İçinizde belki merak edenler ol - muştur. Acaba balıklar uyurlar mı ?.! Fakat siz, doğrudan doğruya bizi uy- kuya sevkeden — sebebi, biliyor musu- nuz?. | Uyku denilen hâdise, vücudun yor - gunluklarını dinlendirmeğe ve - böylece | etki kuvvetini iadeye hizmet eder. Karada yaşıyan hayvanların çoğun İ da, dediğimiz bu tabi hâdiseyi, görü -| vüz. Yalnız uyku şekli, devamı t'ıı—k-W hıdır. — Meselâ atlar ayakta uyurlar . Kirpiler. yuvarlak bir şekil alarak bü - zülürler. Yılanlar, — kertenkeleler, tim- sahlar, kurbağalar gibi soğuk kanlı hay- vanların uykusu büsbütün ayrı şekilde- dir. Bunların vücutları uyuşmuş — hare - ketsiz bir halde kalırlar, uzun müddet bir atalet (temebllik) devresi geçirir - ler. Buna kış uykau, derler. Soğuk kanlı dediğimiz bu hayvanla- rin vücutlarında (kırmızı kan) ile (ka- ya kan) karışık olarak deveran — eder. Bu sebepten vücutlarının — hareketine tabidir. Havalar soğuyunca bu — hayvanlar toprak altında bir takım çukurlara sak- Tanırlar, yemezler, içmezler. Yalnız ha - fif halif teneffüs ederler. Vücutların - da yazın biriktirdikleri yağ tabakaları - nt orilip hazmederek yaz gelinciye ka- dar uyumuş kalırlar. Havalar 1sınmıya başlayınca bunların vücutlarındaki ha - reket yükselir; sür'atleşir. Balıklar da soğuk kanlı hayvanlara benzerler. Aca- ba balıklar da uyuma — kabiliyeti hiç yok mudur?. Bir çok âlimler bunu tetkik etmişler- dir. — Bazıları balıkların, muhitleri çok- ça ısındığı zaman, dalgın bir tavır al - dıklarını görmüşler, bunu uyku zannet- mişlerdir. Halbuki, bu hakiki uyku — olmayıp, sıcağın verdiği sersemliktir ki, bir çok hayvanlarda sıcağın husule — getirdiği baygınlık bunu ispat eder. Bazıları da müvellidülhamuzası (oksijen) azal - mış sularda balıkların esnediklerini gö- verek, bunun uyku — ihtiyacından - ileri geldiğine 2zahip olmuşlardır. Halbuki balıkların esnemesi havanın azalmasın- dan dolayı teneffüslerinde güçlük his - setmeleri netice Öyle ise bu iki hal uyku sayılmaz. Hayat mücadelesinde balıkların müra- cant ettikleri yegâne çarenin kacmak - lan ibaret olduğunu düşünürsek, uyku- nun balıklarda hiç mevcut olmaması lâ- zım geleceğini kabul ederiz. Haki- katta da böyledir. Balıklarda uyku yoktur. Naime Halik Talililer İtalyada çaylak nev'inden biz ŞYük yelken gemisi: ,ların vücutlarına Gazinin gözlerinden şimşekler v O mavi şimşeklerden neş'e ve Gençlerin kalplerine “Halkevleri,, yükseldi; öptüğümüz Bu âbideyi kuran Gençlik bu evden koşar Bızla Kavuştuğu zaferin sönmiyecektir Bu diyar ufkunda da Gençliğin istekleri; — geldi Yüce Türkün gençliği bu evde Gençlik bu evden koşar, hızla zafere doğru, Kavuştuğu — zafcrin Faydalı malümat Ankara ve mahsülleri (Her hafta Anadolu vilâyetlerimizle bu vilâyetlere bağlı kazaların — başlıca mahsulâtını işaret edeceğiz). A N K ÂARA Ayaş, Bala, Beypazarı, Çubuk, Hay- mana, Kalecik, Keskin, Nallıhan, Polat- lı, Şerefelif Koçhisar), Yabanabat.. Buralarda çıkan mahsuller: Tiftik, pirinç, buğday, yulaf, arpa, armut, bal ve her türlü meyva.. AFYONKARAHİSAR Kazaları: Bolvadin, Dinar, — Aziziye, Sandıklı, Mahsulleri: — Afyon, maden — suyu, hububat, AMASYA Kazaları: Gümüş Hacıköy, Merzi - on. Mahsülleri: Hububat, meyva, av de- risi, yumürta. Örümcek Bu bayvana en ziyade tavanlarda, tozu alınmamış yerlerde, mahzenlerde tesadüf edersiniz. Örümceğin sekiz ta - Yerde ve duvarlar- da sür'atle