18 EYLU — 1985 , Tefrika numarası:3 Yazan: HABBK — Akşam #ostası (vâ-Na) “ Muhterem zevcem!.. Huzurunuza bu gecelik elbisesiyle, saçlarımı kıvırtimadan, yüzümü pudralatmadan çıkmış olmak, beni çok mahcup ediyor!.. Utanıyorum, yerin dibine geçiyorum!.., Geçen tefrikaların hülâsası Ağrıbos adasının prensi Cü . berto 1” Albertino'nun karısı! Anita heniz bakirdir. Çün- kü, Hızır Reise (Barbaro- sa) bac beren kocasından nef - ret ediyor. O sabah, ufukta kor. san kadırgaları o görülmüştür. Saray telâş içinde.. Anita pren- sin uyuşukluğundan müteessir olarak acı sözler söylüyor ve ye ni kalkan Cilbertoya şecaat tav siye ediyor. Tuvalet odasının ortasına ka - dar yürüyen Anita ile, yatağının kenarında süklüm püklüm oturan prens, gözgöze geldiler. Cilberto: — Ah... Aman.. Utanıyorum... Yerlerin dibine geçiyorum... —di- ye inildedi, Acaba bir intibah mı hâsrl ol - muştu? Karısmın bu erkekçe söz. leri ona tesir mi etmişti? Bu müte- reddi garp asılzadesi, gelen düş- manlara karşı kılıcını mı çekecek- ti2... Genç prensesin yüreğinde, bir- denbire bu ümüt parladı... Fakat, Cilberto ne dese beğenirsiniz: — Muhterem zevcem... Hüzu - "«nuza bu gecelik elbisesiyle, sâğ- larımı kıvırtmadan, yüzümü pud - Talâtmadan çıkmış olmak, beni | Şok macun ediyor... Utanıyorum, yerlerin dibine geçiyorum... Ve, tül cibinlillei. örtünmek istedi... Anita, müthiş bir inkisar içinde başını salladı. Dudaklarını tezyif-| le büktü. ” İ Fazla birşey > söylemeden geri döndü ve taraçaya çıktı. Eşiği aşarken: — Kont Benito d'Ambro!... — diye seslendi. — Biraz gelir misi. niz?.., Prensin başmabeyincisi mesa - besinde olan Kont'un, tuvalet me- rasimine nezaret etmesi her ne ka- dar an'ane iktizası idiyse de, Cil- berto, bugün, sevgili itiyatlarının| büyük bir sarsıntı geşireceğine w| kıl erdirmişti. Boynunu büktü. Kendisi kabinesinde tuvaletiyle| meşgul bulunurken, zevcesinin, taraçada, Kontla beraber, vfukla. ra bakmasına ve gelen kadırgala» rı teşhise uğraşmasına gözyum - mak mecburiyetinde kaldı. Prensin uyanması üzerine başlı- yacak olan vazifelerini görmek için, ellerinde takım, taklavat ve sdevatiyle, yedi asilzade, sıralan- mış bekliyorlardı. Bunlar, marki, dük, kont, baron ünvanlarını ha - İz, yüksek sosyete müntesipleriy - di! Bu cedbeced asaletleri de, ik- tidar mevkiindeki prens ailesine, <edbeced ayni baş oturakçılık, baş Bülsuyuculuk, baş masajcılık, başi İççamaşırcılığı vesaire vazifeleri- ni görerek kazanmışlar, muhafaza *diyorlardı. Garpta birçoklarmın bügün hâ- M iftiharla taşıdıkları ünvanlar, an, birçok yararlıklarla kaza « Pılmıştı. Fakat, bazan, bunlar, yoll kesici, soyguncu, hak yiyici dere -| beylerine verilen lâkaplar olduğu gibi, ekseriya, Albertino gibi s0 - yubozuk asilzadelere otucakçılık edenlere bile verilmiştir. Nice ba- ronlukların aslı karıştırılırsa altın- dan bu çıkar! Hoş, Osmanlı tarihinin son