YOŞILA# YAZAN: Edgar Wallace Rüya ımı görmüştü? Cenç kız geceyi her turlayıncs titredi. Çamur içinde olanlelbis» leri bir sandalye Üzerine atılmış, duruyor du. Nöreye gitmiştiY Kendini, evin salonun. Kalkıp giyindi, Aşağıya, b Fakat yemek odasında baba knrytaytı: | 5- Bu anbah bir tuhaflığın var kızın, ne öldü? Hasta mısın? rim yek. derecede uyun Valerinin boğazından bir Nihayet bir vesile bulürak kalk pe sordu. — Bahçe kapısı açık mıydı? — Bahçe kapımı mı, mâlmazel? Kapalı idi. Ve içerden #ürgülenmiğti, — İçerden mi? çimin misiniz Ben âçık baraktım gannediyordum. Valeri hir şeyden emindi. Şatomun bahçe #inden evo Xadar yalnız başını gelmemiş, Om birisi getirmişti, fakat kim? Bahçeye çıktı. Duvara dayadığı merâ Givenleri &radı, Merdivenler, duvaşda değiie| G. Yerlerinde duruyordu. Demek Yeşil ha yalat her gayi düşünmüştü. Bir iz bulurum Gnuğlle salona döndü. Fakat hizmetçiler or. talığı temizlemişlerdi. Fakat bir masanm| erine, yerlerde bulduklarını koymuşlardı. İlk gözüne flişen mendili oldu. çamurlar #aıştı. Hethalde mendille birisi onun yüzünü #iimiş olacaktı. Şonra, mendilin yanında bir kol düğmesi vardı. Valeri sordu, — Bunü nerede buldunuz — Yerde, divanm yanında, Misyüntn zan» Bettim. Fakrt onun değimiz. — Fakat bü kol düğmesi kopmuş. Bakı” MEB'bir tarafı var, vewnde da altın bir sineir sallanıyor. Herba'da öteki taraf da burada olatak. Bir ariyairm. İki dakika sonra buldular. Bu parçanın Üzerinde markalar verir. Genç kız iyice oku yatilmek için pencereye yaklaştı v6 şu Harf Yeri okudu: G. L F, Yari Ceymis Lamot V& ar. Valeri şaşırdı. Buna tmkün mr vardı? Ha yir. Bu olamazdı. İçeri hizmetçi girdi ve Spik Fohandm keldiğini söyledi. Gazebesi içeri girer girmaz: — Haberiniz yok mu, dedi, dün gece Ye. gil hayalet pörünmüş, Heflaminin o köpekle Hayır. ne saldırdığı halde onu tutamamış ve Üsten Mk, Yeşil kemankeş, köpeklerden en azgme nı, Savininin en korktuğunu öldürmüş, Bum dan başka, Mis Hovet, sizi Gar şnlom sa“ bihi Abel Eslinmi namma davete geldim. — Ne daveti? — Beltami birdenhine medenileşti, Size komşu sılatiyle şalosunu göstermek istiyor, Buraya taşmdığınızı yeni haber almış, Bu #tbarin, eodadmın'!i şatosuna sizi davet siliyor... — Şayanı hayret? Gezeteri tasdik etti ve: — Dâvet yalnız sizin şahsmıza mahsus Mösyü Hoveti çağırmadr. Fakat onun da beraber gelmesinde zannetmem ki bir mab. sur olsun. Beni do çağırmadı. Fakat ben bu fırsattan istifade ederek sizinle gelmek #stiyorum. Beni herhalde size refakat edrcs gim için reddetmez.. Şâtöyu görmek be Bim için çek lâzım. Valeri düşündü: — Öğinden sonra, dedi, gideriz. Kendine De sorunuz bn saat müsait mi ? — Telefon ederim. — Mösyö Holland, bizim Filer'den habe Bİniz var mı? Aesha nerelerde? — Dün Londreia imiş. Savini görmüş. — Buraya gelmedi mi araba? ; — Hayır, Onu görmek mi İstiyorsunuz? — Hayır, huyır, sadece sordum. Genç kız yalı kalmca düşürdü. Bu davete #bep ne İdi? Fakat gecenin hadiseleri daha galip geliyor ve zihnini onlâr faral edivordn. Herhalde onu şatonun tahçerinden getiren Piter ld. Bahçe Teapienn arkadan sürmeli oluşu kolayca izah dlkten sonra kapıy mis, sokak kapi mından çıkıp gitme olabiirdi, O anda Valeri