Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
e v İki kutup Sulh ve Almanya ; .&n&nyanm, neticesi şüpheli bir harp macerasına atılmak istemi. yeceğini söyliyenler çoğaldı. Fakat yine bu Almanyanın dünya sulhünün devamı etrafımda belirmiş olan şüpheleri her gün bir parça daha ço. galttığı da görülüyor. Bugünkü gazetelere şöyle bir göz gezdirmek derhal bize hak verdi- rebilir. Faraza bu Almanyanın Londradaki Büyük Elçisi fon Ribentrop işte gene Londrada bir nutuk söylemiş, demiş ki: “— Almanyayı tatmin etmek dünyanın menfaatinedir. Dünyada bir kısım memleketler mevcudiyetlerini teminden âcizken diğerlerinin bol. luk içinde yaşamaları imkânsız hale gelmiştir. 'Temelinden sarsılan Alman ekonomisi ancak nasyonal . sosyalizm tarafından Orta Avru. pada bir sükün, nizam ve emniyet bloku tesis edildikten sonra ihya edilebilir.,, Sefirin bu nütku, müstemlekeler meselesine dair olan İngiliz cevabı- nı aldıktan sonra vermiş olması, bu nutuk için Londradaki Nazi merke. zinin kürsü olarak kullanılması ve gene tam bu sırada Çekoslovakya. daki Almanlarım reisi Hayinlâyin tarafından iftirakçı bir nutuk söylen. miş olması Almanyanm hiçbir Avrupa merkezinde sulh için çalışmadı- ğmı ve hattâ en ufak bir diplomatik nezakete dahi lüzum görmeden höyrat bir yürüyüşle hedeflerine doğru ilerlediğini ispat eden en yeni delillerdir. 'Temelinden sarsılan Alman ekonomisinin bir “Orta Avrupa sükün ve intizam bloku” tarafından Alman Nazi partisinin hoşuna gidecek şekil. de ihya edilebilmesi mümkün müdür? Mümkünse bunun şekli nedir? Bu Orta Avrupa sükün ve intizam bloku iki gün evvel bir defa daha tekzip edilmiş olan dörtler ittifakı olsa gerek. Acaba bir (Avusturya.Ma. caristan-İtalya.Almanya) blokunda her felâketi ihya edebilir mali bir kıymet vehmetmek mümkün müdür? Ne gezer. Bu dört devletin herbi. ri himmete muhtaç birer dede halindedirler. Böyle bir blokta ancak as. keri bir kıymet aranabilir ve bu askeri kıymet de yalnız Çekoslovakya. daki Almanların muhtariyeti mevzubahs olunca ehemmiyet kâazanir ve bu Alman muhtariyeti teşekkili ederse stratejik kıymeti harikulâde bir dereceye yükselir. Zira garptan şarka yapılacak akınlarda Südet dağ- larımm anahtarını elinde bulundurmıyan bir Almanya muvaffak olma. maya mahkümdur. Nazilerin istediği gibi bir Orta Avrupa bloku ya. pılsa bile bu blok Çekoslovakyadaki Alman muhtariyeti teşekkül ede. mezse stratejik kıymetini yüzde yetmiş kaybetmiş sayılabilir. . ŞEKİP GÜNDÜZ Almanyanın teşebbüsleri :akamete uğradı — Londra sefiri yeni bir nutuk söyliyerek müstemleke taleplerini tekrar etti Londra 1 (A. A.) — Von Rib - betrop, Leipzig panayırmı açmak Bombardman : fı KER MAFT ŞAOA İstanbulun fethi Tesadürfen olmamıştır Acaba Fatih İstanbulu tesadiifen mi zap ' tetti? Kurunun zeki fıkracıst Hasan Kum. — çayı büğün “tesadüfler,, adlı bir yazısında ll göyle