9 Ekim 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

9 Ekim 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ri lis kal YU “nohudu nasıl almış? (Baştarafı 1 incide) kırk sene lâboraluvarında mah: ve mağşuş yiyecek maddelerinin) “tahlili ile uğraşmıştır. Bu itibarla bu mevzu etrafında tam tecrübe <a- hibiydi. Bize izahât verirken bahse birdenbire kati bir hüküm ile bas- ikdiz — Kâinatta her yenilen şey malt ur. Saf değildir, Bilhasa İstan- mlda oturan insanlar, bu mahlut yi- ecek maddelerile o kadar ünsiyet etmişlerdir ki bir kere saf bir ey yedikleri zaman mideleri bile bo- lür. Meselâ Beyoğlu bakkalalr'n- “dan biri müşterilerinden birine, te- sadüf eseri olarak saf zeytin yağı sat mış, ertesi gün müşteri dükkâna elmiş, bakkala sinirlenmiş, kendi: si e karışık ve kötü zeytin yağı ver- liğinden bahsetmiştir. Bakkal müs. Tiye zeytin yağının safiyeti hakkın. 5 bir şey söylemeğe lüzüm görme- İİ miştir “Aman efendim bir yanlışlık oldu. Size iyi zeytin yağı verilme- Riş.,, Demiş, Müterinin elinden ha. | zeytin yağını almış, yerine ha'ık Yağile karıştırılmış zeytin yağını ver miş... Demiş. Müşterinin elinden ha- akadır. Bundan da anıyoruz ki, afın uzun senelerdenberi devam eden hilekârlığı yediğimiz şeylerin tadı hakkındaki fikirlerimizi değiş. tirmistir. Bütün bunlardan sonra evvelce söylediğim neticeye var- İm, İstanbul dükkânlarında sat. saf ve hilesiz bir şey yoktur.,, Bu çok umumi bir hükümdü. Hat- tâ bütün esnaf hakkında pek insaf. «zca verilen bir hüküm de olabilirdi. Bu kadar sert ve kati bir hüküm her- tatmin etmiyecekti. Kendisine w suali sordum: — Bütün yiyecek eşyaları hakkın- böyle söylüyorsunuz. Meyvalar da rahlut mudur? Meselâ şu yediğimiz! karında, karbuzda, üzümlerde de hile var mıdır?, — Evet, dedi. Hilesiz hiç bir Şe- rin satıldığına kani değilim. Amasya sı verirler. Hakikati halde Niğ- e olmasıdır. Şu mevsim adr çavuş izümüdür. . Halbuki yalandır, Bu idar çavuş üzümü yoktur. Kavun- lar ekseriyet itibarile Manav dükkân- larında olgun hale gelir, tarladan ke- ik kavunları toplarlar, gelen geçen işteriler kavunların diplerini elile iuayene eder, neticede kavunun Cİ- yumuşar. Nihayet manav, müşte. olgun Lavun diye bu kavunu sa- ar. Evde kavunu kestiğiniz zamsn nükemmel bir kabak olduğunu gü- rürsünüz. Bayat, içi ekşimiş bu kı- run mideyi bozar, gaz de yapar, Ha- in muzur bir şeydir. Bu mevsimde! lerin sıhhi öğütler sütununda tavunun böbreklere olan faydalarm. ve nefasetinden bahsedilir. Bunu lar kelek kavunları yemekle ri için faydalı bir şey yap- na kanidirler. © Hasılı hep aldanıyoruz, kendimizi utuyoruz. Fakat aldanmamak da mümkün değil, Ben kırk. senelik kimyaker ve hocayım.. Saf kahve di- © bir paket kavrulmuş öğütülmüş no- udu eve getirdiğimi biliyorum. Bu asl oldu. , Akşam üzeri Balıkpazarından eve İönüyordum. Bir kahveci kuru kah- eyi kavuruyordu, Kokusu burnumu di. Bu kokunun sarhoşluğu için e bir an kimyaker olduğumu, dün- mahlut şeyler (o satılacağını um. Derhal şuradan 250 gram ver, dedim. Paketi elime al- , Neden sonra aklım başıma gel- Fakat iş isten geçmişti, Bir pa- ki £ nutuhla karışık kahve almıştım. “Profesöre icap ri) raze