t 22 Eylül 1884v_ Si - HABER — Akşam Postası — Her parçası ayrı bir heyecanla okunacak macera, Bü (Baş tarafı 1 inci sayıfada) durduklarını görmüş ve tramvay arabaları mütemadiyen İstanbu - lun muhtelif semtlerinden gelen okuyucularımızı otobüslerin hare- ket mahallerine boşaltmıya başla- mıştı. Saat sekizden itibaren em- re amade bulunması temin edilen otobüsleri, bu vaziyet karşısında daha evvel harekete getirmek lü- zumu hâsıl olmuş, fakat bağda da ha güzel yer tutmak arzusunda bulunan okuyucularımızın bir kıs mr, husus? otomobil ve arabalarla eğlence yerine geçmeğe başla - mışlardı. Bunların bir kısmı hava- nın İetafetinden ve gidilecek ye « rin uzak olmaması yüzünden ya- ya olarak bağa doğru akmıya | başlamışlardı. Topkapı tarafından gelen o - — kuyucularımızın büyük bir kısmı otobüslerin beş dakikada bir se - fer yapmalarına rağmen gezerek gitmeği tercih etmişler ve yolda İstanbulun bu hiç bilmedikleri ve görmedikleri güzel yerini, tanıtmı ya vesile olduğundan gazetemiz için nümayişlerde bulunarak ve “Şa, şa.. Şa, şa..,, diye bağırarak bu güzel ve temiz havadan istifa- — de etmişlerdi. Saat ona doğru, idarenin tele- fonları biribiri ardına çalınmıya başlamıştı. Tenezzühe iştirak e - denlerin miktarr gittikçe tezayüt ediyor; otobüslerden birisinin mo töründe arıza var, diğerinin lâs - tiklerinden biri patladı. Tamir e- dilinceye kadar vakit geçecek, he- men otobüs bulup gönderilmesi — İsteniyordu. Sağa, sola başvurduk. İstanbul ve Taksim cihetlerinde bol bol gö rülen otobüsler, cuma olmak mü- nasebetiyle muhtelif semtlere yol- cu taşıdıkları için tertip heyetinin, karilerimizin rahatça ve vaktinde gidip gelmelerini temin maksadi- le istediği fazla otobüsleri bul- mak mümkün olamadı. Nakliyat işini üzerine alan Ali bey kendi otomobili ile tertip he- yeti de orada bazı arabalar teda - — rik ederek ellerinden geleni yap - —mıya çalıştılar ve bunda muvaffak “—oldular, Saat on ikide Edirneka - pı ve Topkapı istasyonlarında ba- ga gidecek bir karilmiz kalma- R mıştı. , ... ! Karilerin bağa nakilleri işini 'bitiren arkadaşlar, şimdi de bağ- — “da rengârenk üzüm salkımlarının sarktığı çardaklar altında masa- — Plarmı kuran, yerleşmeğe — çalışan “karilerimizin ihtiyaçlarını temin 'ile meşgul olmıya başlamışlardı. “İncesazı sevenler, büyük ve yeşil bir dehliz manzarasmı alan çar « Udağı doldurmuşlar, caz ile alâka- ldar olanlar dallardan yapılmış " gölgelikler altında oturmuşlardı. | Feyzi bey kaptanın idaresinde bu- lunan incesaz, şarkılarıma başla - “mıştı. Yaşar beyin idaresindeki "eaz dans arzusunda bulunanların “öhtiyaçlarını temin ediyordu. Her iki taraf ortaya neşe saçan hava- Tarla gezintiye iştirak edenleri memnun bırakmıya çalışıyor, gar- sonlar, karilerimizin verdikleri kuponları toplıyarak onlara üzüm yetiştirmeye çalışıyorlardı. . * * — Herkes, her sınıf. ve yaştaki halk kendi âlemine dalmıştı. Bir kısmı salıncaklarda havalanıyor, Opcuklar, kendilerine seçtikleri bir sahada zrpzrp oynuyor, beri h tırıfh nineler şiş kebabı pişirmek yakıyor, daha genç | büsler dört buçuktanberi halkın ük Bağ Eğlencemiz çalışıyorlardı. Herkesin yüzünde bir memnuniyet