Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
$ 4 $ ? 7Frm.:ı'. TU ŞEF FİKRINI DEĞİŞTİ! HEPSINıI GE- TIRME . VAL - NIZ DEKS5. F TERI... K .L“ Ü BENİ HERHALDE ÖÜ. ODOLUAMUYECEKSİNİZ. ÇÜ KÜ GEN ŞEFİN Dos- BRODİİ TİRDİ A Üü —7 « Polis H afiyesi (X: 9) Türk matbuatında bir yenilik olarak sayılacak bu roman birınci defa “HABER,, de çıkıyor. Bu romanı bir sinema seyreder gibı takib edecek, heyecandan heyecana düşeceksiniz. İ e , için yatını elde ediyorlar. Polis hafiyeSsi Gizli bir çete Pavrs isminde zengin bir ::; I' mı öldürüp altın taşıyan bir gemiyi zapte e) bu işin peşindedir. Tayyare ile yetişip F'Ş | kurtarıyor. Asıl şefi bulmak için de Pavis karısının yanına dönüyaor. Ü PEKALA! Â ANLADIM. | ) ŞEF siti GöRmMEK İSTEMİYOR. BAŞKA OÜRLÜ HESAPLA.- viJmm .. GÖTÜRECE LACAKSINIZ,; DEKSTERİ ŞEFE M UŞAKLA ŞİMDİ HESAPLA . ŞACA- ĞIZ! Ü KORKMAYIN. SİZ EVDE Kı.) TEŞEKKÜR EDERİM. AL — Dım, BUNU NŞNDİM AŞİN SAKLIYACAĞIMI, BEN | ŞEFİ BULMAYA GİDİ- YORUM.SİZ Hü- Vi sApı.AşıN—'__ - KENDİSİNE NE KADAR MUH- TAÇ OLDUĞU- MU BiLsi... 162 - halde burada kalmak taraftarı değil- BÜ T5 lli Maga kederli bir sesle: — Değilim! dedi. Yola çıktılar.. Yarım saat son- va Paniye Flöri oteline vardılar. — İz- yıda Kapya orada avluda bekliyordu. L amen bütün vak'ayı ve Ragastanın Jrendisine söylediklerini onlara anlat- t Makyavel sordu: — Fakat Şövalye şimdi nerededir? — Zannedersem köyde dolaşıyor. Onu bulmak kolaydır. gi " — İspada Kapya!.. Onu mutlaka bulmalr, bizim burada bulunduğumu - Zu ve yesimizden ölmek üzere olduğu: muzu kendisine söylemelisin!.. — — Pek âlâ., Gidiyorum. İspada Kapya derhal gözden kay- böldu. Ve biraz sonra geriye döndü. Makyavel sabırsızlıkla: —— Şövalyeyi gördün mü?.. dedi. — Sizi kilisenin meydanında bekli- yor. Çabuk efendiler.. Bana yardım e- diniz!., İspada Kapya arabaya seğirterek tekerleklerini otla sarmağa başladı. Rafael ile Makyavel işi anlamışlardı. Hemen onlar da yardıma koyuldular.. Makyavel: — Arahayı istemesine göre herşey hazır!, diye düşünüyordu. Bir kaç da- kika sonra iş bitti. Magayı arabaya bindirdiler. Rafael: *— Baydi bakalım!. dedi. Araba otelden çıktı, İki dakika sonra kilisenin meydanına varmışlar- ü — , Makyavel: — Kimseler yok!. dedi. Rafael ce - Ovap verdi: — İçeriye girelim |. İkisi de hançerlerini cekerek kilise- Bİn kapısını İterek İceriye girdiler. Kil'sede hiç kimse yoktu. Bir kaç a - drm attılar, Mum ışıklarının aydm- lattığı tarafa vardılar. Makyavel, Ra-| BORJİYA X:9 İLÂNI OKUDU. h (sint TELEFON EDEYİM. - — ; __"". faelin elini tuttu. Tabutun önünde diz çökerek uğraşan Ragastanı gösterdi. Rafael ileriye sıçrıyarak, tam cena - zeyi tutup kaldıracağı sırada elini Şö- - valyenin omuzuna koydu. Ragastan, elindeki avı alınmak is- tenen bir aslan gibi, bütün hızı ile genç kızı bırakıp hançerini çekti. Fa- kat Rafaeli tanır tanımaz gurur dolu bir gülüş donuk yüzünü aydınlattı —Tam vaktinde yetiştiniz aziz dostum! Cesedi alınız, Çünkü kocası SİZsSİNİZ ! Ragastan bu sözlerle beraber bir kaç adım gerilemişti. Rafael Rozitayı sevgi dolu bir bakışla süzdükten son- ra geriledi. Ve gözlerile Ragastana genç kızı işaret etti. Rafğastan san'atkârın büyük fikri- ni anlamıstı. Rafael karisını kaldır- mak şerefini, yalnız başına başladığı bu işi gene yalnız başına bitirmeği kendisine brrakıyordu. Bunun üzerine eğilerek genç kızı yakaladı. İki eliyle kaldırdı. Ve ara - baya Kadar götürüp Maganın kuca - ğma bıraktı. Rafael söz söylemek, sevincini an- latmak, teşekkür etmek istiyordu. Fikrini altüst eden bir çok düşünce- lerini hıçkırıklarla anlattı. İki arka- daş içlerinden kopup gelen bir yakın- İıkla kucaklaştılar. Sonra Ragastan lâzım gelen emirleri verdi: — İspada Kapyal.. Benim atımla seninkini al, bu efendilerinkini de a - hırda bırak, İspada Kapya fırladı. — Makyavel! Sen de arabacınım yerine otur! Zannedersem araba kıg.