bir İkapmm açrldığını, korlderinlit avak sere) Yerini, mutbakla ktelan tahağr ve Yogil okn hatırindı. Yülüek senle; — Hayır, dedi Genç kız birdi kürı imkânsız & ortaya çıkan bu fm #e mücadele etmek &> tiyordu. Zira, polla mülüriyelirr mensup olan F. terin Gar şatosunun Yeşi hayalci o'abile ceğini kabul edemiyordu. | Hizmetçiler, Valerinin sık sek mutbağn | gelip öteye beriye batışmı evin haniminmi yeni taşındığı bir eve olun serakı me) Yanh eyliyordu. O gün Üç defa muthağa is. miti. Aşçı kadm hizm e İ — Matmazel, & kapalı olup olmndetnr serip bükt kömürlük apar Golma ni N Aşçı sözünü bitlememişti ki Valeri tekrar geldi. Kiinde kir eloktrik feneri verdı, — Kömürtüğü, dedi, bir do'ayacağım, — Kilenecekiiniz matmazel, Fakat Valeri aldırmadı. Kapıyı açtı. On, #Ufün kapımnın ruvor, Hare YALE İefrika nümarası — 23 — ÇEVİREN: fa an iki basamak aşağı indi. Kubbeli bar mah | #ehe girdi. Bir köşede bir yığm kömür dus! ruyordu. DİP tartzta, üç kupıvardı. Bunlar» dan başka mahzerlere giriliyordu. Birinci: #inde şarap fıçıları, İkihelsinde hoğ sündik. tar, şişeler vardı. Üçüncü mahzenin kapısı #iltu idi ve kilidi yeni İdi, Kapınm üzerinde parmaklıki: bir delik vardı. Valeri elektrik Timbarile o tarafa baktı. İçerde eski, siyah renkli bir bavul vardı. Kilidi açmak için ev de mevcut blltün anâhtarinrr teçribe etti Muvaffak olamadı. Kapıyı kurmağı düşündü. Fakat ne İizum vardı? Bavulun MANLA'ASIN dan orada uzun mflddet kaldığı anlaşılıyor. du, Ve zrhmete değmezdi. Valeri mutbağa dönerken, aşçı e hizmet, ginin gülüştüklerini duydu. İçeri girince, ap çu — Affedersiniz matmazel, dedi, bu civan da bizim mahzenin bir adı vardır, onu anla tıyordum. — Ne biçim isim imiş bu? — Bu içiçe rnhzenler için aşıklar mah zeni Serler, — Neden bü ismi vermişler? Fakat aşçı kadm bu kadarını biliyordu. Daha fazlasından haberi yoktu, Valeri odazma çıktı. Dallami ile nasıl kars silaşacaktı? Ondan nefretini Eizlemeğe mu. vaffak olabilecek miydi? Birkaç defa onun in görüşmek vesilesi çıkmıştı. Fakat ber se ferinde Valeri kaçınmıştı. Bilhassa bügün, Fiterin Yeşi hayaletle ölün alâkasını an'a! dıktan sonra kendine hakim olabilecek miys ©. Niçin olmazm? Muhakkak onunla görüşe #reliydi, Hem Piter eğer Yeşil haynlet tse, Be diye böyle bir ral oynuyordu. Şato hak. kında bir güpbelerimi vardı? Valeri İngiliz polisinin bir şeyden şüphe ettimi, derhal har reket edeceğini, bü nevi maskaralıkları ti» çebülls etmiyeceğini biliyordu. Biraz sonra Spik Holland geldi ve şatoya gittiler. Kapıda Gavin bekliyordu. * Fakat Eazateciyi görünce: — Holland, dedi, patron sisi beklemiyor, yalnız Mis Hoveti içeri almasını söyledi — Azizim Savini, Mis Hovet benim mas. Wyetim altmu buraya geld. Kendisini yak miz Mraktmam, Efendinize böytece söyleyi — (Devamı var) Hayvanın kendi üzerine hücuma geçmesine meydan vermeden yumruğunu indirdi “Sizi öldürebilirdim. Fakat böyle yapsaydım tatmin edilmemiş, sizden hırsımı alamamış olurdum. Hemen ölecek, elimden kurtulmuş olacaktı. nız. Sizcazap çektirerek, sizi sürün” dürerek öldürmek, mümkün olduğu kadar geç öldürmek isterim. Bu şekildeki hareketim beni azr- cik sakinleştiriyor. Senden intika” muımı iyi aldığıma