h i $u suali sormak — Neden aldanıyoruz? namık için ne yapmalı?, — Bu uzun bir bahis teşkil eder her gıda madesindeki hilekârlığı ba- 21 pratik hsullerle anlamak kabildir, Fakat umumiyet itibarile aldanma- | mak icin her seyden evvel şunu tavsi- | edeceğim: Aç kurnına çarşide tarda alış veriş etmeyiniz, bilhas- a akşam geç vakit. Meselâ: Halis Aldan- tere yağı diye vitrinde yapılan tezyi- nat İnsanın hoşuna gider. Herif te reyağına mükemmel bir şekil vermis- tir. “ Yanıbaşına bir inek resmi kor muştur. Tere yağlar kalıp kalıp vit- rinde dizilmiştir, © zaman insan ka- fasının tesirinden Ziyade midesinin tesirine kapılır. Başka bir şey düşü nemezsiniz, şuurunuzu kaybedersi - niz. Mahlut, halis her ne olursa ol- sun, bütün bu düşünceler kafanız. dan silinir gider. Siz de kalabalığa karışır, bir paket tere yağı alırsı- niz. Bu kalabalığın insan üzerinde büyük bir tesiri olduğunu inkr etme mek lâzım. Zaten İnsanlar birbirle- rinin yaptıklarını yapmağa çok mü temayildirler, Meselâ köprünün a! tından bir mavuna geçtiği zaman bi- Tİ onun seyrine dalar, bunu gören diğer bir adam mavumaya bakar. Der ken iki, üç. Hasılı zabıtanın kolay- lıkla dağıtamadığı bir kalabalık pey- da olur. Halbuki ortada söyredile- cek enteressan bir vaka yoktur. İn- sanlar böyledir, Bu psikolojinin te- sirile, siz de kalabalk bir dükkâna dalarsınız. Bir paket tereyağı ahp acele vapura yetişenler, pazarlık bile etmeden, büyük bir itimat ve emniyetle, halis tere yağı satın alan- lar, hasılı bütün bu hareketler sizi de aldatır. Bunjarın arasında siz de bir paket tere yağı alırsınız. İnsanı aldatan sebeplerden biri de, ticaret âlemindeki reklâmım, vit rin tezyinatının son aldığı şekildir. Yugoslavya- nın matemi Rütün sulh sever- lerin yasıdır Yuğoslavyanın kurucusu ve Tür kiyenin büyük dosta oOYug kralı Aleksahdrm Marsilyada al - akça bir suikasda kurban oluşunun bugün ikinci yıldönümüdür. Bun. dan üç yıl önce Bulgaristandan son ra Fransayı ziyaret (o etmek Üzere Marsilyaya çıkan kral; Aleksan- drım otomobili üzerine tethişçi Güörgief atılarak hem kralı, hem de Fransiz hariciye nazırını ağır ya - ralamıştı, Balkan birleşmesinin de vüyük bir hâdimi olan kral biraz sonra nakledildiği Marsilya beledi - ye dairesinde vefat etmişti. Dost yugoslavyanın bugünkü matemine bütün kalbimizle iştirak ederiz. Kıral namına âbide Yugoslavya krah Aleksandr ve birinci Sırp kralı Piyer namına Pa. riste dikilen âbidenin küşat resmin. de bulunmak üzere Yugoslav kral uk muhafız kıtasından bir piyade a lavı Parise gitmiştir. Giresunda bir canavar | | IÜç çocuğu boğazladı Bir yağ satan mağazada inek res. mi, tere yağı paketlerinin vitrinler. de teşhiri, elektrik tezvinatı, hasrlr bu güzel dekorlar insanları aldatma. ğa kâfidir. İşte ticarette reklâm ve teşhir sa- natının da tekâmül edişi, mahlut maddelerin daha kolaylıkla sürüm te- min etmesine yaramaktadır. Bütün bunlara karşı ne yapmalı? Bu sualiniz pek yerindedir. Evvel. ce söylediğim gibi bunları madde madde izah etmek Tâzim. Fakat kw! saca sunu tavsiye ederiti: Alış veri- şe çıkan bir adam, çarşının en tenha bir zamanımı intihap etmeli ve gayet soğuk kanlı olmalıdır... Muhterem