m gey » “ozuiyd e” “oureler #9 3f - supa “pad 3 “MY O opak 10 ving — OMamuOE m, ağ AŞ alsa “amanda e efe eşe ape © j opera uağrmur org uopasa — çareye Kİrag ME : : : 3 i di ğa e > sözlerini duymamış gibi, devam et| bir çılgınlık olduğunu nihayet, anladı: miz mı? Kristobal, hatasmı tamir etmek için | ci 10) - “adi — * OYEMAD gppaypuypenurum gorme 13 35) 'oya0 UT pu — 5 yaaa Balidgy “Aysun 42604Ö imf #08) 1g Yy mazsuş win öydö yı dogougıyyıemu 109045 wv wg YI doaşimoz yad 49114 4p W6YT “yobosdoya wp fr wood uyanlar 1ğete — amunog ge| - Byurep w * “odurey op yese »- uoğurg “May? - U * popuuruz Mp 43J9U119Y Y999U9J499Z3 R m MM e moğureyağıayunuay - URUNU rey - “28 YELE > Büyük mevkide bulunan bir ada. be tabakasında bir kızla evlen- herkes hayret edecektir. Çün ka ların Bilesi artık malümdur. Bu Em €n aşağı tabakadandı ve aç. ölmüşlerdir. Kristobal bu müthiş darbenin tesiri nda sendeledi. Onun Jiraldaya karşı Askı, kömediden başka bir şey de- ai O, her nedense Jiraldanın asil bir edi kizi olduğunu zannetmişti. O. orun kafasına yerleşmişti. bei işte, Fausta, ona hakikati ah- Si Tiraldanın âdi bir çingene kızı dünü söylemişti. Onun yalan söyle- »&ân yoktu. acı hakikat Kristobale Dir darbe indirmişti, onun büyük bir teessür için. Naci ğını görünce sordu: 7 Ne 0. Bunu bilmiyor muydunuz?) ela akel mevklinizle © mütenasip iümç 2 PİE hataya düşerek, daha doğ- bir aldatılarak, bu çingene kızım asil eden geldiği zehabıne düştünüz? ydi e Fakat ne de olsa bir Artik yüpheye mahal yöktu. Favsta My ediyordu, Hem de ne acı bir olay Bi) hicap içinde yalvardı: madam? Ne yaptığımı bil- ri müthiş ; bir müddet ona baktı ve tek. “na baktı ve tekrar omuzlarını silke bir sesle sordu; : l —. “bana kara, benimle boy ölglşmenin ve Gi HORTLIYAN FAUSTA E NAŞEK GE ER etim biletize ŞERİ bim; Malsile n : z eni LİR ililar ii Ni İD li ri iliş i i 1) öisiş Ee İn ERBEK EB E e e elek egeli len Heç si, #yrmassbüşmip psprzsı diği bökalel ii eçiç çeşi siri SELİLARSİ İş GİRER iliğinin Şişi Eğri Sİ, i Eşişasi â z “23965 e Eu > eler eli ledi p epi. ii Kia pini eke » 5 3 ; Mİr 4 rel i ne söyliyebileceğini düşündü. o Fakat açıkça konuşmanın en doğru bir hare. ket olacağını anlayarak sordu: — Sizin tarafmızdan Barba Rojaya ne söylemek lâzım? Fausta lâkayt bir tavırla cevap verdi: — Benim tarafımdan hiçbir şey. Ken di tarafınızdan, çingene kızının boğa güreşlerinde hazır bulunacağını hatır. latırsınız. Barba Roja, işin içinde bulun duğu için, bu boğa güreşleri esnasnda bazı hâdiseler cereyan edeceğini tabif pekâlâ biliyor, Ve ayni zamanda biliyor ki, kralın emrile, Espinoza : tarafından hazırlanan hâdise bir hayli gürülkülü 5 lacaktır. Sevdiği kızı çle geçirmek için bu fırsattan ne suretle istifade edebile. ceğini artık kendisi düşünsün. Size ge- ince, rakiplerim arasında cereyan eden hazırlıklar ve görüşmeler hakkında mu. hakkak malümat almam lâzım geldiğin. ten, her ne bahasına olursa olsun, onlar da şüphe uyandırmamanız icap ediyor. Binaenaleyh, muvaffak olması için ken- disine yardım edeteğinize dair (Barba Rojaya söz verirsiniz. Jiraldarın Don Sezarla bir deha hiçbir zaman görüş- #emesi hususunda, icap eden tedbi:le, tin alınması işini İse size birakiyorum, Fakat bu işte benim kat'iyyen ismim geç miyecektir, anlıyor musunuz? — Anlıyorum (madam, Emirlerinizi harfiyyen icra edeceğime emin olabilir- siniz, Fausta soğuk bir sesle: — Bu İşte muhakkak surette muvaf. fak olmanızı istiyorum, dedi. Kendinizi afelttirmek için bir hayli çalışmanız lâ- zımdır Kristobal, yapmağa — kalkışmanın! O Kristobal ürperdi, Bu tehdidin mana Ye ğer Ç İN UT Lİ YERİ p si a 3 > iv si li pm ahali ERER EEELİNİ talaubsssayiğa da ji diş 1 z 4 if İz? 2 işe şiişi : 4iği 8 E dl Miş, rağ) & 5 Jaş hagi z » içislşilesi g : ili ap pilaki kaşa keman, . lar die Violine, .n Pİ EEE İİ o Re : 