|J' vi (P hlı_, &cdete tatiı vermeği unut- d n,ı Fi | TEMŞEZELE L Üz T l | %kî—“k Necdete o gün sıkı sıkı N D SOfr d . . Mlnı ada bizimle beraber “Uk zekâsı yemeğine — misafir y Müsaade ederiz amma, llqi’ &, b::.m ver!,, diye arsızlık deş M f“fl'lya oturdular, Nec- hıç î:k bir buçuk kere maşallah ha ge) dş;kll'lmıdı Yemeğin sonu- N'bılıı:r’ tatlı dağıtıldı. Fakat Misafirier arasında za- N , s':dq €vvelâ hiç ses çıkarma- Te ı31!' aralık şöyle dedi: h'him Miz tabak istiyen var mı? ğım temiz kaldıda!... - .»ıpgıı";ınüflm ı'J n * gördü: gç “ar, ne oldu? N ta başıma gelenleri! * geldi? e v Demi KA fim, K.:::lden bizim eve gitmiş- ' Ki '_Yabancı bir erkekle %_ tsiz bir vaziyette — gör- a : & C:DNG yaptın? taj €rimi aradım, aksi gibi Yanımda yoktu. Eğer ol. * Yapardın? İkisini de vu- n? Vurmazdım amma, ya- İi o hh ko " h"mm yanından so- a hei TÜ ! Çok hiddetlenir- i de küfrederdini! S , » Mişonu o gün biraz| - — Emriniz vechile teslim olduk! — Ne demek! Ne haltettiniz? Ben teslim bayrağı çekmedim, çamaşırı ku rumüası için astım! Kadın — Kahve pişirmek için öodun kesmene lüzum — kalmadı. nun ispirtosunu buldum! Kamineto, v Ve Z DA terdi galiba! ; a a Üa d ÇÖ » y « ı-—_—.—". "e Te a Ça « .-taNe n eee r N A Gürültü etme ! Gülhane bahçesindeyiz, saat akşamın sekizi olmuş. Sıralar- dan birisi üzerinde bir sarhoş u- zanmış yatıyor. Bekçi yaklaştı, sarhoşun haline acıdığı için ihtarı nezaketle yapmak istedi, adamca- ğızı omuzuna yavaşça vurarak u- yandırdı ve: — Haydi arkadaş, dedi. kapıla- rı kapatacağız. Sarhoş gerindi. esnedi ve cevap verdi: — Pek âlâ! Kapayın yalnız gü-| / rültü etmeden !... — Bir dakika dur da yukarısını din- liyeyim. Üst kattaki adam yatarken gene ayakkarbsını hızla yere — atarak gürültü yapmak nezaketsizliğini gös- Kitapların tarifile yüzme öğrenen adam! Loyd Cöorceun müktesi Loyd Corç vaktile kadınlara mehbus olma hakkrı verilmesini mü- dafaa eden “Sufrajet,, lere müthiş aleyhtardı, onlar da Loyd Corca karşı kin besliyorlardı. Bir gün intihabat esnasında Loyd Corcun mütemadiyen aleyhinde bulunma- sına sinirlenen bir kadın hatip ba- gırdı: — Eğer kocam olsaydınız size müuhakak zehir verirdim! Loyd Corç sükünetle cevap ver- di:; — Eğer karım siz olsaydınız bu zehiri maalmemnuniye içerdim! Deli Doktor Mazhar Osman Bakır- köy hastahanesinde vizite için do- laşırken hastahane misafirlerinden birinin ufacık bir olta taklidiyle lâvaboda “balık avlamak!,, için uğraştığını gördü. Hastaların zıd- dına gitmek olmaz, bu sebeple: — Nasıl, dedi, epey balık avla- dın mı? Hasta, doktoru merhametle süz- dü: — Lavabolarda balık olur mu? ----- sabah kavga etmişler! — Piyese nazaran bu şişman uartist açlıktan ölen bir kadındır! | Deli misin?! "4 ......... /, _xt'bı"x CAMBAZHANEDE — At rolüne çıkan — arkadaşlar bu Genç kadınla delikanlı gece ya- - rısına kadar gezip tozmuşlardı. #5> | Delikanlı, kadını evine kadar gö- türdü kapının önünde vedalaşa- lım derken lâfa daldılar. Yarım saat geçti. Üst kattan bir pencere açıldı, ha Müm ai iki A h X ! ? ı | V , yaşlı bir adam başı uzandı ve bu — başın sahibi söylendi: — Bayanla beraber gecenin bu 4 saatlerine kadar gezmenize bir şey diyecek değilim, çünkü ne karım, ne de kızım... Kapının önünde çe- ne çalmanıza da bir şey demem. Fakat bari dirseğinizi elektrik çın. — grağının üstünden çekiniz de zil boyuna ötmesin, bütün apartıman halkı yataklarıdan fırladı! ; Falcı — Başımnıza pek Yyakında bi. yük bir felâket darbesi inecek! hem de — Bunlar güayet güzeldir, iflâs Moiz yolda arkadaşı İzak rast. ladı. İzakın çehresi sapsarı idi. Ar- kadaşı sordu: ' — Hayrola yahu? Ne oldu? — Ne olaack, iflâs ettim! pimiz az mı iflâs ettik. Tabii sen de daha evvelden bütün mallarını karının üstüne devretmişsindir? — Hayır! dir? — Hayır! Hiç kimseye devret« medim! , Moiz hiddetlendi: memiş, çıldırmışsın ! — Bana beş lira borç verir misin? — İmkânı yok, üzerimde ancak üç Üra var. — Pekâlâ! Şimdi üç lirayı ver, iki li" ra da boörcun kalsın! — Hizmetçi tam üç aydır. — bizimle beraber... Bir hizmetçinin ucuz; bir buçuk liraya bırakırım. — Hakiki inci mi bari bunlar? diye kadar hiç vaki olmamıştıl_ — Ne üzülüyorsun canm! He. — Öyle ise kızma devretmişsin- — O halde azizim sen iflâs et. : Z Ü İ Üİ uzun müddet yanımızda kalması şim, ; bu kadar |