(Baş tarafı | incide) mevzuuna intikal edince, ondan, aklıma gelen bazı suallerin ce - vablarını dinlemek istedim. — Efendim, dedi, devlete borç- larını ödiyemiyen vatandaşları - mızın bir kısmını fakirler teşkil eder. Onlar, olanca hüsnü niyet- | lerine ryağmen, vergilerini vak- tinde ödemeğe imkân bulamazlar. Sırası gelince, memurlar bu va- tandaşlarımn dükkânlarıma gider- ler, ta sandalyelerine varıncaya kadar haczederler. Bu akibete uğrayanları vergi kaçakçılığı ile ithama hakkımız yoktur. Zaten, vergi kaçakçıları ne böyle namuskâr emeklerle hayat- Tarını kazanan fakir vatandaşlar, n& de temiz şöhretli namuskâr tüccarlar arasında değildir. Devletten — vergi kaçıranlar, memleketle bütün alâkaları şah- si menfaatlerine munhasır tufey- lilerdir. Ve her bindiği arabanın türküsünü çağıran bu tufeylile rin Türklüğe bağlılıkları da şüp- helidir. Şimdiye kadar meydana çıkan vakalar, buna şüphe bırakmıya - cak kadar kuvvetli birer misal teşkil etmektedir. Bu tufeylilerin hemen hepsi tahsil görmüş, lisan bilir, kurnaz iş adamlarıdır. Bir iki seyahat, bir iki ziyafet, ve bir kaç günlük küçük bir emekle binlerce lira kazanmakta üstatdırlar. çını devlete vermekten kaçımacak kadar da haristirler, Dostum sözünün burasında bir an sustu, biraz düşündü, s0: a: -& Şimdi; dedi;'çok mühim bir nokfaya teniği$ mecburiyetini du- yuyorum. Kanun, bir çakmak taşını kaçıran vatandaşı en kısa zamanda en ağır cezaya çarpı- yor. Fakat, kaçırılan şey bir çak- mak taşı yerine bir servet olunca iş değişiyor. Daha doğrusu uzu- yor. Ve mücrimi tecziye için mevcud merasimler o kadar kül- fetli ki, çok defa seneler sürü- yor. Bu müddet de mücrime, işten sıyrılabilmek için bir çok vesile- ler, imkânlar kazandırıyor. Bu gibi vakaların çoğu, tama. miyle adilâne sayılamıyacak şe- killerle neticelenmiştir. Bu da gösteriyor ki, büyük ka- kaçakçılıkları tecziye eden ka - nun maddeleri tetkik olunmaya, tebdil olunmaya muhtacdır!. Sonra bugün, kaçakçılık hile- leri o kadar çoğalmıştır ki, İstan- bulda, sade bu hilelerin komis - yoncuculuğu ile müreffehen ge- çinen insanlar vardır Hattâ, ica- bında hepsini birer birer göster- meyi taahhüd ederek diyeceğim ki, munhasıran kaçakçılık dala - verelerile meşgul —muazzam ida- rehaneler, yazıhaneler kurulmuş- tur. Ve bütün bu ziyankâr şe - bekeler harıl harıl faaliyettedir - ler. Bugün, bu adamlar, kaçakçılı- g:, meselâ doktorluk gibi asil de- gil, fakat doktorluk kadar müs- takil — ve ihtisasa müstenid bir meslek haline getirmişlerdir. Ve meslek salikleri arasında, ihti - saslarmı gazete sayıfalarile ilân- dan çekinmiyecek kadar cüret gösterenler bile mevcuddur. Hükümete 20,000 lira vergi borcunuz mu var?. Karşmıza, faraza avukat sıfatımı taşıyan bir müfettiş matrudu çıkıyor ve: — 2000 lira verirsen seni bu Vergi kaçakçılığı parayı vermekten kurtarırım, di- yor. Dairelerdeki geniş nüfuz- larından, dalaverelere olan hu - dutsuz vukuflarından, amirlerle, memurlarla sıkı hususiyetlerin - den bahsederek sizi ikna ederler. Ve bu suretle, kaçakçı efendi. ler has müşavirlerinin rehberliği ile faaliyete geçerler. Türlü tür. lü dolaplar, türlü türlü dalavere- ler çevirirler. Namuslu memur- ları baştan çıkarmağa yeltenirler. Bazan muvaffak olurlar, fakat bu, ekseriya paranın cazibesine kapılmak gafletini gösteren za - vallı memurun