Aşk Ve Hi _ü_::nı 'nanm, Ramiz! Gökyü- çe ' Mavi ve havanın güzel, çi- oldı kokulu, gölgelerin serin A görerek mes'ut olmamı- | “;"?n yoktur. İnsan, kendi sa- | fini kendi yaratmalıdır. l . ile... Buradan gitmek- ':h'd“l!omm. Ben, size ken- İqı. şimdiye kadar öyle çok %h"“m ki bıkkınlık - verdim... da bahsedeceğim!... Sizin î:"'"dh iken, hakkınız var, sa- olabiliyorum... Fakat, sizden del'likler yap - ş;i_ylmuımıı. yapmazsınız... ın.;ı.lmk aklınız başınızda ma- * Hattâ buradan uzaklaşır- Nuz, dlhı bile sak'nleşeceksiniz, ,'—:;ü"“'hih.... Bunu böylece bi- d Hem, neşeli olun, canım... Ne * bu somurtkanlık? &, tesi ona, yan göz'e bak- Elı::& lar fenaydı. Bu- N“ © da fenalık yapmak ar- * Tn gea Yüyordu. Belkisin gü- &i ıq_ü"ed— kıskandığını bildi - | Ve’ “eden bahsetti. | Siye; ı S &u he&0 a ;e:_"'gîı Bedrinin zevcesi Belkis, Sirmişt?, Bu genç kadın, u - BE güzel; değilmiz 3i bi “nüyordu. Fakat, kusurlar, Yanı, fapkas'le — elbisesindeydi. tin lna Yaklaşıldığı vakit, Belki - Sâyet ince ve kibar olduğu an- _h':;du. Hattâ kendisinde, bir luk ifadesi de vardı. .,,:îîdıne. yerinden kalkmak - ük ©Ona elini uzattı. Pertev, aya ş B'ık"» gülümsiyerek: M yı Nasılsınız efendim... -dedi. ö :d:n“: Berki de kalktılar. Verm » bu yeni oyuncuya yer dü .A zaruri olduğunu düşün- îlı“lı sizinle ortağım, azizim. Vin ç SEr kadın, Berki ile Perte- K oturdu. 'İhi—_ Mmerak hem de itizar eder Sordu. Dür. detle, 'dane, azıcık gayri tabit bir 'ı;m“"'“e ile dolaşıyorlar... -ce ı_:rli. Teği çara kargılık, genç kadın yü - Y ış gibi: Ev ."— Pek âlâ öyleyse... ©r musumuz? Yolunu- s“'lı_ yok, İ S Siz Belkişe döndü: | ;'lı « Yaya gelmezden — ev- * duı.u:.d.n bahsediyorduk. | Vüçça ©8 Veysi... | " Sözü kesti; aa Bi hanır vöde buyurun da kendi- Yim, endiye takdim çde- Takdi üN merasimi S iminden sonra: &el 'dane Hanım ofeötÜ gü bar k%'— v d, BÜ-; ı.,c"' bana ile alâkadar olduğum &e. Müthiş niyetler atfedi- Belkiş. p ü&: Züzel değil mi?... -d'ye i’.m h'l“nü, kalbi de 6 Düi li Y $ e Yok... Cok mübalâğa et- S Üa Me £ K.rh"." Tni ea , bir $ vranmadı idi, | kadın, affe - Esir Kadın Nakleden: ( Vâ - Nü ) HABER'in tefrikası No. 6 s Romanı debilmelidir. Doğru: Vahid, kat'- iyyen felâh bulmaz bir çapkındır. Karısmın akrabasızdan olan Ha- d'ye ile maceralarma dair pek e - saslı şeyler bilmiyoruz ama, her- | halde, çok marifetleri var... Bur - nunu barlardan çıkarmıyor. — Aman, efendim... Hadiye bar kadımı değil... Mükemmel dan söz. — Kısacası dansöz... Berki: — İspatiniz yok mu, fendi? -diye sordu. —Varmışya?... Dikkat etme - dim... Omuz silkti.... İstenen kâğıdı verdi, — Hadiyenin babasını da tanı- || rım. Adi tavırlı bir adamdı ama, çok namusluydu. Evlâdlarımın ahlâksızlığı adamcağızı öldürdü. Pertev: —O zatı bende tanırdım... Sizi temin ederim ki ihtiyarlıktan öldü. — Oğlu, kendisini yedi — bitir- di... Halid, daha on dokuz yaşın - | da iken kumarbazların — şahidiy- di.... Adada, yüzlerce lira ile oy - namağa başladı. Veysi, gözlerini Belkise çevi- rerek: — Oyun oynamak günah bir iş mi? hanıme- | BORSA Hızdlarında yildiz. işareti olanlar üzer erinde 2 2 de ayamele pörenler. dir | Raamlar kapanış Hatlâarını gösterir ——— — — ZNuküt (Satış) — | bİT, * Viyana 4 — * Vevyoörk 16 —| * Madrir ı8, - « Pariş 169. — | « Perlin A * Milâso — ZIZ —| 4 Varşova — 2a — « Priikre V8 -| « Budâpeste ib, — « Atina 4.