide de sabır kalmıyacaktı, Onu teşyi ederken bile, teşekkiürle- rine münasip derecede mukabele et. mdi, Aklı fikri karısiyle başbaşa ye. mek yemekte, gece ocak başmda yal. nız kalmaktaydı. Fakat ona en farla zevk verecek anda Melihanm çırpi- | narak kollarma diişmesi, hıçkırarak: “as Bak, aşkım İçin sana ne feda. kârlıklar yaptım!” demesi olacaktı, Sokak kapısı kapandıktan sonra, Hayati, karısının beline sarılarak: — Of, gitti! . dedi. Fakat Meliha, her zamanki gibi kendini gevşek bırakmıyarak, bilâkis | kendini biraz çekerek: — Neye böyle haykırıyorsun? Bel, ki işitir... Müleessir bir hali vardı! - dedi, i Bu sözler, bu hareket, erkeği gaşırt ti. Oturdukları odaya girince, karısını ateşin karşısındaki koltuğa oturttu. Ayaklarının dibine diz çöktü. Artık o eski “Tevkalbeşer” nevi sözlerden eser kalmamıştı. Perişan bir yüzle, titrek bir sesle, aşkını söy. lüyor, kabahatlerini itiraf ediyordu. O, kendi hisleriyle o kadar meşguldü ki, karşısındakinin haleti ruhiyesini tahlil edemiyordu. Kollariyle kadınım belini sarıyor, kendi titvediğinden dolayı onun tit. rediğini sanıyordu. Meliha, ses çıkarmıyordu. Fukat Hayatinin: — Affet beni! Affet beni! Sana çok ıstırap çektirdim! . demesi üzerine, bikkin bir sesle mırıldandı: — Yok canım... Vallahi değil! Erkek, kollarını gevgetti. (Devamı 11 incide) Nakleden: Hatice Süreyya | dh HABER — Akşam postası Tonton amcanın intikamı Yediler arasında “Şio Yay. HİiYU Vi “JIYYVV Yu * VAYY YY / Yazan: Niyazi Anmet y DİZ sene evvel bugün Türklere göz açtırmak istemi- yen düşman Cirbeyi aptetti Netice şu oldu: 60 düşman gemisi mahve- dildi. 20 binden fazla asker telef oldu ve şanlı Türk bayrağı Akdenizde bütün azameti ile dalgalandı k İknci Filip, Sicilya valisine gön“ | derdiği bir emirde şöyls diyordu : “Akdeniz sahilindeki vılâyetlerimi- Zin emniyet ve asayişi için Trablus garbım elde edilmesi lâzımdır. Bi - naenaleyh her ne bohasına olursa olsun, buranın zaptı için çalışma" nız icap eder... Bu emir, her tarafa gönderildi. İspanya, Papa, Cenova, Floransa, Malta, Sicilya, Napoli, Monako ge mileri, Misinada toplanmağa beş ladılar. Mecmu kuvvet 53 gali, 4 kalite, 2 kalyon, 28 büyük.:12 küç k nak- liye gemisi olmak üzere 99 gemi İ- di. Bu donanmaya İspanyol, Italya, Alman milletlerine mensup 14000 piyade askeri almarak denize çıkıl- dı. Rüzgâr, muazzam sefere daima muhalefet ediyordu. 'Tam beş de fa denize açıldıkları halde beşinde- de geri döndüler. Altmcı seferde rüzgür müsaitti. Uzun bir yolculuktan sonra Cirbe de su alarak Tarablusa doğruldır lar. Düşman kuvvetleri, o Tarablusu müdafaa etmekte olan Turgut paşa yı kolayca mağlüp edebilecek vazi- yette idi. Fakat beşay gemilerde bekliyen asker arasında sari bir haş- talık çıkmış, bu yüzden 2000 den fazla telefat verilmişti. Bundan ma ada donanma kumandanı Jan And rea Dorya da hastalanarak kuman- dayı Spirola'ya bırakmıştı. Hastalık, yeni kumandanı da ya- kaladı ve az zamanda ölüme sürük- ledi. İşte bu hal, Tarablusa ya pılması kararlaştırılan hücuma ma ni oldu. Turgut, İstanbula gönderdiği bir gemi ile vaziyeti bildirmiş, imdat is“ temişti, er