8 Mart 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

8 Mart 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

u xa YONAT F si AT n v z eu , p .. ERETREU _' -. x Polis Hafiyesi (4X4: 9) Türk matbuatında bir yenilik olarak sayılacak bu roman birınci defa “HABER,, de çıkıyor. Bu roma nı bir sinema seyreder gibı takib Türagiill mıil—uc edecek, ! -yaandan heyecana düşeceksiniz. HT ODAYA GiRO/G/M ZAMAN OİR ADAM VAZODAN PARALA- öşeeerer ee eee eserenererArAe sereenenke a nenA n ee K Gizli bir çete Pavrs İsminde zengin bir 464 || mı öldürüp altın taşıyan bir gemiyi zı.ı-ıtc(nlüt i için yatını elde ediyorlar, Polis hafiyesi X9 | bu işin peşindedir, Tayyare ile yetişip gemM | kurtarıyor, Asıl bulmak için de Pavrs'if karısının yanına dönüyor. VAZODA Po. BEN| BiNLEMEDİĞİNİZİ ANLAYORUDA., VAZOYA KOYDUĞUNUZ PARAYI SÖYLİYE- MEM.. hd Siz DE“ NE SÖYLÜYORSU. NUZ ANLAMAYO. * Rum! 5 NI SÖYLÜYOR. BANA HAKIKATI sSövLe? G MA SENELİK ADAMIYIM vVEr GREYŞİN DEĞİL PAYRSIN LÜRKEN $ Ş'. LEDİKLERİNİ DUYDUM.İİ 150 eee celirt ei eeei “celeri önünden Eçluklın bBir ejder tarafından bekleniyor. Ragastan: — Bu ejderin adı nedir? — Batıl itikat. Memleketin her ta- rafında şeytanın bu mağaraya girip çıktığına inanılır. Bu esnada uzaktan bir takım — gü- rültüler duyuldu. Ragastan hemen dışarıya fırlıyarak bir kayanın üzeri- ne çıkıp bir anda etrafı kolladı. Ve tekrar içeriye girdi: — Arizim, sizin ejderiniz bir şeye yaramıyor. Doğruca buraya geliyor - lar. Meşalelerin sayısına bakılırsa küçük bir ordu tarafından sarılaca - Ragastan henüz sözünü bitirmemiş- ti ki mağarann sonunda bir gölge be- lirdi. Makyavel ile Ragastan gölgenin bulundukları yere geldiğini hayretle görüyorlardı. Dışarda ise gürültü git- tikçe yaklaşıyordu. Makyavel kendilerine yaklaşan göl- geden çekinmeksizin: — Aman kaçalım! diye bağırdı, — Kaçmak mı? Fakat nerden?. Ar. tık tamamen sarıldık, Şimdi kendimi- zi korumak çaresine bakalım. — Ele geçmezden evvel herhalde onlardan bir düzünesini bu uçurumun dibine yuvarlamalıyız.. Rafacl! Hazır ol Rafael, Sıçrıyarak uykudan uyanan bir a- dam gibi titriyen ellerini Rafaclin o- muzuna koydu.. Bu esrarengiz gölge: — Rafael. Sözünü mırıldandı. Bir Bıçrayışta genç ressamı kolundan tu - tup kaldırarak yüzüne dikkatli bir Sakışla baktı. Ve seviçle haykırdı: — Sen misin?.. Sen misin benim Bevgili Rafaelim . Bütün hayatı demek olan aşk üml- di mahyolduktan sonra Rafaeli derin * hir kayrtsızlık kaplamıştı. Yalnızca: — Maga imiş!. dedi, ; Bu sırada karanlığın içinden bazı Tmesleri MADAM PAYRSA VA: YETNAMESİNİ VAZ. DİIRİRKEN Di. YORDU Kİ..., BORJİYK —— Haydir. Haydi'e Şunları diri o larak tutalım!., Sihirbaz karı ile şey - tanların ervahına yuf olsün.. diye ba- gırıyorlardı. Maga Rafaelin takip edildiğini ve herhalde kurtulması lâzım geldiğini düdündü. . — Geliniz!,. Geliniz!.. diye bağırdı. Rafaeli mağaranın nihayetine doğru sürükledi. Orada çabucak ağaç dalla- rından yapılma bir yığını devirdi. Derhal karanlık ve yuvarlak — bir delik gözüktü. Maga, bu iki yabanemın kim oldu- ğunu öğrenmeğe lüzum görmeyip Ra- faelin dostları diye telâkki ederek Makyavel ile Ragastana: — Haydi, çabuk siz de ininiz! de- di. Bu deliği gizliyen kapak, yerinden oynatılıp kısa, budaklı iki sırığa yas- Jandırılarak deliğin üzerine eğilmiş bulunuyor ve bu suretle bir kapak va. zifesini görüyordu. Bir bakışta bu ba- sit tertibatı anlıyan Ragastan: — Kurtulduk diye haykırdı.. Ev « velâ Makyavel ile Rafael, sonra Maga en sonra da Ragastan delikten içeri - ye girdiler. Maga: — Sırıkları çekelim! dedi. Ragastan: — Biliyorum. Tertibatı anladım. Diye cevap verdikten sonra hemen sırıkları yere dayanan uçlarından tu- tup çekti.. Kaya düşerek yuvasına o - turdu. — Haydil. Haydi! 