4 HABER — Akşam Postası Reisin zamanında yaptığı ma- nevra onla_rı felâketten kurtardı Yanıbaşında duran Deli Meh - medle Kara Yusuf da böyle dü - sünmüşlerdi. Ali rais, şimdi geminin kıç ka- sarasında ayakta duruyor, ku « mandalar veriyordu.. Şahin, dümen suyunun üzerin. de birdenbire sağa döndü. Tam bu sırada Gloryanım kaptan köp- ! rüsünden boru ile bir kumanda verilmiş, on sekiz top birden pat- Tamışt. — Fakat Ali reis gemisini öyle bir hızla cevirmiş ve düş - | manla burun buruna gelmişti ki bütün güllelerden ancak bir tane- | si Şahinin arka direğ'ni ortasın- dan parçalayarak gitmişti... Bu, büyük bir zarar değildi, Bütün korsanlar, büyük bir se- vinçle haykırdılar: — Yaşasın Ali reis!... Yaşa - ....... n!.. Genç re'slerinin tam zamanın- da yaptırdığı manevra, onları mu- hakkak bir felâketten kuürtarmış. tı. Düşman gemisinin kaptan köp rüsünde telâş ve kızgmlık vardı.. Şimdi iki taraflı oklar atılı - yordu. Korsanlar, sadaklarından çı - kardıkları okları öyle hızla atı - yorlardı ki düşman gemisinin gü- vertesi bir anda karıştı. Onun is- kele tarafındaki topları tamamile boşaldığı için kurulamazdı. Ye. niden doldurulması için epeyce zaman lâzımdi. İki gemi, bir anda borda — bor- daya geldiler. — Tekneler biraz hızla çarptıkları için Şah'n, ol - dukça sarsıldı. Leventler hemen merdivenleri, kendilerinden üç kulaç kadar yük sek düşman gemisinin bordasına — dayamışlardı, kancaları attılar ve | bir ellerinde yalın kılıç, diğer el- ler'le tutunarak yukarıya - fırla - çdrlar. Âli reis, bu yeğitleri mümkün olduğu kadar serbast bırakmak i- çin okçuları direklere — çıkardı. Bunların başlarında küçük Hüse- yin vardı ve düşman askerlerini bir anda şaşırtmıştı. Yalnız Gloryanın grrandi di - - -reğinin çanaklığında — beş asker, argebüz denilen tüfeklerle ateş e- diyorlar, gemilerinin güvertesine çıkan korsanları vuruyorlardı. Ali reisin buna canı sıkılıyor - du. Eğer yalnız bir levent yukarıya çıkabilse, arkasından — gelenlere yol açmış olurdu. Bundan başka ne zamandanbe- ri dolu duran toplarını da kullan- madığına üzülüyordu. Yanıbaşına baktı: — Kara Yusuf nerede?.. . İleriye göz attı. Orada da göre- medi. Yalnız Deli Mehmed, düş - ! man gemisine tırmanırken vuru - larak düşenlerin en önünde, ip - lere ve merdivenlere saldırıyor - | du. Kara Yusuf kamaraya inen ka- pının ağzında göründü. Bu adama ne olmuştu? Böyle en Ilsmlml nımı Girip, nezle,—l;a—; ve diş ağrılarının kat'i ilâcıdır. BÜYÜK DENIZ ROMAN! SŞahin Yavrusu l Yazan: Kadircan KAFLI No.54 cıvcıvlı bir zamanda nerelerde do- laşıyordu?... Ali reis kızmıştı. Fakat kızıla - cak zaman değildi: | — Hey... Kara Yusuf!... Deli | Mehmede söyle, geriye — insin!... Gloryadan ayrılıyoruz... Sonra da dümene geç!.. Kara Yusuf koştu. Kendisi de | koştu. | İki geminin güverteti de mah - şer gibiydi... Ali reisin sesi