za - manlarında saray içoğlanlarına vezaret payeleri verilmesi nadir ahvalden değildir ya... Asiller, varsmlar, hanedanla riyle iftihar ededursunlar... Biz, bu tarafı geçip bikâyemize baka- İzmi. Prensesin çağırması üzerine, kont, tuvalet odasında pürmera sim ve vakurane bekleşen yedi a- silzadenin ortasından geçerek, ta- raçaya çıktı. İçerisinin Anita tarafından gö- rülmemesi için, kapıyı örttü. Fa - kat, gene de, söylediklerinin ka - Pı aralığından duyulmaması mak- sadiyle, sesini alçaltarak: — Maalesef halimiz böyle... Görüyorsunuz, prensesim... Ecda- dımızm kemikleri mezarlarında titriyor... Damarlarında mavi kan dolaşan bizlere | yazıklar ol - sun (1)... İrkemızın büyüklüğün - den utanalım... Bir Hızır Reis biz- leri kendine kul köle etti! Haraca| bağladı... Silkinmeli, bu meskenet tozunu üzerimizden atmalıyız... Anita, kontu, tepeden tırnağa kadar süğdu; — İmkânı yok... — dedi. Benito, için için sevindi: İşte| tam taşı gediğine koymuştu. Pren- si yerin dibine batırmak ve kendi- si göze girmek fırsatını bulmuş - tu. Gözucu ile tuvalet odasinm kapısını işaret edip Prensi kaste - derek: — Evet, malesef imkânı yok... Ebediyen uşak kalacak... Hızır'ın uşağı... Fakat, genç kadınım alev gibi dudaklarından fışkıran şu biber gibi cümle, tokat gibi şakladı: — | —Ve, siz... uşağın uşağı, kont... Hepiniz aynı çeşit insanlarsınız... Benito sendeledi... Birşeyler ke- keledi... Lâkin, ne diyebilirdi?.. İşte, Anita, ona, gene fırsat ver - memişti... Halbuki, ah, asıl mak - sadını anlatmak için ne girizgâb- ları vardı: * — Kocanız olacak bu adam anlatıyor ki, güya her gece siz o- nun ödasına...., diye başlıyacak -| tr... Fakat, Anita; — Haydi, içeriye, benim daire» me girin... Zübeyde'ye söyleyin li Dürbünü getirsin... Nerelere kay -! boldu?... Bu kız da olur şey de - gil... “Bir iş havale et, yarım saat bekletsin... Bana arapça öğretme- se, bir dakika bile yanımda tut - mam ya... Aklı fikri süslenmekte | endam aynalarının karşısına geçe-| rek kendini seyretmekte... Gören de erkeklerle bir alâkası var sa - | nır... Halbuki ne münasebet?... O da yok.. Mutlaka, Tunusta birini sevmiş... İçini çekerek hep onu dü- şünüyor ve şeytan gibi kendini beğeniyor...,, Prenses, yukarıki sözlerin yal - nız baş kısmını yüksek sesle söyle- miş, “tırnak” içindekileri ise zih- ninden geçirmişti. Hoş, onları da cehren söylese taraçada işitecek kimse yoktu Ya... Zira, kont, pren- sese yaranmak için, derhal emrini yerine getirmeğe koşmuştu... Taraçadan, Anita'nm dairesine girdi. İç içe salonları, odaları geç- ti. Birkaç kere: — Zübeyde!... Zübeyde!... Ne- redesin?.. — diye haykmde... Cevap gelmiyordu. Fakat, böyle cevap gelmemesin. den, prensesin dairesinde kimse yoktu sanmayın.., Bilâkis, büyük salondan sofaya çıkan kapmm iki yanındaki iki muazzam Endükiş şamdanmın 5- nünde, çamyarmaşsı gibi iki hadı- mağası put misali