'Teslim olunuz!, Bu sesler, bir çok kimseler tarafın- dan doldurulan mağarada çınlıyordu. Ragastan deliğin iç tarafında bir kaç saniye bekliyerek büyük bir hiddetle söylenen sözleri dinledi.. Sonra yavaş yavaş delikten daha aşağılara indi. Yürüdüğü dar yol, kayaların ara - sında oyulan tabif hasamaklar vasıta« sile dağın altına gidiyordu. Bir kaç V adım İlerisinde Magzanın yaktığı meşa Yakaladık!. OAY YVAKALADIMI .. ÜSTÜNÜ. ARADIM, BiŞ PARA VOKTU. DARAYI ALMAK İÇİN VAKI Y BULAMADIĞI- VALAN SÖYLÜ. L Kİ vor. V K T SAAT AAA b n YALANCI! SENİ öLdÜRECEĞİM! leyi gördü. Bu suretle daha çabuk yü- vümeğe başladılar. Maga bir masal perisi gibi meşale- yi başının üstüne kaldırmış olduğu halde yürüyordu, İniş sona erdi. De - Jik düz ve geniz bir sola ile bitti. Maga gçekinmeden buraya daldı. Bu anda Ragastan başının üstünde boğuk bir gürültü duydu. Anlo nehrinin altında bulundukla- yını anladı. Yüz adım kadar yürüdük- ten sonra yol tekrar dikleşmeğe başlı- yarak çıkılacak yeri görünmiyen baş- ka geniş bir mağaraya açıldı. Maga durdu ve: — Dağın öbür tarafında, vadinin dibinde bulunuyoruz.. dedi. Dışardan çalılarla örtülü olan bu yarıktan yal- nız bir adam geçebilir.. Buradan An- yo mecrasına inersiniz.. Makyavel: — Pek âlâ!., Fakat siz ne yapacak- Bınız.. dedi., —— Ben kalacağım.. Sizi kurtardı- ğara yetmez mi?,, Alt tarafını sorma- ( yınız'a Makyavel genç ressama döndü. — Gel Rafacl.. — Biraz durunuz!. Maga Rafaelin elinden tutarak sordu: — Bu iki adam kimdir?. — Dünyada bana acıyan iki sadık şdost, iki sevgili arkadaş. & Maga titredi. Rafael de, evvelce telâşla farkına varmadığı, büyük bir yeis nazarı dikkatini çekmitşi, Rafael sözüne devam etti; Bevet.. Dünyada bence en aziz en kıymetli olan iki sevgili arkadaş! Heyecanı geçtikçe elemi artıyordu. — Sen benim iyi Rozaçığım.. — Sen ki onun annesisin!. Oh, Roza anne bilmiyorsun. Hayır bilemezsin! Pek fena.. Pek müthiş bir şey bu... Bu beni öldürüyor, Rora anne!. İ Buhran çoğalıyordu. Nefesini - da- raltan buçkırıklar glddetli bir hum- - VE SİZ ANDIRSONİ YAT | ZAN SÖYLEYORSUNUZ PARA KIRİĞ â OA DEĞİL | KOLTUĞUN YAN” L%ııu SAKLÂ- ÜN eee BORJİYA 151 — — — maya tutulmuş gibi onu titretiyordu. Uzun bir ürperiş içinde sihirbaz kadı- nın kolları arasına düştü. Maga, sebebini bilmediği bu hal karşısında derin bir hayrete kapıla- rak; Rafael, Rafacl.. Allah aşkma ne 0- luyor?. Söyle bana, İhtiyar Roza ân« neni daha fazla üzme.. diye bağırdı. — Ohl. Daha haberiniz yok.. O öl- dül, Öldü!.. Öldü!. — Öldü mü?. Kiml, Kim öldü söyle!.. Rozitadan mı bahsetmek iste- yorsun?.. Rafael bir kelime bile söylemeğe gücü yetmeden başıyla “Evet!,, işare. ti verdi. T Maga, — Uğursuzluk!.. Ne çarel., Rafae « Tin orada bulunması ve bu suretle Ü « zülmesi alnıma yazılı imişi, Gel çocu« ğum!?, Gel evlâüdım! Siz bulunduğunuz yerde kalın Müsyöler.. Rafaeli mağaranın iç tarafına çe- kerek bir taşın üstüne oturdu. Genç ressam, derin bir asabi buhran içinde başımı ihtiyar kadının dizleri arasına bırakarak saçma sapan söylenmeğe başladı, Makyavel ile Ragastan dindirme- ge güçleri yetmiyen bu matemi büyük bir heyecanla seyrediyordu. Fakat bu manzaranın birdenibre değiştiğini büyük bir hayretle gördüler.. Maga eğilmiş başını Rafaelin başınâ yaklaştırmıştı. Delikanlı birdenbire sakinleşti. Başımı kaldırdı. Evvelâ te- reddütle upnra heyecanla sihirbaz karıyı sorguya çektiği sanılıyordu. Kocakarı ise onün söylediklerini mü* temadiyen başıyla tasdik ediyordu. Rafael bir sıçrayışta nyağa kalktL Arkadaşlarına doğru koştu., Kolları« ni açarak onları kucakladı ve avazf çıktığı kadar: — Yaşıyormuş!. Rozita — yaşıyof” muş!. İşitiyor musunuz? Yaşıyor'x Yaşıyorlu

Bu sayıdan diğer sayfalar: