Devlet. Demiryolları ve Limanları işletme “Umumi idaresi Tlânları , Ham manyezit nak'iyatından ton ve kilometre başına: 1—133 | kilometrolile mesafelerde 1,50 kuruş ve daha fazla mesafelerde, alma | “ik ücret ton başına 200 kuruştan az olmamak şartile, bütün me | fe üzerinden 1 kuruş ücret alınacaktır. Yeni tarife 15 — 2 — 936 tarihinden itibaren tatbik edilecek- * Fazla tafsilât için istasyonlara müracaat edilebilir. (319) (784) Aşağıda miktar, cins, muhammen m3 fiatları yazılı çam keres- , #irasiyle 25 şubat 936 salı günü saat 15 den itibaren ayrı ayrı Male edilmek suretiyle Ankarada İdare binasında kapalı zarf usulü "e satm almacaktır. Bu işe girmek istiyenlerin her cinsin hizasında yazılı muvakkat te- let ile kanunun tayin ettiği vesikalar ve tekliflerini aynı gün saat * kadar Komisyon Reisliğine vermeleri lâzımdır. Şartnameler, beheri 145 kuruş mukabilinde Ankara, Haydarpa- N, Eskişehir, İzmir ve Adana veznelerinde satılmaktadır. (721) TAKR.M31 M3 Muhammen Muvakkat bedeli teminat e Çam tahta 1220300 35 lira 3203,29 lira 0 Çam kalas 1309,590 30 2946,58 ,, 47 Şam vagon tahtası 1230,506 30 2768,64 > Çam dilme 973,710 30 2190,85 8 a cl azman 2240,780 22 3697,29 İT tomruk 3000 18 3950 etonarme Köprü inşaatı Eksiltme ilânı Nafıa Bakanlığı Şose ve Köprüler Reisliğinden : ha Edirne — İstanbul yolu üzerinde “13,700, lira keşif bedelli “Saz- *,, köprüsü inşaatının kapalı zarf usuliyle eksiltmesi 27 — 2 — “Perşembe günü saat 16 da Nafia Vekâleti şose ve köprüler reisliği time komisyonu odasında yapılacaktır. Eksiltme şartnamesi ve ye erei diğer evrak “68,, kuruş mukabilinde ş0se ve köptüler j inden alınabilir. Muvakkat teminat “1027, lira“50,, kuruştur. iy ç leklilerin yapmış oldukları işlere ait vesikaları eksiltmeden en Salar, 3 gün evvel göstererek Nafia Vekâletinden ehliyet vesikası al lâzımdır. Cinsi ı 936 perşembe günü saat 15 e ka, 6 verilmesi lâzımdır. (218) (533) HABER — Aa b MEYVA TUZU 3 çi SN Tabii meyve usarelerile hazır -| lanmış yezâne meyve tuzudur. Mide, barsak, karaciğer, böbrek! hastalıklarında fevkalâde faydalı. dir, Hazmi kolaylaştırır, inkıbazı izale eder. İNGİLİZ KANZUK ECZANESİ Beyoğlu — İstanbul Ucuz satış Sade ev eşyası ve yeni döşeme muşâmbalar azimet dolayısiyle ucuzca satılıktır. Taksim, Abdülhak Hâmit cad. desi 58 numaralı “İris,, apartıma nı. 5. Satılık iki ev Nişantaşı Meşrutiyet mahallesi Kodaman sokak 37 ve 39 numara- İk ve sekiz odalı bahçe kârgir iki ev acele satılıktır. » Taksim Gazhane caddesi 1.nu- maralı sütçüler kahvesinde Şev. kete müracaat. | PARDAYANIN ÖLÜMÜ Şarl şimdi öldürülen cesedin yanına KANZUK m Yemeklerinizin lezzet ve nefa- setini #ncak | baharatını ku! lanmakla te- min edebilir- siniz. 15 gramlık sahlep ve bahırat S5 kuruçtar, ilân her ticaret evinin canıdır. 