n Mhu 1985 üzamlıların Mezarlığı | Büyük zabıta romanı Nakleden : Vâ - NÜ e lllkee — Rifat Beyi şahsen tanımaz Mıydınız? — Hayır... Asla... Komşumuz l—füf Bey onu bana tavsiye etti... | Zira, buna benzer bir vak'ayı or- faya çıkarmış usta bir. polis ha- n""mıı'ış. — Ya... Lâtif Bey tavsiye etti - »« Teşekkür ederim... Hoş, H'k_l"ln bunların o kadar ehemmi- Yeti yok ya,, Yalnız, dosyaya koy- Aşağı indi. Dışarda, .bilhassa, yavaş yürü- Mek dikkatini gösterdi. _Kımım. bir sokağa girdi. — Ya... Demek ki, Lâtif Rifa. _ı'"'!l getirmiş... O tavsiye et- ._'İY—— Ben, zaten kendisinden tüphelenmiyor miydim.., İkisin- de şüpheleniyordum.., " Fakat, Vedat Beyin de sesi hâ- E'l!ı.l:lu-mdı çınlıyor: — Senin kurduğun nazariye azizim!,, ç) , itirazlarımı nazarı İtibara almamıştı. j hci e 5i R"lf. ilk defa olarak, randevü- İî_ldi_ Diğer polisler, yani Meh =A:0 Davut, hemen derhal ar- Yetişti. Ây yükseldi. Fakat, rüzgâra bulutlar da var... Bunlar, ——. Zaman, ayı örtmektedirler. nâhdı beride, gezintiye çıkmş insanlar görülüyor. W piOtörü kuvretli bir araba geç- Jüğe doğru yürüdü. P. 'olisler, bu koşan ışıkları göz- takip etti. Fakat, yolun so- di, da ışıklar birdenbire sönüver- n“”ıimuı tomobil, bütün uıı]..k" ğ ea e ND Vaş ı'l:hııık olarak, yavaş ya- Polisler, bunun denize muvazi lediler. xv_.dll Bey yanlarma geldi. Nauf, onları, yolun ortasına doğru yürüttü. — İstasyondan geliyorum! -de- di.- Trenin gidişine baktım. Rifat, giden yolcular arasında yoktu. Diğer taraftan, Dirayet Hanımdan öğrendim ki, Rifat Bey Lâtifin tavsiyesi üzerine buraya getiril- miş Vedat Bey: — Görüyorum ki, faraziyeniz- den hâlâ vazgeçmediniz! — Fakat, unutuyorsunuz: Ri- fat Bey, Ihlamurköyünden bu ge- ce hareket edeceğini söylemişti. — Belki fikrinden vazgeçmiş- tir. Yahut da trenden başka bir yasıtayla gitmiştir. Ben de onun yerinde olsaydım, bu işi parmağı- ma bir kere doladıktan sonra, hal- letmeden Ihlamurköyden ayrıl- mazdım. Sayfiyenin önündeki yolda yü- rüyorlar, Rauf, cevap verdi: — Kuvvetli bir araba, yanımız- dan geçip gitti. — Farkına vardım,. — Öteki sokağın sonunda yü- (l — Rardar. rüyüşünü yavaşlattı. Bir kaç met- re gittikten sonra, bütün fenerle- rini söndürerek kumlar üzerinde durdu sanırım. — Bu cihet pek entresan. Daha yavaş yürüyelim. Rauf komiserin koluna doku- nup ona sol tarafı gösterinceye ka dar hiç bir söz söylemediler. — Lâtif Beyin evi. — Duralım, Durdular. — Zemin katında ışık var. — Bir müddet tarassut edelim. Krmıldamıyorlardı. Önlerinde, elli metre kadar i- lerde, artık, manzara görünmüyor gibi... Parmaklıklara kadar, gürültü etmeden yürüdüler, Dirayet Hanı- mın sayfiyesi önüne gelmişlerdi. İlk içeriye giren Rauf oldu. — Ev, güç görünüyor. — Evet. (Devamı var) » o AA — Şîkdqeller, !emeıın_i!