lCüzamlıların Mezarlığı Büyük zabıta romanı Komiser: — Hanımefendi, bu eve yeni bir iş için tekrar geldiğimden dolayı çok müteessifim! -diye söze başladı.- Fakat mademki yeğeniniz ciddi surette yaralan- dı, biz de işi ciddi surette ele al- malıyız. Geldiğinizden sonra ce- reyan eden hâdisenin dosyası a- çıktır. Bu hâdiseyi de ona rabte- deceğiz. Onun için, size şu suali sormama müsaade e Ca: Bu iki hâdise arasında neler cereyan etti? Dirayet Hanım, pek görünür surette şaşalamışa benziyordu. Komiser: — Bazı hâdiseler cereyan et- ti mi? -diye sordu. — Evet... Oldukça çok hâdise- ler geçti. — Bunları lütfen birer birer ve tafsilâtiyle anlatır mısınız? Sonra, nazarı dikkatinizi celbe- denler üzerine avdet ederiz. Dirayet Hanım, bunun üzeri- ne, geldikleri tarihten bu güne kadar bütün olup bitenleri anlat- ti? Küçük salonda Nusretin kor- kusu, Lâtif ile Nuhun gördükle- ri havaller, cüzamlılar mezarlı- ğı, ilâh.. Bunun üzerine, komiser, dının sözünü kesti: — Müsande edin de bir sual Borayım... Bütün bu hâdiseler- den bizi niçin haberdar etmedi- niz? Dirayet Hanım, nasıl cevap Vereceğini bilemedi. — Tereddüt ettim... Bazı | ah- baplarım, bu işlerden sizi haber- dar etmemi tavsiye, etti. bazıla- rı ise,. bilâkis, etmememi öğüt verdi...'Nihayet, bana, hususi bir polis hafiyesine işi havale etme- ği tavsiye ettiler. İşin böylelikle dal budak salmıyacağını bildir- diler, Rauf Bey: — Herhalde, “dal budak - sal- dırmazdık!,, diye sitem etti. — Evet, biliyorum... Hulâsa, İstanbulda çalışan hususi - polis- lere baş vurdum. — Kimmiş bunlar? — Pertev Bey aliba... Komiserler, daha tafsilât al- dıktan sonra: — Evet, bunları —tanıyoruz! -dedi.: Size birini yolladılar mı? — Evet... Rifat Bey geldi... ka- Nakleden : Vâ - Nü —5Brini — Kendisi şimdi burada mı- dır? — Üç günden beri buradadır. — Bu sırada evde mi acaba? — Evde... İhtimal kendisini görmek isterdiniz? —Hayır... Rahatsız olmasın... Biraz sonra görürüz... Komiser sordu: — Rifat Bey geldikten sonra da başkaca gayri tabii hâdiseler oldu mu? — Evet... Dün gece... Dirayet Hanım, bulunan boş vabul hâdisesini anlattı. Pence- reden görülen ve kendlerini kor- kutan müthiş suratı hikâye etti. Sonra, Nuh'la polis hafiyesinin geceleyin nöbet beklemelerini anlattı. Kanlı mendili de unut- madı. Vedat Bey, memnuniyetsizli. ğini güçlükle zaptediyordu. — Bütün bu hâdiselere karı- şan bir çok şahitlerden bahsetti- niz. Evvelâ bir akrabadan bah. settiniz. — Adnan Bey.. Birkaç gündür burada... Yarın hareket ediyor!.. — Bir de Murat Beyden bah- settiniz? — Bir dostumuzdur. Mevsimi civarda geçirir... Bize sık sık uğ- var... Ziyaret eder. Rauf, söze karıstı: — Bize bir de âlimden bahset tiniz... Mahir Bey!.. — Evet... İşi gücü kitap oku- makla geçen bir âlim... Burada, tarihi tetkikatla meşgulmüş... Ci varın tarihini yazıyormuş... Bu sayede, bizim evde bir cüzamlı- lar mezarlığı harabesi olduğunu keşfetmiş... Bizi bu münasebetle ziyaret etti. Bahçeyi ve oradaki | harabeleri gezdi ve mezarlığın yerini iyice tespit etti. Bundan başka, bazı taşlar üzerinde, tebe şirle çizilmiş işaretler keşfetti. Alime nazaran, bu işaretler, mu- ayyen mânalar ifade etmektedir. Komiser: — Bütün bunları ayrıca müta- lâa ederiz! -dedi.. Fakat, hanrm efendi, evvelâ şunu sorayım: Ge- çen seneler içinde bu gibi gayri tabil hâdiselere rastlamış mıydı- nız? — Hayır, asla. — Nuh Bey de böyle bir şey görmemiş mi? — Hayır, zannetmiyorum... (Devamı var) Ok atma merakı bizde maalesef kayboldu; fakat başka memleket- lerde, meselâ İngilterede bu güzel spora yaşlı kadınlar bile rağbet gösteriyorlar. İste, Londrada Hayd Parkta ok atma ldınıi ııapııı Mr kaç Leydi! | gttlizce habarlar, 16 a Haa ae a D DST TTT — Göri ring Almanyada âsayişin berkemal olduğunu söylüyor Almanyada birbiri ardınca yapılan tevkifler üzerine Gene- ral Göring bir beyanatta şöyle demiştir: “—Hücum krtaatr hâlâ liderleri- nin ardındadır. Bir “30,, Haziran vak'ası,, nın tekrarlanmasına im- kân ve ihtimal yoktur. Hem siyah gömlekli!er, hem hücum kıtaatı kaytsız, şartsız hükümete bağlı- dırlar, “Halk da Nasyonal Sosyalist hükümet taraftarıdır. Ferhangi canlı bir mesele için bir ikinci reyiam müracaatı yapsak gene ı):üıde doksan ekseriyet elde edi- ür, “Bugünkü rejime hiç bir suret- le muhalefet yoktur. Son defa tevkif edilen hücum kıtaatı âzası ve fırka mensupları siyasi sebeplerle tevkif edilmiş değildirler.., General Görinr, — propagan- da nazırı döktor Göbelsle kanlı bıçaklı olduklarma dair şayiaları tekzip etmiştir. (| RaDYO | Bugün İSTANBUL: Sant 18de fransız ders, 1820 da Jimnastik: Selim Sırrı Tarcan, 19 da dans musikisi plâk, 1910 da haberler 1940 da örkestra plâk, 20 de şehir o- pereti Delidolu, Fransız tiyatrasun - dan nakil. PARİS. (Kma Anizm) 18 m 68 M Haberler. 15 Hinberler, 1830 Tn Sözler. 1615 — Paris Hayatı. 1620 Karışık konmer, SUU Khu BERLİN, 258 e. 1440 Yaşlrlara spor, 1005 Radm, 10, 80 Şarkılı ve mustcili — 20,40 Haberler, 91, 10 Sar bizimdir. 2215 Nesşeli orkestra kon Seri. 28 Haberler. 23.20 Mozartm keman #öerterinden. MA Operet —ve sesli filmler - den. - | 848 Khz. BUDAPEŞTE. 550 m 18 Örkestra kemseri, 10 Dera Plâk 19.58 Hikâyeler. 20,30 Operadan nakti. 28. 30 Cazband. 2420 Macar şarkıdarı, 14 3 Gece mustkiai. BÖT Kh VTYANA, SOT m. IK0 Yeni Viyana musikisi. 19 Ptak, 1925 Mühtelif, 21 (Üç şimal ayıaı) (almli piyen. 23 Holzar idaresinde radve orkes tram. 2365 Haberler, >M1$ Sözler, 24,28 Plâk. 638 Khz. PRAO, 470 m. 16.858 Senlönik cax 1745 cocuk tiyat Yosu. 1830 Plâk. Bözler. 1830 PiAk Amele programı. 1920 Almanca program, 20 Haberler. Plik. Konferana. M,30 Ko- ro konaeri, - (Operetlerden). 2150 Edehi- yat. 21.88 Jeremiyas örkestrası. - Son ha- berler. 2115 Eaperante diliyle öperet mü- Sikisi. - Pransızca hâüberler, 850 Khz. BRESLAU, 216 m. 20 BSözler. 2040 Hafta haberleri. 21 Haberler. 2110 Saar, .40 Stutgrattan 223 Rh. VARŞOVA, 1845 m. 14 Sahubertin şarkılarımdan. 18,28 Kon- ferana. Plâk. 1838 Ptüik 1950 Spor. SARANANCCACCCCNCUCCUNLCEYENCANALELACESSESERESESCECESLEcEE | SÖZler. 1013 Kuartet könseri, — Sözler, Ti Viyanadan nakli. Sözler. 22 Chopin kon- seri. 2230 Konferaha (Meperantnca). 2240 Şarkdar, 23 Reklâm konseri. 2815 Dina musikiri. 175 Khz. MOSROVA, 1714 m. 1780 Sözler. Borodin — bastelerinden parçalar, 1930 Kolkoz neşriyatı. 21 Ban- fonik koaser nakli. 22 Müuhtelif dillerte neş- Fiyat. Ihsan Yavuz Kadın ve erkek terzisi Bütün sıklar hep >rada giyin rler ler keseye ve arzüya uygun el- bisenizi — ancak orada — yaptıra: bilirsinz. Istanbul Yeni- postahane — kar- şısında Foto Nur yapında Letafet hanında. Kendısı ile evlenmediği ıçın rejisörünü dava eden yıldız Vima Aknay Holivud rejisörlerinden Vajda aleyhine Vilma Aknay tarafın- dan bir dava açılmıştır. Vilma Aknay, bir yıldızdır. Eskiden Vi- yananın meşhur “Burg,, tiyatro- sunda oynıyan, sonra Amerika- ya giden ve film çeviren bu yıldı- zın rejisör aleyhine açtığı dava- nım mevzuu, kendisine karşı ev- lenme vaidinde bulunduğu hal- de, vaidini yerine getirmediği, sözünü tutmadığı iddiasıdır. Re- jisör ise, bu yıldıza kendisiyle ev lenmek arzusunda olduğuna da- ir bir şey söylemediğini ileri .ı. rüyor! Macar yıldız, davasımı ispat çin gene Macar yıldızlarmdan Sari Fedak'i şahit göstermiş, bu yıldız, Kaliforniya hukuk mahke | mesine gitmiş ve davacı yıldıza | rejisörün evlenme vaidinde bu- hunduğunu işittiğini, bu hususta- ki konuşma ve anlaşmanın kendi yanında olduğunu yeminle ıöyl.o- miştir. Bu şahitlikten sonra, orhyı yeni bir dava çıkmış, bu sefer de rejisör, şahit yıldızı, yalan yere yemin ve şahitlik ettiği iddiasıy- le ceza mahkemesinde dava et- miştir. Kaliforniyada yalan yere yemin ve şahitlik etmenin ceza- sı, hayli ağırdır. Ceza, beş seneye | kadar hapistir. T Fakat, dava edilen şahit yıl- | dız, Amerikadan uzaklaşmanın ve Budapeşte'ye gelmenin yolu- | nu bulmuştur. Resimde gördüğü- nüz kadım, bu davada şahitlik e- | den Sari Fedak'dır. Bu iki muha« keme, gerek Amerikada, gerek | Macartistanda alâka ile takip edi- liyor! W mereLccASCELEERU 1000000000000000000000000LTTACCCLALECEECEDANEEEEECELERACENELEYEETEKANANACAN Sitroen fabrikasını Ford mu alacak? (Baştaralı | incl de) Meselâ reklâm için meşhur Eyfel kulesinin en üst katını ki- ralamış ve burada elektrikle da” imi afişler yaptırmıştı. Bu devirde Sitroer çok şans- İridi. Hangi işe teşebbüs etse muhakkak muvaflak olurdu. Bir defa Montekarloya gitti ve bir gecede 36 milyon frank kazan” dı. Bu esnada birçok kadınlarla düşüp kalkmış ve burlara hesab- sız derecede para yedirmiştir. Fakat Sitroenin talii birden - bire döndü. Bir kece Montekar- loda müdhiş bir yekün tutacak derecede para kay'etti. Ondan sonra tuttuğu birçok işleri bozul- du. Ve ne derece çabuk para kazandıysa ondan daha haş dön dürücü bir süratle kaybetmeğe başladı. Büyük reklâm masraf- lariyle çıkardığı yeni otomobil - ler satılmıyordu. Buhran her şeye olduğu gibi otomobil satışr na da tesir etmişti. Sitroen, mağazalarda satılma- yıp duran otomobilleri elden çı- karmak için şöyle bir fikir bul du: “Sitroen fabrikası, yeni bir otomobil satın alan müşterileri- nin eski otomobillerini asıl Fia - ) tna satın alır.,, | Bu sayede Sitroen binlerce a' tomobil sattı. Fakat “bundan j hiç bir şey kazanmadığı gibi f müdhiş bir ziyana da girdi. Bu | hadise geçen sene oluyord; Sitroenin parası kalmadı. Iflâs | etmek üzereydi. Derhal Fransa | sanayi nezaretine müracaat et - ti. Sitroene sanayi nezaretinden maada iki biiyük tröst malen yar dım etti. Bu tröstlerden bırl benzin, diğeri otomobil lâstiği | "î tröstü idi., I.J Bundan Sitroenin fabrikalarını Amerika* lılara satacağı mevzuu bahsoldu. * Nihayet Sitroen son defa hükü- y " A | ' " sonra bir müddet | mete müracaat etti. Hükümet l hıç bir şey yapmadı. Bunun ü" M zerine de resmen iflâs etti. 5. Bununla beraber - Avrupada | hâlâ bir takım rivayetler dolışıı yor ve Sitroen fabrikasının şim” di de Ford tarafından satın alı- * sacağı kuvvetle iddia ediliyor. Paris, 29 — Fabrikatör Sitro- enin iflâsı üzerine Perpignan if” lâs masası faaliyete geçmiştir. | | llk hesablardan — anlaşıldığıma göre Sitroenin açığı üç mılywı kadardır. Yeni çıktı Y Dün ve yarın tercüme külliyatının 19 uncu sayısı ilim ve Felsefe j Moritz Schlick — Hilmi Ziya | Fiytar 80 kuruş, dağıtma yeri “VAKIT,, matbaasl ğ Ankara vaddesi - İstanbul-Telefon 24370 | YENİ SENE MÜNASEBETİLE L ZG İlk Kânun 1934 den 15 İkinci Kânun 1935 e kadar HUSUSİ TARİFELERLE KURSLAR AÇILMIŞTIR Asri bir lisan öğrenmek için bu fırsattan istifade ediniz, BERLİTZ'de | e Kayıd başlamıştır. Ankara: Konya caddesi İstanbul: İstiklâl caddesi 373