diyor: Vaktile Fatihin İstanbulun fethinde kul. landığı büyük bombardrman topunu döken nrühendis Urban daha evvel Bizanslılara müÜracaat etmişti. Eğer o zaman Bizans im paratoru Macar fen adammın teklifindeki kıymeti takdir edebilmiş olsaydı İstanbul surlarını döven büyük top tamtersi şehrin surlarımı tahkim eyliyeccekti. Hattâ belki de Sultan Mehmed İstanbulu fethetmek teşeh. büsüne hiç girişmiyecekti. O zaman cihan tarihinin cereyanları da tamamen başka 1s tikametler alacaktı. Görülüyor ki bütün dünyanm mukaddera 'a Üzerine büyük tesirler yapan büyük hâdL. seler bazan küçük tesadüflere, bu tesadüf ler ile karşılaşan iktidar sahiplerinin şahsi meziyetlerine ve telükkilerine bağlıdır. Te. sadüflere göre bir kibrit yangın çıkarabil. diği gibi bütün âlemi nurlandıracak aydın. hk da yaratabilir. Hasan Kumçay'ma cevap veriyorum: “1 — Bizans İmparatoru Urbanım teklifi ni röddetmemişti. Fakat Urban kumarbazm biriydi, kendisine verilen paraları yeyip bi tirmiş ve top dükmek İçin tekrar — Bizans sarayından para arayamaz bir hale gelmiş ti. Hattâ Grandük Notarasm — Hışmımndan korkarak kaçmağa hazırlanmıştı. Bunun L çin kendisine bir başka teklif vaki olunca derhal kabul etti. “2 — Fatih Urbanm yapacağı büyük tao. pu öğrendikten sonra İstanbulu zapta karar vermiş değildir. Urbanı bulması da tesadifi bir iş değildir. Urban, ta ikincl Murad za. — Mmanmdanberi metodlu bir şekilde — Bizans — payitahtmda çalışan Türk casuslarım bir (l v elit < İei at u...ı I keşfidir. Eğer onun bulunmasımda ve topla. rinm kullanılmasında hakikaten bir kıymet nhmedm_wrıa bu şeref de Zağnos paşaya adttir. Bana kalırsa biz bombarda kullanmadan alıwiımmıt nıııı: zaptedebilirdik. ' ENBAP—İ BÜLENT A üzere Almanyaya dönmüştür. An- / cak İngiliz gazeteleri, kendisinin bil- hassa cuma günü Eden ile yapmış olduğu mülâkattan sonra bu seya- hatin hakiki gayesinin Leipzig pa- nayırmı açmaktan ibaret olup olma- dığı sualini irad etmektedirler. Daily Herald, ile News Chro- nicle, Von Ribbentrop'un Alman- | yaya döndüğü zaman idbarını öğ- reneceğini tahmin etmektedirler. Almanya teminat verirse... Paris | (A. A.) — Le Jour ga- zetesi, Von Ribbentrop'un seyahati hakkında bu sabah mütalealar yü- rüten yegâne Fransız gazetesidir. Bu gazete, bilhassa şöyle diyor: “Almanya sefirinin Londradaki vazifesi, tam bir akamete uğramış- tır. —İngiltere Hancıye Nezareti, kendisinin umum? bir görüşme ya- pılması hakkındaki davetini kabul etmemiştir. Yalnız Eden, Alman sefirine, İngiltere hükümetinin ye- ni bir Lokarno misakı aktedilmesi- ne müteallik bir notayı Berline gön- dermiş olduğunu söylemiştir. Zan- nolunduğuna göre, Von Ribentrop' un memnuniyete şayan bir cevabi hamil olmaksızın Londraya dön- mesi ihtimali yoktur. Almanya, Rhin'nin statükosunu zıman altına almağı taahhüt edecek midir? Çekoslovakya ve Avusturyanın is- tiklâllerine