D a Züppeden bile berbat! Kadın ve erkek.., İkisi de i eee emn- sândır, değil mi? Fakat, bunların 1 aralarında bir yaradılış farkı o f'i“ gibi, bütün insanları, başka "::kb'kfmdın da gene ikiye ayır- mümkündür: Âdem oğlunun beyni ya ser kuşu gibi havai, daldan dala kon- ml.:.:iuundı oluyor... Kafa tas- İaç Oda böyle bir dimağ taşıyan- 3 'f'lfPG tipinde en güzel nümu- ini veriyorlar. j a *bud da, bir adam, ciddi mi- w'îlflln. Kendine maddi, mane- hı:i" yer, bir yurd, — bir merkez Bu Msemiştir. Ondan ayrılmaz. Ö çeşidin güzel nümuneleri â- Timlerdir, ülkücülerdir; kötü ni- .l:"—kri ise belki Bulgaristanda- Trakya komitecileridir. Bizde 'fı“dln “Şeriat isterük!,, diye ye- fil bayrak açan yobazlardır. l—îıll— derhal kestirib atabiliriz: ü ği kadar şik olsun; tek göz- Ük taksın; saçına altı aylık “per- Sahan,, yaptırsın; — yahud şişesi i sekiz liraya lavanta kullan- h'_'“ ve fransızcadaki bütün “R,, le- THaşırmadan “g,, diye telâffuz et- *İn; — züppeden bu millete hayır Stlmez... Değil bu millete, hiç bir Billete, hiç kimseye ondan meded | idır. Demek ki bel bağlıyacağınız, :—hıu. ciddi mizaçlı yurddaşlar - u. 5; Gerçi, bunlar içinde, söyledi - :ıııı gibi, “muzır ciddi,, ler ::.:l:r a ıkıl..d(hıyı" hayat veren “ha : vatında Çat püneclif dereceleri Si vün e duldırım çyokg::ıe':l eli ue,i,_ ilhgi:ı:n için, pek çok defa, şunu “üîr:ir yobaz, bir züppeye tercih ].ıçüfifü. yobaz tipi, cins itibariy- min Yük ülkücünün, büyük âli- | miş akrabasıdır. Belki tereddi et- Ki tinsi bozulmuştur. — Fakat, Olsa, o çeşiddendir. .,,_:_' tasnifi böylece yaptıktan pe (” bizdeki mefküreci ile züp- Bi ili '&erinin melezleşmişlerinden Ki hlı göstereyim: darl; :"î! bir bayan tanırım. Din- e gö 'lflıııeyı vermez. Bir de, bil ©, *yim? Kadir gecesi iskam- x’“hm. Hoppala, coppala! ı...,'_:'; ne pehriz, bu ne lâhana ı.,;"*ıkpyuı kendi bacağından tigiğe Biz, ibadetimizi de yapa - x’“mııuuzn da oynarız. rM.A_ hatun... Ya artık “monde- Tilş Çötim,, de, işim içinden Sıy- K.;.h“d da — şu müslümanlıkta iüe_ Becesi iskambil oynanmaz d._.h'&:h seninki gibi iddialı din- H ş:h:' Pek tanınmış misal: Di hüz,” Hamid devrinde mabey- Ve ta ’!mdı sakallıydı. İttihad Bıy,k. ki iktidarı eline alınca, 'a""' Niyazi bey gibi bura - ! üne “Ya hürriyet, ya ö - lıım;' _"_'İ“Ğı. Mütarekede bıyık - vi 9yd George gibi poslaş - :.“ i '.':“işx;ıuıııbıu; cemiyeti - di de sinek kaydı “)o:hb Sözde sıraya katışmak is- Va A SAÇ Male q::: 'b:"hlduı Mmuzırdır. me züppedi berbağı, C zler, BÜ Hatice Süreyya Oldürülen Armanak Cinayet neden ve nasıl yapıldı Astik Mahmudpaşada bir cinayet ol- duğunu dün kısaca haber vermiş- tik. Verilen malümata göre bu cinayet şöyle olmuştur: Bezciler sokağında bakkallık eden Astik adlı biri Armanak is- mindeki oğlu ve Fâik adlı dama- diyle ayni dükkânda çalışmakta- dır. Ayni semtte oturan ve o civarı haraca Kesmiş olan bastoncu Nu- ri adlı bir sabıkalı dört ay evvel bir yaralama ve hırsızlık mesele- sinden yatmakta olduğu hapisha- neden çıkacağı sırada Mahmudpa- şa civarında fanıdığı Hayri