21 Tüinci “EL" 1051 &. B'R — F'g;r— "r . Dünyada yapılan en büyük dolandırıcılık Vaktim yok.. Param var.. Şika- golu sevgilime bir keman kol- leksiyonu götürmek istiyorum Horsızlık ve dolandırıcılık tari- hinde yapılan en büyük dolandırı- erlık umum? harp esnasında cere- | yan etmiştir. Bu şayanı hayret vak'a şudur: Sene 1917. Alman « Fransız cephelerinden müspet haberler gelmeğe başlamıştır. Bir — sürü Amerikalı zabit, tüccar Parisi dol- durmuştur. Paralar sel gibi akı- yor, Bilhassa az vakitte büyük ser- vetler kazanan Amerikalı şımarık milyonerler Paris muzik hollerin- den çıkmıyorlar. Bir Cumarteşi sabahı eski püs- kü elbiseli, tıraşı uzamış, uzun yağlı saçlı bir adam koltuğunda eski, mukavva bir keman kutusu olduğu halde Parisin büyük bir âleti musikiye mağazasınım önün- de durdu. Vitrindeki yazıları he- celiye heceliye güç belâ okuduk- tan sonra mütereddit bir tavırla içeriye girdi. Mağazanınm sahibi bu fena kılık- l adama yaklaştı. Yüzünü buruş- turarak: — Ne istiyorsun diye sordu. Meçhul adam hiç cevap verme- den kötü kutudan eski bir keman rdı ve bozuk bir Alman şive- BU — Ben Viyanalı musikişinas Herlert. Aç kaldım Stravzen mar- kalı kemanımı satmak istiyorum. Alır mısmız? diye cevap verdi. Stravzen markalı kemanlar na- dir fakat büyük bir kıymeti olmı- yan kemanlardı: — Hayır, hayır.. Lüzum yok. | Lütfen dışarıya çıkınız. — Kemanıma on frank da ver- mez misin'z? — Hayrır, hayır.. Dışarıya çıkı- nız, Serseri musikişinas hiç bir şey demeden kemannu tekrar kutusu- na koyup yevaş yavaş dışarıya çıktı. Arıdın yarım sart geçmemiş- ti ki pıyil prrel SeEs bir. otomobil ayni mağazanın önünde durdu. Memurlar ve mağaza sahibi kapı- | ya koştular. 48 yıldızlı bir Ameri- kan bayrağı otomobilin önünde dalgalanıyordu, Otomobilden - si- Tindir şapkalı, tek gözlüklü, fraklı bir adam indi, Tercüman oldukla- rı anlaşılan iki kişi de kendisini takip ediyordu. İçeri girdiler. Amerikalr sağa sola baktıktan sonra kartvizitini ! mağaza sahibinin eline tutuştur- du. Mağaza sahibinin gözleri açı- larak okudu: S.C. Vistön Ayakkabı fabrikatörü İki gün evvel gazetelerin bu işimde bir Amerikalr milyonerin Parise geldiğini yazdıklarını ha- tırladı. Heyecandan nefes alamı- | yordu. Milyoner kendisine büyük - bir hayranlıkla bakan memurları süz- dükten ve kasadaki sarışın mat- mazeli okşadıktan sonra mağaza | sahibinin karşısına dikildi, Sözle- DeRe c D rini ıercuınınlır deıhıl Fransız- çaya tercüme ettiler: — Az söz, çok iş.. Vaktim yok.. Param var,, Ben Şikagolu sevgili- me Paristen bir keman kolleksiyo- nu götürmeğe karar verdim. 299 marka keman bulup satın aldım. | Bunu üc yüz yapmak ist'yorum. Gayet eski ve kıymetli Stravzen marka kemanlar varmış sizde on- lardan bulunur mu? Kaç para is- terseniz derhal vermeğe hazırım. Mağaza sahibi az daha küçük dilini yutacaktı. Yarım saat evvel serseri kemancı bu marka kemanı on frank'a veriyordu. Ne yapsın? Tu Allah müstahakını versin. A- yağına gelen kısmeti nasıl tepmiş- ti? — Çabuk. Cevap bekliyorum. — On bin dolar veriyorum. Mağaza sahibi nefes alamıyor- du. — Yirmi bi'n dolar. Alnından soğuk soğuk - terler akıyordu. — Elli bin dolar. Bayılacak gibi oluyor. Başı fır fır dönüyordu. — Sön yüz bin dolar. Fazla bir santim bile vermem. Kekeledi: — Beyefendi bir kaç saat müsa- ade ederlerse temin etmeğe çalışı- rım, — Bir kaç saat mi? Pek âlâ.. Kabul. Alın size beş bin dolar pey. Derhal cebinden çek defterini çıkarıp karaladı, Kişedeki matma- zelin yanağını tekrar sıktıktan sonra imzaladığı