beliriyordu. “HA- BER,, karileri için iyi bir eğlence tertip etmiş ve çok iyi bir yer in- tihap eylemişti.. * » » — Efendim, daha gelenler olu- yor, bağa girmek istiyenler var, ne yapacağız?. — Davetiyesi olanları alabilir - siniz. Hariçten gelmek - istiyenler için yerimiz yok, Davetlilerimizin istirahatini temin ile mükellef bu- lunduğumuzu unutmayın. Emri alanlar koşuyor, biri san- dalyesiz masasız kalanlara otura- cak yer aramıya başlarken, diğeri de bağın kapısma yığılan ve içeri girmek istiyenlerden özür diliyor. — Biz de Haber'in okuyucusu- yuz, onu severiz, ne olur, bu eğlen ceden kimseye rahatsızlık verme- mek şartiyle biz de istifade ede - lim, Halk, bağın içinden gelen coş - gun neşe ve şataret seslerine kar- şı tahammül edemiyerek bu özür- leri dinlemiyor ve bağa giriyor. İçerdeki eğlencenin güzelliği karşısında şu sesler işitiliyor: — Biz de gelecek sene için mu- hakkak kupon toplıyalım!. Ve akşama kadar, halk bu gü- zel yerden, bu güzel havadan, is- tifade ederek eğleniyor. Saat altıda, artık avdet hazır - lıklayı görülmeğe başlanıyor, oto- emrine amadedir. Tenezzühe işti- rak edenlerin hepsi birden avdet arzularını izhar eylemesi ve bir - çok biletsizlerin de otobüslere bin meleri yüzünden bir müddet bir | karışıklık başgösteryior, o vakit tertip heyeti, her otobüs şoförü - nün yanına bir memur oturtuyor, otobüslerin hiçbir yerde tevakkuf etmemelerini temin için hareket » lerini kontrola başlıyor ve böyle- likle karışıklığın önüne geçmiş bulunuyordu. Kucaklarında çocuklarile eğ - lenceye gelen ve yavruları göğüs- lerinde mışıl mışıl uyuyan kadın - larm otobüslerden istifade ım:-ı leri imkânını göremiyen HABER gezinti tertip heyeti, onları da a - rabalara bindirerek halkm alkış- ları ve teşekkürleri arasında tram vay istasyonuna sevkediyordu. Saat sekiz! Son otobüsler ka- çıyor. Bağda kimseler kalmasın. Bu ihtara birkaç masadan mu- kabele ediliyor. Onlar da geliyor ve 8,15 te biri Edirnekapı, diğeri Topkapıya gitmek üzere hazırla- nan son otobüsler de hareket ede- rek böylece karilerine güzel bir gün geçiren “HABER,, in tenez- zühü bitmiş oluyordu. (Yarınki nüshamızda muhar- rirlerimizden Osman Cemal Be- yin gezinti hakkındaki hususi gö- rüşlerini gösteren yazısnır neşre - deceğiz.) Berberler Tayyare Cemiyetine bir tayyare hediye etmiye karar verdiler Haber aldığımıza göre İstanbul berberleri kendi aralarında iane toplamak suretile ordumuza bir tayyare hediye etmeğe karar ver - mişlerdir. Berberler cemiyeti bu maksatla faaliyte geçvıık üzere- dir. Paralar -berberle '.’l' aralı MH LA . 20€ Mızrağı ile Blanşı tehdit eden siyahi, geriye seslendi.. Arkadan gelen daha iki vahşi mızraklarını ağızlarına alarak, yerde yatan Blanşı alıp götürdüler. Süleymanın karşısındaki siyahi bir put gibi hareketsiz duruyordu. Neden sonra iki vahşi daha gele - rek kollarından kıskıvrak yakala- dılar ve Blanşın gittiği tarafa sü - rüklediler. Nereye götürülüyorlardı. Süley- man bunu kestiremiyordu. Kendi- sine cevap veren ses, Abdül Faki miydi? Bunu da bilmiyordu. Çün- kıskançlık, kuvvet, aşk ve seyahat romanı ASLANLI HÜKÜMDAR SÜLEYMANIN OĞLU d Tefrika No. 41 * Tiyyo ——— |4 kü görmemişti. Süleyman, Blanşın götürüldü -« ğü yere vardığı zaman Hergülü de beraber buldu. Onun yanında tam sekiz mızraklı vahşi vardı. bunların içlerinden biri, vücutça ondan geri kalmıyordu. Maviyi an dıran siyah rengi içinde parlıyan ,” beyaz gözleri kadar korkuncuna az tesadüf edilirdi. Bunlar konuşmuyorlardı, ağız - larından çıkan kelime değil, birer homurtudan ibaretti, Azsonra Abdül Faki, büyük bir neşe içinde çıkageldi. Artık vervrerLcLRELERLERELACERERERAN Tayyare yarışı SETARIT — (Baş taraft 1 incide) İngiliz gazeteleri, bu yolun üç günde katedilip edilemiyeceğini soruyorlar, Bu müsabaka fikrini, Viktori « nalı milyoner Sir Macpherson Robenson kendi memleketinin te- sisi, yüzüncü yıl dönümüne erişti - ği için, on bin İngiliz lirası mükâ - fat vadederek ileri sürmüştür. Bu- na, üç bin İngiliz lirası da, tayyare cemiyetleri ilâve etmişlerdir. Bizim paramızla yüz bin lirayı mütecaviz olan bu ikramiye, birim ci gelene ve daha başka tayyare- cilik meharetleri gösterene veri- lecektir. Fakat, bir tayyarenin Londra ile Avustralya arasında uçması bin İngiliz lirasına mal olmakta- dır. Bu parayı tedarik etmek üze- re, meşhur - pilotlar, tayyare mal- zemesi satan firmalara müracaat etmektedir. Onlar da, kendi isim - lerine reklâm olsun diye, masraf - lara katlanmaktadırlar. Uçuş bilhassa Sengapurdan sonra tehlikeli olacaktır. Zira, bu sahanın denizleri, köpek - balıkla- rile doludur. Suya düşen tayyare- cinin kurtulması büyük bir talie bağlı olacaktır. Lâkin, şayet bu altmış dört tayyarenin hepsi bir- den kazasız olarak Londradan A - vustralyaya varırsa, beşeriyetin hava uçuşlarına karşı itimadı arta caktır. Tayyarelerin motör kuvvet verilecektir . Memleketimizin de üzerinden geçecek bu tayyare yarışı, herhal- de, önümüzdeki ayın belli başlı bir. dedikodu mevzuu olacak, 'Türk efkârı umumiyesine ilk defa olarak bizim bildirdiğimiz bu bâ- dise, günlerce gazete sütunlarını dolduracaktır. Kibrit fiyatları (Baş tarafı 1 incide) doların fiatına göre tayin edile - cekti. Fakat doların kıymeti sıfı- ra müncer olursa biz kibritleri pa- rasız mı satacağız?. Bugünkü fi- atlar devam ederse senevi 210 bin lira ziyan edeceğiz. Her hal- de hükümetin derdimize bir çare bulacağını ve bizi bu müşkül va » ziyetten kurtaracağını ümit edi - yoruz. Şirket müdirinin sözleri bura- da bitiyor. Sözlerinden de anla - şıldığına göre hükümet kibrit fi- atlarını indirmekte haklıdır. Türk parasına itimat etmiyen bir'şirke- tin gene Türk para ve maliyesin - den istiane etmesi onların hesabı- na çok hazin bir şeydir. Şirket madem ki bu milletin parasına itimat etmemiş ve bütün muamelâtmı bir ecnebi devletin parası olan dolarla yapmış ve yapmaktadır. Bu para düşünce fi- atları da indirmesi çok tabil bir şeydir. Eğer dolar düşmeyip de yükse- leydi; acaba şirket kibrit fiatları- nı yükseltmiyecek miydi?. Şüphe yok ki hiç tereddüt etmeden yük- seltecekti. Bunda nasıl haklı ise dolar düşünce fiatları indirmek de öylece hükümetin hakkıdır. artemtii dan toplanacak ve Tayyare Cemi- yetine verilecektir. Berberleri bugüzel kararların - Parlâmentolar birliği konferansı rum. Buradan iyi hatıralarla döne ceğimiz anlaşılıyor. Konferans ruznamesinde mev- cut meselelerin en mühimmi, iş- sizlik ve gençlerin çalıştırılması meselesidir. Fransada bugün 250 bin işsiz amele vardır. Bu rakama göre, Fransa işsizlik derdine en az uğrayan memleket sayılır. İşsizlik bizi de tehdit ediyor. Bu sebeple yarın için tedbirler almak mecbu- riyetindeyiz.., Ingiliz murahhas heyeti reisi Sir Pargof İstanbul klübüne misa- fir edilmiştir. Bu sabah ta ekspres ve konvan- siyonelle bir çok murahhaslar gel mişlerdir. 8,30 da ekspresle, Mısır murah- hası Hasan Hüsnü Bey Ja- pon ve Fransız grupunun müteba- | kisi, Ünyon kâtibi umumisi, Yu- | goslavya, Çek, İspanya, İsveç mu- rahhasları gelmişlerdir. Saat 10,5 ta da konvansiyonel- le 16 kişilik Macar murahhas he- yeti ve gene bir kaç Japon murah- hası gelmişlerdir. Sofyadan bildirildiğine göre, Prusya Başvekili ve Alman Hava Nazırı Ceneral Göring, Hinden- burg isimli büyük tayyare ile ya- rın akşama doğru şehrimize gele « cektir. Ceneral Parlâmentolar kon | r: Hele ; Yazan: | Rıza Şekip U eename c eee | muradına ermişti; Blanşı ele ge » çirmiş Süleymanla Hergülü —mu- kabele bile etmeğe fırsat verme- den kıs kıvrak bağlamıştı. Gözlerini kırpıştırıp, dişlerini sıkarak, alay edici bir tavırla: — Nasılsınız Süleyman Bey? de di. Gene Süleymanın cevap ver- mesine lüzum görmeden devam etti: — Nihayet sizi ele geçire bil- dim.. Sizi pek sevdiğiniz aslanlar- | dan birine parçalatmayı tasarla- mıştım, Bu emelime nail olabile- ceğimden çok memnunum.. Mat- mazel Blanşa aynı cezayı tatbik edecek değilim.. Kıyamam; o, be- nim yanımda kalacak.. Hergüle gelince.. Daha onu ne şekilde öl- düreceğime karar vermedim... Süleyman, ceyap vermiyor, bir heykel g.bi hareketsiz duruyordu. İki kollarından sıkı sıkı tutan vah- Bilasim hayoam temeZi Te sevamnenıç vücutlarından çıkan pis kokuya güç tahammül edebiliyordu. Blanş daha tamamile kendisi- ne gelememişti. O, yerde oturuyor du ve dalgın gözlerle Süleymana bakıyordu. Süleymanın Abdül Fa- kinin sözlerine ebemmiyet vermi- yormuş gibi görünüşü bu sihirba- zın canını sıkmıştı. Fakat, bunu e- çıktan açığa söylemeyi büyüklüğü ne yediremiyordu. (Devamı var) 'Japonyada tayfun (Baş tarafı 1 incide) demir yolları münakalâtr intiza- mını kaybetmiştir. Yıkılan mektepler Ozaka mım- takasındadır. Tokyo, 21 (A.A.) — Ozakada ölen talebelerin sayısı 400 olduğu anlaşılmıştır. Yardım ve muave - net için buraya askeri kıtalar gön- derilmiştri. Kigotoda enkaz altında bin ta- lebe kalmıştır. Bunlardan 500 ü derhal kurtarılmışsa da diğer 500 ünün akibeti meçhuldür. Sahilde bir çok şehirler cezir yüzünden harap olmuştur. 50 binden fazla evi sular basmıştır. Ondan fazla tren hattan çık -« mıiş veya devrilmiştir.. 100 kişi ka- dar ölmüştür. Tok7o, Ozaka ve Şimanpseki demiryolu münakalâtı inkıtaa uğ* ramıştır. Saatte 70 mil sür'atle eşen tay> fun evvelâ Magosakiye çarpmıf. sonra Ozaka ve Kobede büyük za- rarlar yaparak — sahil şehirlerini harap etmiştir. 'Tokyo, 21 (A.A) — Son yapı * lan tahminler, harap olan yerlerde 662 kişinin öldüğünü, 3395 kişinitt de yaralandığını göstermektedif 100 k'şi kadar da kayıp vardır. t aT CĞ j