kanaatim var. Çünkü sen ormanlardaki çakallarla yiyeceklerini paylaşmıya çalışırken kafanı bir nce kurcalayıp dura caktır. Bu düşünce şu olacak: Vü- cudu döğmelerle kaplı, saçları iç yağ” lariyle srvanmış insan etiyle beslenen vahşiler arasmda bulunacak çocuk, Lord Greystok'un oğlu, yani çocu- ğunuz. İşte Tarzan cenapları, Nikola Ro- koffun yolu nde dikilmenizin ce- ! zesı budur. Bir daha yolumun üze rinde bulunmamaya çalışmanız lehi- nize olacaktır.,, Tarzan bu satırları ürpererek oku- du. OO kadar dalmıştı ki, bu derin düşüncelerinden az kalsm arkasından yavaş yavaş yaklasan hışırtı bile u- yandıramıyacaktı. Bereket ki iş işten geçmeden kendisine geldi. Nihayet geçmişteki hayatımı bir şimşek hıziyle hatırladı. Uyuşan hisleri uyandı, es- ki günlerin Tarzanı olduğunu yeni" len hissetti, Şimdi genç yaşında or- manlarda yaşadığı zamanlardaki he- yecanmı, ouyanıklığını, titizliğini kendisinde buldu. n sinirleri gerginbir halde ndü. Şimdi, karşısma çıkan kafa tutabilecek vazi- Mzcera ve aşk romanı —90 — Şehzadelerden birinin annesi Padişahâ kırdı: “bunların doğmasına sebep oluyo”. Halbu ki hepsi idam mahkümu! B annelik hislerimizi düşünsene. (Geçen tefrikaların hülâsası) Yedi cesedin ortasında başladın Sa- fiye sultanla yeni gözdelerden kontes konuşuyorlar. Bu esnada, sahte ha- remağası Sünbül'ün kendilerini din- lediğini yakalamışlardır. Safiye sultan: — Benim ademlarım mı?. — Öyley ya: Ben, Kontea, kalfa... Üçümüz de emniyetli. — Olur şeywdeğil, olur şey değil... Ne yaman oğlan bu böyle... Zayıf tarafı - mızı nasıl da koşletti. Vay kurnaz vay... Sen büyü do mutlaka kızlarağası yapayım seni... Bastibacak hemen kadmefendiyi €- tekledi: — Allah ömürler versin efendimiz. Safiye sultan, onun yanaklarına şap şap vuruyordu. Saçlarımı okşuyordu. Fakat bu ucubenin bir çocuk değil, bir erkek tomurcuğu olduğunu düşü - nerek garip bir hayrete düşüyordu. Ak mdan bin türlü şeyler geçiyordu. Bin türlü şeyler geçmesine de, oğlanm mu- sirrane bakışı müessir oluyordu. Üç şahıs, yedi cenazenin mevcudiye- tini bile unutarak, böyle başka âlem - lerde meşgul olurken, başkalfa telâşla içeriye girdi: — Efendimiz... Efendimiz... — Ne var kız? — Padişahımız efendimiz kontesi fs yette idi. Bu vahşi yerlerde bir zamanlar kendisini hâkim kılan kuvveti üzerin! de geçen yılların pek az tesiri olmuş” tu. Fevkarbeşer kuvvetini muhafa- za edebilmek için medeniyet dünya” sında da çalışmaktan, mümareseler yapmaktan geri kalmamıştı. Bunun- la beraber, şimdi karşısında gör. düğü bu dev cüsse mahlüku elinde silâh namma hiç bir şey bulunmadığı böyle bir vaziyette alt edebileceği bir az şüpheliydi. Maymun kendisini ga- fil avlamıştı. Tarzan, etrafı da kollamayı ihmal etmedi. İşte, Gorillanm omuzları üstünden geride daha on on iki kadar maymunun fıldır fıldır dönen kırmızı gözleriyle karşılaşmıştı. O çek iyi biliyordu.. Mavmunla boğuşmuya başlaymca diğerleri de maymuna yardım etmiyecekler, ne- ticeyi beklieceklerdi. Gorilla ile kor. kusuzca karşılasabilirdi. . Maymuna fırsat vermemeliydi. Sonra o, mede ni dünyada, ormanlarda yaşıyanlarn bilmedikleri usuller öğ : Bu öğrendiklerinden birini şimdi tatbik edebilirdi. Eskiden bu karkunç