« Yirmi beş, otuz sene kalıyor. Bu 30 AĞUBTOS — 1935 İnsanların dünyadar nasıl (5 anlaşıld. silinecekteri İstanbullu Bay Mardiros muammasını “Torunlarımız onar santimetre haline gelecekle., sonra kurt kılığına girip mahvolacaklar Gazeteye gelen okuyucu mek — —— tupları arasında bir tanesi bilhas : sa dikkatimi çekti. Bu mektup 24 Ağustos tarihlidir ve Çarşıbaşın-| da Mardiros imzasını taşıyor. Bu zat bakın ne mühim bir me- sele ortaya attyor ve meğer içimiz- de ne müthiş âlimler varmış. “Her hangi bir gazeteyi alıp baksam, gözüme şöyle yazılar ili- şiyor: i 6 İtalya ile Habeşistan harbi! SÜ Bilmem nerede ameleler grev| (İkem Yapmışlar! 50 kişi ölmüş, 200 yaralı var! Almanyada Hitler bir nutuk söylemiş, manevralar yapmış! Bir adam dostunu vurmuş! Niçin böyle mansız şeylerle uğ- Taşırız. Şunun şurasında altmışı yetmiş senelik hayatımız var. On baş senesi çocukluk, elli yaştan sonrası da ihtiyarlıktır. Geriye ler, büyüdüler, büyüdüler.. Şimdi- ki insan kadar oldular. Fakat bu kadar kalmayıp daha fazla bü- yüdüler 3 - 4 metre kadar olduk- tan sonra yeniden küçülmeğe baş- ladılar. Şimdi insanlar mütemadiyen küçülüyorlar. Eminim ki bir za- man gelecek ve insanlar beş, on santimetre boyunda olacaklardır! Sunu da hemen söyliyeyim ki insanlarm -zekâsr da * insanlarla birlikte inkişaf etmiştir. İlk insari- larda katiyen zekâ yoktu. Akıl yavaş yavaş tekâmül etti. İnsanlar bugünkü hale geldiler. Amma siz diyeceksiniz ki; — Mademki insanların boyları küçülüyor, akıllarda azalmıyor! ? müddeti eğlence, istifadeli şeyler düşünmekle geçireceğimize neder böyle şeylerle meşgul oluruz. rk liği SELİ ” lee Ben yirmi iki yaşında bir gen- cim. Gece gündüz: — Acaba şu dünya nasıl kurul- muştur? Dünyanm ve insanların| sonu ne olacaktır? diye düşünü -| Tüm. Bu fikir geceleri uykumu ka-| şırırdı, Nihayet böyle düşüne dü şüne bu işin esrarını keşfettim İ Ve size yazacağım fikri elde et- tim. Buna o derece kanaatim ver. dir ki değil Istanbul, hattâ Veğil; Türkiye, bütün dünyada bu fikre İtiraz edeceklere cevap vermeğe, ve münakaşa etmeğe hazırım ve) bu fikrimin bütün dünyayı alâka dar edeceğine eminim. İşte nazariyem: Dünya güneşten koptuktan son- Ta ateş halindeydi, Bin, iki bin se. MS sonra soğudu. Üstü toprak ol. du, Yağmur yağdı, yağmur ya: ginca, ot çıktı. Fakat o za'nan oyun, kuzu yoktu ki bu otları ye- sinler,. Bu sebeple otlar büyüdü, yüdükçe çoğaldı. Nihayet gürü- Buna cevap olarak da şunu ha zırladım: — Her nedense akıllar, boyla- ra uygun değil.. Meselâ insanla- rm boyları kemale erdiği halde a- kıllari henüz kemale ermemiştir. İnsanlar akıl tarafından da daha gok ilerliyecekler. Bu esnada ;lim de ilerliyecek. İnsanlar ömürleri. ni otuz kırk sene daha uzatacak- lardır. Aya, yıldızlara komşuya misa- firliğe gider gibi gidilebilecektir. Fakat bundan sonra insanların akılları da yavaş yavaş azalacak- düler, mel ——— lerimi ii bf de bunları yok Tü r k Ha va K urumu yı, Bir taraftan kurtların türlü tür. Büyük Piyangosu şekilleri, karıncalar, böcekler za I oldu, otlar da büyüye büyü- ağaç haline gelmişlerdi. Böcek #den sonra