istikbaline mal o- lur. Ve bu suretle işler yolundan, çığırından çıkar!. Hulâsa ben, gösterebileceğim bir çok delillere ve isbat edebile- ceğim bir çok tecrübelere istina- den diyorum ki, bugün vergi ka- çakçılıkları, gümrük kaçakçılık - larından daha tehlikeli bir hale gelmiştir. O kadar ki, bunların önüne geçmek için kati tedbirler almak zamanı geçmiştir. bile. Artık açıkça görülüyor ki vergi gizliyenler için mevcud cezat hü- kümler kâfi değildir. Ayrılmadan evvel dostumdan, bu tedbirlerin ne şekilde olabile- ceğini öğrenmek istedim. Uzun- ca bir zihin zorlayışından sonra, istediği kâğıdaşu maddeleri yaz- di: 1 — Vergi kaçırdıkları ilk tah- kikatta sabit olanlar, derhal tev- kif edilmeli ve ihtisas mahkeme- sine verilmelidirler. 2 — Tahakkuk edecek hazine alacağının kaybolmaması için derhal ihtiyati haciz konulmalı- dir. 3 — Vergiye itiraz üzerine mu- ameleler en kısa bir zamanda ne- ticelendirilmelidir. 4 — Mükelleflere müsamaha gösteren, malmrı kaçırabilmesi veya tehiri icra kararı alabilmesi için zaman kazandıran âmir ve memurlar derhal azlolunmalıdır. ılr. Eğer bu işe lâzım gelen ehem- miyet verilmezse, namuslu vatan- daşlara fena bir misal teşkil eden kaçakçılık, memleket hazinesine her yıl milyonlara mal olabilir!. Dostumun sözlerine bir şey ilâ- vesini lüzumsuz görüyorum. Eğer bu satırları yazmakla kaçakçılık kaununlarının, memleket hazine- sini büyük zararlardan kurtara - cak şekilde tadiline vesile olabi- lirsem, vergi borcunu ödemiş bir vatandaş keyifi duyacağım!. ——— Marsilya suikastı Marsilya, 20 (Hususi) — Mar silya suikastında Yugoslavya kra- lı Aleksandrı ve Fransız hariciye nazırı Bartuyu öldürmek suçun - dan maznun olup Aise hapishane sinde mevkuf bulunan Beneş, No- vak, Malni; hakikt isimleriyle Rayiç, Pospişil, ve Miyo Kraly- in muhakemelerine mart 1935 a- yı içinde bakılması kararlaştı « rılmıştır. Bu hususta yapılmakta olan tahkikat kânunusani nihayetinde bitecek ve hakimler heyeti evrakı bir ay zarfında yeni baştan tedkik edecektir. Her üç maznunu müdafaa e- decek Aavukatlar seçilmişlerdir. İsimleri: Polaka, Grisonya ve Fransessidir. Avukatlar şimdi - den maznunlarla temas etmekte - dirler. Mahkemede, artık iyileşmiş o- lap Niste nakahet devresini geçi- HABER — Akşam Postası Sovyet Rusy Yunanistandan tütün alıyor Gelen malümata göre Sovyet hükümeti Yunanistandan iki mil. yon kilo tütün almağa karar ver » miştir. Diğer taraftan Amerika- hlar da geçen seneler mahsulün - | den 300,000 kilo Yuman tütünü almışlardır. Yunan ekim bakanlığı tütün fiatlarının geçen yıldan yüzde 15 — 30 — nisbetinde yüksek ol- duğunu bildirmistir. —— —— —— Tripartit Türk-Yunan ticaret muahedesindeki bu usul nedir? Türk — Yunan ticaret muahe- desi bu ayın on beşindenberi me- riyet mevkiine girmiş bulunu- yor. Bu muahede, Türk malla - rına tediye usullerini — malların cinsine göre tayin edilmiştir. Mal- lar beş kısma ayrılmıştır. Bun- lardan bir kısmı trapartit suretile husu- si takasla ve takas teripartitle ö - denecektir. Tripartit şekli şimdiye kadar aktedilen mukavelelerde görül - memiştir. Türk — Yunan mua- hedesi ilk defa bu usulü tesis et- mektedir. Bu usule göre, Yuna- nistanın klering muahedeleriyle bağlı olduğu — memleketlerden bazılarında bloke kalmış matlu- batı, bu memleketlerin bizim Merkez bankamızla ayni suretle bloke kalmış paralariyle karşılaş- tırılarak ihcacatçılara ihraç ettik- leri malın bedeli bu paradan ö- denecektir. Bu sistem, muahedenin tatbi. kinde alâkadar olan üçüncü mem leketin bloke kalmış bloke para- ları kurtarmak neticesini verdi - ğinden üç memleket için de fay- dalıdır. Hauptman Lindbergin çocuğunu öldüren adam tanındı Tayyareci Lindbergin çocuğu- nun kaçırılıp öldürülmesinden u- zun zaman sonra Hauptman is- minde biri yakalanmış ve tahki- kat yapılryordu. 