Er hakkında bilgile- azlığı ana ve babaları bir harektelere sürükle- Hil ve okur yazarların bir bilgisizliği yüzünden ço- Türkiyede yüzde elli W, ve çocukların iç :İ ft bürakılmıştır. m doğan çocukların yaşa Sivej İşidir, Türkiyede 4 - 5 ço- da bunları sapasağlam e Birçok a- dünyaya gelen çocukları idi e m e rn Srbiye bahisleri Mektep terbiyesinden önce Ev terbiyesi ise tamamen tesadüfür| Türkiyede nüfus işi birinci de | Kaleli fazlasını birkaç 86-| er ko gömmek- | Bunun şahsi olduğu ka | . kalan çocukların l | aa ik yüzünden yanlış terbi-| türmeleri ve çocukların fena ii a üzüntülü noktalardan biri: in noktada ilk okul okutucu. 3 ve daha sonra orta okul o çektikleri sıkıntıla- dudu sonsuzdur. çi aşısında 50 - 60 çocuğun çe- a fena itiyatlarına şahit o- ki , bir taraftan çocuk- iy alümat vermeğe, öbür ta- N da fena alışkanlıkları 8ö - Yi, mak ve yerine yenilerini “et ğa çalışırken adetâ ümit e düşmaletadirler. va lara gönderilen çocukla - di "e derece yanlış ev terbiyesi bu & olduğunu görmek isterseniz i Üefi, , alıcı gözüyle, bir iki l #iyaret pek sel dikkat edildiği sevinçle gö- ektedir. Yalnız küçük bir kı- e ki temizlik işine kayıtsız Sakız Çocuklarını otomobil ile be yollıyanlar arasında ço- prim hakiki bir temizlik it “ veremeyen ailelere rasladığt- Aş burada kaydetmek faydadan değildir sanırım. itiyadı, pek az çocuk” i baş ülmektedir. Çocukların ço Mavruk ve derbederdirler. aları, dolapları ve her $€y- | Salma Aylar geç- | önü, de, mektep bu intizamsız cak bir türlü ğ önüne geçemez. An- ge sistemli bir terbiye - dı, Snra bu alışkanlığı kazan - Rak mümkün olabilir. Hel yayı iyi kullanmak vs ta ve itiyadma pek az çocukta Çocukların yüzde sek: AÇ defterlerini, kalemlerini ve dye, vu çok hor kullanmakla. fterin bir sayfasına iki il 7 | HE e fayı Şizen çocuk hemen say * | taşiy akıyor ve diğer sayfaya İ m kâğıt ve kitaplar ! m bir israf ile mah- V ve bu mektep müşterek çalışa- bu savruklu ğun önüne geç- “dari a ye mezara Mur, kağ m müz'iç bir arkadaşı b A İ balli, , Gösteriş itiyadı, orta aile çocukların İa mektebe gönderilmeleri! | eme kli temizlik. İ da hastalık halindedir. Bir sene içinde birkaç çanta değiştirmek, her gün göze batacak süslü elbi selerle çöcukları mektebe gönder- mek, para çokluğu ile ve bu gili süslü şeylerle çocukları öğündür mek gibi belâlı itiyatlar, maale sef, çok görülmektedir. » 4 Yeni Türk neslinin iç ve dış hayatını temelinden sarsan bu gi bi bozukluklar neden ileri gelir? Bunu iki cümlede toplamak müm- kündür: A) Birincisi seciyenin temelini| teşkil eden bu gibi itiyatların biz büyüklerde olmaması. B) İkincisi çocuk terbiyesi hak- “Xİ kında aydın bir fikrimiz bulun | 9 mamasıdır. Çocuk bakımı ve çocuk terbi yesi kendine mahsus bir san'attır. Bu sanatın inceliklerini ve husu- siyetlerini kavramak, bu ilgi ile okumak ve malümat toplamak lâ- pl zımdır. Eğer malâmatımız, müna- sip teşkilâtla ameli (Obir şekilde birleşirse o zaman bilgilerimiz da- ha büyük bir güven altma alınmış olur. Burada yeri olmamakla bera- ber, sadece bir fikir olarak şu ka darını yazmaktan kendimi alamı- yacağım. Üniversiteye girsin ve yahut girmesin, bence her kızın lise me: zunu olması ve yahut . üniversite şahadetnamesi alabilmesi için wemleketin muhtelif semtlerinde açılmış veya açılacak olan bir “ço. cuk bakımı,, müessesesinde bir- kaç ay ameli olarak çalışması v: oradan bir sertifika alması şart “<oşulmalıdır. Birkaç ay içinde bir şeyler öğ senilmesi mümkün olmadığı ileri sürülse bile, her halde böyle bir teşkilâtrn varlığı, bugünkü vazi yetten çok daha iyidir sanırım. Sonra ev terbiyesi hakkında iyi neşriyat yapılması, memleke- tin muhtelif bucaklarında her se- viyeye göre konferanslar tertip e- dilmesi gene fayda vericidir. Asabiyetini ve dar canlılığını bahane ederek çocukları ile hiç uğraşmak istemiyen ve