ır_ Şehir tiyatrosunda davetiye ticareli tanun, b Üa 15138 tar'bli'Salı günü | akşamdan tiyatro kapısı ö« ;M epeyce ahali toplanmışdı. akat, kapıda bekliyen bazı me- ukhn davetiyesiz. — kimseyi beriye ları yüzünden —’:ill'uılınn davetiye satarak Sirki, Meşru, ticaret etmeleri g'bi in bir hal zuhur etmiştir. —.g:"“"'el'în ne günü, hangi ea nereden ve kimlere verile- İih.:".k. ilân edilmediğinden &u, bü ü _ılıve!nımeler'n bir ço biç biı’ hisst edebi mevzularla tolüx alâkası olmıyan kimselerle Ve bu Socuğun ellerinde görülüyor Ri '::ll:d;ı: bir kısmı da ar- vabii gibi şehir tiyat. :ı':i::lıuı.ılın tarafından ken- Bt ön verildiğini söyliyerek ka- bili, ünde ve beş on kuruş muka- inde d'lediklerine davetname İ dı. ke, ite bu çirkin vaziyet sebebiy- l.,ı;:ı“ beri şehir tıynmı:n:ın temsiline para verip de- S Tepebaşmdaki Şehir Tiyatro- | vam eden ve ancak yeni olan bu her Salı günleri, parasız | “zehirli kucak,, temsiline heves | -— faydalı bir piyes temsil e- | göstererek gelen bir çok kimse: |i gazetelerle ilân edildiğin- | Tiyatro kapısının önünde bir ta | raftan: “Zorla mı gireceksiniz, (i dayak mı istivursunuz? Ki'mlere (£ davetname verilmişse yalnız on- lar girip görebilir!,, diyen memur (© ların itip kakmalarına maruz kal- mışlar ve bir taraftan da kalaba- ğ lık arasında isted ğine davetname satan kârcıların bu hallerini tees- sürlerle görerek geri dönmüşler- | dir. Bütün koltuk ve sandalyeleri | numaralı olan şehir tiyatrosunda iyi görmek için arzu edenler diğer günlerde nasıl tems'l saatinden bir kaç saat evvel bilet aldırıyor- larsa parasız gösterilen görmedik leri temsiller için de gene ayni fe- dakârlıkla ilân edilmiş olan vakit te gidip bu girme kartlarından alabilirler. Ayni zamanda, hacmi istiâbisi malüm olan bu tiyatroya böyle müstesna gecelerde kart da hi dağıtılmadan vaktinde gelen eşhasın muayyen miktarı idhal e- | dildikten sonra “dolmuştur,, kay- | diyle kapılar kapanarak da hul | Hızılarında vıldiz işareti olanlar üzer erinde 29 ide muamele görenler. dir 'Ra amlar k apanış flatlarını gösterir — Nukut (Satış) (6 Londra bir, * Viyana M — # Nevyork — 126 —| * Madrit ıR - « Parls 170 —| , Berlle -| * Milâno — 213 —| , Varşova — aç— » Brüksel A, —| « Budapeşte *& — * Atina 24, — | * Dücreş IT - * Cenevre — Bi6, --| * Belgrat “ - * Solya 44 —| * Yokohama 38 — * Âmsterdam 84 —| « Altın 047 — * Prag 100 —| » Mecidiye 42 — |* Ssrakho'm — ar, -.| « Reakaoi 240 — | Çekler (kap. sa. 16) hdi —— « Londra — öl8--|e Stokhim — 31278 * Nevyork 0.7018| « Viyana 43314 « Parls ı2o4 |e Madrit 58075 *« Milâno 9.183>| » Berlin 19780 * Brüksel — 3.40x5|» Varşovra — 481— '< * Atina 848782| 6 Budapeşte — 4,9628 « Cenevre — 9.48s0| e Bükreş — 791574 *« Sötya 67385 |e Belgrat — 3s0res * Amsterdam Li748|* Yokohama — 27804 * Prag 18,0975|* Moskova — 1090— [ h Bantas — ya—| — Tramvay — â1,50 * Anadolu 26 —|& Çimesto as 1805 4 Reji 220| Ünyon Değ — ». Sir, Hayriye — İNSO| — Sark Dek a Berkez Bankası 67.75| — Ratya ç Ü. Sigorta —— — 00| Şark m. eeza A — Pomonti 11,98| — Teleton -— ——— ——— - İstikrazlar tahviller *1633Türk Bor.l 20,54| — Elekirik Ki e. . . Ho z012| Tramvay — 3128 ’ı;uı Aı;ın —.