da bunları yemek i- tavuklar, kuşları yemek için e, Kediler, köpekler çiktı. Nihayet şekilde bütün hayvanlar, en X da insanlar meydana geldi. Ani iddia ettiğim sey insanların lardan hasıl olduğudur! ay leelelim dünyanın, ve insan- Sin sonuna: İlk dünyaya gelen insanların > Büyük Ikramiye : » Sonra yavaş yavaş büytidü- halletmiş! Bay Mardiros'un parlak fikirlerinden ilham birkaç bin sene sonra insanların alacağı şekli böyle canlandırdı. Sa- yın okuyucumuza göre insanlar o zaman on santimetre boyunda ola- caklar, yani boyları bir kur şun kalemini geçmiyecektir! Şimdiye kadar binlerce kişiyi zengin etmiştir. 79.cu tertip 5.ci keşide 71 Eylüldedir Aynca 15.000,12.000, “10.000 Hrahk vt gayet ufaktı, birkaç san.| lere (20.000 Hira) lık mükâfat vardır ,.. HABER — Akşam Postası Nakleden: (Hatice Süreyya) bu hâyat , boyunda cüce — Behey adam... Sen kim olu. yorsun ki benim damadım olmağa kalkıştın? dedi. Bilmiyor musur, ki, ailemin içine naehil ( birinin girmeğe kalkışması, ölmeğe ra/! olması demektir? Seni şimdi ge- bertirim. Herkese ibret olur. Hurrem: — Ey ulu şah! Benim bu işte hiç bir kabahatim yoktur! Ser, meydanın bir köşesinde durmuş olup bitenleri seyrediyordum. Kı-! zınız bana altın turuncu attı! de. di. Bunun üzerine, padişah Dılkü- küşayı getirerek onu da bir iyi a zarladr. Şah, birdenbire tekrar köpür dü: — Haydi şunları bağlayın. Cel lâtlara da haber verin. İkisinin de 4 ; Ka alan kübist bir ressam tır. Böylece bir taraftan boyları ufalırken bir taraftan da akılları azala azala insanlar yeniden kurt olacak, kurtlar da ölüp gübre ha-| 'âtla r line gelmek suretiyle ot olacaklar, | isini tümnmineenl iz dedi. nihayet otlar da kuruyup mahvola Ve ilâve etti: — Hurremi ipe çeksinler.. Dil- küşayı da boğsunlar, Cesedini de- nize atsınlar... Zira, bunlar be - nim aileme lekedirler, Lâkin, padişahın çok akıllı ve; tedhirli bir veziri vardı. Gizlice! haber göndererek idam hükmünü | geciktirdi. Bir müddet sonra şahm biğde| ti geçince, huzura gelerek etek öp-! tü, caktır. Arzın içindeki ateş de sön dükten sonra güneş gene arzı ken- disine çekecektir. Aradan gene seneler geçecek, bu sefer güneş yeniden kıvılcım- lar dağnacak, bunla dan yesldem dünyalar hasıl olacak.. Buralarda yeniden ilk anlattığım gibi, önce otlar, sonra kurtlar, ve daha sonra da insanlar meydana gelecektir. Amma derseniz ki: — Bu insanlar da bizim gibi i- Vezir, padişahım nabzma göre ki elli, iki ayaklı mı olacaklar? şerbet vermesini biliyordu. Hid - Hiç zannetmem. Olabilir ki bu| detinin gçetiğini görünce el etek seferki insanlar dört elli ve dört! öptü: ayakir olurlar. Bu hiç belli ol- — Ben şefaat ediyorum. Padi- maz. şahım, kanına girme! Bunları 2'n- İşte nazariyem budur. Şimdi| dana atalım. Bundan sonra artık dünya âlimlerine meydan dkuyo- hayat ve güneş yüzü görmesinler, rum. Kim kendisine güveniyorsa etraftaki padişahlar da işiterek bana cevap versin. Münakaşa et- sana (âdil bir padihaş!) desin « meğe hazırım.,, ler... Ey muhterem şah! Bilhassa * Hurrem denilen fakirin bu işte Mardirosun mektubu bu ka.) hiçbir kabahati yoktur. Ben bu işi dar... Buna karşı bir mütalea ileri! gayet esaslı tetkik ettim. Zavallı, sürmek, bu dehşetli ve “son dere-| şehrimize toplantı günü gelmiş. cede ilmi!,, tezi tenkit etmek cesa-| Sultanımızın güzelliğini görerek retini kendimizde göremiyoruz..