onlarm terbiyesini dadıların, mürebbiye- lerin, ve hizmetçilerin eline tes- lim eden ana ve babalarla işimiz yoktur. Bunlara, allah akıllar versin, demekten başka bir şey de- nemez. Fakat iyi niyet sahibi o lup da sırf hilgisizlikleri yüzünden hata yapan analara bu gibi neş -| riyat vasıtalarının ve ameli teş kilâltların çok büyük faydaları dokunduğu tecrübelerle sabittir. Bundan başka memleketin bir- çok şehirlerinde bu gibi çocuk ba- kımi kurslârının açılması ve bir. çok evli kadınların serbestçe bu kurslara iştirak ettirilmeleri ayrr- ca önemli noktalardan biridir. Bunlar yapılmazsa ve herkes ço - cuğuna gelişi güzel terbiye verir - se, o zaman, bugünkü bucalama - nın sonu gelmez ve bugünkünden daha iyi ve daha mükemmel bi: nesil vetistiri!m.* isi de halledi! miş olmaz. (Çığır) , Halil Fikret kâ a HABER — ER — Akşam E postası Büyük hatlarda işliyen transatlantiklerde Evlendirme dolandırıcılıkları Kırklık zengin dul nasıl kafese düşürülmek isteniyordu ? Eski başkamarot, yarış atları seyisi| ve her boyadan boyamış Peter Kristi 'yi| size tanıtalım. Bu adamı bir kaç ay ev! vel Birleşmiş Amerika o bükümeti kapı) dışarı etmiştir. Bu adam büyük gemiler» de hâlâ yapılmakta olani evlenme dolan-! dırıcılığımı anlatmaktadır £ l Denize niçin çıkmış olduğumu mu soruyorsunuz? Nevyorkta iki rakib kaçakçı başı arasında olan bir davada beni de şahit yazmış- lardı. Mahkemeye gitmemek için denize açılmaktan başka çare bu” lâmadım. Politikada nüfuzlu olan bir a - damın himayesine sığındım o da beni Panama kanalı yolile Nev - yorktan San Fransiskoya işliyen büyük gemilerden birine baş ka * marot tayin ettirdi! Vapurdaki kamarotların hepsi böyle tepeden inme bir şefe çıl - dıracak kadar kızdılar amma, yü- züme karşı hiç ses çıkarmadılar. Bu da belki benim geçimli bir &* dam olduğumdan, yahut susmak menfaatlerine daha uygun oldu - ğundan ileri geliyordu. Bu gemide hâlâ yedi denizin başlıca yolları üstünde habaset - lerini icra eden bir “Evlendirme çetesi, ile karşılaştım. Vapurda orta Yaşlı bir adamla karısı vardı; bunlar hali vakti ye rinde ve zevk için gezmeğe çık - mış bir çifte benziyordu. Yanla - rında asıl dalavereci iki kişi gölge gibi geziyordu. Bunlar voliyi vur masalar bile vapurun kumar sa - lonlarında iskambillerle masraf - larını çıkaracak kıratta adamlar dı. Nihayet asıl ökse olacak deli- kanlı da eksik değildi. Bu adam çok yakışıklı, fakat cebi daima de- likti, Ecnebi asalet ünvanlarından bir kaçını taşıyordu. Benim gemide San Fransisko" ya eğlence için gitmekte olan ma- dam Martin adlı dul bir yolcu var. dı. Yaşı kırk sularında idi. Lüzu- mundan fazla sarışın ve çok şiş - mandı. Kendisinde merhum ko - casmın üç milyon dolar kadar bir miras bırakmış olmasından başka bir fevkalâdelik yoktu. Size tanıttırdığım çete swf bu bayanla birlikte bulunabilmek i - çin birinci kamara bileti almıştı, Kendisini bir Macar Baronu ola- rak tanıtan delikanlı da birinci kamaarlardan birine yan gelmişti, Madam Martinle tanışmak zor bir iş değildi. Kadıncağız zaten içini dökmek için adam arıyordu. Ve !ki dalavereci de Nevyorktan daha yirmi dört saat bile uzaklaş madan onun itimad: kazanmış. lardı. Öteki karı koca da çok geç- meden onun can ciğer arkadaşla” rı oluvermişlerdi. Yalnız Macar Baronu vapur Havanaya varmadan evvel dul! kadma takdim elilmedi. Delikan-! hı ince uzun boylu, siyah kaytan! bıyıklı, uzun ve kavrık kirpikli idi ve İngilizce konuşurken kullan dığı yabancı şivesi o kadar hoştu ki... Takdim edildiği zaman Ma * dam Martinin elini öptü, kadın da Ötesi artık kolaydı. Çetenin başı olan adam bu delikanlınm babasını Budapeştede tanıdığını ve merhumun çok zengin bir a - dam olduğunu söyledi. Harp bü * tün bu serveti mahvetmiş olmak. la beraber ailenin hâlâ Macaris - Peter Kristi derin bir iç çekişle sanki bu öpü- cüğün altında eridi! tan ve Almanyada muazzam âra" zisi varmış! Karol adile tanıtılan delikan - hı ailenin yegâne varisi imiş; fa - kat Avrupa memleketlerinde kam biyo üstüne konan tahdidat dola- yısile pek az para getirtebiliyor - izahatı şöyle bitirdi: '— Fakat ne zararı var, bütün bu paralar Avrupada birikmek * tedir!,, İşi benim de anlamış olduğumu sezen çete reisi fırsatını bularak kamarama girdi ve yukarıda an- lattıklarımın hepsini bana da tek» rar etti; ben de kendisine: — Aldırma be kardeş! Dedim yalnız işi nasıl bitireceksiniz? De likanlı kadınla gerçekten evlene * cek mi, yoksa ağusız sizi bir çek mi sızdıracak? Birdenbire afalladı; fakat kar- şılık olarak da: — Bakalım ayinei deveran ne gösterecek! Diyerek çıkıp gitti. Ben delikanlının evlenmek i * şinde ısrar edeceğini sanıyordum. Öyle ya üç milyon doları olan bir dul, hem aşktan yalnız - etekleri değil, bütün vücudü tutuşmuş bir kadın bırakılır mıydı hiç! Nitekim düşündüğüm gibide oldu. Delikanlı evlenmemek için ayak diredi. İki dalavereci onu kandırabilmek ve uslandırmak i- çin kamarasında adamakıllı döğ- düler. Kanalda Balboa şehrine var muştk. Buradan Kaliforniyada San Diyegoya altı günlük yol var- dı. Balboadan çıktığımızm ilk gü- nünle Barona, kendisini hiç umul madık üzüntüye sürükliyen, bir telgraf verildi. Dlikanlı bunu Madamm yanı başmda okudu. Yüzünde korkulu bir heyecan izi göründü. Macarca bir küfür savurdu. Sonra anlaşıl. maz bir mırıltı ile özür diliyerek ka'marasına koştu. Bir gece evve » lisi Madem kendisine evlenmek teklif etmisti, İşte doalndırıcılığın büyük darbesi de bu komedi idi. Baron o gün ve ertesi günü ka- marasmdan hiç çıkmadığı için Madam Martin heyecandan ken * dini tutamaz olmuştu. Onu avut « mağa uğrâştılar, Çete reisi Baro- nun memleketten kötü haberler İ aldığını, kambiyo kanunları sıkış tırılmış olduğundan kendisine ira» | dından artık hiç bir para gönderi- lemiyeceğinin bildirildiğini söy * ledi. Tabiidir ki bütün bu izahat- la birlikte Baronun cok namuslu ve şerefli bir asilza”< olduğunu, kendisinin böyle meteliiksiz kal - mışken zengin bir kadmla evler meyi onuruna yediremiyeceği an- latıldı. Halbuki Madam Martin sevgi- lisine her türlü fedakârlığı yapa” cak derecede yanıp tutuşma çağıs na gelmiş bulunuyordu. Barona ö- dünç para vermeği teklif etti, Delikanlı tekrar güverteye çık* tığı zaman kolu kanadı kırılmış, bütün ümitleri çökmüş bir zaval. İs rolü oynuyordu, Ödünç verile « cek paranın miktarı da kararlar tarıldı. Bu para elli bin İnriliz li « rası (bizim paramızla 312,500) lis ra idi. Artık iş olup bitmiş sayıla" bilirdi, Ancak paranın tediye şek- i Hi meseleyi altüst etti. muş, Adam vermiş olduğu bütün| Çünkü Madam Martin parayı çete reisine verecek, o da Baro » nun banka hesabına yatıracaktı. Bunun için de elinde çekle San Diyego limanında inecek, düğün hazırlıklarını yapmak için kara * dan San Fransiskoya gidecekti, İşin çatallaşmasına sebep Ma dam Martinin inadı oldu. Kadm “Parayı San Fransiskoda nikâh - tan sonra vereceğim.,, diye tut * turdu. Bunun üzerine çete Barona nikâhı yapmasmı emretti. Delikanlı bunu yapacağına San Diyego limanmda karaya çık» tı ve bir daha vapura bi i ». # Bu firarı ben temin etmistim. O günlerde arasıra kaçakçılık da yapmakta olduğumdan bir hali para biriktirebilmiştim. Eğer bu heriflerden kurtulmak istiyorsa kendisine birkaç yüz dolar verebi- leceğimi gizlice söyledim, Bu tek» lif çok hoşuna gitti. Madam Mar. tinden kurtulabilmek için canmı bile vermeğe razı idi. Çünkü ni « kâhtan sonra çete 50.000 İngiliz lirasmı olduğu gibi cebine indire. cek ve ona bir metelik bile vermis yecekti, Hayır ben hayır ve hasanat sa. hibi bir adam değilim: ancak bir vakitler Madam Martinin kocasr nm koşu atlarma seyislik etmiş ol. duğumdan kadıncağızı bu dolap tan kurtarmak istiyordum. Elim « den başka bir şey gelmezdi ki!