“:Tıl 2040| — Rühtim y0 rüzDAkili | 94,25| , Anadöla! * Ergani istikran 97.— : A:::l: n :;: 1998 AMU — ©0| — Anadola I —00la Mümessit A I 19,80; haberler. 19,40: Ümur baba, şan pi- yane İle birlikte. 20: Hafif masiki plâk, 20, 30: Balnlayka orkestrası. 21.15: son habar - ler, <borsalar. 21,80: radyo orkesirneı, 28: radyo ve caz vo tango örkestrası. 823 Khz. VARŞOVA, 1545 m. 18: Piyano -keman sonatları. — konfe « rans, 18,38: Koro konseri, — spor, — 19,15: orkeştra konsari. 19,45: konferans. 20: gar- kılar. 20:45 aözler. 31: plâk, 28: Chopinin e- 19,55: amele asat. 20,30: Budapoşte apera - sından naklen öpera temsili, 22.80: haber- der, 23,801 Baclıman salan orkestrası. 4,7 : Kahvehane no fi konseri. 1,08: Sen habere yer. 828 Khz. MOSKOVA, (Stalin) 861 — 11 Bolisiler tarafından ada masikisi. 18, $01 “Yadi dakika,, isinali piyos, 833 Khz. BÜKREŞ, 365 m. 18,15 gündüz plâk neşriyatı, 13 orkestra konseri, 19 Haberler. 19,15 ketserin devm- ma, 19450 dörm 20,10 konferana, 20,35 Fre derik isimli Lehar'ın opereti, haberler, Doktor Ali ismail Haydarpaşa hastanesi bevliye mütehassısı Urologue — Operateur — B Babıâli caddesi Meserret ote-ii Li 88 numarada her gün öğleden? sonra saat ikiden sekize kadar.j HRREEEETEEİ ENEEÜNEEEETEN LN MRREEEREEÜEMRREENENESİZ j : Göz Hekimi Dr. Şükrü Ertan Babıâli, Ankara caddesi No. 60 Telefon: 228566 Salı günleri meccanendir.. Kermmmeı çirkin hâdiselerin ve boş yere bek lemelerin önüne geçilebilirdi. - Halkın boş yere izzeti nefisle- rin! rencide etmek için şehir tiyat: rosu çevirgenliği ve alâkadar olan mercilerin nazarı dikkatini cel- betmek üzere bu mektubumun' neşrini dilerim, Kasımpaşada, Camiikebir ma- hallesi Fotinciler sokak 8 numara Feridun Coşkun e ———T—— — HABER'in Hikâyesi Meşhur avukat Suat Beyin et- rafını bir hürmet halkası — çevir. mişti. Onun anlattıklarını büyük bir zevk içinde dinlediler. Dağı- | hırlarken, herkes: — Şayanı hayret! -dedi- Bu adam, ne zeki, ne nükteli... Yaşlıca bir kadın: — Yazık ki evlenmiyor... -dedi. Biri cevap verdi: — Jale Hanımla flirt ediyor. Başka biri: d B abdallaştırır bir de onu benim şahsiyetime yü- rüterek dinleyin bakalım.., — Jale Hanımı nasil -buluyar- sunuz. Saadet, dudak büktü: — Bilmem vallahi... Ne beğeni- — yorum, ne nefret ediyorum... Ken- disine karşı lâkaydım... Sesinin perdesi dikkatimi cel- betti. Saadet Hanımdan ayrıldığım sırada, onu, zihnen, Jale ile mu- —Jale Hanmm da esprili bir ka- | kayese ettim. Jalenin çarpıçı gü- dımn işte, ikisi birden büfeye doğ- ru yürüyorlar... Suat Bey, 45 yaşlarında kadar- dr. Zekâ, yüzünden akardı. Adli- yedeki mevkii pek yüksekti. En hürmet edilen ve en zengin avu- katlar arasındaydı. Parmağına sardığı davayı — kazanırdı. En u- mulmadık bir zamanda verdiği bir hazır cevapla düşman tarafın sırtını yere getirirdi. O söz söy- lerken dinlemek, değil yalnız sa- miinler ve arkadaşları için, hattâ hâkimler için bile bir zevk olurdu. Kendisi benim pek hürmet etti ğim bir zattır. Onu ne kadar sev- diğimi ne kadar