Paristen yazılıyor: | Ni © Sülün. en şımarık ve müs-| if kadını olan Markiz Kasati sim-| wknti içindedir. İcra memurla- N vergi borçları için bu kadının ylarını satmakta olduğu gibi if Markiz diğer alacaklıları- | ada verecek para bulamamak! dir, | İİ Markiz, Venedikte Sent Mark! k anında arkasında kaplaniy- dolaştığından ve akla hayale #lmiyecek şımarıklıklarından do- ayı şöhret kazanmış bir kadındır.| adi artık bütün saray ve konak- | rna veda ederek cenup denizi! adalarından Mooreada ye “makta olan damadı Lord Has-| gin yanma gitmek üzeredir. | Adada yaşamak çok ucuz ol- be ii carçıplak dolaşmak bile Mez, min nazarı dikkatini celbet- A | Bir vakitler Markizin en şata:| yi debdebesi Paris civarında Lel ağ zet'deki kızıl renkli sarayı i-| Sm Versayda Mari An-| in en çok sevdiği Petit Tri-| yer köşkünün tıbki tibkisma| modelidir, Markiz umumi harp Mba işte bu sarayda meşhur Kağticetro balosunu vermiş, ba- ün trüntümi EF einarz mareşalleri bu. İanmuştu. Yalnız bu balo, Mar- tam 500.000 altın franga mal *lmuştu; sadece tenviratın fatura- “120.000 altın franktı. ik Markiz, vergi tahsildarlarının inden kurtulmak için bu saayı in etmek mecburiyetinde kal- Me Şimdi ise saray, her tara- bei ot bitmiş bahçesi, camları pencereleriyle harap bir hal- N IK. Sarayı süslemekte olan ne-| & *serler hazinesinin hemen hep-; Markiz tarafmdan satılmış bu! tadır. Burada kocaman bir “e Kafes vardı'ki içinde Londra- tayyare ile getirilmiş olan iş Piton yılanı yaşardı. ie Sarayın bahçesinde bir vakit- ilem dördüncü Luinin gözdesi o- ya, Madam Montespona sit bü- bir mermer havuz vardır. Ek- “iye saray bahçesinde çırçınlak iyi ak âdetinde olan Markiz ha ziyafetler için vekilharcına vuzdan emirler verirdi. a arkizin kızıl mermer sarayın- K doldurulmuş bir panter vardı gözlerine yeşil elektrik ışığı ter- lama başını yaylı i, vat vasıtasiyle sağa sola sal ve atılacakmış gibi yere siner pia eller ziyafet salonundan İk; davetliler bu yırtıcı hayvan karşılaşınca ötleri patlardı. da arkizin birkaç lisan konuşur da, ane papağanı vardı: Bunlar- çeri mavi, birisi süt beyaz, üsü de yemyeşildi. t Markiz para sıkıntısına düşün- taş döndürecek bir hızla fena- he ere gitti. Para işlerinden yi ederdi. Doymak O bilmez Si tahsıldarlarını tatmin etmek v #ünün birinde kömür tüccar map 29.000 franklık bir şek . Ve garanti olarak da o- kıymetli tablo, değerli taş- # lar kakılı küçük bir statü ve el maslarla süslü bir kartal verdi. Bankada parası olmadığı içi: kömür tüccarı onu tevkif ettird: Mahkeme ise iki sene hapis cezi sı verdi. Avukat Trebuchet'ni müdahalesi üzerine bu ceza tecil: tâbi tutularak iki aya indirildi Ödünç pars veren tefeciler i- çin Markiz bir altın madeniydi A- vukatı şimdi papa ikinci Aleksan- drdan kalmış bir fildişi heykeli geriye almağa uğraşmaktadır. Markiz bunu küçücük bir borç için bir meyhaneciye rehin bırak- muştı, Bu kadın bir vakitler birçok sarayların sahibi olarak tanısulİm- dı: Milanda üç, Roma, Venedik, Kapri adası ve Pariste birer sara- yı vardı. Şimdi bütün bunla: e- linden çıkmış bulunmaktadır. Ve- nedikteki sarayı şimdi bir müze haline konmuştur. En fantastik harektelerini Ve- nedikte yapardı. Bir vakitler iri yarı ve mükemmel vücutlu bir san- dalcıyı kendisine gözde yapmıştı. Verdiği ziyafetlerden birinde bu delikanlıyı çırçıplak soydurmuş, baştan ayağa kadar altm yaldıziy- le boyatarak yemek odasında mi- safirlerinin karşısına o çıkrmıştı.