j i i “İN binlerce defa: 16 EYLÜL — 1936 Nimetten Aliye mektup! | “Dostum, dört gündür birbirimizi Brmedik. Bu ayrılışımızın manası ne? Yakar, hesabım doğru ise, gene dört tündür, nişanlandığımız gündenberi her “Bin yollamak itiyadında olduğun bu- İt de gelmedi. Sadakatsiz o Ali, artık | YENİ sevmiyor musun? Niçin? Kendi kendime sebepler bulmağa ça- : Beni birden bu suretle terk- *tmen için bende hoşlarmıyacağın şey- Sl ne olacağını araştırıyorum. © Bulduğumu zannettiğim sebebi anla İ ücağım Aldanıp aldanmadığımı bata liyeceksiri, Seni görmeğe geldiğim son gün çok bir haber almıştın: o Annen bir İtsmebil kazasında ölmüştü.” Zavallı kadm... Bilirsin ki, onu çok severdim. Ve bunu, o gün etrafında ağlaşan in- Minlara karşı da tekrar etmiştim. Lâ kin kalbimin kabarmış olmasına rağmen Ağlamamıştım. Ah, onun çarpışını his etmiş olsaydın!. Elini sıkarken elimin ne kadar şid - e titrediğinin farkına varra'ş oldu. Ülnu tahmin ediyorum. Fakat, © itiraf SÜlyorum, ağlamadım, hiç kimse kir - Piklerimde bir damlacık olsun göz ya Hun parıldadığını görmedi. Bu, benim mu? Bu gülünç bahane | ile mi lin bunları bana yaptın, o sevgüi ve An1... Ciddi olalım, Tahmin edersin ki, bü- tün bu kalabalık önünde gözyaşalrımn Çeşme gibi akmamasının sebepleri da benim de söyliyecek ( lâfım © Var, Kadının ağlaması çirkin bir şey. X En güzel tasavvur ettiğin bir kadının ağladığını görsen, derhal nefret c- . O halde? beni seven, ve benim #rsen ne derdin? | Bu kadar da değil. Gayet iyi biliyor. *üh ki, saat beşte de Niyati — paşaların Yalıs'na gitmem Lizımdı. * Gözlerime #imel yapmıştım, her zaman harikulâde duğun gözlerim... Kirpiklerim o ka- muvaffk bir tarzda boyanmıştı ki. vet, © gün, mübalğasız söylüyorum | İsvkalâğe idiler. Kirpiklerimin » güzel İ, öldürücü mcağa © rağmen, üç saat Rüranti idi. Bu şartlar dahilinde © nasıl Ağlayabilirdim? Sevgilim, makul ol, ve kadınlardan Yöpacaklarından fazlasını bekleme! | Artık, bana kizmryacaksın, değil mi? * hafta yaptığn gibi, evime gelecek- Min! Yarm akşam seni bekliyorum. Ev- “e hiç kimse yok. Annendeni bahsedece & ve beraberce ağlayacağız. Öpücüle- , u AÂliden Nimete cevap: “Beni affet, sevgili Nimet, Bu kadar Basit şeyler karşısında şaşkına döndü- Blm işin kendimi suçlu buluyorum. İ- çok memnun oldum, Ânne- Min kara haberini aldığım gün kendimde Düşünemiyordum. Binaeha - a vi çek tuhaflıklar, birgok gaşlam- B yapmam mukadderdi. Beni affet! Evet, kalabalıkta senin ağlamadığı - Min farkında idim. Sinemada, tiyatroda, Görülen sahnelerin deheştine, korkunç. yine rağmen, gözbebeklerin kirpik la samimi bir itaat göstermekte idi- « Bundan sonra, (o vaadediyotum, ne fazla heyecan verecek (o romanlar müsaade edeceğim, ne de far- k güldürerek Se rujunu bo- e hikâyeler aftlatacağım. Hattâ ter Iğım şiirler fazla gözyaşı döktüre- ie “erecede acı olursa, otları, kirpik- dökülmesi mevzuubaks olmayan Mak Pazlıya okusun diye verteeğim. mayt seni birazcık azarlamama mü- iş et. Niçin, gçen cumartesidenberi na ” z tün gevezelik etmek için gelmedin? O sana ne yaptım ki? düşünüyorum, gelseydin, likler yapabilirdim. Hatırlıyorum, Ayak kâbların vardr. Fakat, ökçelerin merdi- venleri inerken bir yere takıldı, birkaç merdiven yuvarlandığını gördüm. Bile- ğini tutmuş, acıdan inliyordun. Derhal önünde diz çökmeli, bu ha- rikulâde ayağı avuçlarımın içine alma- lr. omvalı ve dudaklarıma öpmeliydim. Evet, fakat, ya pântalonum kırışırsa? Bilmiyor muydun ki, birkaç dakika sonra, bizim sigorta: şirketinin © idare meclisi içtimamda bulunmak mecburiye tinde idim? Pantalonumu kırıştırmadan önünde eğilebilir miydim? Ütüsüne, işin ehemi yetini bildiği için, terziyle birlikte bü yük bir itina göstermlietik. Kırışık ütüsü olan bir pantalonla idare içtimama git- mek, düşün ne kötü bir şey! Zannediyorum ki, beni affedeceksin.