HİÇ OLMAZSA BİNBAŞI BiR TELSiZA/ BiLE VAZIYETİMİ BİLOJA,-/ | > MEK İÇİN BİR TELSİZ DENEYİM AYA Öd Miki Afrikada yalar. peşinde ZARAR Yok RANızır NUMA ks Karaciğer - Barsak - Mide « i Tedavisi için İTUZLA IÇMELERİ | Mevsiminden istifade ediniz 15 Hazirandan 15 Birinci- teşrine kadar )zererererererererer REARRIR istiklâl Lisesi | . an w se | Direktörlüğünden: | 1 — Kayıtlara devam olunmaktadır. İl 2 — 7 inci, 10 uncu ve 11 inci sınıflara nehari talebe için | yer yoktur. 3 — İstiyenlere kayıt şartlarını lir. «Şehzadebaşı polis karakolu arkasmda:Telefon22354 — bildiren tarifname gönderi- MELİKE C FAHRİYE SABRİYE NERİN Melike Cemal; Sabriye Beyoğlunda LONDRA riratanesir Keman: CEVDET, Kemençe: SOTIRI, Piyaro; FEYZİ, Ut: Mu TBRAHİM, Kanun: AHMET, Okuyucular: YAŞAR, HAMİT Fiyatlarda tenzilât yapılmıştır. Tel. 402277 KİRALIK APARTIMAN DAİRELER Gg ma Mektep kitapları —— ğı bir tarafı Eminpaşa sokağı köşe- başında her tarafa yakm Mercan & Mektep kitaplarımızı kolaylıkla almak İsterseniz Ankara caddesin “VAKIT,, Kitap Evinden geçiniz. Telefon: 2437 Aç karnma bir kahve kaşığı almdıkta Kabızlığı defeder | 4 Yemeklerden birer saat sonra Glınırsa| —— HAZIMSIZLIĞI, mide ekşilik ve yanma larmı giderir. Ağızdaki tatsızlık ve il kuyu izale eder. HOROS markalı amba.| Ş lâjma “dikkat. Deposu; Mazon ve Bolten| ocza deposu, Yenipostane arkas Aşir Ef Sok. Ne. 47, partımanmda küçük ve büyük daire- ler kiralıktır. Bütün konforu tamam-| MAĞLUP FAUSTA Birkaç dakika sonra Pardayan Şato) 'disinden eski hesapları soracaktı. müracaat, MAĞLUP FAUSTA' 321 seçiyorsun? Cevap versene!.. etti, dudakları acıklı bir tebessümle dön yolunu tuttuğu zaman, otelci ka- dın arkasından: — Mösyö! diye bağırıyordu. Herifi yakalayınca buraya getiriniz, asaca- gız! “Şövalye, yirmi dakika kadar delice bir süratle ilerledikten sonra Marşe- nuvar isimli büyük ormanın ağaçları- ni görmeğe başladı. Şatodöne gitmek için bu ormanı baştan başa geçmek lâzımdı. Pardayan hayvanı © kadar tazyik ediyordu ki, beygir nihayet bo- ğuk boğuk solumağa ve son kuvvetini sarfetmeğe başladı, Şimdi, baş dön- dürücü bir süratle orman içinde koşu- yor ve arkasında bir toz bulutu bıra- kıyordu. Tam yolu döneceği zaman ağaçların arkasindan gelen bir hayvan kişneme- si Şövalyeyi titretti, On dakika sonra önünde giden süvariyi görmüş ve bu- nunda Moröver olduğunu anlamşıtı, Pardayanın dudaklarında müthiş bir! tebessüm belirdi. Moröver arkasına bakmadan dört nalla ilerliyordu. Takip olunduğunu anlamışılı, arkasından kendisine yetiş mek için uğraşan adamın Pardayan olduğunu biliyordu!., Öleceğini de bi- liyordu!.. Artık atını kendi haline bırakmıştı. Hayatı nerede ise mahv- olacakt.., On altı senedir başının üze- rinde duran tehlike nihayet patlamak! üzere idi. Bu son takipti. Moröver bunları karma karışık ola rak düşünüyordu. O, on altı senedir Pardayandan kaçıyor, onun kendi hakkımdr vereceği ölümden korkuyor- du. Hayır, onun korkusu ölümden de- gi, Merat Pardayanın Kendisindendi. Nihayet korktuğu başıma gelecek, Şö- valye ile yüz yüze bulunacak ve ken- Birdenbire altındaki beygirin yıkıl. dığını hissetti. Kendisi de yere yuvar- lanmıştı. Henüz bir tarafına bir şey olmamış, yani kalkıp kaçmak imkânı kaybolmamıştı. Fâkat o, artık düşü- nemiyor, dudakları bembeyaz : olmuş titriyordu. Pardayanm otuz adım ka- dar ileride attan indiğini gördü. Der- hal kendisini toplayarak tabancasını çıkardı, birdenbire yere dayayarak nişan aldı, Fakat Şövalye hiç tavrını bozmadan üzerine doğru