Kılıç dişli kaplan (X:9)un Hindistan ormanlarındaki maceraları 3 HABER iv Sl ai N bekeilerr insanla kol rk '/adiklaRinı, De aliş. > İymsahlı"neğre* 27 ak üzre olduklarını: gören Mayk,on ları kuyrlarmayı Tasar. Samışiı. Aver Mayk Çok” iye bir nişan. i ie ai g . — Xi ve ZN, Di vurmakla (5ba ayi tiki şefi kim? X:9un akıllara durgunluk veren maceraları Üçüncü Torma ' Şımeri de bir bili Tabanez De De, eksene doğru ya riyor. ça a Timsaklar, önce Me aa my Yarın satışa çıkıyor —m SERSERİLER , YATAGCI — Anlamıyorum.. Fakat olar; bir şeyi size anlatayım da öna göl re davranmız. Bu gece size ras lamak plânımda yoktu. Size gön- dermek üzere bir mektup hazırla- mıştım. Zarfın üzerine de “Bü. yük Şarlman otelinde Mösyö 15 Şövalye dö Ragastana), diye yaz- dım. Mektupta yazılı olana ge- lince, işte onu da kelime kelimesi- ne söyliyeyim: “Yarm gece saat on birde bah- çenin küçük kapısı önünde bulu. NUNUZ.,, İmza yerine de “Jiyetin bir dos tu , diye yazdım. Eğer mektup kra lin eline düşmüş olsaydı, epey işi ne yarardı. İşin fena tarafı, ben mektubu bahçede kaybettim. de di. — O halde yarınki teşebbüsü. müze imkân kalmadı. -—— Neden?.. Bahçe çok büyük- tür. Hemen yarından tezi yok işe başlamalı. Bu mektup bulunsa bile bir haftadan evvel bulunma sına imkân yok.. Fakat daha faz la *mniyet hasıl etmek için bura| da kalmamanız yeter. — Hakkınız var madam, hemen bi> de bu oteli terkedeceğiz. Ya- rır: gece saat on birde gizli kapı- nır önünde bulunacağız. Madlen mantosuna bürünerek: — Şimdilik Allaha ısmarladık. divip Şövalyenin teşekkür sözleri söylemesine imkân “ birakmadan kapıdan çıkıp gitti. Evvelce muvaffak olduğu usulü kullanarak kapıyı açip girdi. Tam ağaçların arasına girip kaybolaca. ği sirada nöbetçi geri dönerek ©- nu gördü ve: — Dur!.. diye bağırdı. Madlen düşündü. Eğer durmaz: sa bu adam ortalığı gürültüye bo- ğacaktı, Kendisi için bir fenalık yoktu. Çünkü iki sıçrayışta bu zifiri ka. ranlık bahçede gözden kaybolabi- lirdi. Fakat nöbetçiye işi anlatacak 6- Jursa bu kapı bundan sonra çok sr kı olarak gözetilecekti. Onun için derhal durarak nö- betç'nin yanına gitti. Asker: — Siz kimsiniz? diye sordu. Genç kadın kalınlaştırdığ. sert bir sesle: — Kralın subayı (zabiti) yim, #hmak herif.. Gürültü etme.. Bu gizli kapıdan geçişimin kendimi göstermemek için olduğunu anla. mıyor musun? dedi. — Kusurumu bağışlayınız mös- yö! — Bir şey görmemiş olacaksm. #ğer canını kurtarmak istiyorsan sözüme iyi dikkat et. — Başüstüne mösyö, — Jsemin nedir? — Kiyom Pikar. — Peki.. Yükümünü (vazifeni) yapıp yapmadığını ben anlarım.. Madlen rahat rahat uzaklaşır- ken nöbetçi de: SERSERILER YATAGI 2 — Bu zabitler de her zaman boş boşuna öteye beriye koşarlar. Be reket versin ki ismimi doğru ola- vak söylemedim. diye düşünerek gene dolaşmasına devam etti, Subaya (zabite) oynadığı bu oyun aklına geldikçe gülümsiyor- du. Madlen başka kimseye rasgel rısden bekçiler pavyonuna vardı. Evvelce kararlaştırdığı gibi pence. veniu kanadına üç fiske vurdu. Kendi ismile Marjantinin ismini yavaş sesle söyledi. Pencere açıl dr. Madlen bir sıçrayışta içeriye atladı. — Yarın kurtulacaksınız! dedi Marjantine: Zavallı ana, ellerini bitiştirdi. Sevincinden rengi sarardı: , — Oh, acaba bu mümkün ola- bilecek mi? diye mırıldandı. Bunun üzerine Madlen işi an- tattı. Sevincinden ne yapacağını bi! miyen Marjantin: — Ah, bizi kurtarıyorsunuz! cö zünü tekrarlıyordu. Her şeyi anlatmak, Manfredin Fontenblöde bulunduğunu haber vermek için Jiyeti uyandırmak is- tiyordu. Fakat Madlen: — Bundan vazgeçiniz Kızcağ zın yarın kuvvetli olması lâzımdır. Eğer nişanlısının burada olduğu ru söylerseniz sabaha kadar uyu yamıyaçaktır. dedi. Madlen sevgilisinin gelişini bek 'ediği zamanları düşünerek, eliyle kurduğu bu saadete karşı hasretle içini çekti. Ba ie Madlenin gidişinden sonra Bü. yük Şarlman otelinin salonunda bir toplantı yapıldı. Tr'bule çok heyecanlı idi, — Sebebini anlıyamadığım hal ce bu kadına karşı kalbimde bir güvensizlik hissediyorum. Hele kaybolan mektup meselesi pek tuhafıma gidiyor. dedi. Lantene: — Eğer bu kadın bize ibanet etmiş olsaydı, yanına birçok adam alarak oteli basardı. Halbuki tam tersine burada kalmamaklığımızı rica etti, Manfred: — Ben ona kefilim, dedi. Ragastan: — Ben de diye ilâve etti, Tribule başını salladı: — Her ns ise.. Yarın söylediği yerde bulunacağız.. Bubir tess. düftür. Her halde bu tesadüften istifade etmeğe çalışacağız. Lâkin her zaman için ihtiyatlı bulunaca ğız. Lâkin her zaman için ihtiyatlı bulunalım, — Bunun içinde ilk yapılacak iş otelden çıkmaktır. Fakat bu sa” attegidip bir otelin kapısını çak mak kaçtığımız tehlikeye bile bile alılmaktır. Birçok münakaşalardan sonra