'Tahkikat, bu adamım hakika. ten çocuğu kaçıran haydud olup olmadığmı teşhis yolunda idi. “Nevyork Herald — Şikago 'Tribün,, gazetesinde okunduğu - na göre, Lindbergin kaçırılan ve öldürülen çocuğunun İskoçyalı bakıcısı Mis Gov bu adamı tani- 1932 senesi martının birin- ci günü Lindbergin Hopvildeki evinin etrafında bu adamı gör- düğünü söylemiştir. Tehdid mektupları Amerika Reisicumhuru Rozvel- te ve demokrat mebuslardan Mişi- gan mebusu Folbese tehdid mek- tubları gönderildiği yazılryor. Her ikisini de ölümle tehdid manasına gelen bir enektub mebus Flokes tarafından alınmıştır. Flo- kes vaki olan beyanatında bu mektublarda esrarengiz cümleler olduğunu söylüyor. Ve “Reisicumhur Rozvelt'e yardım etmekte devam ederse ba- şına esrarengiz bir hal geleceği,, yazıldığını bildiriyor. Hükümet şiddetli takibat yap- maktadır. ——— ren Ceneral Jorj, katil Gorgiye - fi kılıçla yere düşüren Ceneral Bertlo şahid olarak dinlenecektir. Marsilya 20 (A.A.) — Yugoslav Vilson'a çekilen telgraf ( (Baş tarafı | incide) uumdı—Y.ohın Morganım da işi | son zamanda, şunun anlaşılması olmuştur: 1914 - 1918 umumi har- bini hazırlıyan, körükliyen ve hat. tâ çıkaran silâh fabrikatörleri ol- muştur. Bunların içinde, boğuşan iki tarafı birden teçhiz edenleri işitmişsinizdir. Fakat, bu sefer, daha garib ve tüyleri ürpertici bir vesika keşfedilmiştir ki, bunu aşa- ğıya dercediyoruz. Herkes bilir ki, Amerika, harbe ilk önce iştirak etmemişti. Birden- bire bitaraflıktan ayrılmasına se- beb, Lazitanya isimli vapurun bat- ması diye gösteriliyordu. Fakat, şimdi, işin içyüzü anlaşılmıştır: Londra, 18 — Amerika ayan meclisi azalarından — mürekkeb bir komisyon, silâh fabrikalarile beynelmilel silâh ticareti mesele. sini tetkika başlamıştır. Komis- yonun tetkik ebeceği meseleler Sarda geçen hâdise|Seylandaki salgın (Baş tarafı 1 incide) larma bırakmıyacakları,, tehdidi savrulmaktadır. Bu tehdid resmen yapılmamak- ta, fakat sokaklarda dolaşan nazi gençleri bu gibi bir hale müsa - maha etmiyeceklerini muhtelif münasebetlerle her yana bildir- mişlerdir. Sar hüktreet komisyonu rei- si, hadısenin aslını durmaksızın devam etmektedir. Fransız matbuatı, hâdiseyi fi- kir ileri sürmeden yazmışlardır. Istifa eden yüzbaşı ne diyor? Sar Beynelmilel İngiliz şefi “Hemsleyin gene ayt? kuüvvete mensub İngiliz yüzbaşısı Costis- in ahalinin hücumuna uğraması dolayısiyle çekilmesi üzerine ken- disiyle bir mülâkat yapılmıştır: İstifa eden İngiliz zabiti de - miştir k: *— Sar hükümet komisyonuna karşı olan itimadırmım kayboldu - ğunu anladım ve bunun Sar polis kuvvetinin bitaraf unsurlarına da yayılmasını istemedim. Sar hükümet komisyonu ve bi. taraf polislerin menfaatleri hesa- bma istifa etmeyi muvafık bul - dum. — Şimdi ne yapacaksınız? — Londraya dönüyorum. Bu hâ disenin derhal unutulacağını u- marım. Söyliyecek