durmuşlar, nö- bet bekliyorlardı. Lâkin, saray ter- biyesi mucibince, kendilerine 80- rulmıyan suale cevap vermek lâ - zmmgelmezdi. Buna cesaret ctsey- diler, büyük bir küstahlık etmiş o- lurlardı. o Binaenaleyh, kontun “Zübeyde!Zübeyde! Neredesin?,, diye çırpmışına karşı — ağızla - rmda su doluymuş da dökülmesin den korkuyorlarmış gibi — sessiz ve hareketsiz duruyorlardı. Prensesin emrini yerine getire. mediğinden sinirlenen Benito, iki- sine birden: — Söylesenize... Bu Kız nere - de?... — dedi, Sual içlerinden yalnız biri ne olsaydı, biri söylerdi. Fakat, ikisine birden olduğu için, iki ha- drmağası, uzun bir talimin verdi- ği bir saray terbiyesiyle biribirle- rine seri bir işaret vererek şu he- celeri beraber telâffuz ettiler: — Kuleye çıktı, kont hazretle - ri. (Devamı var) Cİ) Asilzade zannına göre, onların kanı sözde herkesinkinden farklı ve - mavi imiş, HABER AKSAM POSTASI IDARE EVi Ankara Caddesi Posta kutusu : Istanbul 214 Telgraf adresi: Istanbul HABER Yazı işleri tel0'onu : 23878 Istanbul Idare ve ân 24370 ABONE ŞARTLARI Türkiye Eemebi 1400 Kr. 2708 Kr, 130 w Senelik S ayi 3 aylık 400 » 1 aylık o 150 » İLÂN TARİFESİ Tıcaret ilanlarının satırı 12,50 Resmi ilânların 10 kuruştur. Sahibi ve Neşriyat Müdürü; Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKİT) matbaasi kıymetieri, yokluk diyor. Ulusal sporumuz güreşin ilerlemesi | ve güreşçilerimize bir yer temin edil - mesi etrafında, büyüklerimizin ne dü- gündüklerini öğrenmek için başladı - ğımız anketin ilk © Konuşmasını Tüze Bakanı Şükrü Saraçla, yapmış. | tık, İ Dün bu mevzu etrafında, C. H, P. sinin çok kıymetli İstanbul o başkanı,; eski Bayındırlık Bakanı ve bütün spor cuların kendisine derin bir saygı ile bağlı olduğu Hilmiile görüştük Anketin ikinci yazısını, çok eski bir sporcu ve sporcuların hamisi olan &a- yım Hilminin sözlerine (tahsis et - tik, Aşağıdaki sözlerden anlaşılacağı gi- bi, C. H. P. İstanbul Başkanı kıymet- li güreşçilerimizi - büyük < tmitlere garkedecek sözleriyle, bütün sporcu- luğa çok sevinçli müjdeler vermiş 41- du. Bütün Türk gençliğinin mânen, madeten bağlı olduğu bir teşekkülün başında bulunan bu büyük sporcu şef, insanı mahcup eden kibar (nezaketi ile beni kabul ettiği zaman, bin bir meşralesi arasında, aşağıaki cevsp - ları, bana dikte ettirdi. Bay Hilminin sözlerini kendim hiç bir şey ilâve etmeden ve kendisinin çok güzel ifadesine hiç dokunmadan aynen yazıyorum, ... Bay Hilmi anlatıyordu: — Sureti mutlakada (spor alâkası bende pek eskidir ve sporun şu veya bu faydasını derpiş etmeksizin başla. mıştır. Bu itibarla, spora, sporculara karşı olan fazla zâfrm ve sempatim spor mevzuu üzerinde (beni bitaraf bir adam olmak (telâkkisinden dahi belki uzaklaştırabilir, Sporlarımız arasında güreş, şüp - hesiz. bizim en eski, ve şumüllü iti - barile en cazip sporumuzdur. Türk yiğitlerinin er (meydanında