yürür. — Bilhassa bir böcek gördüğü zaman yaldırım gibi koşar. Ağ- zinm etrafında iki tane kıskaç görür - sünüz. — Bu kıskaçların tepeleri delik - tir. — Onları böcek gibi küçük hayvan- batırdığı vakit bu deliklerden bir zehir akar. Avladığı hay- vanı onunla öldürür. Örürmcekler yumurtlarlar. Her yu - murtadan bir yavru çıkar. Bu küçük örümcek şeklini değiştirmeden büyür. Bunların Arabistanda akrep gibi insa- nı öldüren zehirli bir nevi de vardır ki, renkleri siyah ve korkunçtur. ne ayağı vardır. HABER Çocuk Sayfası Kuponu 30 Ağustos 1934 (Muhabere sönmez meş'ale yandı, Nura susayan kalpler bu meş'aleyle kandı, yerine andı. sönmi yecektkir nurü. u deldi: | ümit geldi.. © eldi, Halkevi gençlerinin marşı Göğsiümlüz kabararak bağırdık gür nefesla; Alâkamız kalmadı Mutlak yükseleceğiz Medeniyet yoluna eskilerden bir sesle... elele biz herkesle.. atıldık bu hevesle... zafere doğru, | Gençlik bu evden koşar, hızla zafere doğru, nüru... Gençlik halkalan Kavuştuğu öz dilimizle sınana ılar: Crrnaamammı Ankara ve gökler Ankara gök yüzüne en yakın kent - lerden biridir. — Onun için burada her gün, başımızı bulutların arasında gi- bi duyar, güneşi ve yıldızları kendiniz- den uzak bulmazsınız, Başmızı dikince gördüğünüz bulut- biraz çetin, gökteki gökçül boya biraz serttir. O bakımdan An- kara, yumuşak boyalariyle altında ya - nları gevşeten kentlerden özgedir. Bulutları pamuk yığınmt andıran yer - lerde, atrlan adımların sect, verilen yar- giların çetin — olmayışına, olur ki göz yumabiliriz. yakın olan Ankarada yumuşaklığın ve gevşekliğin izini arıyan boşuna — yoru- lur. kuşu) yetiştirmişlerdir. Bu Burada zorlu zorlu esen yel, — nasıl bulutları dağ tepelerinden — aşırarak bir yöne toplarsa, burada hepimizin yü- reğine ülkü veren büyük — Başımız da bütün gönüllerimizi acunu kavrıyan ka- natlarımın altında — toplryan bir kartal gibidir. Yer gük kıranları, başka yerlerde ye rin gökten ayrıldığı çizgilerdir; bura - da ise o kıran, yerin gök yüzüne kavuş- tuğu sınırı çizer.. Mehmet Nureddin lBugünkü bilmecemîzi | e c a aa SA YR AMT A Y slalsle|z|s Vücuduntzde 1, 2, 3 harflerim ol - madan yaşayamazsınız. 2, 3 harflerim zaman ifade eder, — 1, 2, 3, 4, 5, 6 harf- lerim - size eski zamanlarda ışık verir - di. 4, 5, 6 harflerim ölmadan konuşa- mazsınız!. 4, 5, 6, 7, 8 harflerimle size çok konuşkan derler. Boğaziçinden ge- çerken sizi daima görürüm! Bildiniz mi, bon neresiyim?, Doğru halledenlerden birinciye şık bir FOTOĞRAF makinesi ile ayrıca (150 okuyucumuza da mühtelif hediye- ler veriyoruz. . (Bilmece müddeti 15 gündür.) Dünya Panoraması kuş Romanyada yirmi kilametretlik Gel gelelim göklere salt! Kavuştuğa zaferin Kafalardaki ülkü İki cereyan gi Öteki usanmada, n bir mesafeye mektup götürmüş ve cevabmı alıp gelmi; fan son boğa dövüşünden bir sahne, $ — Londra civarında konaklıyan bir sirkin filleri seylircilerle bir arada, 4 — Floransada bir ateş gecesi, talisiz ateş üs tünden atlar Avusturalyadan kalkarak 96 günlük bir yolculuktan — sonra İngiltereye gelmiştir. sönmiyecektkir nuru.. istiyor bizlik; ülkülere yanaşmak; medeniyette taşmak... ülde: Biri yenilikleri muasırlaşmak, aşmak.... Gençlik bu evden koşar, hızla zafere doğru, zaferin — #önmiyecektir nurü.. Şundan bundan: Kakao lekesi nasıl çıkarılır? Kakao veya çikolata Tekesi çıkarmakr için lekenin üstüne horaks yani tene- kâr serpımeli ve