çeki yere attı. Hızlı hızlı yürüyerek dışarıya çık- tı. Bir dakika sonra otomobil ha- reket etti. 7 Mağazadakiler beş dak'ka ser- semlikten kurtulamadılar. Parası bol aklı kıt olan bu Amerikalı de- diğini yapardı. Fakat mağaza sa- hibi ihtiyatlı b'r adamdı. Çeki iyi- ce muayene ettikten sonra derhal telefona sarıldı. Neyyork banka- sını buldu: ; — Alo.. Efendim Mister 5.C. Vistön imzalı ve 5000 dolar kıy- metli bir çekimiz var, Acaba bu- nun karşılığı mevcut mudur? — Bankamıza müracaat ettiği- niz dakikada 5000 dolarımızı alır- sınız. Para emrinize amadedir. Mağaza sahibinin yüzü güldü. Derhal mağazadakilere: — Ne duruyorsunuz aptal he- rifler. Haydi koşun şu serseri ke- mancıyı bulup getirene bin frank mükâfat var, Mağazada kimse kalmadı. Hep- $i bir tarafa doğru koştu. Mağaza J sahibi tekrar - telefona - sarılarak | bütün tanıdığı musiki dükkânları- na Stravzen markalı kemanları o- lup olmadığını sordu. Maalesef hepsinden menfi cevaplar alryor- du, Başkalarına duyurmamak için tafsilât ta veremiyordu. Artık bü- tün ümidi serserj kemancıdaydı. Diğer taraftan o da biran ma- ğazadan çıktı. Bankaya uğradı. b nle n Gdi in ü aa l Nevyork Bankası bilâtereddüt çe- ki tediye etti. Artık kat'iyyen şüp- hesi kalmamıştı. Fakat saatler geçiyor serseri kemancı bir türlü bulunamıyordu. Nihayet telefon çaldı. Bu telefon | Paristin en muhteşem otellerinden birinde yerleşmiş olan milyoner fabrikatörün tercümanındandı. A- merikalı kemanı beklediğini ve çeke yirmi bin dolar daha ilâve et- tiğini bildiriyordu. Mağaza sabibi çıldıracak gbi oluyordu, Tam bu sırada kapının önünde bir otomo- bil durdu. Mağaza memurları kan ter içinde oldukları halde kolunda keman kutusuyla serseri kemancı- yı bulup getirmişlerdi. Serseri kemancının elinde ko- caman bir somun vardı. Bir taraf- tan onu kemiriyor. Bir - taraftan- da: — Canım, benden ne istiyorsu- nuz? Beni rahat bırakın diye söy- leniyordu. Mağuza sabibi işi çaktırmamak için aşağıdan alryordu: — Demin size karşı fena bir muamelede bulunduğumdan dola- y* beni affediniz. Ben sanatkârla- rı severim. Şu kemanınızı verin. Hatamı tashih etmek için hem si- ze gıcır gıcır yeni bir keman vere- ceğim. Hem de üstelik.10 dolar. — Hayır, hayır.. Teşekkür ede- rim, Artık kemanımı satmaktan vazgeçtim. İyi kalpli bir mösyü bana hiç bir şeye mukabil olma- dan beş frank verdi. Onunla ek- mek aldım. Karnımı doyurdum. — Ya 100 dolar verirsem. — Hayır, hayır istemem. Müsa- ade ediniz de gideyim. Serseri kemancı kapıya doğru yürümeğe başladı. Mağazanın sa- hibi güç belâ kendisini durdurdu: — Beş yüz dolar, ? — > — Hayır... — Bin dolar, — Hayır... — İki bin dolar. Hayır, — Beş bin dolar. 1 — Hayır, Canım istemem, ben sanatkâr bir adamım, Paraya e- hemmiyet vermem. Ancak karnım aç olduğu vakit bence paranın kıymeti vardır. Şimdi karnım tok. Beş bin değil, on bin dolar bile verseniz vermem. — Ya yirmi bin dolara.. — Hayır, hayır.. On bin dolarla yirm; bin dolar arasımda hiç bir fark göremem. — Elli bin dolara da diyeceğin yok ya? — Bu çok para.. O halde kema- nımda bir kıymet var demektir. Vermem, Mağarza sahibi hiddetinden kl- pürüyordu: N — Altmış bin dolar., —Hayır.. — Yetmiş bin dolar. —??t — Seksen bin dolar, lekırdagınm imarı içİ 7 . çok çalışılıyor Mimar Sinanın eserlerinden Rüste paşa camii tamır edilmektedir Tekirdağ, 15 (M_Ülh rimizden — Evkaf İdaresince şeh- rimizdeki Mimar Sinanın güzel e- serlerinden Rüstem Paşa camii ta- mir ve badana ettirilmektedir. Ta- rihi bir kıymet taşıyan bu caminin