ismin- de birine mektub yazarak bir çok dükkânlardan kendisinden selâm söylenmek suretiyle para toplat - | mış, fakat bu bakkal Astik ile oğ- lu ve damadı, istenilen haracı ver- miyeceklerini söyliyerek Hayriyi geri çevirmişler, Hayri de mesele- yi Nuriye anlatmıştır. Nuri bu yüzden Astik usta ile oğlu ve da- |Talebe birliği 'kongresi | Idare heyeti seçimi haftaya kaldı Talebe birliğinin yıllık kon - gresine dün Halkevi salonunda devam edilmiştir. Talebe birliğinin bayramın i - kinci günü vereceği çaym niçin geri bırakıldığı idare heyetinden soruldu. Idare heyeti tarafından kongre heyetine mesele izah edi- lerek çayın verileceği salon sa - hiplerinin bayramın ikinci günü salonu Talebe Birliğine verecek - lerini vâdederek kaparo aldıkla - rı halde arife gününden bir gün evvel gönderdikleri Bir mektup - la bayram günlerinde salonu ken- dileri için alakoyacaklarını bil - dirdikleri anlaşıldı. Azadan bazıları bu mesele et. rafında söz aldılar. Neticede sa . lon sahiplerinin mahkemeye veri- lerek kendilerinden maddi ve ma- nevi tazminat istenmesine karar veftildi, Kongre divanı, kongrenin ge -, çen hafta neden yapılmadığını anlattı. Kongreyi yapmak için Halkevi salonunun tutulmuş ol - duğu anlatılarak kongrenin an - cak bu hafta yapılmasına imkân görüldüğü bildirildi, Nizamınamenin intihab madde- sinin değiştirilmesi kabul edilme- di. Yalnız bu maddeye küçük bir ilâve yapıldı. Bundan sonra seçime başlandı. Yeni idare heyeti için altmış aza namzed gösterildi. İntihab san - dıkları asılmasına ve bir. hafta içinde yeni idare heyeti intihabı yapılmasına karar verildi. Bundan sonra kongre heyetin- ce birlik islerinde büvük hizmet - leri görülen avukat bay Irfan E- | mine teşekkür edildi. madına kin beslemektedir. Nuri hapisten çıktıktan sonra bir müddet orada, burada dolaş - mış ve nihayet evvelki gece Astik ustanın dükkânına gelmiş: — Ver oradan bana iki şişe ya- rım kiloluk! emrin vermiştir. Bu sırada dükkânda Astik usta yok- tur. Astiğin oğlu Armenak, dük - | kânlarında yarım kiloluk*akı bu - lunmadığını, bir kiloluk bulundu - | ğunu söyleyince, Nuri, ondan ve biraz da meze vermesini — söyle - miştir. Armenak “biraz meze ver,, sö- zünü anlamamazlıktan glerek kaç kuruşluk meze istediğini sormuş, Nuri de: — Canım, ver işte, bir şişe rakı ile ne kadar meze yenecek? demiş. Armenak yirmi beş kuruşluk pas- tırma vesaire tartıb tezgâhın üze- rine koymuştur. Nuri şişe ile me- zeyi alıb parasını cumartesi günü vereceğini söyleyince, Armenak, veresiye veremiyeceğini söylemiş- tir. Bu sırada Nuri, tezgâhm ü- zerinde bulunan pastırma bıçağı- nı eline alarak, Armenağı kafa- sından yakalayıb yere yatırmıştır. O esnada Armenağın eniştesi Fa- ik, Nuriyi bir kaç kere geri çek- mek istemişse de, muvaffak ola- mamış, bu sıyada bekçiler yetişe- rek Nuriyi yakalamıştır. Nuri ya- kalanınca Faik da Yeşildirek po- lis karakolunu hâdiseden haber- dar etmiş, fakat yetişen polisler, ne Nuriyi ve ne de Armenağı dük- kânda bulamamışlardır.. Çünkü Armenak bir aralık Nurinin elin - den kurtulub kaçmağa — teşebbüs etmiş, Nuri de bekçilerin elinden kurtularak Armenağın peşine dü - | şüb çocuğu cadde ortasında yedi yerinden bıçaklıyarak ağır suret- te yaralamıştır. Hâdise esnasın- da Nuri de elinden yaralanmıştır. Armenak kaldırıldığı Cerrah - paşa hastahanesinde — ölmüştür. Nuri, yaraları sarılarak polise tes- lim edilmiştir. DA Tramvay kazası Dün Sirkecide Beşir Kemal ec- zaneşi önünden geçmekte olan Ce- mil adlı bir çocuğa vatman İsma- ilin idaresindeki tramvay çarpa- rak yaralanmasına sebeb olmuş- tur. Vatman hakkında takibat ya- pılmaktadır. Yangın Bakırköyünde Cevizlik mahal- lesinde oturan Haticenin evinden yangın çıkmış, etraftan yetişilerek söndürülmüştür, Baca tutuştu Taksimde Sıraservilerde Nem- .. .. İtür işleri Bakan, dün mühim beyanatta bulundu Kültür Bakanı Bay Abidin Oz. men dün gazetecilere beyanatta bulunarak şunları söylemiştir: — Ayasofya Müzesi işini e - hemmiyetle takib — etmekteyiz. Müzenin avlusunda tetkikler yap- tık, bu avluya Bizansdan kalma e- serleri koyacağız. Camiin içerisi- ne konacak eserler daha sonra ayrılacaktır. Sultanahmed camiinin kütü - pane olacağı haberleri doğru de- ğgildir. yalnız Bayazıd kütüpane - si genişletilecektir. Muallimler arasında umumi bir tasfiye mevzubaha değildir. Kültür işlerinde umumi bir tasfiye yapılacağı hakkında çı - kan şayialar doğru değildir. KIDEM MESELESİ Kıdem zammı alamıyan hoca- lar yıl içinde muhtelif zamanlar- da okullara gelmiyen ve yıl s0- nunda iyi randıman vermiyen hocalardır. Kültür müdürlükleri için yeni | bir talimatname hazırlamakta - İ yız. Bu talimatnamenin en mü - | him kısmı lise ve orta okulların | bu müdürlüklere verilmesi mad - desidir. Bazı vilâyet orta ve lise okul - ları herhangi bir iş hususunda Bakanlıkla temas etmek mecbu - riyetinde idi. Ve bakanlığa sorulan herhan- gi bir işe cevap gelmesi uzun sü- rüyordu. Bunun için bu okulların da işleri Kültür Müdürlüklerinde görülecektir. Yabancı okullarda ders veren hocaların hariçte başka bir işle meşgul olmaları Bakanlıkça ya - sak edilmiş değildir. Bunlar okullarında vazifele - rini kusursuz gördükleri takdir - de dışarıda herhangi bir işle meşgul olabilirler. Istanbulda bir hafta kadar kalacağım ve bu müddet zarfın - da üniversite işlerile meşgul ola- cağım. Hafta sonunda Edirneye giderek orada kültür işlerini tet- kik ettikten sonra da İzmit ve A- dapazarma gideceğim..,, A düenke " Akça bakanı İzmirden gelerek Ankaraya gitti İzmirde bulunan Akça Bakanı Bay Fuad dün şehrimize gelmiş, ayni günde Ankaraya gitmiştir. Akça Bakanımız, dün kendisi- saat 17,5 da gelen “İzmir,, vapu- rundan çıkarak doğruca Haydar- paşa istasyonuna gitmiştir. Bay Fuada, Ankara Ekspresine lizade Midhatm evinin kalörifer ' W&dar refakat eden ve görüşen- bacasından yangın çıkmış, fakat | ler arasında akça bakanlığına bağ çabuk söndürülmüştür. Yaralama Balıkpazarında dönercilik ya- ı pan Dimitriyi, ayni yerde çalışan Aleko bıçakla yaralamış, kendisi yakalanmıştır. Otomobil kazası Aynalıçeşmede oturan Kâzıma, Tepebaşında şoför Mustafanın ©- tomobili çarparak yaralamışlır. Şoför hakkında takibata - girişil- miştir. l1 yeni rıhtım ve limanlar idaresi genel müdürü, eski vali muavini Bay Ali Rıza Çevik de vardı. Dün bir muharririmiz Akça Ba- kaniyle İzmir vapurunda görüş- müş ve son seyahatlerinin sebebi- ni sormuştur. Bay Fuad: “— İzmire hususi işlerim — için gittim. Birkaç gün kaldım.,, de- miştir. ni karşılıyanlarla birlikte, akşam | W Sinemalarda müş- terilere saygısızlık Bu, film başladıktan sonra, ka: | pıları kapayıb, hâlâ müşteri almal ve herkesi oturduğu yerden kal: dırıb indirerek rahatsız etmek der, di değidir... | — Birçok kimseler dokunub söyle diği halde, hâlâ iki dört yapraktar ibaret olan bir ilân parçasımna or kuruş istemelerinden de şikâyet et miyorum... - Bunlar, belki icrat tedbirler isti- yecektir. Her düğümün, kendi çeşi. dine göre bir çözülüş biçimi olsi | gerektir. | — Sinemalarda, sinemalar tarafın: dan müşterilere karşı gösterilen | saygısızlık diye, şu reklâm tarzın ileri süreceğim. Bir de, esas film den önce gösterilen (Dünya hava disleri) adlı ekleme filmi... Sinemalar, gösterdikleri filmle rin isimleri üzerinde her halde bü yük bir kurnazlık yaptıklarını sa nıyorlar. Film adları, çok defa, a sıllarında bambaşka olmakla be raber, bize gelince şöyle bir değiş tiriliyor, güya bize yakın, bizi ÇE- KECEK bir biçime sokuluyor. Ve büsbütün başka olan fransızcasiy- le, hattâ her ikisine de uymıyan en esas ingilizcesiyle yanyana konu: YOr.. Bu benzeyişsizliği, açıktan açı ğa göz önünde tutarak, kimsenir | farkına varmıyacağını düşünmek dalgınlıktır. Farkına varacaklarını bilerel yapmaksa, manasızlık... Şivemize uygun gelmiyeceklere başka bir biçim vermek olabilir Fakat gene, aşağı yukarı ayni ma na ve mefhumu kaybetmiyerek... oynayan Amerikan filmlerinin, bi! hassa bu film için, ona büsbütür fransızca bir mahiyet veren mat bu afişlerini görmüyor - değiliz.. Fakat bu, onu tam manasiyle fran sızcalaştırmak üzere, hususi suret te harcanmış bir itinadır. Bizdeki, adetâ bir sergi halin de! Sinema yazılarının, film adla: rının, bugünkü temiz türkçe sava: şında bir büyük yardımı olabile- | ceğini de ayrıca hatırlatırım.. Havadis filmlerine gelince; sor zamanlarda, seyircinin masumiye- tiyle adetâ eğlenir gibi bir âdel daha çıktı: Hem yazı var, hem birisi iza: hat veriyor. Bazan ses hiç yok.. Yalnız ya- zı!.. Ve havadis filminin bir kısmı bildiğimiz gibi giderken, arada bir bu izahat veren ses araya dü- şerek, doğru dürüst de söyliye- meksizin, şaşırarak, yanlışlar ya- parak, battal bir çalımla bir şey- | ler-anlatıyor... | Bu bir düzen yahud heye can verilmiyecekse, kendi halimi- ze bırakılmağı tercih ederiz. HİKMET MÜNİR Balkan iktısat kon- seyindeki murahhaslarımız Dün İzmir vapuriyle şehrimize gelmeleri beklenen Balkan iktisad | konseyindeki murahhaslarımız İz- | mir vapurundan çıkmamışlardır. Kendilerinin, Yunan heyeti reisi Papa Anastasyo tarafından veri « len ziyafet dolayısiyle bu vapura yetişememiş — olmalarına ihtimal veriliyor. | Bazan, fransızca başka adlarla' -