EY OZ — 539 V (KARYOLA n Yeni İNİ ie anda bususi surette açtığı megherin bir kere gö e Tahaş ni 2. Karyolalar ucuz ve sağlamdır. Somyelerimiz dün m “ayeleri derecesinde olup en hassas kimseleri memnun liyetteğir, ri SEZER ve madeni eşya fabrikası Mmsöğüt Demirkapı casİdesi No. 7 (Eski Ford rajr binası) Telefon: 21632 gunum Müfetiiç namzetliği ve Şef amzelliği müsabaka imtihanı Ziraat Bankasından : Mliyer ge d mıza müsabaka ile ve müsabakada gösterilecek “recesine göre lüzumu kadar müfettiş namzedi > <pdi almacaktır. İk» Yeva Yük Müsabakaya girebilmek için Siyasal bilgiler “Mül. tey Akülteşi üksek Ticaret ve İktısat okulasından veyahut Hu- Tür rkiye >> Banka, yi di n veya bunlafın yabancı memleketlerdeki ben- in iplomalı olmak gerektir. 3, 4 ve 5 ağustosta Ankara ve İstanbul Ziraat zn ile yapılacak ve kazananlar yol paraları veri- iy, “ya getirilip sözlü bir imtihana tabi tutulacaklardır. © vk rma namzetlerine “140,, ve şef namzetlerine “130,, ür, ir, İn anin itiş ami iki senelik bir stajdan sonra müfettişlik Ke ve kazanırlarsa 175 lira aylıkla müfettişliğe . dir, Ankaradan Umum Müdürlük servislerinde ça- ân şef namzetleri ise bir senelik stajdan sonra ehli p sirecek ve kazanırlarsa terfi edileceklerdir. ân programile sair şartları gösteren matbuzlar bal ve İzmir Ziraat bankalarından elde edilebliir. iler, aranılan belgeleri bir mektupla en son 27/7/ nn akşamına kadar “Ankara Ziraat bankası tef. Niş ürlüğü,, ne göndermek veya vermek suretile müra- R 'unmalıdırlar, İh öşeri 9 - , HABER — » Akşam Postaör N Operatör Ürolog Doktor Süreyya Atamal Muayenehane: Beyoğlu * kapı tramvay durağı, Roma oteli yanında 121 birinci kat 4—9 Her gün 15 — 20 ye kadar m mtneli EMEL | ““boktsr. Ömer Abdürrahman Gildiye mütehassısı Türe Ziraat Bankası ; Muayenehanesi | Kad'köy, önü sokağı numara8 her gün beşten dokuza kadar.. pıtır nım 12 ermEaşARSCIMEMYEN DA SEDAN İstanbul Asliye Altıncı Hukuk Mah kemesinden: Sarım tarafından Cerrahpaşa Nak- şi sokak İ4 Numarada iken ikametgâ- hı beli olmıyan Hüseyin kızı Naciye sleyhine açılan boşanma davasınm ce- reyan eden muhakemesi sonunda: Bo- şanmalarına ve bir sene müddetle müd deasleyhin başkasiyle evlenmemesine ve dgvacı nezdinde olduğu anlaşılan çocuklarından küçük Müzehher ve Ha- tiee ve Nerminin babaları yanımda | ipkasile velâyetlerinin babaları tara- İ fından kullanılmasma icra dairesinin tensip edeceği şekilde haftada bir gün ve bir saate mahsus olmak üzere kü- çüklerle analarmın şahsi münasebetle- rinin teminine ve analarının nafaka- ya iştirakini davacı açıkça İstemedi- ğini söylediğinden bu hususta icap beyanma mahal olmadığına ve çocuk- ları Muzafferin 18 yaşmı ikmal edip nişanlandığı ve mikâhlarınm İcrası sma binaen Muzafferin velâyeti hak- kında tayini muameleye Hizum olma- dığma ve muhakeme (o masraflarmm İ milddeaaleyhe yükletilmesine temyizi | için evrakı askıda olduğu anlaşılma- | Parmak'ji Süreyya sineması karşısında İn-i | BU TECRÜBEYE TAHAMMUL EDEN Z YALNIZ ? | AM? ADD 7/47 — LA “BİR PUDRA VARDIR Sabah dokuzdan akşam saat beşe kadar mat, saf ve sevimli bir ten. Gündüz tekrar pudralanmıya ha- cet yok. İşte; havalandırıl. mış yeni Tokalon pudrası- nm garanti muhassenatı bunlardır. Bu cazip hava- landırma usulü, Parisli bir kimyagerin keşfidir. Bu usul dairesinde havası top landırılmış yegâne hafif pudradır, Şimdiye kadar yapılan pudralardan on defa daha saf ve daha ha- fiftr. Bu usul, Tokalon pudrasının istihzarında kullanılmaktadır. İşte bu- nun içindir ki, Tokalon pudrası, daha muntazam ve daha mükemmel bir tarzda yapışır cildi hemen hemen görünmez bir güzel lik kılınmış olduğundan ilân bedeni ferdasmdan İtibaren on beş gün için- de mahkemenin 9935/1144 numaralı dosyasile temyizi dava (Olunmadığı lik tabakası ile kaplar ve yüze tabii bir güzellik ve. rir ve modası geçmiş ve yüze bir makiyaj şeklini vermeden kalın âdi pud. ralardantamamen başka bir tesir yapar. Bu yeni Tokalon pudrası yüze ya» pışık kaldığı cihetle buna “8 santlik pudra, tâbir derler, Artık ne parlak bu. run, ne yağlı cilt görünmi- yecek, belki rüzgâr, yağ murun ve terlemnin icrayı tesir edemiyeceği mat, saf ve sevimli bir ten görüne- cektir. ZAYI Erenköy halk dersânesinden aldı. gım 7 —3 — 920 tarih ve 30145/45 sayılı şahadetnamemi zayi ettim. Ye. nisini alacağımdan eskisinin hükmü (3967) Para —— dahiy ayan bulundukları yerin e yaa biliyordu ki kızın ni 0€ yalnız bir baş işaretile Verdi. Sonra mantosuna 1 erek arkasında Şarl oldu- © otelin kapısından çıktı. larından hemen kapan & Pu ardaya .M “ei bulundukları cadde rusu daracık bir muav lak on on iki adım attık. dai bir dönemeç noktasında ti danğirada bekliyelim. diye mı. Sikayı deg ki neredeyse şimdi! adam, diye sordu. a adın mı? Papas! Jak dayı Pressuar dö Fer lokan. aya oturup da bizi tang, “nliyg, Si uza, aldığı sırada sizin yen ay almış olacağını değil mi zi İha ti *t Katerin dö Mediçiden. a kraliçenin kalbine bir Akdem, ek arak intikam ala. Müren, a Oğlu üçüncü Hanriyi öl. n ti ŞE Payg ediniz monsenyör? lav dayan bu çok menfur bir > Neğ Miz. “A müteessir oluyorsu-| Anız üç şahsın tesirile, ie, Mete sonra da ölüme sü- kabil olmak üzere 29/6/0936 tarihinde; takdirde müteakip kanun! muamelenin | | karar verilmiş ve mezkür kararın bir) yapılacağı tebliğ. yerinde olmak üzere! İ şureti de mahkeme divanhanesine tar | MAGLUP FAUSTA rüklendi. Bunlar, annesi Katerin, kardeşi Dük dö Dauju ki bugün Fransa kralı ve Dük dö Giz değil mi? Tali küçüklüğündenberi bu intikam için yetiştirilmiş birini ortaya çıkararak bizzat sizi inti. kam almak zahmetinden kurtar. mıştır, Krala müthiş bir ceza terti- bini düşünmiyor ve istemiyor muy. dunuz? Pardayan bunları söylerken Dü. kün yüzüne bakıyor ve inceden in- ceye tetkik ediyordu. — Evet bir gün gelip Fransa kralının uğrayacağı bir keder yü. zünden öleceğini düşünürdüm. Fa- kat Jak Kleman bunu benim için yapıyorsa yapmamalıdır. Çünkü benim istediğim bu değil!.. — O halde monsenyör, eliniz. den gelirse Jak Klemanı menedin. Şarl yavaşça: — Menederim!.. dedi. Pardayan başını salladı. Ve göz. leri karanlığın içinde kinle dolu olarak parladı. — Haydi dostum, Giz daha kral olmadı! dedi. Dük Dangulem kekeledi: Ne demek istiyor sunuz? Pardayah delikanlının kolun. dan tutarak kuvvetlice sıktı. Ote- lin hemen açılmak üzere bulunan kapısını işaret etti. Kukulatasmı gözlerine kadar indirmiş olan çı. kan bir kapusen papası kendileri. ne doğru geliyordu. ilân olunur, yoktur. i Mehmet Kadıoğlu MAGLUP FAUSTA 25 ağın içinde birçok cesetler vardı. Eğer ağın içinde bunlar bulunma. mış olsaydı benim de dışarıya çık- mama imkân yoktu. Bu kafes ma- dam Faustanın güzel ihtiraıydı. Beni Allah kurtardı. Şimdi de ben, bu karıya, bana çektirdiği azap ve işkenceyi çektirmezsem içim rahat etmiyecek. Genç Dük titredi. Pardayan ba. şımdan şapkasını çıkararak: — Monsenyör, saçlarım ağarmış mı? — Hayır dostum.. Sizi ilk gör. düğüm zaman nasıl kumraldıysa Yine öyle.. — Garip. Çünkü ne yalan söyli- yeyim, korkunun ne demek oldu. ğunu ancak o zaman anladım. Be! reket versin ki benimle beraber ce. setlerde vardı.. İ Pardayan tam bu sırada sözünü kesti: | — İşte.. İşte! Tâ kendisi!.. Dik kat! dedi. Şövalye penceredeki yu. varlak yeşil camlardan karşıya ba. kıyor ve gözlerini biran olsun bile ayırmıyordu. Şarl de baktı.. Gecenin karanlı- ğı içinde bir gölgenin dar sokakta ilerlediğini görüyordu. Pardayan: — Onun buraya geleceğini bili. yordum! diye mırıldandı. Gölge karşıdaki otelin büyük! kapısma yaklaştı. Arkasındaki bü.! yük manto yüzünün yarısını da ka. pamıştı, Pardayan bu adamın kim olduğunu yürüyüşünden ve tavrın- dan tanımıştı: — Odur! dedi. Adam kapının tokmağını çalma. dı. Yalnız elile hafifçe vurdu. Ka- pı hemen aralıklandı. Yabancı der. hal içeriye süzüldü. Pardayan um- duklarının tahakkukunu gören adamalr gibi sevindi ve güldü, Şarl: — Bu kim diye sordu. Pardayan perdeyi indirerek: — Şimdi anlarsınız! diye karşı» lık verdi ve hikâyesine devam etti: — Kendime. geldiğim zaman, kendimi, biri suya amut bir şekilde daldırılmış, bir, üst taraftaki döşe- meye dayanmak üzere ona meilen i mıblanmış iki direğin birleştiği yerde ata binmiş gibi bir vaziyette buldum. Ağa girilecek yer, bu döşemenin ortasında bulunuyordu. Hakikaten uyumuştum. Fakat nasıl? İşte bu- nu bilmiyorum. Yalniz, etrafımda. ki cesetlerle mücadele ederek bu- lunduğum yere geldiğim zaman kendimi kaybetmiş bir haldeydim. Uyandığım zaman ortalığın ağar. £ dığını ve etrafımin bir takım direk lerle çevrilmis olduğunu gördüm. Kendi kendime: “Direkten dire. ğe atlayarak öbür başa kadar gide- bilirim!,, dedim ve hemen işe baş- ladım. İşte o zaman demir kafese