“0104010 fossa 4077 fb dü API KGYS 9 2) AYD a2 Sof) ”SALPELL #ap UOYŞ Yapuyos Yap ue “layan safneşale fp da DOON MADE Yay 42 G0) “nuağa$ opırtujo UZ NET Sue pu JogAİNED AT < Bupasş Pas Guysuyuruyi ap Fy “Pig UT 102 PUYM Pp uy “İaeyaca up şey #056041 up-30A “gts oddng op Tör) aç eauaşai uy 45) G2 ep) UŞa 75) SUE OTU 9d “ug oo 740p UÇUMEŞ Wap güy “uçur UJ9 Ene YE aouruyzosyoğg wep ul edure1 oupuos pr 9ğOL3 our Tuşu, YoSL, uLp 40) “Bem Ps GLA oyyy “OS 3OYA UZ Yö, Up va) “YOSLL UR YY OYA d0p'UL “Up 1S 15 dururez SEC Ep AUMUŞEAİŞ U9 710939 Pİ SS me ekl s0 sre Una az pm Sosnepz Bop MTA pun ito PUS Sg (MEVY SUYAP SSYDE 149p MDA) “PuasAMUL pUJS UYUOSUJ JajA NN Ao wo$opp dig Hpapydoj SU ANNE “Baz Uöuyopğ ur UOSSİpUOĞY UK siolişsoysy veswpo ifroli 4g WŞ894 NI “ep duruyzesyds UY9 111978 pil SİP “solinungüg AZDAŞ gör gp pi OYYMOZ 4ajoW8Ua3p 9JUND AMLOĞNANYO alışa DA > AdpoÇM YOH 05499 PU Cayma Ag 98 pepDö Sa “yDÖMŞ dada Şi aşçıya vaya SOR) 21 *u2143 pun 029) SUT İTESIN uya Of Yoyrumsu ŞEN 0pOf Tec “saa önüm O ÇO “pug 434 UŞMŞNGZY ŞOK . ONLA UST GENZ UYU SEM “Bajye VET ŞASE “4DA DEMLEYZ 2i ŞİŞ Ayol OMO ONEM MADADIE *(solapmoymez optouloli o foğ 4244p OPS) 206 HORTLIYA yari sinirleimeğe başladı. Onu o ufaçık mezar gibi höcreye kapattığı zaman da, yine aynı tavırla kurtulacağını söyle mişti ve nitekim de kuştuldu. Şimdi, yi- ne sağ ve #alim çıkıp gitmiyeceği ne ma- İm? Fausta bütün tertibatı almış oldu- undan emin bulunduğu halde, gayri ihtiyari hiddetle söylendi: — Evet yine kurtulacak!.. wan olduğu gibi", Ve yine farkında olmadan tecessüsle sordu? — Niçin? Pardayan soğuk bir sesle cevap ver- di: Her za- — Size zaten bir defa daha söylemiş- tim. Çünkü ölüm sadtim henüz gelme- miştir ve çünkü ancak sizi öllürdükten sonra, öleceğim yazılıdır. YamdoKryrem Epuğ — ye yyl OS OL “4D YS D4fOS 449 SPAN RULET “apnayosy, soran ur 354 YS, WAP AÇ) aoknmyo — tys 77708 OB seç ıvarısuza YOZISNVYVUĞ “suyofindj0 uyraj 40) sop ununu ağa) ilanı Sylişetamij Ggr0s A Musunomu vputjoiD) 409p vüöaDOğ, Taodişaö Mi9a 100 örn FP “ayasa yors ulu ey VI #aolimanşo srfdoyu 4210 DputĞDS 511 008 DUO 289) uya of uouyı YON Syuş pun SY 85400) vuuguşg an solirtnş0 SENDE UMUO DA KŞNYDE Ağ) *Çarfsyu 42440 Wop4Dfu0 VPS 00 DPÖPS) ıyua'ısuad VONVYVK'IV Gi N FAUSTA ki bunda muvaffak olamıyorsunuz! İs- sanlardan kurtulmak işin onları muhak kak öldürmeğe lüzum yok kil, Başka bir şey arayın! Bir insan, yaşadığı hel- de, başkalarını rahatsiz etmiyecek bir hale getirilebilir. Pardayan alay ediyordu. Fakat, Fausta öyle bir haleti ruhiye içinde bulunuyordu ki, onun, muhakkak, samimi söylediğini zann etti ve bir ço- cuk saflığı ile sordu: — Nasil?.. Pardayan merhametle güllimsedi. E- vet, merhametle, Onu öldüremiyeceğine kanaat getiren ve orta hangi silâkla dar- 'be indirebileceğini