| Sevgiler. l Nuh CEM Beklenmiyen devlet kuşu (Londra hususi muhabirimizin mek tubu)z Holivudun çarı, Amerikanm oOen zengin ve nüfuzlu adam Jozef Şenk geçen hafta ooynanan eserleri seyret » mek için Londrada meşhur OKritevi- on tiyatrosuna girdi. Sahnede oynayan Lülan Bretveyt ile Nova Pillin adiı yıldızları seyretti, Sonraki — perdelerde © oynıyanları da görmek için tiyatroda bir müddet da- ha kaldı ve bunların O arasında siyah saçlı (o Yanet Jonson bilhassa nazarı dik- katini celp etti, Ertesi günü Kâkibini kışa gödde- Janet Jonson rerek okendisiyle bildirdi. Ona bir kontratla Holivuda giderek denemeler (O yapmasın: ove bu sayede meşhur bir yıldız olmasını teklif etti, Janet Jonson siyah saçlı koyu mavi gözlü ufak tefek çok dilber bir kız - Kendisi yirmibir o yaşındadır. Avusturyalıdır ve daha dört &y evvel Londraya gelmiştir. Jozef Şenk'in tek- lifini duyan gazetetiler £ Kızın etrafın: sararak mülâkat istemişler oo da muk. birlere çunları anlatmıştır: — Bu senenin başlangıcında talimi denemek için o İng“tereye ( gitmeme alisaade etmesini babamdan yalvardım. Bütün hayatım müddetince sahne be nim için bir geye olmuştur. Babam bu isteğime karşı çok tatlı davrandı. ve seyahatime müsaade etti, Elime verilen (o kontratın hakikat olduğuna bir türlü inanamıyotum. Şimdi büyük bir sarhoşluk: içinde yaşar gibiyim ve rüya görmediğime hiç de emin değil bir vaziyetteyim. Başıma konan devlet kuşunu büyük bir heyecanla oObekliyen yüz binlerce Okiz vardı. OPiyanko bana isabet ettti. Tesadüf büyük adam © gece tiyatroya getirdi ve beni kendisi- ne gösterdi. görüşmek istediğini dır, HABER — Aksam. Postası Ten ton amca imdada koşuyor AKŞAM POSTASI IDARE Evi Posta kutusu: İstanbul 214 Yazı işeri telofonu dore ve Hân , ABONE ŞARTLARI Türkiye Ecnebi Seneiik 1aGOXr. 2700M6. 6 aylik 730). 1ASO 3 ayin 409 Bo 7 Yaylık 159,. 32094 Sahibi ve Neşriyat Müdürü: Hasan Rasim Us Basıldığı ver (VAKIT) matbaası Istanbul Ankara Caddesi Telgraf arasi; Istanbul HABER LU ns ARİKİ Yazan : | yalarla Bujiye ateş ediyorlardı. 5 / e Niyazi Ahmet 381 sene evvel bugün Ispanyol kuvvetleri Buji'de fena halde sıkıştırıldı Mağlüp olan kumandan idam edildi Tarihin çok garip bir cilvesi: “mış,, larla kaybedilen bir sefer! 1555 yılı 16 Eylül günü, 381 sene; &vvel bugün Cezayirliler biri altı, di. ğeri sekiz topluk büyük çaplı batar.! Bir buçuk gün geçmişti ki impa. rator şatosu topraklara karıştı. De. niz şatosu (Abdülkedim istihkâmı) faz; la tutunamadı. Muhasaranın altıncı gününde iç kale de düştü. Muhafız kıtalar kumandanı Don Alonso de Peralta mukavemet imkâ. nının kalmadığını görünce, 120 kadar yaralı ile Alikanta'ya can atix Salih paşa, buraları temizledik. ten sonra Bujiye girdi, Birçok gani. metten başka 600 de esir aldı. ... samandan Don Alonso Ispanya. ya dönünce: — Utanmadın mı, dediler, görül. memiş bir şekilde mağlüp oldun. Cevap verdi: — Düşman çok üstün kuvvettey. di. — Ne kadar üstün kuvvette olsa, mağlüp edemezdi. — Işi harp ediyorlardı. Bu cevap işi değiştirmişti. — Demek siz onlar kadar iyi harp edemiyötdünuz. İyi harp: tdemiyen ve ordusunu mağlüp ederek; metinin kıymetini düşüren kuman ların cezası ölümdür. Alonso titredi. Divanı harp kararını vermişti. Valadolidin meydanlığına getirerek hükmü infaz ettiler, Halk parmakla gösteriyordu: - Türklere mağlüp olduğu için cezalandırıldı. ». 