hay») vana karşı kullanacağı sey yalnız kuv |: veti olurdu. Gerci yalnız kuvvetiy-|! Is de mukabeleye kalkıssaydı muvaf- i fak olabilirdi. Bu takdirdeçok ye- rulacaktı, Bun lüzum var mıydı? Maymunun midesi üzerine indirece- gi kuvvetli bir yumruk işin koalyca halline yarıyabilirdi. Tarzan böyl yaptı. Hayvanın kendi üzerine hü- cuma geçmesine meydan vermeden Yuşıruğunu indirdi. Maymun duy- duğu acı ile homurdanarak'vere vu-i tetiyorlar... Canfeda kadmı yollamış- lar... Lâkin bürada bu manzarayı gör- mesir diye, kapım önünde oyaladım.. Haydi, çabuk sultanım... Başkadın: — İyi ettin... Bin türlü mana çıka-| rırdı bizi bu halde görseydi. . Hattâ, belki de hakiki manayı anlardı... Çok! tedbirli davranmışsın, Tirerdaz!... Rontese hitaben: — Haydi, sen, padişahm yanma git, Ben de Canfeda buralardan uzaklaşm-, caya kadar buralarda oyalanayım.. Kontes, bu emre itaat etti, Canfeda, ona: — Müjde... Efendimiz seni pek be- gendi kızım... Artık iltifat iltifat üstüne... Zira, Canfeda, bu teşebbüste muvaffak ol - duğunu, padişahm bedenini değil, ru- hunu da işgal eden kızlar bulduğu için Safiye sultanım bütün hükmünü kır - mıya başladığına kanidi... Onun için, ilerde nüfuz sahibi olacak olan bu ki- zı srmatkı elinde tutmak üzere, ne dil- ler dökmüyordu. Cidden sempatik bir hali vardı bu çerkes kadının... Hani, neredeyse kontesi kandıracaktı... Fakat, işte, padişahm odası önüne geldiler... Sonradan ikinci sultan Ha- mide kadar intikal eden bir anana ü- zere, padişah, sessizlikten çekinirdi. O- turduğu odanm kapısı önünde on beş yirmi küçük cariye oturmuş, kendile- ni varlandı. Fakat düşmesiyle kalkma- sıbir oldu. Bununla beraber Tarzan, yeniden saldırmasına fırsat vermeden üzerine atıldı. İkisi birden yere yu- varlanmışlardı. Zafer hissi, maymun — adamın ruhunda garip bir heyecan uyandır mıştır. Medeniyetin ağır ve sun'i mantosu İngilizin sırtından sıyrılıp düştü ve ortada maymun Kalanm ev.| Kâtlığı Tarzandan başka kimse kel. madı. Beyaz dişleri, maymunun sah- damarını arayıp bulmak için kalm boğazma girdi. Bir yandan da çelik kollariyle kemiklerini kıracak derece- de sıkıştırdığı hayvan kıpırdanamaz oldu. Kavga edenlerin cevresini bir daire halinde saran Corillalar bu döğüşü büyük bir zevk, fdeta ihtirasla sey: rediyorlardı. Bunlar boğazlarından çıkan hırıltılarla bazan sevinç bazan teessür naraları atıyorlar, fakat biç müdahale etmiyorlardı. Beyaz ada- mm msırmasiyle inliven seflerinin uğradığı acı akibete hepsi de şaşıp kalmışlardı. (Devam var) ea aran Pek yakında Papas Osman Osmanlı hanedanından bir papas Bu meraklı mevzu Üzerinde Haber. de bir yazt başlıyor. .” 3 rine büyük bir tep rılmıştı. Fındıklar © gi yorlar, cavul cuvul ©? kahaları, kapı çağlayanın akış! Kızlar ei, on yedisine, on # vardı... Yani, bunlar Öğ 3 kızlarıydı... Bir ck” şah, onlarm da ği sırada okgardı. Bet 4 hümile olduğund!”. gif” du, Hasekiler ars” can atıyordu. Hasekilik... İste bekledik Hepsi de, bir 8” ği keserek bu lar... Biribirlerini “ ler: pe j gi — Yeni ; Bu tarz gözün dj bir padişahın saf, de üstündü. Onu” haset ediyorlardi af Gıpta ile Venedi 5 ken, birdenbire P mi s — Padişahım 3 bu müteessir An e muvafık: deği” ye