- | * Bükreş , - * Cenevre — BİŞ, --| * Belgrat & - * Sofva YA —| * Yukahama $ — İ Amsterdan — 83 —| « Altın ves, — * Prag 100 —) « Mecidiye —4i — © Stokho'm — ar <| « Rrakaot — 240 — | Çekler (kap. sa. 16) | « Lotüta olR e| e Stoktlm 4130 | « Nevyork — ü7g97|e Viyana 42475 | « Paris izca - Je Madeti SA0 | & ailâao —— oazns |e Berita yözes || « Prükse SADO| » Varşova — 41960 | |* Atimı 13435 |e Budapeşte — 4369 « Cenevre — 348t7| « Bükreş 249 | * Solya 67,9666| » Belgrar — 340512 4 Amsterdan 1.7.0|* Yokohame — £77MA * Praz isevu|e Moskova — 1088 — l ESHAM 5 Bankas — io10| — iramvay — â1.80 (&Anadolu Y6 |e Çimemto a. 1353 Reti 230| Ünyon Değ. —- $ir. Havriye — TA3Ö| — Sark Det AA »Merkez Bankası 64,— | — Balya -- U, Sigorta — 00| sark m. ceza —— | Remamti 3.05| — Teleton islikrazlar tahviller (» 1993Türk Ror.! 3040| — Klektrik -— F . MO987S)| — Tramvay SL75 . x < MT2SASİ — Rühtim (7.30 | İstitrazıDahili | 9429 | Anadolu —— 4780 *Ergaol tikrazı 97.— | , Anadola li — 47.80 1998 A Mü, 0| — Anadolo lll 46,— Rabdar — 001 « Vümessi! A İ RADYO | Bugün eli VARŞOVA, 1348 m. 18 Dans musikisi. 1830 Konferans. 10 Bözler, 20 Hafif musiki, sözler. 21 Senfonik — Bence, kumar oynamak, zen | orkestra koasesi, süzler. 22 Lembergten nâ - ginler için günah değildir. İnsan, waridatile mülenasib oyun oyna - yab'lir. Lâkin bahsedilen delikan İinın parası yoktu. Annesi, hesab- 81z öurette para sarfediyordu. Oğ- hanu, her türlü mantık ve itidal kaidelerine azade olarak yetiştir. di. Mücadelei M'lliye esnasında pek kötü meseleden dolayı — işin- den çıkarı!mış. Meselenin ne oldu ğunu bilmiyorum. Sonra, annesile babası öldü. Büsbütün frensiz kal dı. Şaziye Hanımm — kocasından boşanma meseles'ni hatırlıyor mu sunuz? Anlaşılan, Vahid Bey, Şa- ziye Hanımma Adile Saffet ismin - de bir harmdan aldığı parayı veri- yormuş. Pertev: — Yok efendim... Adile Saffet Hanımı, ben, tanırım... Beş para- sı yoktur. Söylendi'ğne nazaran, Vahid Bey, bu iki kadıma üçüncü bir kadından aldığı paralarla ba- kıyormuş... Fakat bu üçüncü ka - dmın kim olduğu belli değil! (Devamı var) Esirgeme derneği- nin balosu Şubatın 28 nde, Park Otel salon- larında Esirgeme Derneğinin balo- su verilecektir. Dühuliye bir lira, yemek iki liradır, Hem gayet güzel bir gece geçirecek, hem de bir ha. yır cemiyetine yardım etmiş - ola- caksınız. SUNKAN RAHMIN "!lUFA SAL « !U 5 K - SİRİ VÇ a 5 Hİ Ş Glriksisse # w İA g Güz _Şîîhşî'ı-_rı ; ıisEANıuıiANırAkA CADDESİ kil. 22,45 Sözler, Rekifmlar. 23,80 Dans mu- gikisi. 178 Khr, MOSKOVA, 1714 m. 11,15 Kolhozlar için yeni şarkılar ve ko - ToO“müusİkisi. 18 Sözler. — 1880 Kırılordu için Böz ve musiki, 19,80 Kazışık konser, 22 Al - manca konforana, 23,06 İngilizce. 24,05 Al. manca. 