| ona gönlünü kaptırmış. Evvelden Görenler varsa: Dilküşa Sultanla hiçbir münase « — Hodri meydan! beti olmadığı muhakkaktır. Böyle bir adamı asmak, kesmek cidden zulümdür, “Fikrimce, Hurremi zindana kapatalım. Dilküşayı da, dağda - ki bir mağaraya atalım, Kuru ek- mek yiyip su içerek orada kalsın. M.S hının kefareti olur, Sincir Şah, bu teklifi makul gördü. Hurremi hapsedip D'lkü - şayı mağaraya gönderdi, Mağa - ranın kapısını muhkem taşlarla kapattırdı.Ekmek sudan başka de liğinden birşey verilmemesi için ferman buyurdu, Lâkin, vezir, pek şefkatli, mu- habbetli bir adam olduğu ve Dil. küşayı elinde büyüttüğü için zu” lâm ve cefanın bu derecesine ta - hammül edemiyordu. Lalalık hak- kmı yerine getirdi. Gizlice bütün güzel yiyecekleri, içecekleri ha - zırlatıyor ve sağlam elbise ve di - 35.000 Liradır ikramiye ünya güz peşinde... Fahrünnsme adi, eski Farisi tarih romanından alınmıstır. Her halde, çektiği azaplar, güna- i elinin No.49 Aslan, meşelikten çıktı, aske- rin üzerine hücum etti. Askei kaçmıya başlayınca, hayvan, şehzadenin üstüne atladı ve onu parçaladı ğer levazım namına ne lâzımee hepsini gönderiyordu. Kimse bu sirra vakıf olamadı, Sincir, kızının bu derece meşak - kate dayanamıyacağmı bildiği i- çin onu öldü saniyor, artık lâkır - dısını bile etmiyordü. Vezir ise, padişahın neslinde bir tek şehzadeden başka k'r.se olmadığını düşünüyordu. Bu kız, ilerde, onlara bir şehzade doğur- mak için faydalı olacaktı. Bunu biliyordu O sıralarda, civarda bir aslan türedi. Yolları kesip kimseyi içeri dışarı sokmaz oldu. Kervanlara çok zarar verdi. Bu hali padişaha arzettiler. Pas dişah, asker toplıyarak hücum e- dilmesini emretti, Kendi de askerin başına geçti. Bir ok atarak aslanı devirecekti. Asker, o tarafa doğru ilerledi. Aslan, onları görüp hiddetlendi. Kükriyerek kendini asker arası « na attı. Asker, sağa sola dağıldı. Padi- şahın genç bir oğlu vardı. Bu, tah tın yegâne varisi olan şehzadey - di. sönMnen Aslan, buldu buldu'da'omtuk du. At üzerinde giderken, üstüne hücum ederek onu devirdi, ölstür- dü. Bunun haberini şah Sincire ver diler.Feryat ve figan ederecek sa- nı, sakalını yolmağa başladı. Oğ- lunun na'şı üzerine kapanıp rua - tem etti, ş Vezirleri onu teselli etti: — Alnmın kara yazısı buynuş. ğlama,.. Tecellimiz böyleymiş, Ne yapalım, şahım?... - dediler. Şehzadeyi defnederek şehre döndüler. Fakat artık padişah bu şehirde oturamaz olmuştu. Her nereye baksa, şehzadenin hayalini görü- yordu, hatıralar, gözönünde can- lanıyordu. (Devamı var) HABERİ AKŞAM POSTASI İDARE EVİ Istanbul Ankara Caddesi İl Telgraf adresi 1STANBUL HABER ij Telefon Yazı: 23872 idare: 24370 ABONE ŞARTLARI Ecmebi n 3: İLÂN TARİFESİ Ticaret Hânlarının satırı 12,50 . Resmi iânarn 10 kurustur. Sahibi ve Neşriyat Müdürü; Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKIT) matbaası