|. Söylendiğine göre bu adam altın yaldızdan zehirlenerek bir hafta sonra ölmüştür. Gene Venedikte verdiği başka İ bir ziyafette gece çok sıcak ol tu- ğu için Markiz birdenbire drama- tik bir sesle: — Boğuluyorum! Diye bağırdıktan sonra eline keskin bir biçak alarak paha'i e!- biselerini boğazından aşağıya ka- dar yırtmış ve çırçıplak oturmuş- tu. Başka bir ziyafette de davet- lileri kend'siyle birlikte sarayının su üstündeki merdivenlerine in - Markiz Kasati: On sekizinci asır İspanyol kdığıyla HABER — Aksam postası Bir gecede yarım milyon Frank harcıyan ILGIN MARKiZ Ifilâs topunu attığı için Avrupadan ayrılmak üzere... Bir maskeli baloda Markizin giydiği bu kostüm tam 20.000 franga çıkmıştı. meğe çağırmıştır. Saray Sent Mark meydanında büyük kanalır kıyısındadır. Markizin arkasın - da başıboş gezen kocaman bir Ben gal kaplanı misafirlere | hırlayıp duruyordu. Zavallı kadın ve er- kekler buradan kaçabilmek için a- detâ yarışa girişmişlerdi. Bu saray Venediğin en büzük bahçesine malkiti, fakat Ma-kiz bahçede Habeş aslanlariyle Ben- gal kaplanlarını besliyordu. “İtalya, İtalya, nm ve daha birçok eserlerin muharriri olan Rus romantısı (Mişel Corç Mişel Markizin çok parlak bir portresini yazmıştır: “Palazzo Venier'deki şaşaalı şenliklerini, suya attığı altın val- dızlı zencileri, beyaz maymunla - rın ve İnliyen asyalı esirlerin üs - tüne atlıyan Leoparları, Paristeki penbe saraymı ve tamamiyle in- ciden yapılmış elbiselerini . artık hatırlamayan La Kasati! “Bir gün tıbkı tıbkısma Sara Bernarın kılığıyla görünmüştü .. Bir kolunu kaldırdı ve siyah kasi- feden Sicilya halısının üstüne boy lu boyunca düştü. Gizli pudrası- nın kendisine verebileceği beyaz- lıktan çok daha beyaz oldu. Kas- katı kesildi. Herkesi bir korku ve telâş almıştı. Fakat peygam- ber İsânın kılığma girmiş ; olan Baron Panatelli herkese teminat! verdi. Bir gondola konacak cesedi| ni herkesin elinde meşalelerle Tor- cello gölü arkasındaki metrük At- tila mezarlığına kadar takip etme- sini istiyen “Sara Bernar!,, ın “vasiyetname,, sini okudu.,, * Romada Via Piemonte'de bir sarayı vardı. Bunun duvarları be- yaz mermerden, perdeleri beyaz kadifedendi. Bahçesinde bevaz atlar, beyaz sülünler, beyaz tavus kuşları, beyaz köpekler, ve zenci “izmetçiler vardı. Venedikte verdiği ziyafetler - den birinde, Sent Mark meyda - nmda dilediğini yapmak için be - lediye reisinden izin koparrı'ştı. En önünde ellerinde meşalele: o - lan iki yüz zenci, arkada iki or - kestra takımı, daha arkadan *e - birdarlar, bayraktarlar altın zin - cirlere bağlanmış leoparlari gö - türen uşaklar olduğu halde misa - firlerini meydanfi götürmüştü, Markiz Kasati'nin burada gördüğünüz Flik ve Flok adlı iki beyaz atı Avrupada bir eşleri daha olmıyan çok kıymetli hayvanlardı. Umumi harpten birkaç gün ev- vel Sent Moritz'de Keyserin yeğe- ni Prusyalı Prens Adelbert'in. ken disiyle gezeceğine, Prenses Ades- çalçı ile arabaya binmesine fena halde kızmıştı. Arabasına dört at koşturarak