Meraklı Yapılacak tayyarenin ana çiz- gilerini etüt bürosunda mühendis- ler hazırlarlar, Çabuk uçacak bir tayyare mi, yük la_yıyncık bir tayyare mi, yahut de- niz üzerinde uzun mesafeler kate- dözek bir tayyare mi yapmak lâ- zım? Bu meselenin şartları birbi- rinden çok ayrıdır. Bunun en iyi şeklinde halline yarıyacak unsur- ları etüt bürosuna getirecek olan, baş mühendistir. Şi Halledilecek meseleler umumi- yet'e şunlardır: Taşımnacak yükün ağırlığı, varılacak sürat ve maki- nenin faaliyet sahası... Bu üç nok- tayı, bugünkü fennin makul ve mümkün hadlerine sığdırmak, tay yarelerin kalitesini iyileştirmeğe uğraşanlara aittir. Çok acele ede- rek mutad usüllerin — dışına çık- mek delilik olur. Başmühendis şu ıöyledîkleıi-a mize dayanarak, kendisine rasyonal görünen yapı usulünü se- çip muvafık bir proje hazırlar ve bunu tayyâre inşasını çok iyi bilen bir mütehassısın idaresindeki etüt bürosuna verir. * Etüt Büresu umumi bir plân hazırlar. Bundan sonra teferrüat ve bilhassa yenilik ve değişikliğe uğrıyacak parçalar daha büyük bir dikkatle gözden geçirilir. Umu miyetle her biri ötekinden biraz da | ha cüretkâr olan bir kaç usul ta- ,savvur edilir. Her usul mucibi ya- pılması lâzım gelen parçalar yapı- lır ve en iyisi hangisiyse o alınır. Böylece umumi plân kati olarak bitirildikten sonra tayyarenin de- ğişik parçalarının eb'adını resmi servisler anlatabilmek için bir he- sap dosyası yapılır. Acrodinamik projenin yapılma- sında kullanılan hesapların doğ- ruluğu, tayyarenin küçük bir ma- | keti üzerinde kontröl edilir. Bir taraftan da ressamlar tay- yarenin parçalarının yapılabilme- si için her parçanım resimlerini ha- zırlamağa başlar. Tayyarenin muh telif parçaları resimlere göre ayrı ayrı kurularak, ufak parçaların p- lânları hazırlanırken yanlışlık ya- pılıp yapılmadığı anlaşılır. Bundan sonra, evrak memuru tarafından res'mler — kopya edi- lir, — numaraların — ve tasnif edilerek —imalât merkez — büro- suna gönderilir. Bu — büro- nun şefi her resmi, imalâta alışkm bir işçiye tetkik ettirir. Her resim için bir fiş yapılarak, imalâtta kul- lanılacak maddenin cinsi ve ima- Tâtın muhtelif safhaları bu fişe ya- zılır. Parçaların bazıları tahtadan, bazıları madendendir. Atelyelerde buna göre ayrılmıştır. Her atelye, resmi yapılmış olan parçaları, bun ların yapılması için lâzım olan i- mal usuliyle yapar. : Madeni parçalar widalarla ya hut elektrikli lehimle birbirine ek- * lenir. Tahtadan parçalar da çivile- V .e..! nir veya vidalanır, ayrıca da - tut- kalla yapıştırılır. Kanatların tahta veya maden çerçeveleri, yekpare yahut araları açık iskeletlerin etrafına geçirilir. Kanadı teşkil eden ufak parça- lar ayrı ayrı yapılır ve - sonradan çerçevelerin üzerinde birleştirile- Fen Bahisleri Bir tayyare nasıl iı_nâl çdilir? en | rek hepsinin üstüne, cinsi her fab- rikanın imal usullerine göre deği- şen bir kaplama geçirilir. Tayyarenin göğdesini veya ka- natlarını teşkil eden parçaların ya- pılması bitince, mütehassıs işçile- rin çalıştıkları Atelyeler de taya- renin monetajı yapılır. 'Tekerlekler de ayrıca yapılır ve sonradan da tayyare takılabilir. Kanat beziyle kaplanmış tay- yareler yapıldığı zaman, keten be- zi yapan hususi atelyeler vardır. Zaten tayyarenin kaplaması kon- trplake tahtadan, kanat bezinden veya madenden olsun, bunun üze- rine ayrıca ince bir boya daha yap — mak lâzımdır. Bunun yapılması i- | çin bir çok hususi usuller vardır. Nihayet tayyare montaj halle- | rinde tamamen kurulur. Tayyare- nin gövdesi tekerleklerin üzerine konulduktan sonra motör de takı- hır. Makinistler bütün boruları, e- | lektrik tellerini ve motörle layya- renin işlemesini kontrola yarı- | yan saatleri, müş'irleri ve âletle- ri yerlerine takarlar. Böylece tay- | yare kanad takılmağa hazır bir hale gelir. Kanadlar da takılır. Bunların kenarlarındaki ufak dümenlerin idaresine yarayan teller, pilotun bulunduğu yere rabtedilir. Bundan sonra tayyarenin aya- rı yapılır. Uçuş vaziyetinde duran gövdedeki — “hücum zaviyeleri,, kontrol edilir. İrtifa ve istikamet | dümenlerinin ayarı da yapılır. ve İ etüt bürosu tarafından ver'len ta- limazlın yerine getirilmiş olması- n kat edilir. lar da bitince, kenli uçuş meydanı varsa, tayya- re tecrübe uçuşunu yapmak için hangara get'rilir. Şayet tayyare şehir içinde bir fabrikada yapiılmışsa, yelken be- zinden yapılmış parçalar sökülür, gövde bususi bir arabaya yükle- tilir. Kanadlar da tayyarenin iki tarafına bağlanır. Sonra bir trak- tör bu arabayı çekerek — tayyare meydanına gölürür. Burada sökü- len parçalar yeniden yerlerine ta- kılır. Tayyare meydanmda yeni tayyareyi teslim alan pilotlar te- sellüm tecrübelerini yaparak baş- ka ayar edilecek taraf varsa onla- rı da gösterirler. Bundan da gö- rülüyor ki bir tayyarenin yapılı- şı, bir. otomobilin yapılışından çok başka türlüdür. — Her şeyden | evvel, mümkün olduğu kadar ha- | fif olmak meselesi otomobile gö- ve tayyareler için daha mühimdir. Bundan başka, tayyare inşaa- ti teknikin çok yeni olması şimdi- lik aşağı yukarı “standard,, bir tipin tesbitine imkân bırakma- maktadır. Tayyareler o kadar ça- buk ilerlemektedirler k', bazan birtayyare — kullanılmadan çok önce modası geçiverir. Otomobiller “seri, halinde ve binlercesi birden yapılır. Tayyare- | lerde ise “seri,, imalâtı nihayet kırk elli daneyi geçmez. Bazı A- merikan fabrikalarının bir günde aynı tipden 10.000 e yakın otomo- bil yaptıkları düşünülürse, arada- ki büyük fazl: hemez <nlaşılır. Fransızca L'Air gazetesinden fabrikanın | kandırmağa çalışmak yolu ile mu- HABER —— Akşam Postası aike 6 Birinci kânun 1934 — — -— 7 Kaçakçıların hileleri | Her yıl milyonlarca liramızm yabancılar eline geçmesine, türlü kötülükler olmasına yol veren ka - çakçılık üzerine geçen günü An- kara radyosunda bir konferans ve- rilmişti. Bu karanlık işi eyice ay - dınlatan konferansı okuyucuları - mıza ver yoruz: “— Kaçakçılığın, devlet hazi -, nemize, ökonomik hayatımıza, u - lusun sıhhatine, ahlâkına yaptığı pek fena tebirleri anlatmadan ev - ve! kaçakçılığın ne şekillerde ya - pildiğimi kısaca söylemek istiyo - rum: 1 — Dışardan içeriye ve içer den diışarıya ve bir de yalnız içer- de devlet inhisarına alımmış mal- lar üzerinde yapılan üç çeşit ka - çakçılık vardır. Dışardan içeriye yapılan ka - çakçılığın başında gümrük kaçak- çılığı gelir. Bu da dört şekilde ya- pılir. Birinci şekil: Yaban ellerinden alınana kaçak malları gümrük ka- pılarına uğratmadan kara smır - larımızın açık kalan yerlerinden her hileyi kullanark ve ekseriya geceleri kollayarak silâhlı, silâh - sız, hayvan ve insan sırtındamem lekete sokulmasıdır. İkinci şekil: Gümrük kapıların- dan girdiği halde çok resim veril - mesi lâzım kıymetli malların ya hepsini kıymetsiz diye veya kıy - “metli