KTT ” - SOT seerececeenAA LAER ASA AKAAK A NK YRR KeLE KA AA KA BAA Ke A eAea ee aN Gizli bir-çete Pavrs isminde. bir n-u;iıîı HABE RV' Bolis-Hafiyesi OĞ 0 Ha nnn | | o Türk matbuatında bir yenilik olarak sayılacak bu raman- birinci ! vetin asıl sahibi” Evelin ismindeki yeğenid o defa “HABER,, de çıkıyor. Bu romanı bir sinema seyreder gibi takib (i Polis hafiyesi x : 9 hırsızlar tarafın dan kaçif! edecek, heyecandan heyecana düşeceksiniz. İ Z GETİRİP YANGIN/ lli ÇEKETTTAT il.ııı genç kızı kurtarıyor. Ve çetenin re isini arı, BURASINI BİLİYORUM BU SS O İSİZİ KUR TARACAĞIMISB/RP A0/L E, Ja DONAMİTARMAML9 aygaçası Hİ ” BLİ ONU HURTARACAK ÇOCUKL 278 no vallı İspada Kapya büyük bir kedere kapıldı. Fakat onun düşüncesine göre de Ragastana her şeyi anlatmak lü- zımdı, Hemen koştu. Uyumakta bulu- nan efendisinin koluna dokundu. Ra- gaslan sıçrayarak uyandı. — İspada Kapya kekeliyordu: — Mösyö!... Oda komşusu.., İhtiyar kadın yok mu?... Sizi görmek istiyor. Şövalye: — Eyvah!.. Mutlaka bir felâket!... Diye haykırdı. Bu sırada Giakomo ile beraber odaya girmekte olan Maga: — Felâket falan yok! Emin olun.. gallah bir şey olmaz.. Sözleriyle Şövalyeyi yatışlırmağa çalıştı. Lâkin kabil mi?.. Ragastan hemen: | — Bunlar boş lâf!.. Bana işin doğ-| yusunu söyleyin!.. Diye kıyametleri koparmağa başladı. Maga dedi ki: — İşte doğrusu!. Dinleyin Şövalye: İhtiyar Borjiya bana kızını kandırıp Beatrisi serbest bıraktıracağına dair | yemin etmişti. Sonuradan bu fikrini değiştirerek hainliğini ispat etti. Bun- dan dolayı pek yakın bir zamanda ce- Zzasını görecektir. Fakat ihtiyarın ce- zaya uğraması, sizi Primverin namu- su berbat edilmiş olduğunu görmek gibi dehşetli felâkette kurtarmış - ol- maz, Çünkü alçak Rodrik — cinayeti yapltıktan sonra cezasını çekecektir. İşte burasını düşündükçe halinize pek acıyorum azizim Şövalyel.. Râğastan Borjiyalara lânet oku- maktân başka bir söz bulamıyordu. Ne' yapacağını nasıl edeceğini şaşır- meştı. İki yumruğunu sıkarak havaya doğru kaldırdı, dişlerini gıcırdatıyor, durmadan sövüp sayıyordu. Nihayet bütün kuvvet ve gayretini -fopladı. Çünkü yeis ve hiddetine hâ- kim olamazsa çıldıracağını anlıyor- du. Sonra nisbeten heyecansız yalnız biraz titrek bir sesle Magaya dedi ki: — Hepsini bana etraflıca anlatın, , her hususta tafsilât verin.. YEGÂNE ÇAREDİR.. BAA N AR İÇİN BOBİNİN RJIYA Magu, kumsulda ihtiyar. Borjiya iHe nasıl görüşüp konuştuğunu, sonra> dan Anjelo ve Giakomo'nun getirdiği haberleri Ragastana anlattıktan son- ra sözüne şöyle devam etti: — Kendi hayatımı kurtarmak uğ- runa yapamıyacağım bir şeyi sizin (- çin ve sevgiliniz için yapmağa karar vermiştim. Sizin eleminizi ve ye'sinizi gördükçe yüreğim kan ağlıyor. Borji- ya, şimdiye kadar ona yolunda engel olmak isteyenleri nasıl ezmişse sizj de öylece ezip mahvetmek istiyor.. Talihsiz Şövalye, başını önüne eğ- miş olduğu halde sessiz sadasız ağlı- | yordu. Dünyaya yalnız neş'e ve sevinc için gelmiş zannolunacak kadar her zaman gen bulunan Zavallı delikanlı- nın şu anda gözlerinden akan yaşları görmek insanın yüreğini parçalayan bir levha teşkil ediyordu. | Büyük bir heyecana kapılmış olan ihliyar Maga sözlerini şöyle bilirdi: lama oğlum!. Senin gibi bir babayiğite yazıklır. Ben hem sizin hem de sevdiğiniz kızın intikamını a- Incağım. Lâkin yazık, çok yazık ki bu intikamı ebediyen elinizden alman sa- adeti size geri veremiyecektir.. Ve tu- lihsiz Primveri alçak Sezarın elinden kurtarmış olamıyacaktır. Ragastan başmı kaldırdı. — Yaşlı gözleriyle Magaya uzun uzun baktık- tan sonra sakin bir sesle cevap verdi : — Teşekkür