Düşman donanması 1560 yık 2 mart günü, 377 sene evvel buün, | Valköterna burnu ciarında karaya yanaşarak bütün askerler buraya çıkarıldı. Burada bulunan Turgut paşa taraftarları mukavemete giriş- tiler, - Fakat karşı duracak vaziyet- te değildiler. Ezilmektense Afrika içlerine çekilmeyi yerinde buldular, Cirbeliler bundan sonra tamamiyle teslim olmuşlardı. Bütün bu muvaf- fakıyetleri kazanan düşman, pekâlâ biliyordu ki, Akdenizin hâkimi olan Türk donanması neredeyse denize açılacak ve zaptedilen yerleri kolay- ca geri alacaktı. Bunun için Cirbe- yi tahkim etmeğe karar verdiler. Ka- lenin etrafı kuşatıldı. Yeniden dört büyük istihkm yapıldı. 50 top ko nuldu. Antonya kontu denen istilr kâm mütehassısma yeni bir kule yaptırıldı. En mühim ihtiyaç olan suyun da mebzul surette temini için mevcut tedbirler genişletildi ve ye- niden kuyular açıldı. İki seneden KENDİ EVİNDE, ADAMA NE Dı fozla bir müddet kâfi gelecek er zak bulunarak kaleye getirildi. . .. 80 kıt'a Baştarda, Kadırga ve kalite ile Akdenizde dalgalanan Türk donanması, Piyale paşanın kumandasında yıldırım “gibi düş manm üzerine atıldı. İspanyol gemilerinin çoğu demir almağa bile vakit bulamadı. Bir kıs- ır zencirlerini keserek yelken ve kürekle harekete geldiler. Bir k:smı kaleye doğru, diğer kısmı açık de- nize doğru kaçtılar. Türk donar ması da ikiye ayrıldı. Koca ili beyi Ali, kaleye kaçanları, Piyale paşa açık denize kaçanları takip ediyor lardı. Kaleden kaçanların çoğu sığlığa oturüyorlard. Fkat Türk gemileri derhal rampa ederek gemi- leri zapt ediyor, mürettebattan sağ- lam olanları esir ediyorlardı. On bir düşman kadırgast, gemilerde bulur nan bütün ağırlıkları almak sure tyle kalenin topları altına sığm dılar. Denize açılanlar, süratle gelen Türk donanmasinın pençesinden kurtulamıyor, kısa ve kolay bir bo- ğuşmadan sonra esir ediliyorlardı. Takip, tam üç gün, üç gece sür dü. Ceneviz fırkası kumandanı An derya Dorya muazzam baştarda sı ile baştan kara ederek sahile kaç- t. . Papanokası kumandanı Orsini roma baştardesi ile-Sifaks burnunu dolaşarak kaçarken, seren kırıldı. Bir an gözden kaçırmıyan Türk kadırgaları göz açtırmadan rampa ettiler. Kumandan ile mürettebatın çoğu öldürüldü. *». İki mart günü karaya çıkan düş man kumandanı: tr — Artık Türkleri buralara bir daha yaklaştırmıyacağız. derken ya- nında bulunanlar, şu karşılığı ver mişlerdi: — Türkler buraya gelmek değil, buraları bir daha gözleri ile bile gö- remiyecekler.. Şimdi Cirbe harbinin. neticesini kaydedelim: Türkler, 19 kadırga ile bir kak am olarak zaptetmiş, İs - tenbula getirmişlerdi. 11 nakliye, 28 kadırga, | kalyon batırınışlardı, Cirbeye iltica ederek 'bilâhare batı - rılan 11 kadırga iledüşmanın zayi atı 60 gemiye baliğ oluyordu. Bü - tül donanmadan yelnz 17 gemi kaçtı kurtulabilmişti. İspanyol de- nanmasının zayiatı 20,000 kişiden fazla idi. Türk donanmasının en koyu düş“ mant Anderya Dorya, bu büyük mağlübiyetini duydukton sonra faz- la yaşamadı. Teessürle öldü. Turgut, Uluç Ali, Piyalenin donan maar, Akdenizde şanlı Türk bayra- ğını bütün ozâmetiyle dalgalazinr” yorlardı. YRANBIR YA YECANI