*— z Üt Ha » — |1 jw ŞŞ Mikinin K’"'a"ıîı’“ğurusx Boksör YAŞASIN Y BUDA iŞiMi ıwş URU YEE YARADI! KANGURU YAŞA KAN&U ““NK ğ 3.... &qu IŞIKLI NEON aa REKLAMLARI Ucuz ve taksitle NECİP ERSES Galata : Sesli Han Yeni çıkan plâklardan Bayan Bedriye Süheylâ 2 7 008 3 Uşak Türkü — ANAM OLASIN ÖMER Uşak Türkü — ÇAKIR EMİNEM Rumba — KANAMAM ALDANAMAM 270085 Tavsiye oîunur ilâtma almacak mammurlar için yapılan ilân üzerinde kâfi derece- v Bu münasebetle Mahmure Şen Ses'in okuduğu ŞEKERİM Dahılı e Vekâletinden: | mürâackat vükü bulduğu cihetle bundan sonra müracaatta bulunul- 2 700 8 4 Rumba — BAHÇELERDE GEZELİM DARILAN SEVGİLİYE 8/7/936 tnnhınde Belediyeler İmar heyeti fen kadrosu ve kalem ılı.nolunu:r : (21 B 30 MAĞLÜP FAUSTA' ZebekRevüs ü 4_-/ GEZEEEİEETTEELETELİTEDEDEDEERERDTLETLETTTETTDEDTELTLEEETETEETERDENDİDEL T Harbı"y'ecie B E L V Ü Bahçesinde EFTALYA SADİ Bestekâr BİMEN ŞEN Her haftta: Cuma, Cumartesl Pazar akşamları muazzam Zeybek Dansları Şırkılı rı EFTALYA SADi tarafından söy! cektir. Fiatlarda azami tenzilât yapılmıştır. Tıloien 490 GSSSLRTTTELEESETEENEESENDZAEZEETLEEEETTSEEEEEEEESESEDEĞLENİEDİNEI SÖĞDEDO DETTELİEDDTDESETTDEDERU —— Peissis Deposunda Lez-Panama -Bakü -Sizol-Bangkok ve sail ADRES: Tünelbaşı Beyoğlu şubesi: İstiklâl caddesi Sent - Mari kilisesi karşısında No, 340 eyaz Parkda Beyaz-Gect m_,lı;gl mıl ılilııll Iımı bir kat elbiselik vırılıcıkür. Sabaha kadar ıı'ıııll“ KIR BALOSU <AEEANN y 25 T;emmuz Cumartesi Günü Akşamı Büyükdere eğlenceler ve varyete — EEHEEEEEREEEENN 140 â'# MAĞLÜP FAUSTA” 31 edebilir ve kininizle kinimi kuvvet lendirebilirim. Şövalye dö Pardayan: — Geliniz! dedi. Ruhani bir &yin sırasmda bile Bir bardak şa- rap bir papaza zarar vermez. Jak Kleman teklifi kabul ettiği- ni başını eğmek suretile anlatmış oldu. Üçü birden, hiçbir şey konuş- mıyarak karanlıklara gömülü du- ran gazinoya doğrü yürüdüler. Ka. pı kapalıydı. Evvelce hizmetçinin açık bıraktığı ahır kapısından gir- diler. Avludan sonra duvarın dı- şından yukarıya doğru çıkan ve bir balkona varan merdivenden çıktı- lar. Odanın kapısı bu balkona açı- lıyordu. Bir iki saniye sonra hepsi “de bir masanın etrafına dizilmişler di. Ortalığı isli bir kandil aydınla- *tıyordu. Masanın üstünde her yer- de çok beğenilen birkaç şişe şarap duruyordu. Pardayan üç bardak doldurdu. Önce kendisi yuvarlardı. Jak Kle- man dudaklarımı bardağın kenarı- na dokundurdu: Mutadı su içmek olduğu için içmemişti. Gözlerinde- ki sui tevekkülün yerine samimiyet seyretti. — Şarap insanın kalbini ısıdı- yor, dedi. Fakat sizin gibi bir dos- tun karşısında duyduğum sıcaklık daha çok.. Söylemek lâzım mı? Hazin ve ıztıraplı ve ümitsiz kal- dığmı, dünyada kendimi yapa yal- — niz hissettiğim zsmınlırth hep si- B ı Ö Y ime z zi düşünürüm. Tebessümlerinizi gö zümün önüne getirip de teselli bul. madığım bir günü hatırlamıyorum. Hatırımda ne annemin ve ne de * babamın bir izini taşrmam; yalnız sizin hayaliniz vardır. O tıpkı bir büyük kardeş gibi hafızama nakş- olunmuştur. Yakınlarımdan birini hatırlamak istediğim zamanlar gö zumun önüne siz gelirsiniz! Ama nasıl .. Hani yalancı çiçekleri yap- tığım gün yanıma gelip de bana baktığınız vaziyetinizle. ! Pardayan birdenbire maziyi ha. tırlatan bu sözler karşısında: — Ya!.. dedi. — Evet.. O gün siz beni teşyi et- miş ve yine o gün bana annemin mezarımı göstermiştiniz. İşte o gün denberi, çehreniz hatırımda nakşe- dilmiş kaldı. Papas biran Şövalyeyi tetkik et- tikten sonra devam etti: - — Biliyor musunuz, mösyö Şö- valye!.. Çehreniz azıcık değişmiş.. Fakat yine bakış o bakış.. Pressu- ar dö Fer gazinosunda sizi gördü- ğüm zaman annemi kurtarmıya ça- İrşan adamı hemen tanıdım. Jak Klemanın tüyleri ürpermiş ve Pardayanın elini yakalamıştı. Hâkimane bir sesle: — Belki hayatımın son günü olan bu gecede size tesadüfüm pek gariptir. Bu Allahın bir cilvesi ki, vailemi kendi şahsında toplayan sı- ze tesadüf ettim. ç B K aaLir eu İ ada a Pırdıyı.n! Kalbim sızlıyor. Ken disini görmem nasip olmıyan ve bütün ruhumla sevdiğim annem için sızlıyor. Kalbim annemi öldü- renlere karşı merhametsizce dav- ranmak, felâkete felâketle karşı| koymak istiyor. Pardayan! Son defa olarak an- nemden bahset de sevinç ve kinle- rimi yenileyeyim.. Pardayan cevap verdi: — Evet., Siz onu tanıyamadınız. Kim bilir belki de kalbinizi sızla- tan ve ona karşı muhabbetinizi do- -ğuran bu ebedi gurbettir. * Papas sarardı: — Ne demek istediğinizi biliyo- rum, dedi. Bana bunu Katerinin maiyetindeki hademe kadınlardan biri anlattı. Annemin hayatının bütün sırları gözümün önüne - ya- yıldı. Şövalye: Alis hiçbir. zaman &ani değil- di ve cani olmadı. O betbaht biri- siydi. Hepsi bu kadar! diye bağır- dı. Papasın yüzü guldu: — Öyle değil mi? O canavarın işlediği bütün cinayetler annemin üzerine atılıyordu. — Doğru!.. İtham edilecek ye- gâne biri var: İhtiyar dö Mediçi.. *Annenize gelince, o bir muhabbe- tin kurbanı oldu. O sevdiklerini © canavarın arzusile ya tehdit ya tah kir eder gibi görünmiye mecbur oldu. Hatta ona öldürmek bile tek- lif edildi. Bunlar da Katerine oy- nadığı oyunlar için sarfettiği emek çoktur. Bu. yüzden çektiği Aazap, en müthiş cezaların en şiddetlisi- dir. O şimdi masumlar mezarlığın- da rahat içinde uyuyor. Pardayan hemen şapkasını çıka- rarak hürmet vaziyeti aldı. Dan- gulem de aynı şekilde arkadaşırır taklit etti. Jak Kleman kukulatası- sını yüzüne indirerek için için uğ İryordu. Birkaç dakika sonra papas yeni: | den söze başladı. : çe — Pardayan, dedi. Anlıyorum. Oğluna annesinin yaptıklarından bahsetmek istemiyorsun. Herhalde beni elimden tutup götürdüğünüz yerde yatan biçare kadım için azı«- cık bir şefkat duyuyorsunuz. , — Emin olunuz. Dünyada Alis dö Lüks gibi bir başka kadın bul- mak müşküldür. Merhamet edil- miye lâyık olmıyan hiçbir hırdutı te bulunmamıştır. —AÂrtıik onun yı.phlı:larmdın bahsetmiyelim. Fakat onu nasıl kurtardığmızı anlatımız. ü Pardayan başını salladı. Boğuk bir sesle: — Maziyle beraber - mnw de öldü! Bunun tekrar vücuda gek mesi ne sizin ve ne de benim için kabil.. Biz şimdi hale ve kinimize bakalım. İlerde, hainlerin nasıl ce- za göreceklerine gelelim.,