yine onu yoraçak ka- dar rayıf düşen Faustaya samimiyetle acımıştı. Tekrar gülümsedi ve, parma- ğını alna götürerek, yine alaylı bir — Şu halde beni ne diye hemen öl-| sesle dürmiyorsunuz? Fauşta bu sözleri, sanki onu tahrik etmek istiyormuş gibi, meydan okur bir tavirla söylemişti. Pardayan en tabii bir sesile cevap ver- Gi: — Sizin ölüm saatiniz de henüz gel- memiştir madam. — Demek ki, sizce, size karşı Yapti” ım bütün teşebbüslerde akamete uğra” yacağım öyle mi? — Zannediyorum. Meselâ, beni öl- dürmek için baş vurlduğunuz çareleri gözden geçirelim. Demir, yangın, zehir, susuzluk, açlık, Ve işte, çok şükür, yi- ne karşımızda sapa sağlam duruyorum. Size doğrusunu söyliyeyim mi? Beni öl- dürmek istemekle yanlış bir yol takip vazgeçiniz. Bu size çok mu gelir. Beni, daha iy olduğu ida b Gia ik gönder- 7? Evet! Fakat madem — Benim kuvvetim buradadır. Beni bu silâhımdan tecrit etmeğe çalışınız. Fausta uzun müddet ona baktı, Par- dayan ciddi görlinüyordu. Eğer, Pardayan, onun kafasına ne alçakça bir düşüncenin tohumlarını ek- tiğini bilseydi, muhakkak ki dehşetindeni ürperirdi. Fausta bir müddet düşünceye dalarak sözlerinin manasını ve bundan edebile- , ceği istifadeyi anlamağa çalığtı. Ve yal- nı? Pardayanın imhası düşüncesile uğul- dayan beyninde bu şeytani fikir yeret- meğe başladı!.. — Beyni!.. Evet! Onu beyninden vur- malı. Onu çıldırtmalı!. Bu düşünceyi bana o aşıladı.. Demek ki, en iyi çare bü. Hakkı var, bu, ölümden bin kat da- ha iyidir. Bumu daha evvel nasıl düşüne memiştim? Sonra, a döcnerek sinsi bir Ağ, y iz ç ? 0 Sekiz «5 ll: mi İsmin $İBE zg İr bej ES diy i)i: s0 İSİ zili: ig '0 ? a; 3 EN uy 2 (SE e İİ di : e kali İade a 43 disi çoğ ize j giz EİLİFM MİTE dı li E ailağaşığ. LİME EşpEASİMSEZER aj era el — HORTLIYAN FAUSTA 207 me — Hakkınız var, dedi, buradan sağ olarak çıkarsanız, artık sizi öldürmeğe şalışmayacağım. Başka bir çareye baş vuraçağım. Pardayan bütün cesaretine zağmen ür- permekten kendini alamadı. Paustanın kendisi için müthiş bir şey düşlindüğünün farkina varmıştı, Ve bu düşünceyi ons, lüzumsuz bir alayı ver- işti, Kendi kendini azarladı: —İşte sana gevezeliğimin cezası. Kim bilir bu kadın, şimdi, bana neler hazır- Tayacak? Fakat Pardayan, böyle hislerini kar- şısındakine gösterecek bir adam değil- di, Nitekim derha eski alaycı tavrınir ta- kındı ve gülümsiyerek : — İltifatınıza teşekkür ederim, de- di. Fatsta, onun bu sakin halini, bu x0- Zuk banlılığını bir defa daha takdir ve| ptestişle seyretti ve yeni sergüzeştine atılmadan evvel, onu kendine bağlamak için son bir teşebbüste bulunmaktan kendini alamdı. Heyecandan titriyen bir sesle: — Şövalye, deki. Bu İspanyollara ne- ler söylediğimi duydunuz. Onlara bütün düşüncelerimi söylememiştim. Bana, alayla, Şarlman imparatorluğunu ihya