bütün burgürül - | Mezardan işi- ı dilen ses OBüş taref't T incide) Dr. Kondon üç saatlik bir d'n- lenmeden sonra, suçlunun - vekili Dr. Kondonun, çocuk kaçırma hâ. disesinde alâkadar olması ihtima- lini ileri sürmüş, Kondon şiddetle reddetm'ştir... Parayı istonek üzere haydud- lar tarafından gönderilen mektu- ba Con dive imza atılmıştı. Suçlu vekili, Dr. Kondonun bundan ev- | vel gazetecilere bir beyanatından bahsederek: — Siz, Connun Hauptman ol - madığını söylememiş miydiniz? Dr. Kondon heyecana gelerek: — Hayır! Hayır! diye bağırmış ve suçlu vekiline uzunca izahatta bulunmuştur. Sonra suçlu vekili Dr. Kondon- tünün üstünde gürledi: — Top başma!... Bu kumandaya hepsi bir saniye için şaştılar. Fakat Ali reisin tek- rar etmesine vakit kalmadı, levent ler topların başına - toplarmışlar- dı. Ali reisin sesi yeniden gürledi: — Kancaları al!... Kendisi de ucu kancalı sırık - lardan birini kapmış, düşman ge- dan, şimdiye kadar Conun, Haupt Tmaan olduğunu neye ortaya atma- dığını sormuüş, Dr. Kondon bunun, bir adamın hayatı meselesi oldu- ğunu ve vakaya karışmak isteme- diği için böyle hareket — ettiğini söylemiş, ve muhaköme bir gün sonraya bırakılmıştır. Hauptmana benziyen biri Nevyork, 13 (A.A.) — Nev - york - Post gazetesinin yazdığına misine bütün kuvvetiyle dayan- | Pakılırsa, Hauptmana pek benzi - mıştı. Yetmiş, seksen levent de | yen bir adam, mahkemede şahit - bir anda onun gibi yapınca Şahin, lik edecek ve çocuğun çalmdığı Gloryadan hiç umulmıyan bir hız- | akşam Lindbergin evi yakınların- la ayrıldı. da bizzat yeşil bir otomobil ile do- Leventlerin bazıları kızıyorlar- | laşmış olduğumu söyliyecekmiş. dü — Neredeyse düşman gemisine girecektik?.. — Öyle bir yağma olacaktı ki.. — Kes sesini, rveis ne derse onu | — isrannur: yaplı.. Bunu, yanıbaşlarındaki — Ayı Mustafa söylemişti. Düşman gemisnide göze hızla çarpan bir sevinç çarptı: — Kaçıyorlar!... Kaçıyorlar!... Toplarını yeniden doldurmağa çalıştıkları, Ali reisi kovalamak için hazırlandıkları görülüyordu. | Ali resi Gloryadan yirmi kulaç | kadar ayrılmıştı ki geriye doğru | çekildi. Kılıcını çekerek havaya kaldırdı ve bütün kuvvetiyle hay- | kırdı: — Toplarrr!... Ate ... $i Şahinin on iki topu birden gür- ledi. Gloryanın teknesi bir an, ba- rut dumanlarının arkasında kay- bolur gibi oldu. Sonra boşlukta çatırdılar duyuldu. (Devamı var) Kömürlerimiz (Baştarafı 1 inci de) guldağa hareket etmiştir. Bay Mü- fid Necdet Zonguldakta bir hafta kadar kalacak ve şehrimize dönü- şünden sonra Ankaraya giderek tetkikleri neticesini deniz ve hava işleri müsteşarlığına bildirecektir. Diğer taraftan son günlerde Ingiliz ve Polonya — kömürcüleri kendi aralarında bir uyuşma yap- mışlardır. En mühim kömür ihra- gatçılarından olan bu iki memle- ketin böyle aralarında anlaşmala- rı ve fiatları yükseltmeleri üzerine Avrupadan