'Iyibirilân fikri bilmek istersen Bize sor! AKIT PROPAGANDA SERVİSİ arlar U. A 1 — Cibali fabrikasında yapılacak 9996 lira keşif bedelli tadilât açık eksiltmeye konmuştur. 2 — Eksiltme, 20 —2 — 936 perşembe günü saat 15 de taşta İnhisarlar binasındaki komisyonda yapılacaktır, 3 — Muvakkat teminat miktarı 749.70 liradır. x 4 — İstekliler ihaleden en az beş gün evvel İnhisarlar İnşaat şu- besine gelerek diplomalı mimar veya mühendis olduklarını ve evvel- Kaba ca demir çatılı inşast yapmış bulunduklarını mukavele ve kabul rapo- ru suretiyle isbat ettikten ve fenni ehliyet vesikası aldıktan sonra 50 kuruş mukabilinde keşif evrakını istiyebilirler, (588) ARR nan PARDAYANIN OLUMU 49 Kitti. Bu dün teniste kendisini yenea Baron dö Pondü. Şarl, büyük bir e. mek harcıyarak, sanki bir hendeği &- m“ş gibi sıçradı ve cesedin öbür * 1 geçti. Fakat taş gibi donup “- iki ayağı kana basmıştı. — Oh, bu başımdaki sesler! Çan- lar daha kuvvetli çalsınlar, daha kuv. vetli! Daha kuvvetli diyorum! Artık başımdaki bu sesleri duymak İste mem! Kafamda böyle haykıran kim- dir? Af diye, merhamet diye bağıran kimdir? Imdat!. Kaçalım!.. Fakat nereye? Nereye kaçmalı?.. ! Koşmağa başladı. Yarı çıplak erkek! <esedlerinden çırılçıplak kadın ölüle. Tinden atladı. Nereye kaçmalı?.. Şiddetle koşan silâhie o adamlara Yastlıyordu., Bir aralık sıçrayan bir n- damı görllyor, sonra bir patlama du- Yuluyor, boğazlanan bir hayvanın hı. Filtısına benzer bir ses kulaklarını tır.) malyordu. Nereye kaçmalı? Af, merhamet! | Bu iki kelime bu iki yalvarış kafasın- da nğulduyordu, Luvr sarayı baştan haşa duman, n, velvele, inilti, tüfek ve tabanca gürültüsü içindeydi. Nereye o kaçma. | "> Başına yumruğuyla vurmağa baş ladı. Bütün bu cesedleri o tanıyor, ge- gerken isimlerini söylüyordu. Şimdi kan içinde yürüdüğü halde farkında değildi. Tiyme liyme olmuş sah cesedlerini çiğniyor, başım el. lerinin içine alarak koşuyor, çıkıyor, iniyor, saldıran kudurmuş adamlara çarpıyor, kimse kendisine hürmet et. miyor, herkes öldürmekle meşgul. Fakat o, deli gibi, şaşkın şaşkın koşu. yor ves — Nereye kaçmalı? Başımda kim haykırıyor? Kim af istiyor, kim mer- hamet istiyor? Yeter, yeter, yeteri. diye inliyordu. Bir pencereye yaklaştı. Açmak is. tedi, Fakat korku kuvvetini kesmişti. Cam düştü, kurıldı. Bu pencere birinci kattaydı. Sık sık soluyan Şarl hava al mak istiyerek eğildi, — Af, af— Şevketmaab! maabi Biz senin misafiriniziz! — Şevketmaab! Şevketmaab! Biz sizin dostunuzduk! — Şevketmaab! Şecvketmaab, bir. likte yedik, içtik! — Şerketmaab! Şevketmaab! Af, merhamet! Böyle bağıranlar, yirmi kadar Hügno jantiyomu olup kendisine doğ. ru kollarımı uzatıyorlardı. Silâhsız ya, ri çıplak bir halde avlının bir köşesine sıkıştırılmışlardı. İnsan o suratlı yüz canavar, yüz tüfekli bunlarm