5 Salih paşanın müvaffakiyeti İs. panyollari fena halde sarsmıştı. Bu. jiyi almak büyük bir darbe idi. Ku. mandan, muvaffakiyeti bu kadarla birakmak istemedi. Düşmanlara daha büytik bir ders vermeğe azmetti. İs. panya İle Fasım hirleşmekte olduğu haberini alınca bekledi. Oğlu Mehmet beyi yeni kıymetli hediyelerle İstan. bula gönderdi. Yardım istedi. Padi. şah, Salih paşanın muvaffakiyetini takdir etti. Emrinde bulunmak üze, re k'rk kadırga ile altı bin yeniçeri yolladı. Donanma Cezayirde görünür gö. rünmez Salih paşa yaklaştı ve onları şehire sokmadı. Çünkü, şehiri korkunç bir veba Böyle olmadı. Hasan Korso adm. da bir kumandan ortaya çıktı: — Bu ordu geri kalamaz. Kuman. danımızın İntikamını alacağız. Vakit geçirmiyelim.. Donanma çıktı ve az sonra Salih paşanın ilk hedef ittihaz ettiği Oranı sardı, Hendekler açılıyor, bataryalar kuruluyordu. Jlik hazırlıklar yapıl. dıktan sonra hücuma geçildi ve Aziz. ler kalesi kolayca zaptedildi. Diğer cihetler de sıkıştırılmağa başlandı. Bu esnada hiç beklenmiyen bir hadise zuhur etti. — Kılıç Ali paşa geliyor. Haberi yayıldı. Muhasaradaki kuvvetler sevindi. ler: — Yirmi dört saat sonra Oran 6 limizdedir.. diyorlardı. Kılıç Ali paşa gelir gelmez ku. mandanı gördü ve şunları söyledi: — Istanbuldan gelen kırk kadır. ganın geri dönmesi İrade buyurulu. yor... Bu ne demekti? Herkes şaştı, — Muhasarayı bitirelim, şehri zeptedelim bari. — Olamaz, irade tebliğ edilir e. dilmez uymak gerek.. Çare yoktu. Geri dönmek zaruri idi, Ali paşa, donanmanın çağrılma. sındaki sebebi, Çanakkaleyi tehdide başlıyan Andirya Dorya'yı püskürt. mek mecburiyetiyle izah ediyordu. Kırk kadırga çekildikten sonra Hasan Korso yalnız başına çarpısa. mazdı. O da geri döndü. Feci bir vaziyete düşürülmüs 6. lan İspanyollar, geri çekilen orduyu Mazoğrana kadar takip ettiler. Kırk kadırganın geri istenmesi. nin sebebi sonradan anlaşıldı. Salih paşa öldükten sonra Hasan Karsonun kumandayı ele alması divanı hüma, yunca hoş görülmemiş, — Istanbula danışmadan kuman. dayı deruhte etmek kimin haddi imiş. Rakalım Hasan Karsoda dirayet var mı imiş. denmiş. Ne kadar garip değil mi?. Harbi kazanmak üzere olan bir kuvvet “mış, larla dağıtılıverdi. kasıp kayuruyordu. Paşanm otuzka--Sinema aktörlerine benzemek de kârlı dırgası ile 3000 askeri burunda yeni| kuvvetlerle birleşti. Bu ordu ve donanma ile büyük fetihleri göze alan kumandan, diğer hazırlıkları da ikmal ettirdikten son. ra donanmaya geldi; — Artık her şey tamam, şimdi ha, reket emri vereceğim.. Fakat heyhat! Büyük kumandan memlekete belâ kesilen hastalığa ya. kalanmıstı. Yegâne emeli olan bu muazzam seferini idare edemeden gözlerini kapadı. Beklenmiyen ölüm, bütün roduyu ve hakı sonsuz bir kedere boğdu. Ordu hazırlanmıştı. Askerler onun arkasından koşma. Za and içmişlerdi. Fakat asker şimdi başsızdı. Ne olacaktı? İstanbuldan gelen kuvvetler ge.| vanvale ri mi gidecekti? Şirley Temple çoh benzediği için kü- sik Gizike Peçi'yi Avrupa film ..am doleun bir aylıklc beş senes lik kontrata bağlanışlardır.