memleketimize birçok müracrat yapılarak Türk kömürü almak istenildiği bildirilmiştir. Bu müracaatlarda Türk firmala- rından, Türk kömürünün fiatları ve nümuneleri istenilmiştir. İRADYO | Bugün 18.30 Dans musikisi, Plâk, 19 İstanbul Ralkevi — Soysul Yardım gübesi namına dokter profesör Ostnan Şe - raleddin Uludağ, 10.30 Habarlar, 19440 Solo ve ses müusikisi plâk. 20 Yurdumuzu bilelim; Belim Bırrt Tarcan, 20,30 Gotama caz Ba - yan, C. H, Şan 21153 Son baberler, 21,30 Bas yan Bedriye Tüzün gün radyo caz ve tango orkestrası. 223 Khz. YVARŞOVA, 18545 m. 1808 Şarkılar, 1850 Sözler, 10.15 Piya - no (Fransız eserlerinden.) 1945 Kadm, 20 Sözler, 21 Hafif musiki, 2146 — Hinberler, 22 [ Kski kozmervatuvar talebesinin könseri, kon- Yerana, 23 Roklâmlar, 28,16 Dana, B28 Khz. BÜKREŞ, 864 m. 13 - 15 Gündüz plâk neşriyatı, 18 Hinfit musiki, 19 Haberlar, 19045 Konserin devazar, 20 Üniversite, 2020 Plâx, M.45 — Konferana. ZI Noal müsikisi — (Avrupadan — gelen yeni plâklardan.) 21 Haberlerler. 841 Khz, BERZLİN, 357 m. 18.80 Öpera pilkları, spor. 19,30 Şarkı ve Piyano musikiri, alizlear, 20.20 Marşlar, 2040 Aktüalite, baberler, 20.10 Böllet baritön şar- Kıları, 23 Haberler, 230 Neş'eli, — karışık konser, 18 Yransızca deçs, 545 Khz. BUDAPEŞTE, 550 m. 16 Salon musiklal, 18.66 Hikâyeler. 19.30, Vagnerin “Dle Melistersanger von Nürnberg., dsimli opera temşilini — nakli, 24,25 Çingeno müuzikisi. 24,03 Habarlar. 14 İkincikânun 1935 Her parçası ayrı bir beyecanla okunacak maceran, a| kıskançlık, kuvvet, aşk ve ASLANLI HÜKÜMDAR SÜLEYMANIN OĞLU ? Tefrika No,137 Ayağı toprağa basınca bir müddet durdu) Siyah ve zayıf vücudundan srzan sularımn akışını uzun ve kemikli — parmaklariyle kurulaştırdı. Sonra olanca sesiyle: — Haşimaa, Haşimaaa!.. diye bağırdı. Haşima ihtiyarın adıydı. Aslan- l: hükümdar onu bilhassa bu isim- le çağırır ve tanırdı. Bağırışma bir cevab alamayım- ca ayni hızla, eyni heceleri tekıaı- ladı. Irmağın bu tarafında ağaçlar daha sıklaşıyor, — adetâ korkunç bir heybet alıyordu. Birbirine ke- netlenmiş dallar arasından müş- külâtla geçti. Bir ara ağaçlar o kadar girif- leşti ki kuvvetsiz. kollarının dalları mütemadiyen — aralamak mecburiyetinde kalışından bunal- di. Azıcık dinlendikten sonra ye - niden harekete geçti. Haşima her yirmi, yirmi beş a- dımda bir, admı haykıriyordu. Bütün seslerine bir cevab alama- yınca adetâ şüpheye düştü. Am- ma cesareti kırılmadı. Beş on da- kika sonra şüphesinin tamamiyle boş olduğunu uzaklardan — gelen keskin'haykırıştan anladı. Haşima sırıttı. Bu sırıtışta bü- yük bir memnuniyetin izleri gö- Hele aslanlı adamı birdenbire İ AM DÖN larak güldü ve güldü. Aşlanlı adam, Haşimaya yak- Taşmıştı. Elinden tuttu; — Seni buraya hangi rüzgâr at- tı, Haşima, dedi. — Seni göreceğim geldi. Beni artık hiç aramadın. — Yaşım çok ileriledi. Belki son