riayet edeceğini vedede- cek midir?.,, * Müstemleke isteriz ! , Ribentrop Lâyipzigde bir nutuk söyliyerek ezcümle şunları şöyle demiştis: “Temelinden sarsılıın Alman eko- | nomisi, ancak milli Sosyalizm tara- fından orta Avrupada bir sükün, nizam ve emnniyet blolmu. tesis edil - dikten sonra ihya edilebilir. Almanya, ne emperyalist bir müstemleke siyaseti takip etmek, ne de müstemlekeleri sevkülceyş üsleri haline getirmek niyetinde - dir.;; Zavam blru kadının hazln macerası Çocuğunu sokağa bıraktı, Peşini bırakmayarak Darülacezeye gitti ve İakat... nihayet işi açığa vurdu, şimdi adliyede Bundan bir müddet evvel Hürri- yet Ebediye tepesinden otomabille geçen bir aile bir taşm üstünde kü- | çuk bir çocuğun ağlamakta oldu - | ğunu görmüş ve küçüğü polise tes- lim etmişlerdir. Yavrucağa Gülsüm adı verilmiş ve düşkünler veine gön- derilmiştir. Hâdisenin üst tarafını dün ad liyeye verilen betbaht çocuğun ge- ne bahtsız anası Huriye'nin ağzın- dan dinliyelim : “— Ben geçen sene Yaşar ismin- de birisiyle nişanlanmıştım. O hain çıktı, beni iğfal ettikten sonra kaç- tı. 16 yaşmda idim. Annemi yeni kaybetmiştim. Babamı ise hiç ha- tırlamıyorum. Yaşarla nişanlandığı- mız Boludan İstanbula geldim ve burada Naci isimli çuval fabrika - sında çalışan biriyle evlendim. Bir ay sonra bir kızım dünyaya geldi. Ona Cemile adımı verdim. Lohusalık devri geçince kocam: “ — Ya çocuğunu, ya beni..,, Diyerek dayandı. Konu komşu da- rülâcizeyi tavsiye ettiler, fakat ora- ya da analı çocukları almıyorlardı. Nihayet çocuğumu bir yere bırak- mağa karar verdim. Güzel havalı bir günde onu iyi- ce emzirdim, karnını doyurdum. Hürriyet Ebediyeye giderek bir taş üzerine göz yaşları arasında bırak- tim. Çocuğumun yanından bir tür- lü ayrılamıyordum. Bir tümsek- lik arkasımda onu gözlemeğe başla- dım. Biraz sonra bir otomobil dur- du. Çocuğa baktılar ve polise ha- ber verdiler. Ben çocuğun arka- sından Şişli karakoluna kadar takip ettim. Orada çocuğumun ağladığımı duydum. Göğsüm parçalanıyorcdu. Hemen karakola gidin: “— Bu benim yarumdur. Onu bana veriniz.,, Diye bağırmak istiyordum. Fa- kat bunu yapamadım. Korktum. Oradan polisin arl:asında çocu- ğgumu Darülâcezeye kadar takip et- tim. O gece geçti. Yavrumun acısma tahammül edemedim. Darülâceze- ye müracaat edip oraya süt nine ol- dum. Fakat orada sütümü sağıp a- İryorlardı. Koğuşları arıya arıya yavrumu jbuldutu. Daha onu koku- sundan tanıdım. Gülsülm ismini vermişlerdi; Onu sıkmak, bağrıma basmak istiyordum. Fakat yasaktı. Nıhayet tahammül edemedım. İçi- mı boşalttım — Bu yavru benimdir.,, — Şimdi yavruma kavuştum. Huriye dün adliyeye verilmiş ve 17 yaşma bastığı tesbit edilmiştir. Şimdi hakkmda adli tahkikat ya- pılmaktadır. Soförler, taksilerin tahdidini istiyorlar ks otomobiller çıkarılma- sı he*m memleketirm;, hem de Şoförıerın "Piyasaya lü