arabacısına şu kuman dayı verdi: , — Rasegg cümudiyesine doğru bütün hızınla koştur. Yolda bü- tün araba ve atları geç! Tam üç defa Prensin arabasını geçtikten sonra atları durdurtarak geriye kaldı ve en son defa geçer- ken de şöyle bağırdı: — Şu delikanlı çok güzel ve ya- kışıklı; ne yazık ki hiç zevki yok! Son günlerini seyyar komisyoncu- lukla geçirmesinden korkuyorum. Tuhaf değil mi; Markizin söz- leri doğru çıktı, Çünkü harpten sonra Prens Adelbert bir otomo- bil fabrikasmın seyyar satıcısı ola rak hayatını kazanmağa çalıştı Bir Fransız romancısınn anlat- tığına göre: Bundan birkaç sene evvel debdebe ve şaşaasının en yüksek tepelerinde dolaşırken Pa risin en şık mahallelerinden birin- de bulunan apartımanında bir şark ziyafeti vermişti. Bu ziyafet- te şampanya bol bol aktığı gibi misafirler de edeb ve terbiye Ae- nilen şeylere pek aldırış etmemiş- lerdi. Apartımanm bütün civarm da oturanlar sosyal dereceleri viik sek ve büyük mevki sahibi kimse- lerdi. Parisin bu sınıf adamları ağır başlıdır ve âdaba çok dikket ederler. Bu şark ziyafeti yüksek mah- fellerde şiddetli dedikodulara se- bep olduğundan İtalyan elçisi Sin yör Nitti kadının nezdinde teşeb- büslerde bulunmak vazifesini Fen di üstüne aldı. Markizle görüş mek istediği haberini yolladı Bü- yük bir memnuniyetle kabul edi- leceğine dair cevap alınca ka'kıp konağa gitti. Elçi cenapları şarkm çok kıy- metli hazineleriyle donanmış bir! daireye götürüldü. Birkaç daki-| ka sonra kapıda ayak sesleri 'şitti, Kafasını kaldırıp bakınca gördü- ğü sevimlik ve güzellik karşısında şaşakaldı. Orada devekuşu tüyünden ko- caman bir #elpazenin arkasında Markiz duruyordu. Yelpazerin üstüden güzel bir kafa ile ağzı su- landıracak kadar cici iki çıplak o- muz, aşağıda iki yalın ayakla cok şirin bacak görünüyordu. Bu man- zaradan sonra sefir Nitti cenapla- rı buraya ne maksatla gelmiş ols duğunu unuttu ve sosyal plâniarı- nı değiştirmesi için kadına hiç bir şey söylemedi. Markizin bir de kocası vardır. Fakat Milan'da büyük bir sükün içinde yaşamakta olan bu zengin koca karısının yaşayış tarzıyla vek de başı hoş olmadığı için onunla epey zamandır dargındır. Boşan- mak ta istemediğinden ayrı yasa- maktadırlar, Markizin kendisi de babasından kalan miras yüzünden çok zençin- di. Parasını kumarda değil, fakat israfta tüketti. Avukatının dedi- ğine bakılırsa verdiği maskeli ba- lolardan birisi yalnız başma 1 mil- yon franga mal olmuştu. Yamina adlı simsiyah bir $0- förü vardı ki bu adam Markizin daima yarı çıplak gezmekten hoş- landığını söylemektedir. Kadm © tomobile daima bir kombine-on, ayakkabı ve çorapla binermiş Kı- şın ise dünyanın en pahalı kürk- leriyle dolaşırmış. Muhammet Bin Abdullah adr ve Tunuslu oda uşağına ise Pari- sin birçok kadınları âşık olmuştu! * Paris, Venedik ve Romanın bir vakitler en parlak kadını olan Mar kiz Kasati şimdi cenup sular, ta- kım adalarında Moorea'ya git- mektedir. Bu adada 200 yerliden başka altmış beyaz adamla ancak iki beyaz kadın vardır. Kadınlar burada yalnız bir peştamalla M0- laşırlar. Ada dünyanın en güzel bir cennetidir ve zengin adamlar için en tatlı balâyı geçirilecek bir yerdir. sw Öd kü en elele - i | | : | | Ğ | / 1 A ga PL KO