eden büyük prenses diye hitap ettirmiş. Sizin gibi bir adamın yardımila öyle bir, imparatorluk kurabilirim ki, Şarlman imparatorluğu onun yanında bir çocuk oyuncağı gibi kalır. Bu müthiş şeref ve haşmet sizi cezb- etmiyor mu? İkimiz elele verirsek kar- şımızda hiçbir kuvvet duramar, Bütün cihana hakim oluruz. Bir tek kelime söyleyiniz bu İspanyol prensi 'derhal — Yalnız bir tek hakimi kalacaktır) Siz tıklarınızı karşılaştırınız: Türkçeye çevirin (i) Dieses Bild stelit ein Speisezimmer dar (darstel- len). (2) Die Göste sind zum (3) Wieviel 2 Li timi. , | olanı Filipin müdalaanını yapacak deği” © , Tim. Şahel hersıze tatmin etmek İŞİ ü bu memleketi kan ve ntege de beğ il i bi siniz. Bu da sizi, kral Filipi ve i i iy alâkadar cedr. Bu husustaki ki eğer insani olsaydı, sizi buna teşvik S - i e le ederdim. -Çünkü İspanyayı i izi aleyhine ayaklandırmakla, onun, i i i say: işgal hususundaki projelerine ii E olmuş olursunuz. Böylelikle, ? i Hanri, sizin memleketimizde “ği ! tahribat düzelteçek vakit ği ortadan kalkacak ve Allahtan başka) tir. Bu iki Boktada sizi haklı K. mani hakim ve elendi tanımayan, ii Ea i saşaı sii li Pİ iş le UM a ddkiğere İizşyni ileşdeliin il “BER Mei Abendessen gekommen, Personen sind anwesend? (4) Ist der Almancaya çeviriniz (4) Ev sahibi misafirleriyle masada Oturuyor. (2) Gabel un Löffel. (7) Die Güste habcn sich gesetet, (8) Onun yanında bir kadın (Dame) oturuyor. (3) O, ev sa- hibinin zevcesidir. (4) Ayakta duran adam, misafir de- (5) Her misafirin birer biçak, çatal ile kaşığı var, (9) Ev Herr König, setzen Sie sich! (9) Der Diener'trügt die gildir, (5) Uşak çorbayı taşıyor. (6) Masanm Üstünde br. sofra örtüsü vardır. (7) Bu sofra örtüsü beyazdır. Suppe auf (auftragen). (10) Über dem Tisch ist cin wei- Bes Tisehtuch. Gattin des Gastgebers. (6) Jeder Gast hat je cin Meseer, Gastgeber ein ülterer Mann? (5) Die Dame ist die Pardayan! Bir tek kelime grg bir tek söz söyleyin! Pardayan soğuk bir sesle sevap ver diz — Size, bu haris düşüncelerinis ye kındaki fikrimi anlatabilmiştim, diyordum. Beni affediniz, Madam, ya benim kabahatim değildir. Fakat anla$” mamıza imkân yoktur. Fausta, Pardayanın fikrinden döneri” yeceğini anladı. Israr etmedi ve sad€€* tasdik makamında başını salladı... Pardayan act bir lisanla devam etti — Buraya, sırf size bazı yayi ndiye mek için gelmiştim. Bunları Şi Çe bu da bu haa sirf şahısın: alâkallar edişindendir. M3 dem ki mevzuyu açtınız, şimdi söylemekte bir mahzur görmiyorum. * Faista soğuk bir tavırla: — Siri dinliyorum, dedi. Pardayan onun gözleri içine balet v9 yavaş yavaş söylemeğe başladı: — Birkaç ay evvef ey Yayayi nasl öldürttünüzse, bu defa da kral Filipi öldürtebilirsiniz, “bu onuaM sizi alâkadar eden bir : pekllâ müdafaa edebilecek İl ül i k işlerinize h