21 Ekim 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

21 Ekim 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

nn (| HABER'in N 3 Bi_liyonunuı ki, h nesinde büyük bi “Mraya dünyanın g r :llır ıeli_rilip teşhbir olundu ve :, 'ç fevç Ziyaretçiler geldi.. Pariste 1900 T sergi açıldı. her tarafından Janni ile beraber, kü ;,:ı.:;:' Yetişmek için acele : h levyei Ana 1z, bir sene evvel, Mtiğe binm: bir transatlan- , W zit m%: Cenubi Amerikayı, # Bahri levrettikten sonra an d, bire girmişler; 'Mlh" Dir âlemin görülmeğe ori nt ':':"llımulırdı. ti dednııı h P memleketlerini . g a imkân ç) Fakat, şimdilik bu- ÜSÜ Ta, Parişsere, — ©DT gördüler. Zi- Sisinin açılmasına bir ST iniç Marsilyaya giderler - y .. yetişebile- İ Amerikalı milyarder Madam | | kilitliyeyim.. Biliyorsun ki, bu hu- | *| odasma geçti. Orada, bir müd- beğendi. 'İlk — işlek cadde olan Champs - Elyseös'ye (Şanyelize) yenazırdı.. Kendi — odası penbe dfiçemelerle mefruştu. Yanında !ıır banyo dairesi vardı. Banyo da- ll_H_îndın açılan bir kapı ile, anne- ıınuı.kiııe geçilyordu. — Burası ise, mavi döşenmiş bir odaydı. e Empire denilen üslüptaki za - rif eşyasiyle gözü okşuyordu. — Demek ki, on beş günümüzü burada geçireceğiz, anneciğim, Ne saadet! Akıllılık ettik te telgrafla yer tuttuk. Yoksa, Parisin bu kalabalık zamanında kimbilir ne kötü yerlere düşectektik.... — Öyle kızım. Fakat beni faz- lâkırdıya tutma... Üzerime bir ağırlık bastı... Hemen yatağa gi- rip uyumak iştiyorum... * Tabit anneciğim... O kadar yoldan geldik.. — Sarsıldığın için, kırıklığın vardır.. Hemen yat,uyu. Genç kız, annesinin saçlarını öptü, Onun soyunmasına yardım etti. Madam Rosen de, Janninin sırtını sıvazladı: — Haydi, sen çık. Ben, kapıyt susta sinirliyim... . — Evet, anneciğim.. Allah ra- hatlık versin... — Sana da kızım... ü Janni, dışarı çıktı. Daha doğru- su, banyo dairesinden — kendi det, gazetelere bastlan serginin reklâmlarını okuduktan sonra, ya- rın bu cazip yerleri gezmek — hul- yasiyle tatlı bir uykuya daldı. Odağında siyah perdeler vardı. Fakat, sabahleyin erken uyanmak arzusiyle, ' yüneş yatatımd vursun diye, bunları kapamaldı: Fakat, o da annesi gibi öyle yo- rulmuştu ki, gözlerini *açtığı va- kit, saatin — dokuza” yaklaştığını gördü. Aman... Kıymetli vakti ziyan olmasın... Hemen yatağından fır - ladı. Banyo dairesine girdi. “— Allah allah,.. Annem, bu sa- atte daima kalmış olur.. Uykusu benimkinden azdır.. Halbuki he - nüz banyoya girmediği anlaşılı - yor.. diye — düşündü. Demek ki cidden fazla yorulmuş...., Maamafih, içinde bir de ku - runtu vardı. Meçhul bir hissikab- lelvuku, yüreğini üzüyordu. Tuvaletini alelâcele — giyindi. Sonra, parmağının ucu ile, ban - yo dairesinin öteki kapısını, yani, annesinin odasına açılanını vur - du. , “— Uykusu hafiftir.. Neden u- # | yanmıyor acaba?...,, « | piyı yumruklayıp Daha hızlr vurmağa başladı. Gene cevap yok... ğ Yumruklarını tindirmeğe başla- ı ” n a Artık ağlıyor, haykırıyordu. — Anne.. Anne...Ne oldun?.. Aç... Fakat, banyo kapısını bir tür- Kü açtıramıyacağını anlayınca, kendi — odasından dolaşıp köri - dora çıktı. Bu sefer, oradaki