kumaşı soğük suya hi-î tırmak, Eğer lTekelenen kumaş renkli| ise, kumaşttı solup solmıyacağını anla - dmak için, bir parça kumaşın — üstüne boraks serpip tecrübe etmeli. Çikolata | ve kahve lekelerini çıkarmak zordur. —| Bunün için bunları — yer ve içerken dökmemeğe çok dikkat etmelidir. Kakao ve kahve içerken masa örtü - süne dökülmemek için çok dikkat et - melisiniz. Kaşığınızı dikkatle kullan - malrsınız, Çikolatalı dondurma yerken de üze- rinize dökmemeğe çalışmalısınız. Leke çıkarılırken şüunlar — kullanı! - malıdır; & 1— Leke çıkarırken kumaşın altına koymak için bir kaç tane — eski temiz bez. 2 — İspirto ve gaz sürmek # için yut- varzlak uçlu bir cam kalem parçası, LEKECİ Uçan tüyler Bir avcı - avr vurmayıp kaçıran - lardan « bir keklik sürüsüne ikâ defa ateş etti: Bum, bum.. ve köpeklerine bağırdı: — Aport Çoço, aport Fın « | dik. Köpekler burunları yerde koşuş - tular, fakat ikisi de bir şey getirme - diler, . Biraz ilerde, bir çitin arkasında bir adam çalışıyordu. Avcı ona sordu: — Kuşlardan birini vurdum dağil mi? Siz de benim gibi tüylerin uçtu - ğunu gördünüz ya! — Evet, diye adam cevap verdi. Tüylerin uçtuğunu ben de gördüm. Hem o kadar güzel uçuyorlardı ki, keklikleti'de Überaber igötürüyerlür - di. 6 — Londrada yapılan (Zarif köpekler) müsaba kasında birinci gelen uzun bacaklı Siz hiç hayvanların kuyvetleti acaba nasıl ölçülür diye — düşündünü mü? Bazı merak sahipleri bunt 1 etmişler ve vücutlarına maküsen mült vıiıi nasipolduğumu — anlamışlardır. bir hayvan ne kadar yüksekse © az kuvvetlidir. Şu halde bir $i bit bir filden daha kuvvetli olduğumu L pirenin bir insandan daha söylertem taaccüp mü edectk 1nız, Sakın taaccüp etmeyiniz.. Köpek, im) çi, fare nisbeten bir filden daha küV” vetlidir. — Fakat sinek ve çekirge f? reden daha kuvvetlidir. — Hayvanlaf a €n büyüğü olan fil (2000) kilo yük İ şır. İnsan, umumiyetle kendi a nın iki ve nihayet üç misli kadar W, vetli olsalardı at (1200) - (1800) fil (8000) - (9000) kiloyu kotaylıkla İA şıyabileceklerdi. Fakat böcekler, (ava) gram ağırlığında bir çelik cetveli toti | ve taşıdığı bu yük keodisini o M az rahatsız — eder ki, başını kola! kaldırıp indirebilirler. Karınca ü daha küvvetlidir. — Bu çalışkan BAY van'arın, sabahtan akşama kadar, da cüssesine nisbetle gayet büyük ler olduğu halde, büyük — engeller! geçtiklerini hepiniz görmüşsünüzdi Fakat pire hapsinin fevkindedir. renin zıplama hususundaki — sür'a! iosanlarınkini mukayese etmişlerdir. Eğer insanlar, sispet dahilinde, P ve kadar kaçabileslerdi, İstanbulda B adım attıkları Sarnan, top'gibi Hati fırlayacaklarımna nazaran, ikinci adımt İzmitte buluncaklardı. Bunu hesap ederek bulmuşlardi”” Hayvanlar arasındaki misbet sade ” taşımada değil, yük çekmede de ayfi” dir. İnsanın bir yükü çekmekteki ıııl(' reti ağırlığına müsavidir. Bir mayıs ceği (350) gram bir arabayı, bir kendisinden (100) defa daha ağır oli7 bir yükü çekebiliyor. — Demek ki hususta hayvanlar insanları geçiyof ” lar, ü Hem okuyor, hem çalışıy? Amerikada 7 yaşında bir sintf” ma artisti var ama, çalıştığı ku” panya ile şöyle sözleşmiştir: “Sizinle çalışırım, Fakat kutif panyanız, benim derslerimi de © kutacak hoca bulmalı. Fırsat ve” melidir.,, Bu küçük artist, cahil kıh'l't istememektedir. Talililer i Aksarayda ; Sorguçcu i isokakta No.: isDürnev H. 2 — Madlritte ken, 5 — Dünyamın © Dü yapek