yürüyerek söyleniyor- du: — Ateşet bakalım; fakatemin ol ki vuramıyacaksın! Şövalye ona perdelenmiş gibi geli- yor, ateş saçan gözlerinden başka hir yerini göremiyordu. Son bir gayretle ateş etti, Fakat Pardayanı vuramadı- Zını görünce elindeki tabancayı fırla- tıp attı. Ayağa kalktı, Pardayan iler. ledikçe o geriliyordu, . Karşısındaki adamın mezardan çıkmış berbayat ol- duğu zanna kapılmıştı, Nihayet ar- kasına tesadüf eden bir ağaca çarparak durdu. Yerinden fırlamış gözlerini Pardayana dikti. Pardayan iyice yaklaştıktan sonra: — Monmartr tepesinde görüştüğü- müz zaman seni affetmiştim, Fakat neden beni tekrar öldürmeğe teşebbüs ettin? dedi. Moröver cevap verecek halde değil di, Kalbi sıkışmış, nefes alamıyordu: “Pardayan tekrar söze başladı. — Sana hiçbir fenalık etmemiş olan iwiz He zavallı bahamn katili, gene sana hiçbir fenalık etmemişken han- cr, saler ve daha başkalarını beni öl- dürmek için para ile kandıran katil! Söyle bakalım kendine nasıl bir ceza * Pardayansa onun can çekiştiğini fark Moröver, . sesini bile çıkaramıyor. edemiyordu. Şövalye karşısındaki adama bir müddet baktıktan sonra yüzünde acı» dığını. belli eden hatlar belirdi. Hem sert ve hem de tatlı bir sesle: — Mademki sen seçmiyorsun, o hal de ben söyliyeim. Pardayan bu sözleri söyledikten sonra parmağile Morövcrin kalbine dokundu, Bu anda, Moröver kalp sek- tesinden ölmüştü, Fakat Şövalye bu- nun farkında olmayarak sözlerine de-! vam ediyordu: — Sâna öyle bir ceza tertip edece- gim ki; ömrünün sonuha kadar mah. cup ol! Bu ceza, iyi dinle Ligin katili “Af, olacaktır. Bak, Pardayan senin gibi müthiş bir canavarı affediyor!.. Moröverin naaşı bu esnada vere yu- yarlandı. Pardayan titredi, büyük bir merak ve hayretle ona doğru eğilince ölmüş olduğunu anlad:!,. Moröver başka bir şevden değil sadece senelerdir taşıdığı büyük kor- kudan ölmüştü. XXxYOr KAYBOLAN HAYAL Pardayan bir saat kadar hiç kırmi- damadan Moröverin ölüsünün yanm- da bekledi. Derin bir düşünce onu eski zamanlara çekiyordu. Gözünün önün- de duran Moröverdi, Fakat o Luizi düşünüyordu. Onun öleceği zaman kollarını boy na doladığı anı ü nüyordu. Biraz sonra gözünün önüne Fatsta geldi. Fakat'bu hayal yerini 1 men Viyoletta ve Dük Danguleme terk gerildi. En nihayet Hügeti düşündü, mr Tanarak; — Belki de yorgun bir seyyah ba- şı ancak orada dinlenebilir, dedi. Yoldan geçen bir oduncunun çıkar- dığı gürültü ile kendine geldi. Odun- cuyu çağırarak bir kazma İstedi ve eline bir altın para verdi. Oduncu ölüyü görünce bu isteğe titriyerek ita- at etti, Pardayan soğuktan sertleşmiş olan toprakta derin bir çukur kazarak 'Moröverin naaşını oraya gömdü, üstü- nü de eğerle kapadıktan sonra mezarı doldurdu. Kazmayı oduncuyu iade etik Köylü: * — Şu ölmüş beygiri alabilir miyim? diye sordu. — Evet, sahibi de öldü. Artık ona ihtiyacı kalmamıştı, alabilirsin! Şöralye bundan sonra beygirinin yanıma giderek, yularından tuttu - ve ağır ağır Şatodön yolunda ilerlermeğe başladı. - Bir fersah kadar yürüdükten sonra hayvanına binerek Şatodöne geldi, Bu şehirde halk tıpkı Bojanside olduğu gibi silâhlanmış; bağırıyor, çağırıyor- du. O geceyi bir otelde geçirdikten son ra sabahleyin yola çıkarak Bluvaya vasıl oldu. Sehirde ilk gördüğü adam Kriyon- du. Yüzbaşı, “Kahrolsun Valva, Dükü müzün intikamını alalım!,, diye baği- ran halkı teskin etmeğe çalışıyordu. Pardayan Kriyona yaklaşarak: — Mösyö dö Kriyon, lâtfet bana ufak bir hizmette bulunur musunuz? dedi. — Hay hay dostum, bir değil on! ,