ıüıılu -ulııfııııı halkm mem » mucip olmuştur. uulııd'ler için Romanyadan gelen ve Çorlu, Hayrebolu havalisine yerleştirilen muhacirler kendilerine birer ev te- darik etmişler ve barınmışlardır. Ekseriyeti; çiftçi olan bu Türk mu- hacirleri ymi sene içinde müstah- sil vaziyetine geçeceklerdir. Şeh - rimiz Halkev içtimat yardım ko- mitesi bu ayın (22) nci günü mu - hacirler menfaatine bir balo tertip etmiştir. Yeni bir iskele yapılacak 268 metre uzunluğunda bulu « man Tekirdağ ihracat ve ithalât is- kelesi hârap ve tamire muhtâç bu- hunduğundan keşifnamesi yapıl - mıştır. İnşaatı alan mühendis ya - kında tamirata başlıyacaktır. Ay- ni zamanda mevcut iskelenin ihti- yacı karşılamadığı ve bu sistem - deki iskelelerde her sene tamir ve tahkim için masraf yapmak mec - buriyeti olduğundan bu iskelenin tamiratı yapılmakla beraber yeni / ve betonarme kazık ve — tabliyeli bir iskele inşası Tekirdağının tica- ri ve ekonomik kalkımması noktai nazarından çok lüzumlu ve zarurt görülmüştür. Trakya Nafia müfet- tişi Abdurrahman Bey Tekirdağın da yeni yapılması düşünülen iske- le hakkında tetkikat yapmış ve tetkiklerini bir rapor halinde alâ- kadar makama bildirmiştir, Şimdi ki iskelenin bir kaç yüz metre gar- ——— —— rim, Aksi halde Allahasmarladık. — Dur biraz indir. Bu esnada telefon çaldı. Ame- rikalı milyonerin tercümanmın sesi duyuldu: — Mister Vistön iki saate ka- dar Parisi terkediyor. Bu müddet zarfında kemanı otele getirirse- niz, 150 bin dolara iblâğ ettiği be- delini alırsınız. Mağaza sahibi razı olduz — Peki razıyım. Ver kemanı. — ÜÖnce parayı ver sonra.. Mağaza sahibi dışarı çıktı. On (i dılnln sonra avdet etti, Büyük bir ( bin doları serseri kemancıya ver- di. Kemancı kemanını verdikten ( sonra kişedeki sarışm kızın yana- ğint sıktı ve dükkândan çıktı. Diğer taraftan mağaza sahibi- de Stravzen marka kemanla bir- Hikte otele koştu. Fakat otel sahi- bi: — Mister Vistön on dakika ev- vel oteli terketti. dedi. Bankaya koştu. Banka memu- ru: — Mister Vistön'ün bankada yalnız 5000 doları vardı. Onu da | bu sabak yatırmıştı. Cevabını ver- | di. Elhasıl bütün — araştırmalara, uğraşmalara rağmen ne milyoner | Mister Vistön, ne serseri kemancı *| Herlert, ne 100 bin dolar ve hattâ ne de sokağa çıkıp bir daha avdet | etmiyen ıın.ıı kasiyer buluna- — Yüz bin dolar verirsen veri- | madı. —dıu(ım) de su elde edilmiş ve tin yeni iskele ııı;ıııııM duğu görülmüştür. Yeni baştan öne doğru (60) kısmı (20) metre geni Tunacaktır. Tasavvur olunal ni iskele yapıldığı gün nihayetine serbestçe iki yanaşması kabil olacağı gibi mil ve tahliye işleriyle " kolaylık ve serbesti temin bulunacaktır. (5.000) metre ” rabbar bir sahanın rıhtım 1” ması da düşünülmektedir. n A, Tavuklarda hastalik | Tekirdağ, 16 (Hususi) ” sene tavuklarda çıkan j talrğı binlerce kümes haya' telef etmektedir. Bu sene İ' mes hayvanatında tavuk Kü görülmüş ve aşı yapılmağa mıştır. Harice yapılan durmuştur. Tekirdağında sesli sin Şehrimizde aile sineması le yeni bir sesli $inema açılı? Şimdi yalnız bir sesli bir de # sinema bulunan Tekirdâğ' | | başka bir eğlence mahalli y0* | Ruam mücadelesi - || Şehrimizde ruam müh ne başlanmıştır. Şarap fabrikası! Bu sene şarap fabri vei inşaat olarak hangar, si ve kaldırım yapılmıştır. sarlar müfettişleri fabrikayt' etmişlerdir. Hükümet kon Hükümet konağı inşaatr ©* etmektedir. Bu ilâvet inşaat 9? da bitecek ve 1935 senesi "4 Adliye, Nafta, Sıhhiye, M: ireleri hükümet — kon lanmış bulunacaktır. Haydarpaşa hastanesi mütehassısı |