zararınadır,, Şoförler cemiyetinin yeni idare he- yeti seçimi bayramdan evvel yapılmış. t Seçimde kazananların isimleri — bir liste halinde İktisat vekâleti mürakabe bürosuna gönderilmiştir. Liste tasdik- ten geldikten sonra heyet toplanıp reis intihap edilecek, mesai komisyonları ayrılarak çalışma programrı hazırlana- caktır. Eski araba sahibi olan şoförler yeni idare heyetine başvurarak âcil bir dilek leri etrafında teşebbüslerde — bulunul. masını istiyecöklerdir. Eski araba sahibi şoförler taksi ta- limatnamesindeki “lândone,, tabirinin kaldırılması üzerine ortaya çıkan yeni arabalardan şikâyetçidirler. Şoförler şikâyetlerini şöyle hülâsa etmektedir- ler: — Taksi talimatnamesinde “lândo. ne,, tabiri bulunduğu beş sene zarfın- da piyasaya ancak dört yeni ötomobil | çıkmıştı. Hariçten gelen arabaların bo zulduğu nazarı dikkate almarak binler ce lira verip otomobil almıyordu. “Lân done,, tabiri iki ay evvel kaldıırldı. Bu * kısa bir zaman zarfınlda piyasaya 110 taksi çıkarıldı. Bunlar şimdi taksi yer- lerinde eski arabalarla sıraya girerek müşteri taşımaktadırlar. Yeni arabalar çok lüks olduğundan müşteriler hep bunları tercih etmekte, demode olmuş arabalar —ise iş yapamamaktadırlar. Eğer bu nevi arabalar on kuruşa müş. teri de taşımasalar halleri berbattır. Haber aldığımıza göre 110 yeni tak siden maada Amerikaya 70 otomobil idaha sipariş edilmiştir. Birkaç ayda i- ki yüze yakın yeni taksi çıkarsa bir se- nede çıkacak yeni arabaların — hesabı belli olmıyacaktır. Parası olanlar otomobilciliğin kâr bırakan bir ticaret olduğunu zannede. rek sermayelerini ecnebi mallarına ya- tırmaktadır. Bundan beş sene evvel de gene birçok kimseler evini, barkını sa- tıp parasını otomobillere — yatırmıştı. Fakat aradan birkaç sene geçince, ya- ni arabaları eskiyince kazanamaz oldu- lar. Otomobillerin borçlarını ödiyemi- yerek ya ellerinden çıkarttılar, yahud garaja çektiler. Garajlarda böyle yüzlerce araba dur — makta iken yeniden bazı kimselere o. tomobilcilikten para kazanmak hevesi geldi. Bunun zararı, birinci — derecede eski taksilere, sonra — kendilerinedir. Çünkü bu sene çıkan taksiler gelecek 'sene demode olacak, o zaman çıkacak yeni arabalar kazanıp bunlar uğrıyacaktır. Şimdi yüzleri gülen yeni araba Ba- hipleri o zaman bizim gibi başvuracak ver arayacaklardır. Ticaret serbesttir. Fakat daha evvel milli sermayenin el- den gidişi ve otomobilcilifin istikbali düşünülerek hariçten otomobil akınmha zarara bir nihayet vermek lâzımdır. Bu da be | lediyenin üzerine düşen bir vazifedir. Millft sermayenin dışarıya akmaması, memlekette birçok vatanldaşların zara-: ra duçar olmamaları için — İstanbulda otomobil miktarının tahdidini istemek- te haklıyız zannederiz.,, Çekoslovakya Almanları Muhtariyet istiyorlar ! Çekoslovakyadaki Alman akalli- yeti meb'usları isteklerini sarahatle söylemeğe başlamışlardır. Geçen