kimyaker herşeyin mah- Tut olduğu hakındaki iddialarını tev- sik edecek ve her madde üzerinde ay- rıca izahat verecektir. Buraya kadar yazdıklarımız, kendisile konuştukla- rımızın bir kısmıdır. Gelecek yazmızda, sunjarı yazaca- ğız: Kaç türlü yağ vardır? Tereyağı diye neler yiyoruz?. Halis tereyağını kimyahanede tahlil etmeden anlamak kabil midir? Esnaf neden mahlut yağ yapıyor, Önüne geçilemez mi?. Çareleri nelerdir? H.A, Yeni bir suikast şebekesi Sofya, 9 (Hususi muhabirimizden, telefonla) — Sovyet Rusyada yeni bir suikast şebekesinin meydana çıkarıl- dığını bugünkü Sofya gazeteleri Pa- risten aldıkları bir telgrafa atfen yazmaktadırlar. Bu malümata göre, mesele şudur: Son iki hafta içinde yalnız Mosko- vadi ordu mensupları ve serbest mes- lek erbabından 320 kişi tevkif edil mişt'r. Bunların gayesi, Stalinin er yakalarını öldürmek, muhtelif şe- hir ve fabrikalarda suikastlar yapa- rak idareyi ellerine geçirmekmiş. Başlarında İzvestianın eski bas mu- harriri Radek ile Buharin bulunmak- ta imiş, Bu İkisi tevkif edilmişler. dir. Hattâ Pragdan gelen fakat kay- di ihtiyatla telâkki edilmesi Tâzım ge) len bir habere göre şimdiden kurşu- na bile dizilmişlerdir. Tahkikatı, bundan evvelki şebeke hakkında tahkikat yaban müddeiu mumi Viçinski idare etmektedir. (HABER : Bulgar gazetelerinin bu haberini ihtiyat kaydile aliyoruz. Sovyıt ajansı bu meseleye dair henüz hiç bir malümat vermemiştir.) Bu zavallılardan beş yaşındakine işkence yaptı Dünyada belki şimdiye kadar eşi görülmemiş bir cinayet Giresunun Ke şap nahiyesinin Barça Çakırlı köyün- de Şiranlr oğlu Mehmet tarafından işlenmiştir. Mehmet öldürmek istedi- Zİ bir adamı bulamayınca onun çocuk larını işkence ile öldürmüştür. Şiranlı oğlu Mehmet, Komşuların- dan Ahmet oğlu Dursunün evine podn- leyin girerek Dursunu öldürmek iste- miştir. Fakat bu sırada Dursun evde bulunmuyor, üç küçük çocuğu babala- rmı bekliyorlarmış. Şiranlı oğlu Mehmet, aradığı adamı bulamayınca fena halde kizmiş Dur- sunun kapıyı açan oğlu yirmi üç ya- şında Mahmudu bıçakla haşından ve muhtelif yerlerinden yaralıyarak öl- dürmüştür. " Mahmudun kız kardeşi on üç yaşın- da Hafize gürültüye koşup gelmiş ve kardeşini kurtarmak üzere katilin i- zerine atılmıştır. Katil Mehmet bu sefer kıza da hücum etmiş ve eline ge- girdiği ipi Hafizenin boynuna dolayıp küçük kızı boğmuş, ayni zamanda bi- çağını da yavrucağızm muhtelif yer- lerine saplamıştır, Bununla da kini ve hiddeti yâtışmı- yan katil, içeriye girerek, dolaşmış, cocukların babalarının. hakikaten ev- de olmadığını ve yatakta uyuyan beş yaşında bit yavrudan başka kimse bu lunmadığımı görünce Dursunun en kü- cük çocuğu olan beş yaşındaki Vahi- di de boğazından, yüzünden ve kulak- larından keserek öldürmüştür. Katil, Dursunun üç çocuğunu bir- den öldürüp bıraktıktan sonra dönüp evine gelmiş, odasına çıkıp yatmıştır. Cinayet ertesi gün köyde haber 2- Immca ihtiyar heyeti işi nahiye mü- dürü Ziya Aklar'a haber vermiş, jan- darma kumandanı ve nahiye müdürü hemen köye giderek tahkikata başla- muşlardır. © Evin kapısından itibaren sokakta uzıyan bir kan izi dikkati çekmiş, bu iz takip edilerek Siranlı