ka- tekme! başladı. ıu?eie — Anne... Anne... Kapı, dııvırdı Gürültüyü işiten birçok adam - lar, belirdi. (Arkası yarın) — Nâkıliz (Vâ-Na) —amm ea sami ae Ka İ ei Gazneli, Harezm ülkesini de aldı, ona karşı gelmek isteyenler muvaffak olamıyarak hep ezildiler in zulmünden kurtarmağa karar ve - ren Mahmut, nehrin üzerinde sallar - dan bir köprü kurarak bütün ordusunu hasma sezdirmeden karşı tarafa geçir- di ve Ali Tekin'in yerleştiği Semer - kande doğru yürüdü. — Yolda bir çok prenslerin itaat ve sadakati ile karşı - yolda büyük imdat rezmşah ile de birleşti ve Semerkan - din karşısında cephe alarak harp hat « tınr $00 fil ile sağlamlaştırdı. Ali Te « kin bu vaziyet karşısında muharebeye girişmeden Semerkandi boşaltarak Boz- kırlara geriledi. Mahmudun kuman - danlarından Bilka Tekin onu takibe çıktı, Ali Tekinin kendisi kaçmağa mu- vaffak olduysa da karıları ve çocuklar rı Bilka'nın eline düşerek Semerkan - de gönderildiler, — Mahmüt ta onlara makamlarına lâyik hürmeti gösterdi. Çok geçmeden Küşğir hükümdarı Kadır Han da — Semerkande gelerek Mahmuat ile ittifak etmek istedi. — İki Türk hükümdarı 416 senesinin 27 in- ci Saferino müsadif — Perşenbe günü (29 Nisan 1025) muhteşem tezahür - ler arasında buluşup görüştüler. Bu güzel hatrrayı devamlaştırmak ve ara- daki münasebetleri sağlamlaştırılmak i- ,çin Mahmudun kızı Yeynep, Kadır Ha- nn önce — Yağan Tekin, daha sonra Buğra Han adiyle tanılan oğluna, Ka- dır Han da kızlarından birini Şehzde Mehmede vermişti. İki taraf arasında dirlik, düzenlik temelleştiği için Mahmut, Semerkandi Kadır Hana bırakarak Gazneye dön » dü. Fakat Mahmudun geri döndüğü - nü haber alan Ali Tekin, — saklandığı yerden hemen meydana çıkarak Kadır Hanın üzerine çullandı, onu mağlüp ederek Semerkande girdi. Kadır Han, — oğlu'Yağın Teün'i Gazneye göndererek Mahmuttan yar- dım dilediyse de buna imkân bulama- dı. Çünkü Mahmut Hindistanın Sam- nat'na karşı sefer hazırlıyordu. Onun bu seferden vazgeçerek Kadır Hanm imdadına koşması, — işlerini bozardı, plânlarını alt üst ederdi, Fakat Mahmut Somnat seferinden dönüşünde Nasiri namındaki kuman « danını Kadır Hana yardım için gön « derdi, o da Ali Tekin'i mağlüp ede « rek onu sulh dilemeğe mecbur etti. Kadır Han sonuna kadar Mahmut ile dost yaşadı ve 423 te (1031) vefat etti. Bu sırada Gazneli Mahmudun adı, sanı, nüfuzu şarkın her tarafıdı kap « Tamıştı. Onun için 417 de (1026), Ha- ta Han (1) ile Uyğur Han (2) Mah- muda elçiler göndererek onunla dost olmak ve dostluğu ileri götürerek ona kız vererek kız almak istediler, Fakat, Mahmut, Hanların Müslüman olma - dıklarını ileri sürdü ve bu teklifi red- detti. Me'mun ile Mahmut Curcaniye Emirleri olan Mömuni- ler de Saman oğullarına tabi bir takım derebeyleri idiler. İslâm müverrihleri tâ 382 (992) ye kadar bunlardan bah- setmezler. ” Derken Curcaniye Emiri Mehmet Ali Memunun, Saman oğlu Emir Nu- ha, Buharadan — sürüldüğü srralarda yardım ettiği mevzuu bahsedilir. Me- muün Harezmşah. Ebü - Abdullahım, Sincuriye ihanetinden — dolayı 385 te (995 M.) ona karşı yürüyerek Ha - rezm'i memleketine ilhak etti. Memun dâaha sonra 387 (997) de katlolunmuş, (1) Biruni'ye göre Hata, Çinin şi- mali garbinde iİdi. Cihannameye gö - re Hata, yahüt Hita, — Maçinde, yani Büyük Çinde bir şehrin adı idi. Belki de burası bugünkü — Kuça'dır ki, 41 derece 42 saniye arz hattı ve 82 dere- çe $5 dakika tul hattı üzerindedir. (2) Müverrih Gardizt Uyğut Ha - Tn adını, Buğar veya Uğar Han diye kaydeder. — Biruni onun Uyğur Han olduğunu makleyler, Avfi'nin (Britiş Müzcomdeki eserine göre) Uyğur ile Mıvınyinılirlıd'knuAliTıHn-l | Hata, Çinin eski ülkesi tdi, Uygurlar Güz 'Türklerinden bir kabile idiler, Ser VÜK Gt h. yerine oğlu Ebülhasan Ali gelmiş, o da Sultan Mahmudun bemşiresi Kah - Kalçi ile evlenmişti. — Ebülhaşan 399 (1008 - 8) da vefat edince yerine he - nüz yirmi beş yaşlarında olan kardeşi Ebülabbas Memun geçmiş. Kardeşi - nin dul bıraktığı Kah Kalji ile de ev - lenmiş ve Sultan Mahmuda fevkalâde sayğı göstermişti, O kadar ki, Bağdat halifesi ona “Devletin gözü, milletin şerefi” unvanmı verdiği zaman, bu un vanı Mahmudun tavassutyle almadığı için kullanmak istememişti. Fakat bu güzel münasebetler u - zun sürmedi. Mahmut, — Ebülabbasa, hutbeleri kendi namıma — okutmasını, ve kendini ona tabi saymasını istedi. Ebülabbas ta devlet erkânını davet e - derek meseleyi anlattı. Hepsi de Mah- mudun “talebine muhalefet ettiler. Yal- mız bu kararı ordu kabul etmedi ve hü- kümete karşı ayaklandı. Ebülabbas an- cak atiye ve ihsanlarla orduyu sustura- bildi. Bununla beraber vaziyet tehli « keli idi. Mahmut, hasmane bir hare - kette bulunursa iş vehamet peyda e - derdi. Onun için Ebülabbas ta 'Tür - kistan Hanları ile — gizlice anlaşarak ve gizli ittifaklar yaparak vaziyetini sağlamlaştırdı, Çok geçmeden Mahmut ta vaziyet- ten haberdar olduğu için — büyük bir ordu. ile Belh'e ilerledi ve oradan Harezm'i tehdit etti. Türkistan Han - ları araya girerek Mahmudu askerle- rini geri almağa ikna ettiler. Mahmut bir tek şart koşmuştu. Ebülabbasın kendini metbü sayması. O da bu şartı kabul ettiği, hütbeleri de Mahmudun namına okuttuğu için Mahmut ta bu - nunla iktifa ederek Gazneyo döndü. Buharalı Alp Tekinin kumandasın« daki askerler Ebülabbasın bu hareke- tini memleketin haysiyet ve şerefine karşı tecavüz saydıkları için hükümet merkezine hücum ederek bir isyan çı- karmışlar, ara yerde — Ebülabbas dâ katlolunmuştur. (1017 M.), — yerine de 17 yaşında olan bir oğlu tahta ge- çirilmişti. Asilere kumanda eden Alp 'Tekin âdeta bir diktatör vaziyetini al- mış ve Harezmşah'ı dört ay tehdit et- mişti. Mahmut, kayinbiraderinin —uğra - dığı feci âkıbetten haberdar olunca â- aileri tedibe karar verdi ve her şeyden evvel hemşiresinin Gazneye avdetini temin ettikten başka Türkistan Han - Tarının da bitaraf kalmalarını temin et- ti, Daha sonra büyük bir ordunun ba- şında hareket ederek Belhe vardı. A - siler sulhe talip oldularta da Mahmu- ler ve 50.000 kişilik bir ordu topladı - lar. Mahmut Bolhten (Tirmiz)e ilerle- dikten sonra nehri geçerek Curcani- yeye muvasalet etti. İlk savaşmalar, Mahmudun aleyhinde — netice verdi. Karşt taraftan hücum eden Humartaş, Tai'nin kumandası altındaki askerleri yenmiş, fakat Mahmudun muhafızla» (3 rt ona mukaböle ederek kuvvetini da - gattıktan başka onu da ele geçirmiş « lerdi. 