832 Khz. MOSKOVA (Stalin) 361 m. 17 Orkestra tarafımdan vülddar (flüt solo ve garlılar). 18.20 Bir öopera temaili (Mos - kova operaamdan nakil.) 22.30 Karışık kon- Bsar, 613 Khz. BUDAPEŞTE, 580 m. 18,10 Balon orkestrası, 19,20 Sözler. 10.10 Macar şarkıları. 21 Konferans, 21,35 Opera orkostrası. 2240 Haberler, 23 Dans mazıka. 24,10 Chariy Ginuldrdo cazı, 1. Çingene orkas- trası, 788 Klız. LEİPZİG, 382 m. 20 'Tuhaf hikâyeler. 20,30 Aktüalite, 2040 Spor baberleri, 21 Dans müstkisi, 2290 Yay- 1 Aletler konseri. 39 Haberler. 2320 Hokey maçt hâberleri. 25,35 Dana, 828 Khr. BÜKREŞ, 884 m, 12 Riltse korosu, 12,30 Radyo orkestrası. 1830 Sösder, 19,36 Populer Romen munikimi. 1415 Haberler. 1444 Orekstre, 17,30 Sözler. Kölü haberleri, Ia Jan Marko orkestrası, 109 Hafta haberleri, Örkestranmm devamı, 20 Kon- ferans. 20.20 Plâk, 21 Tiyatro. 22,45 Senfonik konser, 2220 Konferana, 22,45 Radyo orkes - trası, haberler, 23.40 Neşeli plâklar, $14Khz. STUTTOORT, 523 m. 1980 Neş'e'i kabara neşriyatı. (Mu - gikil.) 20,40 Parten kirchnden kış operası 21 (Şeytan lle kemancı oyunu) adlı Pagani» minin bir balladı. 2230 — Leipziyden nakli, 28 Haberler. 23,20 Pürtenkiriehenden #por ha - beleri, 23,85 Dans, 1 - 3 Gece könseri, HABER Akşam Postası eee ee iyani İIDARE EVİ ISTANBUL ANKARA CADDESI Telgrai Adresik İNTANKUL HABEH Pedisfam Varı: 2RNTE İânre| tirTa UABONE ŞARTLARI D 8 * 1t aya Pürkiyo: 120 880 A60 1x50 Hre Benebii. 150 Mo M0 1ml0 ILÂN TARIFESİ Ticaret Hânlarının satırı 12,56 HKesenl Uânlür 10 kuraştur Sahibi ve Nesrivat Müdürü: HASAN RASİM US Kasılağı yer TVAKİT) Mütbaası kıskanclık, küvvet, aşk ve Tefrika No.152 O gün ve onu takib eden tım[ üç gün kabilenin misafiri olarak kaldılar. Son gündü, artık ayrıla- caklardı. Yavuz ağabeysini ormana gel- miye razı etmişti. Fakat o, orman- da çok kalmak niyetinde değildi. Sırf görmek, nasıl bir yer olduğu- nu yakından tanımak istiyordu. Ayrılma çok içten oldu. Aslan- Ix hükümdarı beş gün misafir ede- bilmek şerefi kabilenin küçüğün- den büyüğüne kadar herkesi mem- nun etmişti. İlk günün çekingen- liği çoktan geçmiş, aslanlı hüküm- dara çok çabuk alışmışlardı. Murad, grubun en zevkli, en neşeli bir adamr halindeydi. Olur; olmaz şeylere gülüyor, Merzuka- yı ve Yavuzu da güldürmeğe çalı- şıyordu. Yolun uzunca olması Muradın hoşuna gitmişti. O, bu uzun yolda avlanarak gitmeyi, aylardan, hat-| tâ senelerdenberi — mütemadiyen düşünerek yol aldığının acısını çı- karmak için istiyordu. Serinlikte yürümek için, güne- şin doğmasını beklemişlerdi. Saat gelmişti. Yavuz, Merzukanın oldukça bir yolu yaya yürümek mecburiyetin- de kalmasından üzülüyordu. Murad: — Zarar yok, dedi. Azıcık rulmaya alışsım.. 