oğlu Mehme- din evine varılmıştır. Mehmedin kari- s1 Ayşe isticvap edilince kadın, koca- sihm gece eve geç vakit geldiğini, kendi anahtarile kapıyı açıp içeri gir- diğini, telâslı ve hevecanlı olduğunu. sabahleyin de pantalonunu Talak bul- duğunl söylemiştir. Katil önce inkâr etmiş, fakat cina- yet âleti olan biçak ve yıkanmış olma- sina rağmen kanlafı tamnmen temiz- lenmemiş olan pantelonu bulununca itirafa mecbur olmuştur. Şiranlı öğlu Mehmet tevkif eğil mist'r. Hâdise, Giresunda büyük bir teessür ve nefret uyandırmıştır. i kilometre şimalinde bulunan | karşısında pek müteessir olmuş, Ma- Mahvolan 20 milyonli fabrikayı görünce Başvekilimiz müteessir olari buranın ihyası Çoruh civarındaki eski bakır iza- be fabrikasımın tekrar faaliyete geçi: rilmesi ve ocakların işletilmesi tekar- rür etmiştir. Burada evvelce yirmi milyon lira kıymetinde bir fabrika varken istilâ yıllarında yağma edil miştir. Şimdi yalnız iki bacası mey danda durmaktadır. Başvekil İsmet İnönü bu manzara reşal Fevzi Çakmak: “.- Daha fazla görmiyeyim.,, diye otomobilini geri çevirmiştir, Burayı gezen İktisat Vekili Celâ' Bayar, Artvin iktisadiyatının yük- selmesine büyük yardımı olacak olar bu yeri ihyaya karar vermiş ve der. hal harekete geçilmiştir. Çoruh yaylasında ve Artvinin otuz bakır na karar ver madevleri ise faaliyete geçmişt lemer madeninden sonra buri alan Eti Bank mayısta ilk ba) karacaktır. Kuvarshan mevkiindeki be rika iyi muhafaza edilmiştir. | da vaktile müteaddit yağma h İ larına uğramış, faka“ vazifeten bulunan bir harita veya istihki bayı memleketin milyonlarının ğı bu yeri korumağı kendine bilmiş ve gelenlere maiyetindeki reze ile ateş açmıştır. Şimdi adresi malum olmışi İ subayın bütün devlet teşkilâtı i fından aranıp bulunması için verilmiştir, Kendisine devlet ! na teşekkür edilecek ve maddi yi da bulunulacaktır. Fes giydirmek istemişler (Baş tarafa 1 incide) lâyık olduğu cevabı vermiştir. Bu mü- racaat Gümülcüneli bazı sarıklılar tars- fından yapılmıştır. Bu adamlar Başve- kili birkaç kişilik bir heyet (o halinde ziyaret etmişler ve . “Yunanistandaki Müslümanların ve bilhassa Müslüman gocuklarmın mecburi olarak fes giymele rinin teminin; istemişler, bu yolda bü- kümetin emir'vermesi ricasmda bülun- muşlardır. Yunan başvekili bu garip müracaate $u yolda bir cevap vetmiştir: “ — Devlet sizin dini işlerinize mü-! dahâle etmez ve müdahale etmek de is-! temez. Yalnız size bü münasebetle tav- siye de bulunmak isterim: Çocuklarını- zı medeniyet yolundan âyırmamağa gay ret ediniz ve hele böyle batıl itikatlar- dan biran evvel kurtulmağa. çalışınız... Başvekilin bu cevabı garbi Trakyalı Müslüman Türkler arasında çok iyi bir tesir bırakmış, sarıklıların müracaatı da ayni nisbette fena- karşılanmıştır. Bir kızın saçları yandı (Haş tarafı 1 incide) tiyorsa da kendisine bir şey olmadığını temin ederek teskin ediyorlar. Bü es- nada içeri giren Per Vasil saçlarını dü peltmek için su ondülesi yapıyor. Fa - kat kızım bâşında beş kuruşluk büyük- lüğünde bir yer yanıyor. Anna bunun üzerine polise müracaat etmiştir. Yap: lan doktor muayenesinde yaranın — bir kaç güne kadar tedavi edileceği anlaşıl mıştır. Mesele hakkında mütehassıs © larak çağırtılan berberler cemiyeti re- isi İamail Hakkı berberler mektebinin ondülâtyon muallimi Veli Acar ve ge- ne mektep muallimlerinden Hamdi Bir man saçların ancak bir Senede cski ha- lini bulabilecek derecede tahrip edildi- ğini bildirmişlerdir. Meseleye Berberler cemiyeti tarafın dan da takip edilmek Üzere el konul - muştur, Saçı yanan Anna Per Vasil a- leyhine 1000 liralık zarar ve ziyan da- vası açacağmı söylemektedir. Per Vasii'.n dükkânında... Bugün Per Vasilin İstiklâl caddesin- deki dükkünma giden bir muharrirtimiz bu husustaki intıbalarını şöyle anlatı- yor: “Dükkân bomboş, kadın oturuyor. Haber o gazetesinden geldiğimi ve saç yanma (hâdisesinin esasını öğrenmek İstediğimi söyleyince evvelâ burada böyle bir vaka olduğunu — gâyet sert bir lisanla — reddet. içeride üç genç Antakya ve Iskenderun (Baştaratı £ inci üzerine de tesir yapmak arzuları mektedir. Sancakta vatanilere karşı memi yetsiriik artmıştır. Aleviler ve E! niler Türklerle beraberdir. Yakıni #habat yi ak bir Suriye par tosu ve hükümeti kürmak (ova? Suriyenin. muhtelif unsurları arâf daki memnuniyetsizliği arttırıyor. Yeni yeni fırkalar kurulmak i$ mektedir. Çerkesler de aralarında kongre aktine uğraşıyorlar. Fransız gazetesinin yazii Bu sralarda Pariste çıkan “Lâ püplik,, gazetesi Sancak Türkleri kında neşrettiği bir makalede “Tü nin siyasi şefinin âyni zamanda 8 bir şef oiduğudn Er kimin, wi Bağ ve yeme ki: “Yeni idare altında Türkiye or& muazzam bir kuvvet ifade etmek Kömâlist Türkiye birinci safta almış bir devlet haline girmiştir, İngiltere Türkiyeye karşi mükef bir harekette bulundu. Bunu örne tarak Fransa da geri kalmamalıdır. Suriyenin vaziyeti, Türkiyenin G Juğuna muhakkak ihtiyaç (göste! kadar naziktir. Suriyenin İskenderun Sancağı, lerle meskündur. Bu Sancakta, biği medikleri Suriyelilere (© bağlanm endişe eden 280.000 Türk vardır. Sancak Türkleri ötedenberi bizi rübe edilmiş dostlarımızdır. Türkiyenin şarkta da büyük bir paai uyandırmış olduğunu unutmM kdır, Fransa ise, şarkta (— topral menfaatleri olan bir devlettir... Yoldan çıka tramvaylar Seneden sen ye çoğalıyo 925 de 46 idi, 933 224 ü buldu Belediye tarafından neşredile istatistiğe göre tramvay şirke! araba adedi 320 olmasına râ ancax 225 tanesi işletilmektedir. 925 senesinde 46 hattan çıkı zası olduğu halde 938 de 224 hi çıkma kazası olmuştur. Bu hadiseler 1935 de her hald ha fazladır, Fakat Benüz iste çakmamıştır. Aynı senede 298 çapışma, 357 ruhiyet ve dört vefat kaydedilm mek istediler. Biraz sonra da — perde perde yumuşayarâk — vakarım olduğu nu iddia eden Annarın, bundan sekiz gün evvel kendilerine ondüle yaptırdı. ğını ve başındaki yanık denen yerin de maşalardan birinin deriyi sikıştırmasın dan meydaha geliniş bir kızartıdan iba- ret olduğunu itiraf etmek mecburiye - tinde kaldılar, 1931 senessinde 70.767.692 yol€ şıyan tramvay şirketi 932 sene 52.504.128 yolcu taşımıştır. Bİ mevkide senede 15 milyon, ikinci kide senede 40 milyon kişi s€ etmektedir, Tramvay şirketinin safi 926 yılında 376.062 İsviçre franf 938 de 318105 İsviçre frangına müştür,

Bu sayıdan diğer sayfalar: