"2400 kuruş tutan bu mahsülden Sovyetlere' iki milyon liralik mal satacağız Vataniler Istiklâl için çalışıyorlar Berut (Hususi) — Suriye çift- | çiler kongresinin son toplantısın- da Suriye çiftçilerinin fena vazi- yetleri mevzuu bahsedilmiş ve bu | vaziyetten M. Dö Martelin haber- dar edilmesi kararlaştırılmıştı. Kongrede seçilen bir heyet M. | Dö Martele vaziyeti anlatmıştır. Suriyede 8 hektarlık arazi se - nede vasati olarak 4800 kilo buğ - day mahsulü vermektedir. Buğ - dayın yüz kilasu bugünkü piyasa üzerinden 50 kuruş altın paradır. hayvanata verilen yem, yanaşma ve biçim kirası olarak 1983 kuruş masraf çıktıktan sonra köylünün elinde kalan miktar 417 kuruştur. Bugünkü aşar kanununa göre, masulün sekizde biri hükümete aittir. Bu arazinin 4800 kilo buğ- day istihsal ettiğine göre hükü- metin öşür için alacağı miktar 600 kilo eder ki bunun — kiymetli 300 kuruştur. Ancak hükümet, aşar borcunu aynen almaz. — 926 senesinde çı- kan bir kanun mucibince ve o za- man buğdayın yüz kilosu 175 ku- ruş hesabiyle köylüye maktu ver- gi olarak tarhedilmişti. Aşar vergisi altında bunalan çiftçinin bu seneki mahsulüne ala- caklı bulunan ziraat bankası ta - rafından haciz de konulduğu için vaziyet büsbütün feci bir hal al- mıştır. Fransanın Suriye yüksek ko - miseri Dö Martel, çiftçilerin bu fena vaziyetlerini sona erdirmek için, lâzım gelen her şeyi yapaca- ğını vaadetmiştir. Vataniler Suriyenin lâlini temine uğraşıyorlar Dün Vatanilerin son yaptığı bir toplantıda, Fransaya bir he- yet gönderilerek Suriyede âli ko- miserlik tarafından yapılan hak - sız işleri ve Vatanilere karşı gös- terilen cebir ve zulüm siyasetini Fransız hükümet adamlarına ta - nıtmak ve Suriyenin istiklâlini te- min etmek için lâzım gelen teşeb- büsatta bulunmak üzere bir karar vermiştir. Filistine gelen Yahudi muhacirler Neşredilen bir statistiğe göre, | geçen ağustos ayı içinde muhacir sıfatiyle Filistine gelen Yahüdi - lerin sayısı 1961 kişidir. Bunların 949 zu kadın ve ge- risi erkektir. Bundan başka gizli bir surette istik:| Güzellik müsabakaları bir çok memleketlerde fesedildiği için ar- tık eskiden uyandırdığı büyük a- lâkayı kaybetmiş bulunuyor. Bu- ı na rağmen güzellik müsabkaları- Yırtık paralar esnafı zarara sokuyor Toöpkapıda kunduracı Yusutf Ziya efendi diyor ki: Epey bir müddettenberi bütün esnaf arasında dedikoduyu —mu - cip olan bir mesele vardır. (Yır - tık para). Bu öyle bir derttir ki, tarifi imkân haricindedir. Akşa - ma kadar çalışması mukabilinde ele aldığı hir liranm herhangi bir tarafında noksan değil yalnız bir parça yarık olmasından alacağını alamayıp parası elinde aç kalan - lar dahi oluyor. Bunların ekseri Suriye ve Mısır hududundan ka- çak olarak gelen Yahudilerin sa - yısı da bu rakamlardan fazladır. Yahudilere silâh satan üç Arap Ummanda, Yahudilere gizli silâh ve cephane satan üç müslü - man Arap yakalanmıştır. Bunlar Erden hükümetine, suçlarını iti - raf etmişlerdir. MA İ 2444/847 numara ile Beykoza muhavvel tekaüt maaşımın mühü- rünü zayi ederek yenisini çıkardı- gimdan eskisinin hükmü olmadı- ğını İlân ederim. Düyünu umumiye - mütekaitle- #nden Ti (8168) sebebini teşkil eden tramvap kum panyasıdır. Çünkü gişesi hamam - da yıkanmış temiz para istermiş, Onun bu şekilde hareketi taam- müm etmiş ve bu güçlüğü doğur- muştur. Bazı cahil kimselerin şu- rada burada dahi bu para devlet parası değil midir. (Dir-değildir) gibi devletin şerefi dahi mevzuu bahsolduğu görülüyor. Bu cihetin tabil size de malüm olan bir kıs- mı vardır. Arzettiğim bu cihetin efkârı umumiye namına yazılma- sı ile âit olduğu makamın kuvvet- lenazarı dikkatini celbetmenizi rica ederim, L menfaati olan bazı müesseseler ve kimseler bun- nın yapılmasında ları tertibe devam ediyorlar. Buyıl da bazı memleketlerin iştirakiyle böyle bir müsabaka yapıldı. Res- Hasbuhal Veresiye ile esnafı batırmamalı! Birçok esnaf hep veresiye işin- den şikâyetçi.. “Veresiye verme - sek iş yapamıyoruz, versek ala - miyoruz,, diyorlar.. Burada bütün iş alıcıya düşü - yor. Ne hükümet, ne belediye, ne esnaf cemiyetleri bu meselede bir şey yapmak mevkiinde değil - dirler ve yapamazlar da.. Her vatandaş, ekmek parasını çıkarmıya çalışan karşısındaki va tandaşı da düşünmelidir. Bu bir vatandaşlık terbiyesi, borcu ve vazifesidir.. Bakkaldan, kasaptan ilh.. yiye- cek, giyecek alan kimseler, bunla- rı veresiye alırken, sonra ödene - ceklerini de düşünmelidirler. Bu olursa, mesele kalmaz. Yoksa, mü temadiyen almak, borcu ödeme - meye ahdetmek demektir ki, bu, hemşerilik seviyesi bakımından, iyi bir şey değildir. Esnaf zaten fakirdir. Onları bu suretle iflâsa sürüklemek zan- nederiz, ki, hiçbir- vatandaşın is- tiyeceği bir vaziyet değildir. A, Ri. ZÇ Zi TCT r kaza Eskişehirde bir avukatla hizmetçisi yanıyardu Eskişehir — Eskişehirin Hoş -" nudiye caddesinde oturan avukat İsmal Halil Beyin hizmetçisi, cu - martesi günü sabahı erkence kal - karak, efendisinin kahvaltısını hazırlamak için ateş yakarken, eteklerini tutuşturmuştur. Çabu - cak yanmağa başlıyan kızcağız, bir müddet, kendi kendini kurtar- mağa savaşmış, fakat bunu ya- pamayınca sesi çıktığı kadar ba - ğgırmağa başlamıştır. Gürültü ve bağırıştan uyanan İsmail Bey, hemen aşağıya koşmuş, hizmetçi - yi kurtarmak için var gücüyle uğ - raşmış, bu sırada da, iki — elini | birden yakmıştır. İsmail Bey son - radan kızı kurtarmanın böy - le olmıyacağını hatırlamış, onu hemen bir kilime sarmış, fakat iki elini de berbat etmiştir. Hizmet - çi kız hastahaneye kaldırılmıştır, hayatı — tehlikededir . — İsmail Beyin tedavisine devam edilmek - tedir. Konyada bir kaza Konya muallim mektebi civa« rmmda müessif bir kaza olmuştur. mimizde görülen genç kız ise bu müsabakanın — haricinde olarak Polinezyada bir müsabakada gü- zellik krliçesi seçilen Matmazel | Reri'dir. ESNAF VE IŞÇI I Fabrikalar erken kapân- mıya tabi değil mi? Divanyolunda kunduracr Vey- sel usta şunları söylüyor: Dükkânımızı on dokuzda ka - pamıya başladığımızdanberi hiç iş yapamıyoruz. Eskiden saat yir- mi birde kapardık ve haftada ye- di, sekiz çift iş çıkarırdık. Şimdi ancak beş çift iş yapabiliyoruz. Bu beş çift iş, bir haftalık mas- rafımızı korumuyor. Bizim böyle erken kapamamıza mukabil, bazı atölyelerin, fabrikaların geceleri de çalıştığını görüyoruz. İcap e - derse isimlerini de — söyliyebili- rim. Biz küçük esnafız, belediyenin kararına uyuyoruz, çalışmıyoruz da o büyük tüccar, fabrika, atölye sahipleri nasıl aykırı hareket edi- yorlar, Biz bundan zarar görmez miyiz?. Belediyenin kararında istisna olmadığına göre, acaba bu atölye- ler nasıl geç vakte kadar çalışa - biliyorlar ve bunlara kim müsaade ediyor. Bu işin hallini alâkadar en yüksek makamdan isteriz. , « Bağına gitmekte olan avukatlar « dan Hulki Beyin otomobiline is « tasyon tarafından gelen bir ara « ba çarpmiştir. Arabacı atlarınt idare edememiş ve otomobilin üs- tüne yürümüştür. Şoförün usta- lığt ile büyük bir kazanın vukuu akim kalmış, Hulki Bey hafifçe yaralanmıştır. & Diyarıbekir san'at müdürü Bursa mıntakası sanat mektebi müdür muavini ve demir işleri sı- nal resim muallimi — Şükrü Refet Bey maarif vekkâletince Diyarı- bekir sanat mektebi müdürlüğüne tayin edilmiş — ve memuriyetine gitmek üzere Bursadan ayrılmış - tır. İstanbul beşinci icra memurlu- ğundan: Mahçuz — hurdavatçılığa ait muhtelif alet ve adevat, mengene boru ve sairenin 2 teşrinievvel 934 tarihinde saat 9 dan - itibaren Galata Tersane caddesi 75 numa- rada açık arttırma suretiyle satıl- masına karar verilmiş — olmakla taliplerin vakti muayyende mez - kür mahalde icra memuruna mü - racaatları ilân olunur. (3170) YAVUZ Kadın ve erkek terzisi Bütün şıklar hep orada giyis nirler. Her keseye ve her arzu- ya uygun elbisenizi ancak ora- da yaptırabilirsiniz. İstanbul Yenipostahane kar- şısında İetafet Hâan.