n Çekoslovak parlâmetosunda AF rgnuan mebhb' uslîı,'în çıkardıkları hâdi- seden sonra Çekoslovakyadaki Al- man meb'uslarından Hemlein, ev- velki gün Ustander Elbe'de Çekos- lovakyadaki Almanlara muhtariyet verilmesini istiyen bir nutuk söyle- miştir. İtalyan gazetelerine göre Roma | (A. A.) — “Popolo di Roma,, gazetesi, Küçük Antant devletleri arasındaki buhranım müş- terek menfaatlerin azalmasından ve noktai nazar ihtilâflarmın artma “ sından ileri geldiğini yazmakta ve buna da başlıca sebebin, sulh mua- hedelerinin en büyük mantıksızlığı olan Çekoslovakya bünyesindeki ha- ta olduğunu ilâve etmektşğir. . 2 MART — 1937 « beşer zihninin muktedw oi bütün şeylerin bilgisime : : için.. — Mehmed Karşbsifi ” Cumhuriyet, 2. 3. 37. ! Muharrir, “insan kafasmm Kavlı yabileceği bütün bilgilere V p, demek istiyor. Zihin “şey, © jet) değil, “mefhum, flkn'_ uzili için . bilhassa felsefe dilind? hıçiyl nin muktedir olduğu şeyler olmuyaor. yazısl — Bay Mehmed Karahasan birçok yerinde cümleyi wyokulsğl' ı şüphesiz iyi de ediyor. Önce aliş — mizâa aykırı gelse bile nıhîi-y“et rız; böylelikle de dilimiz dahâ © gluf* zuh ve “yumuşaklık” kazanmi$ ! O cümlelerden birini a.lfîr'c'"'“'ı'ı “Hflâtun ve Aristo'nun !İ:î:kw bütün istidlâlleri okumuş N şol hi, gene biz, hiçbir WW olamayız, eğer bir kaziyye * köe da sağlam bir hüküm VE ma i biliyetinde değilsek. K Makalenin iki yerinde “açIK vğ.,n. çik sözlerine rasgeldim. “Seçlîw sızca “prâcis” kelimesinin f* ** tfla P olsa gerek; benim hoşuma & gitti. kat “açık ve seçik”, “açık Mk"gn' yanı birini hatırlattığı için oku tıyor. OSLA # . * Sopa yiyecek suçlu, bü j '__'5" ELLM rilir ve- Karmlatik Çi t yağn M'S.ı;f“ .'ş usulü dairesinde dö 2. Turhan Tan, Cumhuriyet, “Sırtüstü” nün aksi M ;g; | nrüstü” değil, “yîilü-koy“n galat “Karnüstü” belki yanlış değih " | hal anlaşılıyor ama hiç Şüpl yerine zumsuz, “Bu merasime göre” yazıl — â6 “bu merasimde” demek di y “Hasıroyası” kelimesinden © bir virgül lâzım. di ü Kaz'tApa İi Y Hud;g'î içtimat faaliyetleri Wc;:“ Ff ayyen bir noktai Nadir H | ganda yapar. — Ads12, TEb Tag, ganda yapar. — AĞIR A Gi gee ld' “Kendi” kelimesini Pek Ji lanıyoruz: meselâ bu cümlede hign“ zumu yok. “MuaYYen zarla propaganda” doğru “muayyen bir fikirle”, yen bir noktai n zım, Hele türkçe 'baklm rurken “noktai n diye saklamalı? Yine O 'L Buradaki “guurlu"» î:îm deRiğE ' “econscientious” Ve M alf' | selentieux” kelıml*:ıeri rak kullanılmış. O : meler “guurlu” demek oıduşîdl'ğ “dikkatli” manasına cümlesinde “şuurlu “gansür etmek” Zaten o cümlenin Çekoslovakya Krofta bu akşam bir nutuk söyliyecektir. MZ âk nutuk söy larla nutuk saat 19 da Yf İ9' 0 Çek lisaniyle GOY a“FMJW Prag Almanca, 22,20 23 de İngilizce olara K[ıa ga ari a. Hisaniyle, 21 de Inglhzî;zc! Ka Almanca, 22 nutuk tckrarlamcak Bu saatler m bizim — saati saat ilâve etme