takdir ettiğimi geçenlerde Saadet Hanrma da an- lattım. Hiç cevap vermeyip so- murttuğunu görerek: — Siz de öyle bulmuyor mu- sunuz? -diye sordum. — Hayır... Onun sözleriyle Jale Hanrmın pek - oyalandığını ve neş'elendiğini uzaktan görüyo- rum, Yanlarına yaklaşıp ben de dinliyorum. Fakat, işte o zaman, pek te alâkayı calip bir söz söyle- diğini işitemiyorum, Hepsi basma kalıp, yabancı lâkırdılar - ediyor. Hattâ kendisinin hoş sohbet oldu- ' zelliği karşısında, onda öyle ince ve fevkalâde bir iç güzelliği var- dı ki, ilk tesadüfümüzde, bundan avukat Suade de bahsetmekten kendimi alamadım. Kadımın ismi geçer geçmez, a- vukat biraz sarardı: —Sen benim dostumsun!- de- di. Sana her şeyi açıkça söyliyebi- Hrim: Onu, senelerden beri sevi- yorum... Eskiden evliydi, sonra dul kalçı... Aşkım devam edip dur muştur. — Kendisine bundan bahsetti- niz mi? — Hayır. Onun karşrsma gelin- ce, bende harikulâde bir değişme oluyor. Hoşuna gitmiyecek bir söz söylemekten korkuyorum. — Halbuki, Jale ile nekadar iyi konuşursunuz... Onun yanında ne kadar hoşa gidecek sözler söy- lersiniz. Suat, eliyle sinek kovar gibi bir işaret yaptı. Yüzünü buruştur- du: — Jale... Adam sende... Ona aldırmıyorum ki,.. Hoşa gitme- mek beni alâkadar etmiyor ki.. Aklıma geldiği gibi konuşuyorum. Halbuki, Saadetin yanmdâ mute- na kelimeler, güzel nükteler arı- ğuna dair medh ve senalar işiterek| yorum... Bulduklarımı beğenmi- onunla başbaşa kalmak tecrübe- sinde bulundum. Bazan - sustu; daldı. Her ağzmı açtığı sırada da, saçmaladı, — Hayret... — Tiyatrolarda, alkış, galeri- den kopar. Alkışlanan şey de in- sana güzelmiş tesirini yapar. İşte, Suat Beyin etrafma bir galeri top lanmıştır. Onlar alkışladıkça size ve diğer münevverlere de Suat Bey zeki tesirini yapıyor. Fakat yorum... Telâşa düşüyorum... Her cümlede biraz daha aptallaşıyo- rTum... i ğ Bu muhavereyi Saadete anlat. tığım vakit: — Sahi! -dedi.- Bunu ben de farketmiştim. Onun zeki ve çok değerli olduğu halinden bellidir, Bana niçin hislerini — anlatma« miş 7.. Nakleden: (Hadice Süreyya) "Yarın akşam SAÂRAÂY Sinemasında JOSEPHINE BAKER'in pek muvaffakiyetli eseri t filmini bütün İstanbul halkı JOSEPHIİNE BAKER ZUZU görmek isteyecektir. filminde pek nefis ve baş döndürücü şarkılar tazanni edecektir. Misilsiz bir derecede kuvvetli 2 büyük film birden BYARINDAN ITİSAREN |PEK siınemasınDa ıx - Malek Bira Kralı Baştan nihayete kadar kahkaha — kahkaha J-Studyo Eğlenceleri ? Paramount şirketinin en güzel dansözlerinin yaptığı büyük film. #$ Flatlarda zam olmıyacaktır. Bu proğram BünekllinanlbtanınlBl, # da hususi davetiyeler muteber değildir. ©? | MUygeRİ v a yayayaMMNı yi FUi ytUnayarlldlie ŞHMN gA layyyask bittt gegastlrin ÜlNDe 6B N yaras A a. MUYDtEES ağyaar Pa PPPai VÜF ürgya g FS aryayaa AA aai * Büyük Tayyare Piyangosu 18. ci Tertip 4. cü Çekiş 1I. Şubat 1935 dedir. Büyük Ikramiye ; 25.000 Liradır Ayrıca 10.000, 4.000, 3.000 İiralık ikramiye- ler ve 20,000 liralık mükâfat vardır. _— a