1 İki taraf arasında (3 Temmuz 1017) çarnmış, Alp Tekin ile — arkadaşları kabilelerin ayakları altında can ver - mişlerdi. Mahmut, burada Altmtaşı kuman- dan tayin etti ve ona Harezmşah un- vanmı verdi, Altıntaş ile Arslan Cazip burada vukubulan bütün — kıyamları bertaraf etmişler ve bu suretle Ha - rezm de Mahmudun ülkelerinden biri * * * Mahmut, (999 Mayısında) Saman oğullarımdan Horasanı aldıktan son - ra, bize onun devri hakkında bir eser |H yaran müverrih Utbiyi siyasi bir me « muriyetle Garşistan (1) a gönder « ' miş, buranin hükümdarı Eser Şar'in kendi tabiyetine girmesini. istemişti. Şar, buna razı oldu ve Saman oğulla- rinm tabiiyetinden çıkarak Mahmu - dun tabüyetine geçti. Çok geçmeden Şarın oğlu, bir selfer esnafında Mahmutla birlekte hareket etmek istemiyerek ona karşı geldiği i- çin o da Altmtaş, Arılan — Cazip ve Manüt'yi Garşistan'a — karşı hareket ettirdi. — Yolların pek sarp olmasına Fağmen bu kumandanlar, bu ülkenin merkezi olan Afgin'e girmeğe muvaf - fak oldular. Büyük Şar teslim olmak lehinde olduğu halde küçük Şar mu- kavemete devam etmiş ve teshiri â « deta imkânsız olan bir kaleye — sığın - meştı. Mahmudun kumandanları, ka- leyi muhasara ettiler ve burasını dö » ve döve bir rahne açtılar, Kalenin mü- dafileri gerçi kahramanca — mücadele ettiler, fakat sonunda mağlüp oldular ve küçük Şar ile arkadaşlarının çoğu esir alınarak Mastang'a gönderildiler. Bu suretle Garşistan da Mahmu - dun ülkeleri arasına girdi ve Manii'nin idaresine verildi. Gazneye götürülen büyük Şar en büyük saygı ile karşılandıktan başka kendisine Mahmudun sarayında şeref- K bir makam ayrılmıştı. n Mahmut ve Selçukiler Guz kabilelerinin bir kasmı — diğer *kabilelerden ayrılarak Dukak, yahut Laknan .ollı Selçukun riyaseti altın « da, dördüncü asrın son yarısında, Ma- verayi nehirdeki Müslüman ülkeleri - ne hicret etmişlerdi. Bunlar 375 (985) sıralarında Buharadaki Nur havalisin- de birleşerek Saman oğullarının Tür - kistan taraflarında yaptıkları harpler. de onlara yardım etmişlerdi. Bu ha « valideki vaziyet onların inkişaf etme « Terine müsaade ediyordu. — Onun İçin beşinci asrın başlarında Selçukun oğ- la Tarail Buharada nüfuzunu sağlam - Taştırmış, ve Buharayı zaptetmek hu- - susunda Ali Tekin'e yardım etmişti. İ ömer Rıza —Devamı yarın— (1) Garç, daği demektir. Şar, bura- da bükmüran olan zevatın unvanı İdi Burası Murgab nehrinin yukarı tara - fındaki bugünkü Bags ülkesinin şar - kındadır. Utbi'ye göre Şar, kudretli hükümdar, manasındadır. K # “BARK ! 4 Dünya edebiyatından özlü küçük hikâyeler.. Yarasa Çeviren: ibrahim Hoyi Öz Türkçe ilk roman Savaştan Barışa Yazanlar: (Vâ-Nü) ile Çürüksulu Meziyet Yeni çıktı Fiyatı: 50 kuruş Yurttaş; Cümhuriyetin on birinci yıl dö - nümü mesut günü olan 29 Teşrini- evvelde Devlet merkezini ziyaret et, Bu borcunu ifa ederken bu bü- yük devrin yüksek feyizlerinden olan yerli mallarımızın bugünkü mütekâmil varlığını bir arada teş - hir edecek ilk sergi evini de gez. M. İ. ve T. C.

Bu sayıdan diğer sayfalar: