ui a ser ie GE e A ai şe Miki Torar DEBA'NIN NE YAPTIĞINI MERAK EDi. Sünnetçi Ahmet Meşhtr Sünnetçi başı Haleplinin torunu Sultan Ahmet Cağaloğlu caddesi No. 41 Tel: 20196 ve 56—37 #- Kız Kulesi "> : BAHÇESİNDE DarıHaln ve RIK-RAK| CAZI her akşam Dönüş vapurları: 23.15-24.15 amaa akim mesi meşruttur. İnline a kiki iett ikierktieik ki kieek si i Diş nekimi # g Ratip Türkoğlu W Ankara caddesi Meserret oteli Karşısı numrara (88) İlamın Türk Maarif Cemiyeti ws Resmi ilân işleri bürosu Yeni Paatahana karsısında Erzurum hanında 2 inci kattaki dairede 20 Temmuz 936 tarihinden itibaren işe başlamıştır. Alâ. kadarların Resmi ilânları bu adrese göndermeleri. Tel 21101 (Resmi İlânlar Türk Limitet şirketile alâkası yoktur.) AROMALI RENEE olunacaktır. ! i aaa. 26 MAĞLÜP FAUSTA rastladım. Ben bunu tamamile! durdum. Çare yoktu. Burada, bu 1. demir kuyu içinde inleye inleye Şarl önündeki kadehi yuvarladı.| can verecektim. Boğazım yanıyor- Hikâyeyi sonuna kadar dinleyebil.! du. Dudaklarımı olsun ılatacak mek için cesaret toplamak istiyen| kadar bir suya razıydım. bir hali vardı. Şarl titriyerek: 4 Pardayan sözüne devam etti. yin Pek korkunç ve müthiş! de. — Adam avlamaya yarayan bu| di- makineyi, işte o zaman tetkike — Evet, pek korkunç ve müthiş. başladım. Nihayet mahvolduğumu | Şimdi benim yerime burada ma- anladım. Ağ, suyun tâ dibine ka-! dam Fawstanın bulunmasını istiyo. dar varan demir çubuklarla yapıl. | rum. Artık başım dönüyordu. Böy. mıştı. Biran demir çubukların üs-! lece birkaç saat daha geçti. Niha- tünden aşmayı düşündüm. Başım! yet yukarıya çıkıp buraya girdiğim döşemeye dokundu ve üzerinden! deliğin sivri demirlerine kendimi aşmanm imkânr olmadığını göre.| çarparak ölmeyi düşündüm. rek bu tecrübeden vazgeçtim. Şarl büyük bir heyecanla: Aksi hareketi denedim. Demir- — Sonra nasıl kurtuldunuz? de leri tutarak suya daldım. Tâ dibe! di. Peiss kadar vararak oradan karşıya ge-| çecektim. Fakat suyun üstüne gel diğim zaman etrafımı cin alayı gi-| bi naaşlar sardı. Naaşlarla pisle. nen suyu gördükçe kusacağım ge- liyordu. Çıldırmak işten bile de. ğildi. Ne olursa olsun diye dalacak ve buradan kurtulmanm çaresini arayacaktım. Omuzlarıma kadar suya gömülerek ayaklarımla suyun! içindeki demirleri yokladım. Bu tıpkı bir şişenin dibi gibi kapalıy- dı. Demirler birbirlerile suyun al. tında birleşiyorlardı. Ne yukardan ne de aşağıdan çıkmak imkânsız. dı. Naaşlara dokunmamak için de- mir parmaklıkları tutarak kendimi yukarıya çektim. Orta yerde biraz! Pardayan gülmeğe başladı: - Pek basit, dedi. Dışarıya na- aşlarla beraber çıkıtm. — Naaşlarla beraber ha!.. Sizi dinliyorum. Korkunç bir kâbus ge- çiriyor ve müthiş bir rüya sanıyo- rum. — Ben de böyle sanmıştım. At tık naaşları düşünmiyordum. Çok şükür ki Fausta da benim gibi yap madı, O, naaşları hatırlamış, Ölü- lerin üstünde yatmak hoşuna gitme miş olacak ki cesetleri atmayı dü- şünmüş., Cesetleri nasıl atacak mı diyorsunuz? Bunları birer birer topladıktan sonra dışarıya çıkara- cak sanmayınız! Fausta her şeyin kolayını bilir bir kadındır! Ceset- Boks (HAKEM İyapaT .. 