malları kiymetsizler arasına gizliyerek hepsimi az kıymetli mal diye gümrüğe uydurma beyanna - me vermek, gümrük moemurlarını amele kaçakçılığı yapmaktır. Üçüncü şekil: Kara, hava ve | deniz yollariyle ecnebiden gelen yohmlıhıı gümrüğü verilecek eş - yayı açıktan söylemeyip . bunları sandık, bavul ve çantaların ayrıca yaptırılmış g'zli yerlerinde, elbi - selerin astarları arasında sakla - mak, vücutlarına sarmak, kıymet- B kumaşları eyreti teyel ile tuttu - rup elbisa şeklinde göstererek gümrük resminden kaçırmağa uğ- raşmaktır. Dördüncü şekil: — Ecnebiden gümrük kapısına gelen bir çeşit | nakil vasrtalarının (tren, vapur, küçük, büyük tekneler ve tayya - | reler) içinde ve bu yasıtaları iş - letenlerin eşyalariyle üst başların- da gizledikleri eşyayı fırsat ka - layarak liman veya sahillerin bir tarafına kaçırmaktır. 2 — Dışardan içeriye yapılan inhisar kacakcılığı ile uyuşlurucu maddelerden eroin, kokain ve i- çerdeki afyonlarımızdan eroin yapmağa yarayan eczalar ve mem lekete girmesi ve çıkması yasak e- dilen malların kaçakçılığı da yu - karda gümrük kaçakçılığı Alnkkm- da söylenen dört kalıba sokularak yapılmaktadır. Bizden dışarıya yapılan kaçak- çılık ise altın, ve döviz, uyuşturucu maddeler (afyon, morfin, eroin, esrar) ve b'zdencıkması yazak e - dilen şeyler olup bunları ayrı ayrı yapmış kanun hükümlerine ay - kırı olarak dısarıya çıkarmaktır. | Kaçakçılığın önüne geçmek için | ne yapmak İâzımdır? leket içinde kalan kaçakçılığın bir şeklidir. 3 — Yukarda sayılan bu kaçak- çılığın okadar çok ve başdöndürü. rücü hileleri vardır ki bunlar ne böyle radyolarda söylemekle ve ne de gazete ve kitaplarda yaz - makla biter şey olmadığı gibi bu hileleri açıkça bildirmek de doğ - ru olmaz. Kaçakçılığın memleketimizde yaptığı fenalıkları şöyle kısaca anlatayım: A) — Kaçakçılık, bütçemizin hemen yarısma yakın tutan, güm- rük ve inbisar gelirini azalttırdı - gından devletin çalışma bölümünü ve iş çıkarma düzenini bozar. Ge - lir'mizin azalışr ulusun her yoldan yükselmesine çalışacak kolların damarlarını keser. Vatan müdafa- asına yarayan silâh, cephane ve âletlerin istediğimiz kadar alın - masma engel olur. B) — Kaçakçı dışardan getire- ceği kaçak malın karşılığını, mem- leketimizden kaçırdığı ecnebi dö - vizleriyle ve kendi altmlarımızla ödediği için bir çok güçlüklere kat lanarak elde ettiğimiz ve ancak ulusun Varlığına yarıyacak yaban malları satın almak zamanına ka- dar üzerinde titriyerek sakladığı - | mız dövizler ve paramızm kıyme- tini tutmak, ökonomik gidiş'mize düzen vermek için elimizde kal - maemt istediğimiz - altınlar yaban ellere kağşakçı &liyle akıp gider- C) — Toprağımızda çıkan ve kendi emeklerim'zle yapılan yerli malalrımızı korumak, ilerletip bü- yütmek için buna benzeyen yaban mallarma karşı koyduğumuz güm- rük tedbirlerini kaçakçılar hüküm- süz bırakmağa uğraşır ve bu yüz - den yerli malı yapmakla, yerli mal satmakla geçinen, yüzü gülen, va- rını yoğunu bu yolda döken bir kı- sım halkımızı dükkânları kapalı, elleri böğründe bırakmak ister. D) — Hükümet'miz'n ödeme işini denk getirmek” için memle - ketten çıkan mal parası kadar di - | | dört göz, dört kulak kaçaksi V4 şardan mal getirmek yolu üzerin- de geceli gündüzlü uğrasarak bul- duğu çareler kendi menfaatini va- tan menfaatinden üstün gören ka- çakçıların memlekete kaçak mal sokmaları yüzünden sakatlanır. Memlektimizden