4 Bu şaka Merzukanın gücüne git mişti: — Ben, dedi, kâfi derecede yo- la ve yorulmaya alışkımım. — Aksini iddia etmedim. Maa- mafih yorulursanız, Yavuzla seni el üstünde taşıyabiliriz. İ Merzuka buna cevab vermedi. | Bu ara, Haşima, Yavuza yaklaş- mıştı: — İsterseniz ben de sizinle ge- leyim.. İhtiyarım amma, size yol- da belki yardımım dokunabilir. — Hayır, Haşima, sen yorulma. Ben birkaç güne varmaz, seni ge- lir alır ve götürürüm. — Teşekkür ederim. Yavuz Murada döndü: — Hazır mıyız, ağabey?. — Elbette.. — O halde hemen hareket ede- lim. Merzuka demincek Muradın sö- zünden çok alınmış olacaktı ki he- men açıldı. Murad ve Yavuz onu takib etti- ler. Kabilenin öne gelenleri de ar- kalarından ilerliyordu. Bu şekil- de konuşa güle köy hududuna ka- dar geldiler. Burada ayrı bir hu- susiyeti olan ayrılık merasimi bel- ki on beş dakikadan fazla sürdü. Yavuz, Murad ve Merzuka, ileri- deki tepenin üstüne varınca geriye baktılar. Kabilenin büyükleri hâ lâ orada duruyorlar ve kendileri- ni gözetliyorlardı. Yavuz, bir el kaldırışiyle yeni- den selâmladı. Onlar da Yavuza mukabele ettiler. Geçtikleri, yer, iki tarafı küçük ağaçlarla kaplı, tabii bir yoldu. Az sonra bu yol ikiye ıyrliîyurâıı.ı Her parçaşı ayrı bir beyecanla okunacak macera, seyabat tomanı si nereye gider, bilir misin? — Ben ne biliyem?. — Doğrudan doğruya seni ba « bamın klübesine götürür... Murad, Yavuzun bu sözü üzeri- ne iki tarafına bakındı. Sonra bir- den: — Tanıdım, dedi. Ötekinden de gidersen bir göle varıyorsun, de- ğil mi? — Evet.. — İşte veis oğluna ben bu göl- de tesadüf ettim. Şimdi tanıdım. Yavuz: — Fakat biz, şimdi, ne bu yol- dan, ne ötekinden gideceğiz.. As- lanlı hükümdarım — malikânesine varabilmek için şu çalılığa sapma- mız ve önümüze çıkacak ırmaktan karşıya geçerek ormana girmemiz lâzım. Yavuzun gösterdiği çalılık u - zaktan hiç de geçilebilecek bir ye- re benzemiyordu. Murad, buraya dikkatle bakarken, Yavuz sözünr devam ediyordu: — Yalnız, bu çalılıktan geçer- ken çok dikakt etmek lâzım. İn- sanın önüne birdenbire yılan çık- ması ihtimali vardır. Bu korkunç hayvanlardan birinin bir ceylant boğmasına biraz ileride sahid ol- muştum, Üzerine taldırıb da * br çağımla ikiye bölmüş olmasaydım, zavallı hayvanm öldüğü gündü. Murad, çok küçük yaştanberi, yılana katiyen ısınamamıştı. Cam- bazhanelerinde yılanla numaralar yapan adamlarla bile bu hayvan- lar yüzünden ısınamamıştı. Yavu- zun bu hikâyesi, ortada hiç bir şey yokken sinirlerini altüst etmiş, ren> gini uçurmuştu. — O halde, dedi, ben buradan geçmem. Bana bir şey söylemesey- din mesele yoktu. — Fakat buradan geçmek mec- buriyetindeyiz. Burasının sağı göl, solu nehir kenarı olduğu için ta- mamiyle bataklıktır. Ancak bura. dan geçmek imkânı var.. — Ben bataklıktan gitmeğe ra- zıyım, fakat buradan geçmiye- yim. — Ağabey, çocuk gibi Jâkırdı söylüyorsun. Bak Merzukaya, © bile kadın olduğu halde itiraz et- miyor. (Devamı var) 'Şehir Meclisinin dünkü celsesi (Baştarafı 3 ncüde) de bir teşekkür mektubu yazılma- srva karar verilmişti. Bu teşekkü- re gelen cevab okundu. Yalova azası Kemal ile Fatih azası Kadrinin istifaları kabul e- dildi. Yapacak iş kalmamıştı. Reis perşembe günü toplanmak üzere celseyi tatil etti. Selâmi İzzetin arzusu yerine gelmişti. Birkaç da- kika sonra elleri arkasında Babıâ&. Yavuz, iki yol başına gelince Mu-/ )4 yokuşumu hızlı hızlı inerek mat- rada: —— Ağabey, dedi. Bu yolun baaya gidiyordu. LY.R.