4 kinin Kanguru? ör Sirketi Hayriye IiDARESİNDEN Cumartesi akşamları son postalarda ve Pazar sabahları ilk postalardâ * geliş bilet ücretlerinde tatbik edilen Yüzde elli tenzilâtlı tarifeye sayın istanbul halkımızın gösterdiği favkalâde rağbeti nazara alan şirket ida Temmuzun 24 üncü Cuma günü sabahından itibaren yaz tarji€ devamı müddetince Her gün sabahları Köprüden Anadolu ve R ell cihetlerine hareket eden saat 6,20 de ve 7,10 daki 2,8 ve numaralı © lerde ayni Yüzde elli tenzllâtlı tarifeyi tatbika karar vermiştir. Bu P lara mahsus gidip gelme biletlerin dönüş parçalarının ayni günde istimal CUMARTESİ AKŞAMLARI ILE PAZAR SABAHLARI tatbik edile * ve dönüş hakkı PAZARTESİ GÜNLERİ SAAT ON ikiYE KADAR mu” olan yüzde elli tenzilâtlı tarifenin tatbik ve icrasına kemakân d is Deposundi Lez-Panama-Bakü-Sizol- Bangkok ve ADRES: Tünelbaşı Beyoğlu şubesi: İstiklâl caddesi Sent . Mari kilisesi karşısında No > MAĞLUP FAUSTA leri çıkarmak için onları suyun ce-| reyanına bırakmaktan kolay ne) olabilirdi. Pardayan burada gülmeğe başla- dı. Sonra dışarıya merakla baktı: — Aman bizim adamı kaçırma. | yalım, dedi. | — Otele giren adamı değil mi? — Evet güzel Faustanm son emirlerini alan zatı.. Parmaklığa birkaç saat kadar asılı dürdum. Bir direğe şöylece ilişmiş duruyordum. Dimağımı bürüyen çılgın düşünce- lerle mücadele ederken başımın üstünden gelen bir gıcırtı duydum. Aynı zamanda parmaklığım öbür tarafmda şimdiye kadar gözüme çarpmayan bir şeyin, bir ipin yuka karıya çekildiğini gördüm ! Başımı kaldırıp baktım. Bu ip döşemede açılmış bir delikten (o geçiyordu. İpin harekete geçmesinden içimde bir ümit doğdu. Filhakika hareke- te geçen bu ip kafeste murabba şeklinde bir parmaklığı kaldırdı ve hemen o anda suyun üstünde yüzen cestler açılan bu deliğe hücum etti. İki dakika içinde hepsi suyun cere- yanile sürüklenip gitti. Artık sonu. nu tabiatile anladınız. Pardayan önünde duran koca| sarap kadehini kaldırarak yuvarla. dıktan sonra: — Ben de onlar gibi yaptım. İş. te bu kadar? Sarl sapsarı olmuştu. Pardaya- nın; — İşte bu kadar! i Cümlesini gayri ihtiyari ladr. Pardayan ilâve etti: — Benim yerimde Bul dg herhangi bir kimsenin yapac# ri yaptım, Aşağıya indim. Hay” iy i ya atıldım; asabi bir hareketle | Tikten fırladım. Artık dışarda "gg On dakika sonra yeni ki Kef i başladığı yerde karaya çıkıtM” | tulmuştum. Li Bu sözleri uzun bir süküt ket, 8 ladr. g“ İ Şarl, Pardayanm büyük çi i ğuk kanlılıkla anlattığı bu b si yi bir türlü hazmedemiyor, daşına ürperen gözlerle bakı i uy Hizmetçi kız bir köşede 9 | muştu/ Şövalye dişleri ara gi N ıslıkla bir hava çalıyor ve iğ pencereden dışarısını gözlüyor” — Artık dışarıya çıkmak nr geldi, dedi, bana bak cuk! diye bağırdı. Hizmetçi kız hemen tel —Arkadaşımla biraz çıkacak sonra da gelip bize ayi : odamızda yatacağız. Yalnız, © 4 şümüzde içeriye nasıl gre ” dedi. Maksadım kimseyi W ; madan içeriye girmektir. bre — Ahır kapısını aralık ei irm. Oradan girersiniz asilzsi r Avluya girince içerdeki tabt# divenden yukarıya çıkarsını” i du.