altın ve döviz kaçıranların yaptığı zararlar da tıpkı böyledir. Altın ve döviz ka - çakçılığının iktısadi hayatımıza yaptıği pek fena tesirler bir başka gün daha uzunca anlatılacaktır. E) — Kanuna aykırı yollarda uyuşturucu maddeleri yapanlar, satanlar ve kaçıranlar bütün beşe- riyete karşı Türkiyeyi zehir saçan bir yuva gibi tanıtarak yüce ulusu- muzun şeref ve itibarını körletmek ve bu uyuşturucu maddeleri mem- lekete sokarak ve memlekt içinde yapıp dağıtarak bütün istikbali - mizi ellerine brrakacağımız genç- | Hğimizi ve dincliğimizi uyuşturup | çürütmek isterler. 4 — Femnalıkları kısaca anlatı - " lan bu kaçakçıları devletin hazi -/ Devlet inh'sarma giren mad - | nesini soyan, ana vatan südüne ze- deleri ve mahsulleri, 'nhisar ka - | hir katan, ulusumuzun varlığına nunlarına aykırı yetiştirmek. taşı - | mak, satmak, satın a'mak da mem ] kaste”'cn en müthiş bir düşman o- larak tanımalıyız. | yardim eden bir Wnenkes 5 — Bu kaçak salgınmı gi mek için ağır hükümlü kaf yapıldı. Ve yalnız kaçakçılar f yer yer ihtisas mahkemeleri açı!” Hudut ve sahillerim'zde muhat” Bi za teşkilâtına kuvvet ve düzen rildi. Üç senelik alınan neti kaçakçılığın memlekette gittikf azaldığını gösteriyorsa da bu öY değildir. Kaçakçılığın tamı 1 kökünü kesmek ve her iyi .eydi. * alan yüce ulusumuz arasında Ff çakçı damgası altında zehirli Pu can yaşamasına, türemesine | meydan vermemek için hepitt' f el birliğiyle hükümet kuvvetle yardım etmeliyiz. " Sayılan bu fenalıklardan doli | yı kaçakçılığın memleketimiz be'| : şında ne belâlı ve ne zehirli bir ” | 3 tar olduğunu bilenler bilmiyenleti |*i tekrar anlatmalı, gördüğümz V& J." işittiğimiz bir kaçakçıyı taun yüğ murcağı gibi zehirini bir yere 67 p. lJatmadan, aşılamadan ele vermt” ğe var kuvvetimizle çalışmal ! Fakat her şeyden evvel kaçak lralmamağa ant eder ve ınılr!’ da dayanırsak kaçakçılığı k€ k% kendine eritmiş ve tüketmiş ollğx N ğımızı ve bu andımızı tutmaz r q: kaçak malı alırsak kaçakçının © 1 ı'd meğine yağ süren ve bir yınd hç da vatanımızın kandilini bilmi$t | &, rek körleten ve bu yol ile K nın türemesine, çöreklenmef| 'T hıbına gireceğimizi bilmiş olaf v Kaçakçıyı kaçakçı yapan; F | li çak mal sürümünde kolaylık g* mesi vealıcı bulmasıdır. 5 kesilince kaçakçı tezgâhı kendi |4 ginden karur. Kara sınırlarıyla * niz kıyılârımızın, sıtmalı, 1ss1Z ” || caklarnda yalçın, dik kayalı © V larında, kzgn güneşli susuz ©© rinde, senenin karlı ve yağışl! zamanında pusu tutan, devriy& ' pan ve gecenin karanlıkların' : lah topraklara terli göğüslerini ? | pıştıran kendilerini bir topri ğına benzetmeğe — uğra! g ' lunu, kaçakçı gölgesini gölı a | ve lâzım olunca vazifesi ve ÜT | sü yolı;ııdıh'ıç düşünmeden: e kinmeden canını veren ıı'k’î“ | memur kardeşlerimiz, geri' j kardeşlerinden — bekledikleri 5| yardım nasılsa iceri giren F g malr almamanız, k ları yıkııımıııııdıf. A | 6 — Sözlerimi yüce B Hmizin burdan b'rl;ı: sene Ankara Halkevin çaçA” hakkında halka verdiği pek bi vetli su öğütleriyle daha dırmak isterim: Çi Kaçakçılların neıllow warlığımnı kırmağa, b.îlerf_x A miyerek ulusumuz u fi ve memleketimizi çi hışan adamlar olduğunu akl erdiği kadar her yerde, *" l evde, mektepte ve her .a r latacaskınız ve Iıulıbi""'l: de yakaşımdan tutup S fî,î Di vetine teslim edecek$ yasamak hakkından S siniz. ..l'— Bu tehlikeyi söylemek ? zin borcudur. j