etraft- nı sarmışlardı. Eğilmiş olan Şarl: — Şevkelmaab, Şevketmaab, Şev. Şevket. ketmaab!.. diye haykıran sesler duy- du. O vakit, müthiş ve korkunç kahka, ha, duyanları ürperten feci gülüş du- daklarının arasından fırladı, Başı ar. kaya devrilmiş, elleri pencereye yapış mış olduğu halde durmadan gülüyor- du. Müthiş bir heyecan bütün vücudu- nu hırpalıyor güçlükle nefes alabili. yordu. Birdenbire, felâket cadısınım kımıl dattığı tunç çan, sert, derin, inleyici sesiyle ilk çığlığını karanlıklara fır. latte, Dük Danju zorla annesinin elin. den kurtularak geri çekildi. Bir kol-| tuk sandalyesine kadar gitti. Sandal. yeye düşerek gözlerini yumdu. Kulak- larını tıkadı. Katerin sanki karşı gelinmez bir kuvvetin tesirile itilmiş gibi dehçetli bir iç çekmesile beraber (doğruldu. Balkona fırladı. Karanlığa doğru eğildi. Tırnaklarını balkonun taş ke. narlarına geçirdi. Bu korkunç halde kaldı, Sen Jermen Lokserruvanın büyük çanı delice, müthiş bir sesle gürlüyor, İnliyor, ortalığı velveleye (veriyordu. Ovakit karanlığın içinde tuhaf gü- rültüler, tüyleri ürperten bağrışmalar duyuldu. Yakında başka bir çan, sonra. zakta bir başkası, daha sonra bütün çanlar, Parisin bütün felâket çanları müthiş bir gürültü ile şehrin üzerinde| bir ses fırtınası kopardılar. ! Her yerde ortalığı dehşete boğan| çan sesleri duyuluyordu. Aşağıda bir takım hayaller görü- nüyor, koşuyor, biribirine © çarpıyor, küfürler savaruyordu. o Kılıçlardan şimşekler fırkryoz, yüzlerce, binlerce meşale ortalığı aydmlatıyor şehir kıp»; kırmızı görlinüyor, sanki cehennemin ağzı açılmış gibi bir aleş tufanı orta-| lığı boğuyordu. Luvr sarayında, Katerinin arka. smda bir tabanca sesi duyuldu. Şonra bir daha.. Ve bir çok sesler duyuldu. Aşağıda, yukarıda, sağda, - solda her verde tüfekler tabancalar atılıyordu. Bir çok çığlıklar, dayanılmaz, acı fer- yatlar sağır ve karanlık gökyüzüne doğru yükseldiler, Hüşgnoların katliâmı.. Müthiş kat. Him başlamıştı. v ... lik çan sesi duyulunca oParisin her noktasından velveleler koptu. Meşalelerle parlıyan bir san gölgeleri harekete geçtiler. Dük dö Giz: — İşte başladı! diye haykırdı. Her yerde, her kilisede papazlar, keşişler, metropolidler,katolik dinini kurtarmak istiyen bütün halk: — Nihayet vakit geldi! diye bağ. rıştılar ve hepsi hareket ettiler, Giz bir işaret ederek süvarilerinin başında olduğu halde Kolinyinin ko- nağına gitti, Kruse, Pezu, Kereviyer, Omal, Ta. van, Monpanjuye, Never, hepsi, bütün katiller Parisin her noktasma saldır- dılar. Damvil, sevincinden, kin düşmün, lığından doğan bir sayha ile kılıcını kaldırıp haykırdı: — Monmoransinin konağına! Hay di. ileri! İleri! Hayvan kıstırıldı. sürü in- —M4— Gülen Kral Dokuzuncu Şarl yatak odasmda bulunuyordu, Henüz o soyunmamıştı. Fakat geniş bir koltuğa oturduğu için