8 © i E i Mi | d.0 5 Boa ag 2 SİNSİ 3 Bi İ$,ir “bi vE İs $ ğı e lişip ağ, E $i3İ, işi g sis. “ a daleç BAŞI O slazaili BS ! — Und, wie gelit es Thnen, Herr König? — Danke sehr, es geht mir auch gut! (— Çok teşekkür ederim, ben de iyiyim!) — Wo waren Sie gestern Herr Kö —o Ja, sehir gut. Man hat viel gesplelt und gesungen, (— Evet, çok güsel piyano çalındı ve şarkı söylendi). — Frau König hat sechr sohön gesungen. Sie ist sehr — Ich war gestermn bel Schneiders, — Guten Tag, Herr König! — Guten Tag, Herr Richter! — Wie geht es Ihnen, Herr König? — Danke, Herr Richter, es geht mir gut! (— Teşekkür ederim Her Rihter, iyiyim! ) — Haben Sie gut den Abend verbracht? HORTLIYAN FAUSTA 197 ———— —— Pardayar bunların arasından iki kişi- lüste meşhurdur. Onun ismi Don Sezar Yi tanıdı. Ve gülümsedi. Bunlardan bi) dır. risi biraz evvelki Dük dö Kastrana di. geri de, kapı dışarı attığı Kristobaldi. Pardayanin tebessümü < birkat daha arttı ve murıldandız — Henüz her şeyin bitmediğini haki- katen İyi anlamışım! . Faüsta âmirane bir tavırla söze baş- tadı: — Senyörler, dedi. Dük dö Kastrana ya, aranılan en cesur ve en kabiliyet. li 4 kişiyi bana' göstermesini söylemiş tim. O, sizi intihap etmiş demek ki, si- xi bekliyen şerefe ancak siz lâyıksımız. Bunun için sizi tebrik ederim. İntibap edilen dört kişi hürmetle €- gildiler ve beklediler. Fawsta Kristoba- li işaretle devam etti: — Bu mösyö, doğrudan doğruya be. nim tarafımdan seçilmiştir. Çünkü onu tanıyorum. O, bütün mevcudiyetile ba- na bağlıdır. Bu sözler üzerine Kristobal yerlere kadar eğildi. — Siz, biraz evvel dışarıya çıkan şef lerin, şefleri olacaksınız. Siz, şahsıma bağlı olan Kristobaldan başka, Dük dö Kaştrananın emirlerini dinliyeceksiniz. Demek oluyor ki, asıl basşefiniz Dük. tür. Siz hepiniz konseyimizi teşkil edi- yorsunuz ve her birinizin emri altında on şef ve onların muharipleri buluna" caktır. Bu andan itibaren, bepiniz sara.! yımızın kendi adamlarısınız. Bu husus; ta iczp eden teferrüat hakkında bilâhs- ro konuşuruz. Şimdilik size şunu söyle mek istiyorum: Adamlarınızın yegâne düşünceleri, kral yapacağımız prensin bavatını korumak olmairdır. Bunu biran için bile unutmamalıdırlar. Bu prensi hepiniz tanıyorsunuz.. O bütün Endü- Gi Beşi birden hayretle bağırdılar: — El Torero! — 'Ta kendisi! Onun nasıl bir insan olduğunu biliyorsunuz. Krallık vazifesi ni ondan daha iyi ifa edecek bir oadam tanıyor musunuz? Dük dö Kastrana stayişkâr bir tavır la bağırdı: — Onu bize âdeta Tanrı gönderiyor. Ondan daha iyi 'daha asil, daha cesur bir şef tahayyül edilemez! — Çok iyi dük! Sözleriniz beni temin ediyor. Size itiraf edeyim ki, prensi ga. yet az tanıyorum. Vakia ondan herkes sitayişle bahsediyordu. Fakat e de ol- sa, acaba beni anlayabilecek kadar ze, ki midir,? fikirlerimi tatbik edebilecek mi? Bir kelimeyle, zolaşabilecek miyiz? diye merak ediyordum. Dük diğer, ve beş kişi biraz Omakul düşünselerdi. prensesin henüz tanıma. dığı bir adamla muhakkak surette evle- neceğini nasıl iddia edebileceğini ken. di kendilerine sorarlardı. Fakat Fpusta onlar üzerinde, o öyle bir tesir birekmıştı ki, onun her söyle“ diği seyin gayet makul olduğu fikrin- deydiler, Dük devam etti: — Don Sezarın fikirleri bizim ve gaye lerimize tamamile uygundur. Onun için bize hâlâ neden Htihak etmediğine doğ rusu hayret ediyoruz. Esasen (oprensi görünce sizin bütün endişeniz bertaraf olacıktır. Kendisile derhal anlaşabile. ceğinize şünhe yoktur. * — Ben de ayni şeyi ümit eliyorum, Dük. Yalnız tekrar Syn m man unutmayınız ki, ai Karlo. sun oğlu diye bir şey yoktur. Kralm oğ Ju vardır ve bu Don Sezardır. Eğer bu — Haben Sie auch gesungen? — Legen auch sonstwo noch Bileher? Başka bir yerde daha kitaplar duruyor mu? — Nein, — Hüyır, edek kğ > — Das nicht, aber ich habe ein biBehen Violine ge. &pielt, |