ederim Madam! Sözle- rinizin her kelimesinde derin bir gef- katin gizli olduğunu anlıyorum.. Ölü- müme doğru koştuğum, ölmek üzere bulunduğum şu sırada hakkımda gös- termiş olduğunuz sevgi ve merhameti düşünmek, dünyada sizin gibi iyi vic- dan sahibi bir kadınım — bulunduğunu görmek beni teselli ediyor. Size tek- rar teşekkür ederim Madam!.. — Hemen ölmeğe mi karar verdi- niz?.. Yarına kadar sahredemez misi- niz?. Yarımki günü de geçiremez mi- siniz?.. l ARDIĞINIZ YEİDE. İSEM BİRANIN/IZ. AWANAP, İS/Z/ AKURTARA - ya başlayacak.. a BORJİYA ?70_ — Bu eğer size bir fayda temin | edecekse yarınlık da beklemeğe ça-| Tışırım Madam! Lâkin yarın akşama | kadar beklemek benim için tahammü- lün son derecesi olacaktır. — Teşekkür ederim Şövalyel. Ya-| rınlık da sabredin. Çünkü yarın ıüıı-l düzün kalkışacağınız bir çılgınlık bt-l nim plânlarımı da altüst — edebilir. Halbuki yarın akşam artık benim — i- şim olmuş bitlmiş bulunacaktır.. Gelin şimdi sizi kucaklıyayım oğlum. Bunu istiyorum. Çünkü ben de ölüme doğru koşmak üzereyim.. Ragastan hiç bir şey söylemeden ihtiyar kadının kucağına atıldı. Ma- Şövnlyeyi evlât gibi kucaklıyarak al- nından öptü. Sonra kucağından bıra- karak merdivenleri cıktı. Gecenin ka- ranlığı içinde şatoya doğru yol alma-. Za başladı. * * * Sihirbaz kadımın gitlmesinden sonra Ragastan Giakomoya dedi ki: — Yarın şatonun kapısından zorla içeriye girmeğe kalkışacağım.. Bunun için acaba hangi saatin en uygun ol- duğunu zannedersiniz? Heyecanı son dereceyi bulmuş olan Giakomo cevap verdi : — Beni dinleyin Şövalye!. Mesele sizin düşündüğünüz gibi değildir. Siz kapıdan zorla şatoya girmek istiyor- sunuz. Halbuki buna imkân yoktur. Daha kapının eşiğini atlamadan sizi öldürürler.. — Başka çare var mı Giakomo?. Başka türlü nasıl hareket edebilirim, — İhtimal ki başka bir çare bula: bilirim. Fakat şimdi bir şey diyemem! Ne yapacağımı henüz — bilmiyorum.. Yalnız yarınm için şimdiden bir saat kararlaştırmalıyız. — Şimdiden nasıl bir saat karar- Taştırabiliriz. Cünkü Sezarın buraya ne vakit geleceği malüm — değildir.. Halbuki ben ondan evyel satoya gir- meliyim.. Başka türlü olamaz!, — — Sezarm ne vakit geleceğini ben biliyorum. Sezar buraya gece yarısı varacaktır. Biz gece yasırından iki sant evvel buluşalım. — Pek âlü., — Üyle ise saat onda şatonun deniz tarafındaki kayaların üzerine geliniz, Orada bir yer göreceksiniz ki hende- Kin arası kesilmiş ve kayalar duvara dağru bitişmiştir. Buraya gelip bekle- diğiniz halde hiç bir şey göremezse- niz ben bir şey yapamadım demektir. O vakit dilediğiniz gibi hareket edin! — Kabul! — Şu halde yarın gece saat anda dediğim kayanın üzerine gelin azizim. Şimdilik Allahasmarladık !, Giakomo da Maganın çıktığı mer- divene tırmanıp gözden kayboldu. Tam bu esnada Ragastan İspada Kapyanın kılıçlarını ve hançerlerini silip parlatmakta olduğunu gördü. Ve bu sadık uşağına izin vermeği düşün- dü. Yarın akşam kendisinin şatoya girmeğe kalkışması âdeta bir - delilik demekti, Böyle muhakkak bir ölüme onu sürüklemeğe ne hakkı vardı. İs- pada Kapyaya izin vermek için çare aramağa başladı: — Orada ne yapıyorsun — İspnda Kapya?,, Yarma hazır olmak için silâhla- rımızı giliyorum! Kavga günü yarın değil mi? — Kendini yormağa ne lüzum var?. — Yarım ikimiz de beraber - ölecek değil 7? Silâhlarımız. temiz ve parlak olduğu halde can veririz.. Be- nim için son süs bu olncak Mösyöl! -- GEMİ GÖRÜNÜYOR Ertesi günü geçen on iki saatlik vakit Ragastana bir asır kadar uzun göründü. Gece gözüne uyku girmemiş odasında bir dakika duramamıştı. Ni- adamın esrarını meydana çik