çok sözüm yek.. Hadise, ben orada iken — vukua geldi. Mesele bundan ibaret.,, Sigorta Ticaret Odası bir te- amül tesbit etti Ticaret mahkemelerinden biri Ticaret odasından bir sigorta ta- amülü sormuştur. Sorulan taamül şudur: Sigorta aypılacak ticari emti- a, sigorta ettirecek kimsenin be- yanına göre mi, yoksa mahallen kıymet takdir edildikten sonra mı yapılır. Oda meclisi, bu sorguya ver- diği cevabta, sigortaların beyanı- na göre sigorta yapıldığının es- kidenberi teessüs etmiş bir taa- mül olduğunu bildirmiştir. ya kraliçesi Mari, Kral Aleksan - drın katilinin suç ortakları aley - hine açılmış olan soruşturmada davacı olarak yer almıştır. Kraliçe, Bay Pol Bonkuru ken- disine vekil tayin etmiştir. bokoldu “23 Birinci kânun 1934 vardır. Bu meşhur silâh tüccarı ile es- ki Amerika reisicümhuru Vilson arasında teati edilen telgraflar bu tahkikata sebeb olmuştur. Vilson o zaman ! Londra sefiri bulunuyordu. Fab- rikatör Morganm 1917 de Vilso- || na çektiği şu telgraf elde edilmiş- tir: “Amerika derhal umumt har- be iştirak etmezse banker Mor « gan evi iflâs edecektir.,, İ Eski tolgraf şifrelerinden çı- karılan bu telgraf, bütün Ameri- kada derin bir heyecan uyandır- mıştır. Ayni komisyonun az bir zamanda silâh ticareti işini bü - tün çıplaklığiyle meydana çıka- racağı muhakkak görülüyor. Amerikanm harbe girmiş olma- sı sırf büyük silâhçıların mafaati icabı olmuştur. ! | (Baş tarafı 1 incide) lerin birisidir. Zaten evveldenberi burada malarya hüküm sürüyor- du. Buradaki malarya hastalığı i- ki üç günde bir gelen bir sıtma ol mayıb habis nevindendir. Şimdi bu adadaki sıtmanın pek şiddetli bir salgın hale geldiğinden bah- | solunduğu zamanda sıtmayı teda- vi edecek kadar kinin bulunmade | ğt ve halk arasında kıtlık başgös- . terdiği dahi gelen haberlerden anlaşılıyor. Sıtma salgım husule getirebilir mi? Evet... Sıtma bazı seneler, hele sıtmayı geçiren sivri sineklerin görülür. lar tedavi edilemezse malarya ala- bildiğine yürür, gider. Sıtma tedar vi edilse bile on beş, yirmi gün ka- dar bir dermansızlık bırakır. İşte Seylandaki ahalide görülen vazi- yet sıtma tesiriyle husule gelmi$ş bir haldir. Ölüm vakalarma gelin- ce; habis malarya bir çok vefiyat! mucib olur. Hastalar şiddetle ve sür'atle tedavi edilmezse, — kendi hallerine bırakılırsa çok defa ö- “lüm bu hastalığın mukadder aki- betidir. Seylan adasında kininit azlığmdan bahsedildiği cihetle hastaların lâyikiyle tedavi edile- mediği anlaşılıyor. İnsanlarm elinde kinin, plajmö” kin, Atelirin gibi sıtmaya karşı gâ” yet müessir ilâçlar mevcud olduğu halde malaryanın alabildiğine et- rafı sarımsı ve bir çok kimseleri öldürmesi şayanı teessüf bir bak dir. Bu hal Seylan adasımda sağ" lık işlerinin pek fena olduğunu tedir. Kolombo - Serendib adası, 22 (A.A.) — Gayri resmi rakamlart göre, Serendib'de hüküm süreti malarya salgını şimdiye kadar iki bin kişinin ölümünü mucib olmuf” tur. Tevkifler Amlanyada yapılan son tev* kiflere dair gelen haberler, tevkif edilenler arasmda küçük çapta bir takım liderlerin de bulundu * — gunu bildirmektedir. Yalnız Berlinde, fırkanın yüz” — den fazla azasr nezaret altına #* İrmdığı yazılıyor. Bu haberi inâ&* nılabilir bir nazi kaynağımdan &” mışlardır. | Bütün Almanyada tevkif edi- — lenlerin sayısı 500 ile 700 arasıf” da olduğu zannediliyor. ğ * B