günlerimdir. Ölmeden seni bir daha görmek is- tedim. — Çok yorulmuşsun.. Otur da azıcık dinlen. Ikisi de oracığa oturdular. Aslanlı adam büyük bir sır ve- riyormuş gibi ihtiyarın kulağına eğilerek: — Artık dediğini yaptım Haşi- ma.. — Ne yaptın.. — Bana yalnız yaşamamamı | söyelmiyor muydun, işte onu.. Âr- tık yalnz değilim.. İhtiyar gülerek: — Şimdi anlaşıldı niçin unutul- duğumuz... — Çok unutulmuş değilsin. Ben seni unutabilir miyim.. — Kim bakalım bu? — Benim gibi beyaz, güzel bi risi.. — Çok sevindim buna. Bana gösterir misin gelinim:? — Niçin göstermiyeyim.. Azı - ecık dinlen de gideriz. — Ben de sana sevineceğin bir haber getirmiştim. (3 — Nedir 0?.. — Kardeşini buldum.. Sana ©- ru gelirmek istiyordum. — Kardeşimi mi? — Evet.. Yavuz, ihtiyarın sözüne inan - mak istemiyordu. Kardeşini ner - | de bulacaktı. — Bunda muhakkak | Deposu: Bahçekapıda seyabat romanı x!ı > ASN -,.Il' i'lızın: : Riza Şekip İnserenerececence bir yanlışlık olacağını düşünü! du. Iİhtiyar Yavuzun şüphesi lamıştı: — İnan bana, dedi, d buldum. Adı Murad değil miy' — Evet.. Mürad.. — © halde tâ kendişi.. — — İnanamıyorum Haşima. ismi sen benden İşitmiş olacı sın., — Hayır, katiyen değil.. Fi © seni ölmüş biliyor. — İnanamıyorum.. İnanamı rum. Yavuz bir nakarat gibi hep nanamiıyorum,, u tekrar edib ruyordu. ; Haşima; . alkkii di — Fazlasını sonra — anlatırı? dedi, haydi şimdi yürüyelim. — Yavuz, kendisinden geçmiş halde Haşimayı takib etti. Haşima: — İyi amma, dedi, seni ben ! götüreceğim, yoksa sen mi be — Hakkn var Haşima, geri bana yol ver de geçeyim. (Devamı Meş am balo — (Megriki âsam) — senalik BAİ bu ayın on yedinci perşembe ülkü Maksim salonlarında verilecektir. Davetiyeler Karlman m H Haşet kütüphanesi ve dördüncü | kıf hanmda asma katta Bay Nedif —— Mahmudpaşa <inayeti Mahmudpaşada oturduğunu vE minin Hayri olduğunu söyliyen genç dün matbaamıza gelerek, mudpaşada Bezciler sokağında toncu Nurinin işlediği cinayete yazımtıda ismi geçen — Hayri ile ” bir alükası bulunmadığını, bunun f| zeteye yazılmasını istemiştir. n yör T Re Yeni neşriyat Büyük gazete Büyük gazetenin 12 nci sayıs! #j zel, renkli bir kapak içinde yazılarla çıktı. Bu sayıda Türk V telbahirciliğinin tarihine dair sos © rece meraklı bir yazı vardır. Tavukçuluk mecmua Tavukçuluk mecmunsını © nuz! j Ev bark geçiminde hattâ wi #kenomilde değerli yeri olan hayvanatının verimlerindan t yasullerle istilade etmek yolların! teren kıymetli yazılarla ayda bİf ” fa Ankarada "Arı ve kümes ları yetiştirme kurumu,, genel & kezi tarafından çıkarılmaktadır. » nelik abone karğılığı (120) kurll i Ü AA AU PERE L ETSAZE TAPSEŞRCELEBEE “Kimyager Hüsameddin | İdrar, kan, kazurat ve ticaret W#) l | (Hlilleri yapılır. Eminönü, Emlâk İ $ Eytam Bankası karşısında İzzet V || hanı. ü Şalih - Üetati're L EĞİ ETESE TP ae » » # ESLA OŞ £ RELAEEE