115 — Yolcuları gören Merihliler hep birden secdeye kapandılar, 148 — Merihteki insanlar, karınca (o yuvalarına bensiyen evlerde oturuyorlardı. lerdi, 162 PARDAYANIN ÖLUMÜ — Marki, sözünüzde (durdunuz. Pafis halkı sırf sizin sayenizde her manastır patlamak üzere bulunan bir bombu haline geldi. Yalnız (bir kıvıl- cım eksik... Teşekkür ederim. Vadimi yerine getirmek sırası şimdi de bana geldi. Bir saniye sonra, sevdiğiniz kız burada bulunacaktır, Papaz: — Alis! diye mırıldanarak ürperdi. — 0 artık sizindir. Alıp götürünüz Karki onu size veriyorum. Rakibinize gelince onu da öldürünüz! işte silâh.. diyerek papaza dört kat edilmiş bir küğrt uzattı, Pani Garola kâğıdı kaparak: — Alisin mektubu! Ah anlıyorum. Siz pek müthişsiniz. Evet, böyle bir intikam aklıma gelmemişti. Evet, Kont onu seviyor, ona tapıyor. Bu mektup İse onu kalbine rastlıyan bir mermi- den daha çabuk öldürür, sözlerini söy ledi, — Demek ki anlaştık! Mektubu Mariyyaka göstereceksiniz değil mi? * Evet. — Ona okutacaksıniz da... — Şüphesiz, — O vakit Alisi alıp O götürürsü- r8z. Onu teselli etmek de size aittir. Ben kendisini sorguya çektim. Size i- timadı var. Emin olunuz ki sizden nefret etmiyor. Bir araba sizi (o bekli- yor. Herhalde görmüşsünüzdür. — Fakat Kont? O da büraya gele cek mi? — Evet, şimdi gelecek. — Alisle beraber demek, Bu niçin madam? — Maksat konlun buraya gelmesi- dir. Eğer bu mektubu okuduğu hulde gene Alisi müdafaa etmeğe kalkışır. Sa? Ya onu bütün rezaletlerile, bütün. # l lekelerile birlikte kabul ederse? Onun ihanetlerini bildiğiniz halde nasıl sev- mekte devam ettiseniz kont da ayni ş6- kilde onu sevmekten vazgeçmezse? — Madam, madamt!... — Her şeyi önceden düşünmeli... Ya Mariyyak sizinle Alis için çarpış- mağa kalkışırsa? Papaz şiddetli bir hareketle elbi- sesini açtı. Bu elbisenin altımda gayet süslü bir jantiyom elbisesi vardı. Eski ha- ile, ipek etekli, dantelâ yakalı, boy- nunda bir altın zincir, kemerinde gü- zel bir hançer asılıydı. Yüzü gayet korkunç bir hal almış olduğu halde hançerini çekerek: — O vakit meseleyi bu hançer hal- ledecektir, dedi. e NİŞANLILAR Pani Garola tekrar elbisesini ka- padı, Kukuleteyi başına geçirerek diz çöktü. Katerin onu tuhaf bir gülümse- me ile bir ân kadar seyretti, Sonra papazın girdiği kapıya doğru yürüdü. Bu esnada hemen hemen geceya- rısı olmuştu. Bir araba sesi duyarak kapıyı aç- tı. Araba durdu. Üç kadın indi. Bun- lardan biri, beyaz bir elbise giyinen ve rengi uçmuş olan Alisti. Genç kız evvelâ biraz tereddüt ettiyse de sonra içeriye girdi. Öbür iki kadınsa araba- ya binerek uzaklaştılar. Alis kiliseye girince bir o saniye kadar heyecan içinde ve uzakta mih- rapta yanan dört mumun sönük 1ş7- giyle yarı aydınlanan karanlıkta bir şey bekliyormuş gibi durdu. O sırada bir el elini yakaladı. Ye bir s2s kulağına: 116—Ve işaretleri lar içinde yemek getirdiler. üzerine onlara taştan tabak- 117 — İvanoviç mırıldandı: — Bir örümcek yiyeceğimi asla düşünmemiş- tim. 20" "AKşam üzeri hep birden kırmızı yüdiza tapıyorlar, PARDAYANIN OLUMU 16 — Hele gelebildin kızım! diye fı- sıldadı. Alis dö Lüks kraliçeyi tanıyınca kapıldığı heyecan geçti, — Onu arıyorsunuz değil mi? Sab rTediniz, şimdi gelecek.. — Madam, ne kadar yüküek kapli- siniz! Size nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum, — Sizi götürecek arabayı gördü. nüz mü? — Dikkat etmedim madam.. Fakat papazı göremiyorum, Kilisede hiç kim se yok mu? — Sana sabret o diyorum, Oh, ne var? Neye böyle titriyorsun? — Mâadam... Şurada, kilisenin s0- hundaki fısıltılar nedir? — Ruzgâr kapıları gicırdatıyor. — Madam, işte geceyarısı çaldı, — Evet, işte nişanlın da geldi. Hakikaten saat geceyarısmı çalar ken dışardan bir parola verildi, Alis kalbi çarparak kapıyı açmak için kolunu uzattı. Kraliçe sert — bir tavırla bu kolu itti: — Kapıyı ben açacağım! Alis hayret içinde kaldı. Bazan kraliçenin yanında bulunduğu zaman kapıldığı bir korku (Oduygusu (bütün varlığını kapladı, Çünkü Katerinin| kilisenin bu kapısında < beklemesi ve sürgülere başkasına el dokundurmı- yarak Kapıları kendisinin açması; tu- haf bir şeydi. Katerin, bu talisiz kıza, ördüğü ağın ortasmda fırsat bekliyen bir ö- rümcek gibi göründü. Aklından; — Herhalde bu Mariyyak - değil- dir. düşüncesi geçti, yaktı, Fakat aldanmıştı, Gelen Mariy-i Kraliçe kapıyı açınca kontun yal. nız gelip gelmediğini anlamak için süratle etrafa göz gezdirdi. Evet, Mariyyuk tek başına gel mişli... Katerin: — Nasıl, yanınızda bir iki arkuda- Şınızı du gelirmediniz mi? diye sordu. Mariyyak kraliçeyi tanıymca bir. az hayret etti. Derin bir heyecanla eğildi. Ah, bu kraliçe kendisini kapıda beklemiş ve kapıyı eliyle açmıştı. Röy- le bir şefkati bir anadan başka kim güsterehilirdi, — Haşmetpenah yalnız gelmem #- çin vermiş oldukları emri . unuttular galiba.. Bununla beraber, şunu da ilâ» ve ederim ki yanımda (benim için en kıymetli bir dest olan birisini getirme- ğe karar vermiştim. Fakat o şövelye ancak yarın sabah serbest o bırakıla- caktır. Kraliçe birdenbire: — Eyet; evet! diyerek — kontun sözünü kesip kapıyı Okapadı. Ve se vinçden doğan bir iç çekiş (göğsünü kabarttr. Ayni zamanda Alisi de meydana çıkardı. İki nişanlı karanlıkta o biribirini görerek hemen tanıdılar. Hemen biri- birlerinin ellerini tutarak (dünvayı unüttular, Hafif bir ısık dağılan dört mw mun yandığı mhraba doğru yürüdüler. Kraliçe ise uğursuz bakışını üzer. lerinden ayırmıyarak onlarm arkasm. dan yürüyordu, Nişanlılar mihrabın önünde dur- dular. Dalmış oldukları © aşk ve saa- det rüyasile kendilerinden geçmişler» di, “