- lanmasını bilirsin, T Makyavel gülerek: — Evet Generalım!. dedi, Rafaele gelince bu daha evvel ara- baya atlıyarak eğilmiş olduğu halde Maganm karısına içirmiş olduğu ilâ. cın tesirini bekliyordu. İspada Kapya bu sırada geri dün- #HALA HABER YoöKk. oONA N ST AA ; Ş TELEFON ÇALMAYA BSAŞLA- MÜŞTÜ v ” BÖRJİYA hd 163 müştü. Ragastan hemen atına atladı. Araba yürümeğe başlıyarak Tivoli - den yavaş yavaş geçip sonra dört na- la yola koyuldu. Bu süuretle gece yarısı bir saat ka- dar dağdan indiler. Doğrudan doğru- ya Floransa yoluna çıkmağa çekini- yorlardı. Bir saat sonra durdular. Makya - vel yerinden atladı, Ragastan da atın- dan inmişti. Bu sırada arabanın kapı- sı açıldı, Rafael sevinçle kollarını a - çarak: — Dostlarrm!.. Dostlarım! diye ba- ğırarak arabayı gösterdi. İçeride Ro - zita, her ne kadar henüz bembeyaz ise de gördüklerinden hâlâ hayrette olarak baygın ve dalgın bakan gözle- rile tapılacak bir melek kadar güzel görünüyordu. Rafael son dereceye varan bir he- yecanla: — Rozita!.. Bu gördüklerin benim en sevgili arkadaşlarım olan Şövalye dö Ragastanla Makyaveldir.. Sana sonra her şeyi anlatırım. Bunların ne kadar fedakâr arkadaşlar oldukları - nı öğrenirsin.. dedi. Rozita gülümsedi., Ellerini uzata - rak: — Beni sevgili Rafaelime kavuştu- ran sizleri de Allah mes'ut etsin! Ben çok mes'udum. Ve bu iki kardeşimi hiç bir zaman unutmıyacağım.. Sözle- rini söyledi. Rafael bağırdı: — Kardeş mi dedin?.. İşte şimdi bu kelimeyi en güzel yerde kullandın, sevgili Rozitacığım ! Ragastan: — Kardeşlik hakkının bana verdi- ği viecdan hürriyeti ile kucaklaşma - mızı isterim! dedi. Rozita vanağını v- zattı. Ragastan onu kucakladı. Heye- canını saklamağa boşuna uğraşıyor - du: — Mes'ut ol.. Kardeşim., diyebildi. Sıra Makyavele geldi. Sayısız yıl- dızlarla süslü gökün altında, dağ çi- çeklerinin serin kokusuna bürünen rüzgârın okşadığı bu dört kişi arasın- ( da, unutulması imkânsız bir saadet İ havası esiyordu. Rozita ile Rafael yeniden arabaya bindikleri zaman bir hayret sayhacığı koparmaktan kendilerini alamadılar. Çünkü Maga ortadan kaybolmuştu. Rafael: — Eyvah!.. Demek ki Maganın ka- rarı değişmezmiş. Rozitanın göz yaş « ları bile onu alıkoyamadı. Daha Ro « mada iken bile bizimle beraber gel - mesini kendisine söylemiştik. Fakat hiç bir faydası olmamıştı. Zavallı Ro- za ana !.. dedi. Rozita sessizce ağlıyordu. Makyavel: — Haydi gidelim artık.. dedi. — Gidelim. Araba yürüdü. Uzaklaştı. O zaman Maga saklanmış olduğu çalıların ar - kasından çıkarak gecenin içinde — bir hayal, bir gölge gibi gittikçe kaybo - lan arabayı yaşlı gözlerile takip etti. Sabaha karşı, araba oldukça sarpa yerlerden geçerek Floransa yoluna çıktı. Ragastan Makyavele durmasını İşaret etti. Ve: — Dostlarım.. Artık ayrılacağız. Yol tehlikesizdir. Siz doğruca Floran- saya gidin. Benim bu memlekette ya- pılacak işlerim daha bitmedi, dedi. Rafael ile Makyavel bir ağızdan: ' — Birbirimizden ayrılacak mıyız?. diye haykırdılar. Şövalyeyi kandır “ mak için çok uğraştılar. Fakat hepsi boşa gitti. Nihayet çaresiz razı oldular, V© son derece bir teessür içinde Ragas « tanla vedalastılar. Razite ağ'ıvar Kendisini kurtaran kahraman Şöval- yeye hâlâ beraber gelmesi için 1srar ediyordu. Ragastan kısa bir zaman — sonra " Floransaya geleceğine dair yemin “b' 5h da g