tutuşması heyecanla, zevkle seyret- miyecek içimizde pek az kimse vardır sanırım.. Yalnız ve itiraf etmek zarureti var- dır ki, muhitin sporculardan bekledi - £i çok şeye mukabil, onları tatmin €- Serseriler Yatağı Ciltleniyor Romanımızı biriktirmiş olan oku - yucularımızdan bunları ciltletmek is. tyenlere: Eylülün 15 inei günü akşamına ka- dar Ankara caddesinde VAKTT kütüp hanesine bir numara mukabilinde bı- rakmalıdırlar . Bu tarihten sonra mü racaatları kabul edilmez. Ciltletme ücreti on kuruştur. “Serseriler Yatağı,, romanı cilt leri 1 numaradan 237 numaray« kadar hazırdır. Müracaat ederek alınması... “Ragastanın Oğlü., 401 den numaraya kadar hazırdır. | 469 Güreşçilerimize ve bütün spor 5 sevenlere müjde! Kapalı güreş sahası Işi halledilmek yolundadır C.H. P Istanbul başkanı Bay Hılmı böyle söylüyor Ve “Bizim güreşçilerimizin en büyük içinde hakiki bir varlık gösterebilmekte olmalarıdır ,, dici bir alikayı henüz kendilerine gös- terebilmiş olmaktan maalesef uzakız. Bilümum spor İevazımı, spor saha - ları ve kulüplerin maddi varlıkları bu noksanlar arasındadır, Yakat nihayet bu eksikler artık son günlerini yaşıyor. Evvelâ, spor ihtiyaçlarımızın başın- da gelen kapalı güreş sahası işi halle- dilmek yolundadır. Tabii mali cihet - ten buna halledilmiş nazariyle dahi bakılabilir, Bizim ( güreşçilerimizin ve bizim sporcularımızın en büyük kıymetleri yokluk içinde hakiki bir varlık gös » terebilmekte olmalarıdır. Bu da, kendilerinin her vakit isti « nat edebilecek bir kuvvet olduklarını gösterir ki.... Bununla ne kadar xevinsek azdır., ».. Hilminin sözleri hurada, bitti Partinin İstanbul şefi, kısa (söyledi fakat çok öz ve yalnız güreş işine de- 41), bütün spor varlığımıza temas ede- rek söyledi. Bilhassa en büyük spor (derdimiz olan bir güreş salonunun yapılacağı. nı, böyle salâhiyetli bir ağızdan bu sözler arasında müjdelenmiş olması, ankete ayrica bir kiymet o verecektir sanıyorum. Bu büyük müjdeyi İlk olarak Türk sporculuğuna bildirmiş olmakla Ken- di payımıza da nihayetsiz bir sevinç duyuyoruz, İzzet Muhiddin APAK Kiralık daire Kabataşta, Sedüstünde Çürük- sulu Mahmud Paşa apartımanında gayet güzel manzaralı büyük beş oda ve bir sofalı, mükellef ha- mamlı bir daire kiralıktır. Tramvay istasyonunun hemen yanmdadır. Taksime de yakmadır. Diş hekimi Ratip Türkoğlu Ankara caddesi Meserret oteli Karşısı numrara (88) Beşinci icra memurluğundan? Mahcuz olup paraya (o çevrilmesine karar verilen ev eşyası : 16 —9 —985 tarihine müsadif pazartesi günü saat 9 dan 11 kadar ikinci (o arttırma ile satılacağından talip olanların Boğaz- kesen 148 numaralı Neo Politaki apar- tumanı 8 inci dairede hazır bulunacak memura müracaatları ilân olunur. Yeni çıktı Dün ve Yarın tercüme külliyatı: Numara 39 HAYDAR RIFAT HERAKLIT N Eski Yunan filozoflarından Fiyatı 25 kuruş — Dağıtma yeri VAKIT matbaası istanbul